- 1159 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KIRIKKALE GÖNÜL DOSTLARI ŞİİR GRUBU ŞAİRLERİMİZDEN DELİCE'Lİ ŞAİR- YAZAR RASİM KILIÇEL ABİYİ TANIYALIM....
2010 yılından itibaren her ayın ikinci pazar günü Öğretmenevi Mescidinde Demir Doğan Kandemir (Yetimi)Başkanımızın imamlığında öğle namazını kıldıktan sonra Kültür Merkezi 2.kattaki salonumuzda toplanan Kırıkkale Gönül Dostları Şiir Grubu Şiir Dinletisine hemen hemen her ay katıldım.
Eşi yıllar önce vefat edip dul kalan, yakınlarda Düzce’ de üç yıl evvel de öğretmen oğlu depremde kalp krizi geçirip 40 yaşında vefat eden, Şair Anamız Şadiye Eryılmaz Hanıfendi ben aralarına katıldığım günden beri her ay bize pasta, börek meşrubat ikramında bulunurdu.
Aramızda yakınları ölenler için yaşlı Şeker Dede Abdulfettah Piliç tarafından Kuran-ı Kerim okunup dua yapılır sonrasında yaz günleri saat 15.30 a kadar, ikindiye kadar devam eden Şiir Dinletilerimizde herkes bir iki şiir okur selamlama konuşması yapardı.
Müsafir olan dinleyicilere proğramı değerlendirme için konuşma fırsatı verilirdi.
En gençleri 50 yaşındaki bendeniz olduğum için de servis işi bana düşerdi gocunmadan yapardım.
Varı yoğu 10-15 kişi olurdu bazen onbeşi de bulurdu yazları köyde işi olanlar oğlunun kızının yanına gidenler gelemezdi.
Aramızdaki bazı şairlerimizin oğlu Belediye Başkanı, bir başkası Ajans Gazete sahibi,İl Gazetesi zaten bizim evimiz yuvamız olduğu için bizi Belediye organizelerine iftar yemeklerine götürür proğramı orada veya televizyonda internette canlı yayınlanan proğramlarda icra ederdik.
Bahşılı Belediye Başkanımız İbrahim Uyarın davetiyle üç defa Anneler günü ve Çanakkale şiir dinletimizi Bahşılı Belediye binasında halk huzurunda bir defasında da Karaahmetli Tabiat Parkında yapmış idik.
Çok eskiden meşhur asker emeklisi hatip proğramcı Albay Asım Yakarer Başkanımız kurmuş bu Şiir grubunu ve de 60-70 kadar şair üyesi ile iki otobüsle şehirlerarası geziler yapılmış diye söylediler.Asım Beyle görüşme fırsatı buldum kendisi de teyit etti bu durumu.
Emeklilik sonrası fırsat bulabildim şiire bir bakıma.Şiir Emeklilik Sendromu yaşamama fırsat vermedi.
2013 ten bil itibar en son ayın toplantısına kadar aksatmadan her ay aralarına katıldım.
Başkanımız Demir Doğan Kandemir (Yetimi abi )geçen sene eylülde korona virüsten vefat edene kadar Öğretmenevinin bahçesinde şiirlerimi ona bizzat düzelttirdim.
Şimdilerde usta şairlerimizin köylüm olan iki yıl önce vefat eden usta şair rahmetli Hasan Ulusoy’un şiirlerini sosyal medyada ve sitelerde yayınlamakta ve de inceleyip şiirdeki edebi sanatlar konusunda bilgilenmekteyim.
Kuralı kaideyi öğrendikten sonra Ressamda Şairde kendine özgü eserler vermeye başlayacaktır diye düşünüyorum.
Şiir grubumuzda yıllarca mesaj trafiğini iletişimi sağladım yaşlı usta şairlerimizin dualarını aldım.
Koronadan bu süreçte dört üyemizi kaybettik.
