- 1225 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Doğruluk Bir İbadettir
DOĞRULUK İBADETİ
Bize Okullarda Müslümanlığın 5 temel şartı olduğunu öğretmişlerdi. İlmihal kitaplarında da 5 şarttan bahseder. Bunlar Müslümanlığın temelleri olarak öğretilir ama sadece temellere dayalı bina olmaz temelde sağlam olmalı ki bu temelin üstüne inşa edilecek olan bina da sağlam olsun.
Bence temel Doğruluk harcı ile sağlam yapılmalı. Namaz kılan insan, oruç tutan, zekat veren ve hacca giden ama bunun yanında doğru olmayan , kendini haklı çıkarmak için yalan söylemeyi hüner sayan, bunun yanında akşama kadar onunla bununla dalga geçen, onun bunun hakkını yiyen, haklının değil de güçlünün yanında yer alan , ağzından fuhuş kelimeleri eksik olmayan insanlara ne yazık ki iyi insan ya da Müslüman demeye dilim varmaz benim.
Bazen öyle insanlara rastlıyoruz ki, “keşke bu kadar ibadet etmesi yerine doğru ve dürüst olsaydı” diye geçiriyoruz içimizden. Çünkü dürüst ve doğru olan insan 24 saat ibadet eden insan kadar değerli bizim katımızda. Zaten ibadetlerimizin asıl amacı da bizleri doğru ve dürüst insanlar olmaya sevk etmek değil mi? İnsanlar arasındaki ilişkilerimizin sağlam temellere oturması değil midir?
Bazı insanlar bedensel ve parasal ibadetlerine çok önem verirken ne yazık ki, ahlaksal bir ibadet olan doğru ve dürüst olmak, insanları da sadece insan olduğu için sevgiye değer bularak onları sevmek ibadetini ikinci plana atmayı hatta sevmeye hiç önem vermemeyi tercih etmekteler. Bu insanlara hayretle bakıyorum. Mesela kendisi bizi ziyarete değer bulmazken üstelik yakın akraba olduğumuz halde, bana akrabalarımı ziyaret etmeyi şiddetle tavsiye ediyor. Ona kendisinin bunu neden yapmadığını ve bana tavsiye ettiğini sorduğum zaman işlerinin çok olmasını ve meşguliyetlerini sıralamakta. Yani onun meşguliyetleri varda sanki bizim hiç meşguliyetimiz yok. Kendisini unutup da başkalarına şunu yap bunu yap diyenlere işte bu yüzden çok gülerim. Daha doğrusu ağlanacak hallerine gülmeye çalışırım. Kendisi kel olup da Pazar yerinde kelliğe merhem satan garip ve şaşkın pazarcıya benzetirim bu insanları.
Doğruluk ibadeti bence çok önemli bir ibadettir. Doğru olan inanlar doğru ola ola çevresinde doğru olarak anılır. Gerçi doğru olanı eğri olanlar anlamaz ve sevmezse de , bizim amacımız eğri insanların gözüne girmek değil ki zaten . Olsa olsa doğru insanlar ile birbirimizi severek daha güzellikleri yaşamak olmalı. Doğruluğun güzel bir şey olduğunu anlamış insanın eğriliğin yanlışlığını 70 senede anlayamamış ve eğriliğini doğrultamamış insana vereceği ne olabilir . Ya da anlatabileceği?
Akrabamızdır, komşumuzdur, arkadaşımızdır diyerek eğri insanlardan kendimizi uzak tutmazsak sonunda bizlerde , kötülüklerden belimizin eğrildiğinin ve sonunda doğrultamadığımızın farkına bile varamayız. Bu yüzden “Doğrucu Davut” insanları her zaman ben çok severim .
3 kuruş fazla kazanacağız diyerek yalvar yakar olan, sonradan da kendilerine dürüst insan muamelesi yapmamızı isteyen insanlara sempati ile bakamam ve bunu da açıkça söylerim. Bu yüzden insanları sevmediğim iddia edilir ama ben dürüst insanları severim. Bunu pek çok insan anlayamaz. Benim hakkımda “ o şunu sevmez, yok bunu sevmez” diye ahkam kesen insanları yani sizin kalbinizdeki geçenleri okumaya niyetlenerek sizin kimi sevip sevmediğinize karar vererek bunu çevresine anlatmaya çalışan insanları sever misiniz ? Ben bile kimi sevip sevmediğimden emin olamazken karşımdaki insanın ortaya çıkıp “o şunu sever, bunu sever” diye ahkam kesmesi ancak eğrilik olmaz mı?
