- 970 Okunma
- 10 Yorum
- 10 Beğeni
Namaz 5 vakittir
Burası bir edebiyat sitesi olmasına rağmen, burada sözüm ona dini yazılar paylaşılmasını öncelikle doğru bulmuyorum. Ayrıca buradaki özgürlük ortamı istismar edilerek inanç değerlerimize saldırılmasına da müsaade edilemez.
Geçenlerde 5 vakit namazı inkâr eden, sadece 2 vakit namaz farzdır diyen, Kuran’dan başka kaynak kabul etmeyen, fakat okuduğu Kuran’ı da tam olarak idrak edemeyen, Kur’an’ı işine geldiği gibi yorumlayan, bazı ayetleri görmezden gelen, böylelikle insanların kafasını bulandırmak çabasında olan bir yazıyı üzülerek okudum.
Kuran’da üzerimize farz olan beş vakit namaz hakkında çok sayıda ayette bilgiler bulunmaktadır. Ancak onlarca ayet ve konuya ilişkin yüzlerce hadisten hiç bahsetmeden bile, tek bir ayetle -evet sadece ve sadece tek bir ayetle- Kur’an-ı Kerim’de beş vakit namaz olduğunu ispat etmek mümkündür.
İnternette yüze yakın Kur’an meali var. Bunun için bu meallerden herhangi birini açıp Bakara suresinin 238. ayetini okumak yeterlidir.
Bakara suresi 238. ayette Rabbimiz şöyle emretmektedir: ‘NAMAZLARA ve AYRICA ORTA NAMAZA DEVAM EDİN.’
Ayeti tahlil etmeden önce okura küçük bir Arapça gramer bilgisi verelim. Hepimizin çok iyi bildiği gibi Türkçede varlıklar, sayı bakımından ikiye ayrılır: Tekil ve çoğul. Arapçada ise kelimeler sayı bakımından üçe ayrılır: Müfred, yani tekil; Müsennâ, yani ikil ve cem’i yani çoğul.
Müfred: Aynı tür varlıklardan yalnız bir tanesini gösteren kelimelere denir. Örneğin; kalem, namaz gibi.
Müsennâ (Tesniye): Aynı tür varlıklardan iki taneyi gösteren kelimelere denir. Böylelikle Arapçada, ‘iki’ sayısını kullanmadan da tek bir kelimeyle, aynı varlığın iki ferdine işaret edilebilir. Bunu yapabilmek için yalın haldeki bir isme ‘elif-nun’ eklenir. Örneğin; iki elma, iki namaz gibi.
Cem’i ise en az üç ve daha üzerindeki varlıklardır. Örneğin; elmalar, namazlar gibi.
Bakara suresi 238. ayette geçen ‘namazlar’ anlamındaki ‘salavât’ kelimesi cem’idir yani çoğuldur. Yukarıda izah edildiği gibi Arapçada çoğul en az üçten başlar. O halde, ayetteki ‘salavât’ sözünden en az üç namaz anlaşılmaktadır. Ayete göre salavât’ın dışında ayrıca bir de ‘orta namaz’ kılınması emredilmektedir. Zira matuf, üzerine atıf yapılandan ayrıdır. Bu nedenle ‘orta namaz’ sözcüğünün, ‘namazlar’ ifadesine dahil olması mümkün olmadığı gibi, her iki yanında eşit sayı bulunmadığından üç namazın arasında yer alacak bir namaza ‘orta namaz’ denilmesi de akıl dışıdır. O halde, ayetteki ‘salavât’ kelimesi, en az dört namazı ifade eder. Orta namaz bu dört namaza eklendiğinde ise beş vakit namaz ortaya çıkar.
Orta namazın (salât-ı vüstânın) ikindi namazı olduğuna ilişkin tüm hadis kitaplarında çok sayıda hadis vardır. Örneğin; Hendek Gazvesi’nin kritik bir gününde ikindi namazını kılamayan Hz. Peygamber’in müşriklere bedduada bulunurken, ‘Bizi salât-ı vüstâdan alıkoydular” ifadesini kullanmıştır (Buhârî, “Cihâd”, 98, “Megâzî”, 39; Müslim, “Mesâcid”, 202). Ancak hadisi kabul etmeyene yapacak bir şey yok. Kaldı ki Hz. Peygamber örnek yaşantısında beş vakit namaz kılmış, sahabeye imamlık yaparak beş vakit namaz kıldırmış, hep bize beş vakit namazı öğretmiştir.