Yaklaşık bir yıldan fazla hafta sonu yasakları başladığı andan bil itibar bir süredir toplantılarımıza ara verdik.
Kırıkkale İl Gazetesinde cumartesi günleri yine şiirlerimiz aralıksız çıkmaya devam etti.Çıkan şiir sayfamızın resimlerini üyelerimize Wat-sap üzerinden paylaşarak devamını sağladım.
Şu günlerde telefon açıp Hocam yeniden kaldığımız yerden toplantılarımıza devam edelim diyen yaşlı şair abilerimiz var.
Rasim Kılıçel abimizi 2010 yılında ilk kez Kırıkkalede Gönül Dostları adlı Şairler topluluğunda tanıdım ilk defa..
Kendi halinde yaşını başını almış,hayatın çilesini cefasını çekmiş, Anadolu insanı bu amcamın yüzünden gülücükler hiç eksik olmuyordu..
Her ayın ikinci pazar günü öğle namazından sonra Kültür Merkezinde yaparız toplantılarımızı..
Şair arkadaşlar büyüklerimiz,annelerimiz ikişer şiir okurlar her zaman günün konusuna uygun olarak..
İşte burada tanıdım Şair ve Kırıkkale İl Gazetesi yazarı Rasim Kılıçel abimizi..
O günden beride en az ayda bir kez görüşürüz.Şiir eğitimi almış geçen yıllarda katıldığı toplantılarda çok güzel kafiyeli,hece ölçüsünde şiirleri var..
Şiirlerinin son kıtasında Rasim mahlasıyla şiirine damgasını vuruyor..Şair Rasim Kılıçel abiyi daha yakından tanımak için kendi şiir kitabının arka yüzünde yazdığı kısa özgeçmişine bir bakalım..
***
Şiirleriyle Rasim Kılıçel kitabının arka kapağına yazmış olduğu biyoğrafisini sizler için aynen alıyorum:
1945 yılı Kırıkkale ili Delice ilçesi Baraklı Köyünde doğdum. Babam İbiş, anam Dudu. Babam iki evli. Zübü anam üvey anamdır. İki kız yedi oğlan toplam dokuz gardaşız.
Köyümüzde okul yoktu. İlkokulu Delice Merkez İlkokulunda okudum. Okula geç başladım.
Köyümüzde okul olmadığından okulu bitirdiğimde 15 yaşındaydım. İlkokuldan sonra köyümüzde çiftçilik ve hayvancılıkla uğraştım.
Kasım 1963 dayımın kızı Nebahat’la evlendim. 15.09.1965’de asker oldum. Balıkesir’in Edremit’te iki ay acemi eğitimi gördüm. Eğitim sonrası usta birliğim olan Balıkesir’in Bandırma’ya geldim. İzmir Gaziemir’de çavuş eğitimi gördüm.
Askere gitmeden önce saz çalmasını bilmezdim. 417 ulaştır terminal bölüğünde ben garaj çavuşu idim. Garaj komutanıma İstanbullu Hasip Torun isminde, başçavuşumdan saz çalmayı öğrendim.
17.09.1967 yılında terhis oldum. Asker dönüşüm sonrası iki oğlum, iki kızım oldu. Oğlum Durak Ankara’da polis, oğlum Ercan Karadeniz Ereğlisi Demir Fabrikasında çalışıyor, kızlarım Nurcan ve Gülcan ev hanımı.
Ben saz çalmadan önce bizim ailede hiç saz çalanımız yoktu. Benden sonra benim saz çalmamdan esinlenerek Talat Kılıçel, Talip Kılıçel, Galip Kılıçel, Ali Karabulut, Hamit Karataş, Alper Karataş, Aykut Karataş, Ersel Şimşek bunlar saz çalmayı öğrendiler. İyide saz çalarlar.
14.05.1974’te Mühimmat Fabrikası’na işçi olarak işe girdim. 02.05.2002’de yirmi sekiz yıl çalışıp emekli oldum. Kitap okumayı severim, şiir yazarım.