Hayatımızda çok insan bize bile danışmadan bizim hakkımızda karar verirler. Mesela bize danışmadan bizi bir yere tayin ederler. Bu sadece bir misal yani .Bizim orada faydalı olup olmadığımızı düşünmeden , sonradan bu kararın yanlışlığının farkına varırlar ama özür bile dilemezler. Sıkışınca da “biz onu çok seviyoruz” derler. Halbuki gerçekten sevdikleri insanları bir yere atamadan önce sorarlar sen ister misin ? Nereyi istersin? diye . Hayat böyledir. Gerçek manada değer verilen ve Sevilen insanların fikirleri değerlidir ve sorulur . Sevilmeyen insanlara fikirleri sorulmaz . Sevgi gösterilmez ama sıkışınca lafta çok sevgi gösterilir bunun adı doğruluk ve dürüstlük olur her zaman.
Doğruluk her kişinin işi değil. Er kişinin işidir. Beden ile ve parayla yapılan ibadetler sağlıklı ve zengin her insanın yapacağı şeylerdir. Ama doğru olmayı sadece doğru olmanın erdemine inanan ve doğruluğun insana ne kazandıracağını bilen ve eğriliğin de ne kaybettirdiğini bilen insanlar doğruluk ile anılmak ister.
Doğru olmak mevki makam veya dünyalık şeyler ile ölçülemez. Çok insan mevki ve makamlarında doğru olduğuna inanırlar da o mevki ve makamlar ellerinden gidince çevresinde fazla insan kalmaz. Bugün bizden bir önceki dönem çok şöhretli olan siyasileri gençler tanımıyor da doğru ve dürüst olanlardan ve iz bırakanları, onları bu özelikleri ile tanıyan olgun insanlar gençlerimize anlatıyorlar da gençler öyle tanıyorlar. Bu önemli yani.
Eğer yarınlarda gençlerin de bizleri tanımasını istiyorsak, yani sadece çağımızda hatırlanmayıp da gelecek nesillerin de bizi tanımasını istiyorsak o zaman bizleri o nesillere anlatacak olanlara da gerçek manada sevgi gösterme doğruluğunu da göstermeliyiz. Çok mevki ve makam sevdalısı insan bunu anlamadıkları için unutulup gidiyorlar işte. Bunları düşündükçe doğruluğun ne kadar güzel bir erdem olduğunu görerek şükür eden duygularım daha da güçleniyor.
Doğruluk ile alakalı söylenmiş güzel sözleri sizinle paylaşayım dedim. Bakın ne demişler
Doğruluk, şartlar ne olursa olsun meyvesini verir. (Schiller)
Doğruluğun en güzel meyvesi , ruhun huzurudur (Epicuros)
Zaman değerlidir fakat doğruluk daha değerlidir (Disraeli)
Hiçbir miras doğruluk kadar zengin değildir ( Shakespeare)
Diğer insanlara karşı dürüst olmadan önce kendine karşı dürüst ol( Shakespare)
İnsanlar için mutluluk umudu ancak doğruluktadır( Euripides)
Dürüst insan daima gerçeği söyler. Akıllı insan ise yalnızca zamanında (B. Shaw)
Yanlışlıklar fare deliğinden geçer, doğruluk ise kaplara sığmaz (B Shaw)
Doğru olan, aklı olandır ( A Pape)
Doğruluk diye bir anayasa var. Hiçbir temel bunun kadar sarsılmamıştır (Voltaire)
Dürüstlük cesareti gösteren kişi, hiçbir zmaan yalan söylemeye gerek duymaz( Herbest)
İnsanların doğrulukları yaptıkları işlerle değil, davranışlarıyla ölçülür( Junius)
Doğruluk sonsuzluğun güneşidir. Nasıl olsa doğar( PHİLİPPS)
İnsanların yalnızca gerçeğin ne olduğunu bilmesi yeterli değildir. Doğruyu istemesi ve yapması gerekir. (Goethe)
Doğru yolda yürüyen bir topal, yoldan çıkan bir koşucuyu geçer( Bacon)
Dürüst insan incindiği zaman uzaklaşır ve hiçbir şey söylemez( Amiel)
Doğruluk, prensiplerin, karakterlerin ve bağımsızlığın ruhunu oluşturur (smiles)
Bu sözleri söyleyenler hep batıdan ve geçmiş yüzyıllarda yaşamış insanlar. Bugün günümüzde ve inanç dünyamızda bu sözlerin ne kadar doğru olduğunu daha iyi anlıyoruz ve doğru ve dürüst olmak için önce kendimizin çaba harcaması gerektiğine sonradan bunu sözle değil davranışlarımızla çevremize anlatmamız gerektiğine bütün kalbimizle inanıyoruz.
Doğru ve dürüstlükle dolu bir hayatımızın olmasını, çevremizin de bu tür insanlarla dolmasını ve gelecek nesillerimizin de böyle olmasını candan dilerim.
YORUMLAR
Elif gibi dosdoğru olabilenlere olmaya çalışanlara ne mutlu... Kutlarım...