Tarih boyunca ehli sünnet hep beş vakit olarak namazı kılmışlardır. Şiilikte de namaz üç vakitte toplanmış beş namaz olarak icra edilir. Yani tüm Müslümanlar beş namaz konusunda ittifak halindeyken sadece iki vakit namaz var diyen kişi ancak kendini kandırabilir.
Namaz kılan da kendine kılmayan da kendine, bu beni ilgilendirmez. Ancak kimse de kimsenin inancına beş vakit namaz yoktur falan diyerek de saldıramaz. Zaten namaz kılanın da kılmayanın da cenazesi musallaya konulduktan sonra mutlaka cenaze namazını bir kılan bulunur.
Beş Vakit Namaz Vakitleri
Bitmeden fecir
Açılır zincir
Kılınır sabah
Alınır ecir
Geçince zeval
Mümine minval
Kılınca öğlen
Hayrolur ahval
Batmadan güneş
Nefsinle güreş
Kıl ikindiyi
Değilsen gebeş
Güneş çekilir
Gece dikilir
Kılarsan akşam
Sevap ekilir
Kaybolur şafak
Ruhuna infak
Kılan yatsıyı
Olur muvaffak
Dr.Osman Akçay (Seğmenoğlu)
Not: Beş vakit üzerimize farz olan namaz vakitleri, beş kıtada beşli hece ölçüsü ile kaleme alınmıştır.
YORUMLAR
tamamen kul ile Allah arasında olan ibadetleri, ne zamanki bir gösteriş aracı haline getirdik; her kafadan bir ses çıkar oldu.
öncelikle şunu fark etmemiz lazım ki ibadet Allah’a yapılır; Allah için yapılır.
Her gün sosyal medyadan dini mesajlar paylaşarak, yaptığımız ibadetleri göze sokarak dindarlığımızı kime kanıtlamaya çalışıyoruz ya da kanıtlamak mecburiyetinde miyiz?
Allah bizi her halimizle görmüyor mu, kalbimizden geçeni bilmiyor mu!
Her cuma, vatsaptan mesaj atmakla uğraşacağımız vakti, daha hayırlı işler için kullanamaz mıyız?
Bir çocuğun, bir kedinin, bir köpeğin başını okşasak, güleryüzle bir selam versek komşumuza, birinin derdine derman olmaya çalışsak… ama bunu fotoğraflama ihtiyacı hissetmeden yapsak mesela?
….
iki vakit namaz farzdır, kuran tek başına yeterlidir,kurban yoktur, miraç yoktur diyenlerin, hatta çeşitli platformlarda bunu alay konusu haline getirerek “ kavurma bayramı” zevzekliğine kadar götürenlerin amacının insanlara doğruyu göstermek,müslümanları dine yakınlaştırmak, islamiyeti sevdirmek olduğuna inanmıyorum.
eğer içinize öylesi siniyorsa, öyle yapın ama zaten kafası karışık olan bir nesli bir de bu yeni moda fikirlerle zehirlemeyin.
belki bu yorumu bu sayfaya yazmam abes görünebilir ama eminim ki bu yazıyı paylaşma nedeniniz olan kişi burayı okuyacaktır.
son olarak:
lütfen samimi olun; en başta kendinize…
Osman Akçay
En güzel şey belirttiğiniz gibi birinin derdine derman olabilmek.
Ben Köyümü ziyarete gelmiştim. Dün biraz dağlarda gezeyim dedim. En yakın köye 15 km uzakta diyebileceğim bir noktaya ulaştığımda erkek bir köpeğin arabama doğru koştuğunu gördüm. Durdum. Allah'tan aracımda bol miktarda ekmek vardı. Köpeğe biraz ekmek verdim. O kadar açtı ki zavallı köpek ne kadar hızlı yiyordu. Ardından 3 tane yavru köpek göründü. İlk başta erkek köpek, yavru köpeklerin yemesine izin bile vermiyordu. Erkek köpek, karnı doydukça sakinleşti. Hepsini aracımızdaki tüm yiyecekleri vererek bir güzel çocuklarımla birlikte besledik. O an dünyalar bizim oldu. O köpekleri dağın ortasına bırakan kişi hangi ibadeti yaparsa yapsın, kazanacağı tüm sevaplar bu hayvanlara verdiği sıkıntının günahını giderebilir mi?
