İnadın İnat İşte
“Sürüden ayrılanı kurt kapar!” Demiş atalarımız. Demiş de, çağ değişti, otlaklar bina oldular, ot bulamıyor çoban. Kıt arazide ot kavgaları ölüm getiriyor. Birileri koyuna söylemeli, “Sürüden ayrıl, çobanı atlat, anlatılana inanma, çok otlak var, ya nasip de ve araştır. Kendini aş, çağı yakala… Yoksa kurt yerine teknoloji yutacak seni…”
Kendini araştırmayan, hep buyrulan ile yönünü ve rızkını keşfeden olma. Allah zaten senin rızkını daha ana rahminde 3 aylıkken vermiş. Onu bulmadan ölmezsin korkma. Yeter ki, tembel olma, böyle gelmiş böyle gider deme, sana verilen rızkını ara… Senin rızkın tombalada, piyangoda, faizde, hırsızlıkta, her türlü günahın içinde değil! “Haydan gelen huya gider!" Demiş atalarımız. elinin kiri bütün bunlar, sabunla yuduğunda akar gider. Senin olmayanın peşinde dolaşma… Varsın işe girmek zor desinler, torpilliler yüksek maaş ve makam alıyor desinler, ben iş bulamam diye ana-baba parası ile hayatını çürütme. Sen sebeplere sarıl, her türlü güçlüğe göğüs ger… Helal olana ulaşmak zordur, haram dediğin insanı en kısa zamanda yutar, hayattan koparır, unutma.
Koyun gibi görün ama kurt gibi yaşa…
Başkasına özenme, taklit etme… Sen her şeyi yapabilecek bir insansın, yeter ki sabret… Yeter ki her işini Mevlanın yoluna göre uygun olmasını sağla. Mevla seni seviyorsa, kim üzebilir ki, yoluna taş koyabilir ki… Dünya o zaman gözünde küçülecek! Ne yer çekimi, ne afetler, ne yemek-içmek derdin de olmayacak. Koyun olmadığını anlayacaksın. Gerçekten Mevlanın ruhundan bir parça kalbini saracak. Bunu hissedeceksin….
Bu o kadar basit ki…Herkese öğretilmiş ama ezberletilmiş. Bedeni var var ruhu kaçmış… Beden ölürse bu dünyadan ayrılırsa yok olacağını sanıyor. Oysa o beden bir izafi şekil. Sürekli değişiyor, yaşlanıyor. Sen ruhen değişmesende, beden yapacağını yapıyor ve değişiyor. Beden diyor ki, benim gibi değişmelisin… Yoksa her an benim gibi ölüyorsun! Dışında gördün ne varsa değişiyor, ahlak, adet, teknoloji… Ama sen değişmiyorsun işte! Boğazından içine gir, içinde neler oluyor bak…her yediğin içtiğin nasıl değişiyor içinde! Kimi yararlı kimi zararlı oluyor, ayrılıyor. Zararlı olan hemen atılıyor, kalıcı olansa yararlı olan. Gözlerini aç, kulağını pür dikkat bu seslere yönlendir…
Yoksa teninde ki kıllar, koyunun tüyü gibi aklaşıyor… İstediğin gibi boya… Yürüdüğünde, nefes aldığında, bir işe kendini verdiğinde, maalesef kendini ele veriyor… Yaşlılık işte, makyajla yok olmuyor. Sürüden ayrılmazsan, değişmezsen, sıradan olursun… O zaman işte yok olursun. Bir kimliğin olmaz, seni ananda bulunmaz. Unutulur gidersin… Unutmayan bir tek Mevla var. Ne yaptıysan seni sorgulayacak… Bunu da biliyorsun ama inadın inat işte!
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
yaşamak.
ve mutluluk.
izafi bir süreç ve duygu adına mutluluk denen hele ki dünya nimetleri ile sınırlı iken...
varlığımızsa biricik.
tekiz.
özeliz.
kimse kimseye benzemezken...
layığı ile yaşamak ve yaşatmak adına sahip çıkmamız gereken bir kimliğimiz var.
kimseye benzemeden ve öykünmeden ve iç sese riayet edip lakin dış ses bazen öylesina baskın ki.
bu bizi yanıltmamalı üstelik.
insan doğmak kolay bunu kalıcı kılansa ancak maneviyat ile mümkün.
Allah rızası için yaşamak o kadar kolay ve huzur verici ki lakin dış etkenler ve dünya hali ile büründüğümüz kimlikten uzaklaşıp öznel olma yeteneğimizi yitiriyoruz.
selam ve dua ile ağabeyim