- 1610 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Okumaya Bakış
OKUMAYA FARKLI BAKIŞ
Sevgili dostum,
Okumak üzerine sana daha önce çok mektup yazdım ama bir takvim yaprağında gördüğüm ve Francis Bacon’un şu sözü sana yeniden yazmak gerektiğini gösterdi.
Bacon demiş ki:” Yalanlamak ve reddetmek için okuma, inanmak ve her şeyi kabullenmek için de okuma, konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma, tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku”
Sevgili dostum,
Çok insan okuyup da karşısındakinin görüşlerini yalanlamak ve ret etmek için okur ya da konuşur. Bende çok insanla muhatap olurum da hemen “sen yanlış düşünüyorsun, öyle düşünme derler. Çoğu okuyan insan değil. Kimisi “başkan” gibi ünvanlarına, kimisi karşısındaki insanın engelli olmasına, yaşının küçük olmasına bakarak yalanlamayı ret etmeyi marifet zanneder. Bunun, kendilerine bir fayda sağlamadığını kendileri de bilir ama bu tutumlarından vazgeçmezler. Bu tutuma sahip insanlardan artık uzaklaşıyorum ben. Çok da rahat ediyorum. Sana da tavsiye ederim. Başkaları bizi yalanlayarak ret edeceğine biz susarak ve uzaklaşarak onları ret edelim daha iyi.
Sevgili dostum,
Bacon ne diyor? “ inanmak ve her şeyi kabullenmek için de okuma”. Farklı fikirlerde gazete, kitap dergi okumak insanı geliştiriyor. O yüzden kendisi okumadığı halde ona buna gazete kitap tavsiye edeni sevmem. Karşımdaki insan bana sorarsa o zaman tavsiye ederim. Okuduğum her şeye de inanmam ve süzgecimden geçiririm. Bu da bana büyük fayda sağlar. Sevdiğim ve bana bilgi veren kitapları da zaman zaman ikinci veya üçüncü ker okuduğumda olur. Varsın en yakınlarımız bile okumamızla alay etsinler. Aslında onlar kendileri ile alay ediyorlar da farkına varmıyorlar. Ne demiş Nazım Hikmet: “ Ben ceviz ağacıyım Gülhane parkında ne inanlar ne de polis farkında” Buna nazire yaparak ben de derim ki “okuyan mutlu bir insanım kainat parkında, ne yakınlarım ne de uzaktakiler farkında” de mi ya?
Sevgili dostum,
Kitap okumayanlar nutuk çekmeye bayılırlar. Ne demiş Bacon “ konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma” Yani bizim kendini aydın zanneden insanlarımızı anlatmış. Onlar okumaz ama karşısında 1 kişi bile varsa dinliyor görünen hemen konuşmaya başlarlar ve saatlerce susmazlar. İş yerinde masa masa gezerek dedikodu etmeye bayılırlar. Konuları çoktur. 20 yıl önce bir arkadaşına ısmarladığın yemeği unutmazlar da, Ona 2 sene önce ısmarladığın yemeği hemen unutur, bunun dedikodusunu yapmaya bayılırlar. Bunlara saygı duyarım. Saygı duymazsam bana da nutuk çekmeye başlarsalar kafamız Kapadokya balonları gibi olur sonra. Şiştikçe patlayacak kadar koskocaman olurlar. Dinlenmeyen anlaşılmayan konuşmak yerine okumayı tercih etmek güzel bir tercih sanırım benim için de senin için de…
Sevgili dostum,
Niçin okumalıyız?
Bacon ne demiş: Tartmak kıyaslamak ve düşünmek için oku”
Ben buna “ öğrenmek ve ilerde öğrenmek isteyenlere anlayacakları şekilde anlatmak için oku” bölümünü de eklerim. Okumak öğrenmek ve sonrasında öğretmek içindir. Peygamber de ilk emir olan “oku” yu doğru anlayarak ilk olarak eşinden başlayarak öğrenip de sonradan eşinden başlayarak tüm dünyaya öğretmedi mi? Öğrenmek ve öğretmek de çok meşakketli ve sancılıdır. Burada Peygamberin hayatını iyi okumak lazım. “Oku” emrini anlamayan zaten öğretmenin anlamını ve önemini de anlayamaz.
Sevgili dostum,
Hayatımızda başkalarına zarar vermemek esastır. Daha esas olan da insanlara faydalı olmaktır. Biz faydalı olmaya baktıkça insanlar Tutum ve davranışları ile “ Sen de kimsin? Senden ne öğreneceğiz?” derse o zaman biz kendimizi okuyarak geliştirmeye işimizde evimizde deva m edeceğiz. Ailemiz iş arkadaşlarımız anlamasa da “oku” emrini veren bizi anlayacak ve bu tutumdan memnun olacaktır. O memnun olursa gerisi memnun olmasa neye yarar?
Sevgili dostum,
Okuyan milletler ile okumayan milletler arasında farkı anlatmak için sayfalar yetmez. Tarihe baktığımız zaman hangi milletler ve devletlerin kütüphaneler kurdukları veya yıktıklarını görürüz ve kütüphanesi olan beldeler ile olmayan beldeler ve köyler arasında gelişmişlik farkını da daha iyi anlarız. İdrak denen anlayışı geniş olan insanlar o yüzden okuyanla alay etmez ve aynı zamanda da yazan insanlara sadece laf ile değil, yazdıklarını alıp de hediye etmek konusunda da destek olurlar. Okumak isteyen ile kitapları bir araya getirmek bence dünyanın en güzel iyiliğini yapmaktır.
Sevgili dostum,
Bazen duyuyor şahit oluyorum. Okumayanlar okuyanlara “ o ne yazmış” diye sorarlar. Okuyan insan eğer eseri anlamamış ve yanlış anlamışsa o soruyu sorana da yanlış bilgi verecektir. O yüzden çok merak ediyorsak okuyana sormak yerine biz bizzat okuyarak kendi aklımız bilgimiz ve muhakememizle o kitabı ve yararını değerlendireceğiz. Başkasının okuması ile kitap ve yazar değerlendirirsek o zaman bilgiye değil cehalete başvurmuş ve cehalete ilerlemiş oluruz.
Sevgili dostum,
Takvim yapraklarını küçümsemeyelim. Orada gördüğümüz ve bugüne kadar kaç yerde okuduğumuz ama önemsemediğimiz bir kısa özlü söz, bugün önemseyince bak nerelere götürdü önce beni sonra da bu mektubu okuyacak seni ve başka okuyanları. O yüzden takvim yapraklarında ve orada burada gördüğümüz güzel özlü sözleri not alarak okumaya devam edelim.
Sevgili dostum,
Okumakla alakalı özlü sözlerin çok okuyan ve tarihten gelen insanların söylemiş olması hem onların okuduklarını ne kadar sağlam anladıklarını, hem de yüzyıllar sonra bile hatırlanacak okunacak özlü sözlere imza attıklarını bu güzel özlü söz ile de gördük. Biz de öyle güzel sözler söyleyelim ki, insanlar seneler sonra bile söylediğimiz güzel sözler ve hediye ettiğimiz kitaplar ile hatırlasın bizleri. Hatırlanmak güzel şeydir. Değer bilmek ve hatırlamak da.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.