Burası bir edebiyat sitesi. Edebi metin paylaşılması gerekir. Ancak aşağıdaki yorumda Ahmet Zeytinci üstadımın da tespit ettiği gibi 'Müslümanların itikatlarını zedeleme' amacıyla akla hayale gelmeyen paylaşımlar yapılmakta.
Saygılarımla.
halil_
Sade burada değil etiketinde ilahiyat profesörü olan bir dolu insanda geçmişte saçma sapan kafa bulandıran paylaşımlar yaptılar, Müslümanların itikatlarını zedelemeye çalıştılar bazıları ahirete intikal etti bunların. Bu yalan yanlış yönlendirmeler yapanların vay haline, ahirette durumları, Allah bilir tabi ki ama zor gerçekten. Şuna da katılıyorum, bu işe yönetimde ki değerli arkadaşlarımızın el atması lazım, burası bir edebiyat sitesi ve edebi paylaşımlar yapılması daha uygun olacaktır. Saygıyla...
Osman Akçay
halil_
Şuraya bir yorum da ben bırakayım
Mekanı cennet olsun annem sürekli olarak namazı hatırlatırdı...
Öldü gitti rüyam da bu defa da kızım namazını kıl diye uyarır...
Annem hangi hal üzere olursanız olun
Namaz borçtur
Hepsinin günahı ve sevabı ayrı
Siz namaza devam edin diyordu..
Ve hayatta en nefret ettiğim şey
Ya adam namaz kılıyor ama çok fena işlerde yapıyor...
Böyle diyenlere hobi olarak yapıyor demek geliyor içimden
İşte böyle diye diye inancımızı ve gençliği yok ettik..
Çok insan var gece barda şarkı söyleyip vakit gelince namazını kılan
Ağaçlar yanmasını da dine bağlarlar ülkede yaşanan her türlü vahşetide
Cahiliyye devri ni asıl şimdi biz yaşıyoruz
Eğitimli cahiller devrinde
Ülkenin başındakiler yetiştirmedi ev içindeki çocuklarımızı
Siz biz yetiştirdik kalkıp ta dine Müslümanlığa bağlanmasın...
Kılmıyorsan kılmazsın!
Kılanada karışmazsın olur biter
Saygılar olsun hocam
Osman Akçay
Çok haklısınız. Kılan da kendine kılmayan da kendine. Cennet ise Rabbimize ait.
Ne güzel demişsiniz: 'Çok insan var gece barda şarkı söyleyip vakit gelince namazını kılan'.
Yeter ki insan Rabbini unutmasın. Bu konuda hadislerde bir çok örnek var.
'Susuzluktan ölmek üzere olan bir köpek bir kuyunun etrafında dolaşıp duruyordu. İsrailoğullarından günahkâr bir kadın onu gördü; hemen çizmesini çıkardı ve onunla köpek için kuyudan su çekerek onu suladı. Bu yüzden o kadın bağışlandı.” (Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Selâm 155)
gerçeten anlamıyorum bu bitemeyen mağdur edebiyatını... Zamanında başı kapalı eğitim isteyen kadınlar için alanlarda copta yedik biber gazı da...
Şimdi devran döndü
iktidar sizin
mahkemeler sizin
hatta sizin gibi düşünmeyen herkes zindanlarda ama hala yetmiyor
bu neyin şirkidir...
bakarayı da bilirim hatta kur'anın tamamını da (türkçesini okuyan azınlıklardanım zira allah'ım ne demek istiyor diye merak edenlerdenim...)
bu arada tevratı da okudum
incili de...
zira allah konuşur kullarıyla her dilde...
biz sizi anladık anlıyoruz ki zaten her gün minarelerden dinliyoruz bir biçimde volume'u her seferinde artan bir şekilde
diyorum ki arada siz de bizi anlamaya çalışsanız ya...
1500 yıldır sakız orucu bozar mı sorusundan sıkıldık
siz ormanları yakanların iki dünyada yeri yok desenize
zira peygamberimiz yarın öleceğini bilsen bugün ağaç dik demişken hele
halil_
Uzatmayayım birbirimizi anlamak istemiyoruz. İbadet şahsidir kulla Hak arasındadır İslam güzel ahlak üzre Adem peygamdberimizden Peygamberimize kadar gelip ve tamamlanan süreçtir.
Ağacı kurutan karıncayı kırdırmanın hakkını sordurup vazgeçen bir inancın mensuplarıyız. Bırakınız ağaç yakmayı ağaçtaki yaprağa sopa vurandan davacıyız! Bunu söylemeye bile hacet yok.
İktidar mahkeme sakız...
Sakız?Bunu soranın oruca meylimi var ki gerek duyuyor. Sakız mideyi çalıştırıp karnı acıktırır tutmayacaksan tutma o gibi soruları soranlara ben haddinden fazla uyuz oluyorum. 1500 yıldır sorulan soru değil son zamanlarda ahmakça o da dere bulandıran soru.
Kabul ediyorum bizler de ak kaşık değiliz kabul ediyorum. Sonra da tıpkı sizler gibi mi diyeyim? Örnek için söylüyorum itham için değil. Söylem ne kadar önemli, tekrar söylüyorum bu bir örnek. Siz söylerseniz ben alınırım ben söylersem siz. Lakin ''hiçbirimiz ak kaşık değiliz'' dense... insanız deriz vardır kusurumuz sözün doğruluğunu çoğumuz kabullenir alınmayız sizde bizde...
Okumdan önce, hayatı, doğayı, yaradılanı okumalıyız ki hoş görelim yaradandan ötürü.
Ben kusurumla insanım, yaşam hakkınıza sonuna kadar da saygılı. Ak kaşık değilim... Hatalarım vardır elbet... Affola.
Heleki hadise değer verişiniz güzel. Namazı iki vakte indirmeye çalışanlar hadislere inanmayanlar ne yazık ki. Ha dinden çıkarlar mı açizane bildiğim kadarıyla hayır.
Saygılarımla...
halil_
Osman Akçay
'siz de bizi anlamaya çalışsanız ya' diye serzenişte bulunmuşsunuz. Hiç kimseyi ötekileştirmemek, eziyet etmemek, herkesin duygularını anlamaya çalışmak gerekir. Hz. Peygamber Veda Hutbesinde “Ey İnsanlar, sözümü iyi dinleyin. Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız; Âdem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır' demiştir. Herkes hesabını Allah'a kendisi verir. 'siz de bizi anlamaya çalışsanız ya' sözündeki 'siz' de, 'biz' de Adem'in çocuklarıdır. Yani 'siz' ve 'biz' bir bütün olarak hepimiziz. Yeter ki kimse kimseyi incitmesin.
Samimi duygularınızla yazıma yaptığınız yorumunuz için size teşekkür ederim. Saygılarımla.
inanmayana elbet sözümüz yok, lakin öfkem suyu bulandıranlara çok... İbadet kul le Allah (CC) arasındadır amenna lakin en çokta buna karışmaktalar. Siz daha iyi bilirsiniz ki ve nede güzel anlattınız, bunu yaparken de Kur'an-ı Kerim'i akıllarınca delil göstererek güçlendirmeye kalkıyorlar.
Hocam siz daha iyisini bilirsiniz. İslâm güzel ahlak üzerinedir evvela. Neden bu halde oluşumuzu saçma sapan yarım yamalak veya kötüyü örnek göstererek izah edemeyiz. Kişinin ibadetine bakıp yaşantısı islamla bağdaşmıyorsa bunu islama malda edemeyiz! Ha o kişinin ibadetini yok sayabilir miyiz? Haşa karar mercii de biz değiliz. İnanmayana eyvallah mecbur değil veya ibadeti yapmayan kendindinden mesul. Lakin ahlak üzerine emirler ki toplumsal olarak mesuluz... İnanmayanda mesul... 54 farz tamamen ahlak üzerine, 32 farz ibadet üzerine.. 54 farz üzerine 32 farzı monte edebilirsik maşallah... İşte bunun gayretinde olmalıyız...
İbadetlerimiz bizi doğruya götürmeli...
Allah razı olsun hocam. Selam ve saygılarımla
Duyarli güzel yüregini selamladim.Yahudilestirme akinlari maalesef devam ediyor.Abdest hakkindada benzer tahrifler yaparak kafa karistiriyorlar.Islami ilk yasayan Peygamberimizi yok sayarak Kuran`dan hüküm vermeye calisanlar ya haindir ya cahil.
Osman Akçay
Osman Akçay
Osman Akçay
Saygılarımla.