Aşıklarda tercihim: Sivas’ın Banas Köyünden Pir Sultan Abdal, Sivas’ın Sivrialan Köyünden Aşık Veysel, Maraş’ın Elbistan’dan Abdurrahim Karakoç, Maraş Afşin’den Mahsuni Şerif, Kayseri Develiden Aşık Seyrani.
Kırıkkale İl Gazetesinin sahibi Sayın Ramazan Çetin Beyin arzusu üzerine Kırıkkale İl Gazetesinde şiirler yazdım, yazmaya da halen devam ediyorum. Şiirlerde Kafiyeye özen gösterdim. Kafiyesi olmayan şiir akortsuz çalınan bir saza benzer der.
Adını mahlas olarak kullanan Kılıçel, badeli bir âşık değildir fakat badenin olabileceğini söyler. Herhangi bir âşıklık koluna mensup olmamakla birlikte âşıklık geleneğini bilen bir aileden gelmektedir.
"Hakk âşığı" dediği Pir Sultan Abdal’ı ustası olarak kabul ettiğini belirten âşık, Karacaoğlan ve Seyrani’ye de hayrandır. Âşık Mahzuni Şerif, Ali Nurşani ve Gülabi’yi de seven âşık, adı geçen isimlerin türkülerini de söyler.
Âşıklık kolu hakkında tam bilgisi olmadığını ifade eden Rasim Kılıçel,, Karacaoğlan, Neşet Ertaş, ve Musa Eroğlu tarzında çalıp söylediğini belirtir. Usta çırak ilişkisiyle yetişmeyen, âşıklık makamları hakkında tam bilgisi olmayan âşık, şiirlerini kendisinin belirlediği ezgi ile söyler.
Şiirlerini hece ölçüsüne bakmadan söyleyen Rasim, yazıya geçirdikten sonra hece sayısını eşitler. Şiirde anlamın öncelikli olmasını savunur ve kafiyeye önem verir.
Şiirlerini çoğunlukla 8’li ve 11’li hece ölçüsüyle yazar. Şiirlerini el yazısıyla yazıp dosyalayan âşığın, Şiirleriyle Rasim Kılıçel (2014) ve Nice Yollarda Yürüdük (2017) adlı iki şiir kitabı vardır.
Şiirlerinde köyüne, memleketine ve ülkesine duyduğu sevgiyi dile getirir. "Şiirde duygu olmalı, şiirde anlam olmalı, insanları duygulandırmalıdır." diyen âşık, şiirlerinde memleket sevgisini işler.
Kılıçel, sadece yakınlarının özel günlerinde çalıp söyler. Âşıklığın yaşaması ve geleneğin aktarımı için Kırıkkale’de âşık kahvelerinin bulunmayışından yakınır (Sargın 2011: 404-406).
Sargın, Hatice (2011). "Rasim Kılıçel". Sazın ve Sözün Sultanları: Yaşayan Halk Şairleri. C. 5. Ed. Fatma Ahsen Turan, Ayfer Yılmaz. Ankara: Gazi Kitabevi. 404-406.
***
Kırkpınar’a adını veren kırk yiğit
Edirne’yi fetheden Türk savaşçılarından kırk yiğit savaşa savaşa Edirne’nin batısında bir çayırlığa geldiler. Çimenler diz boyu. Savaşçılar çimenlere uzanıp biraz dinlendiler.
Gelin güreş tutalım dedi birisi. Hepsi ayağa kalkıp tamam güreşelim dediler. Çabucak eşlendiler ve ya Allah deyip güreşe başladılar. Hepsi de gençti, güçlüydü, uzun boylu, kalın pazılı, geniş omuzluydu.
Güreş başladığında vakit kaba kuşluktu. Öğle oldu, ikindi oldu, akşam oldu. Güreş hiç dinlenmeden, soluk almadan sürüp gitti. Kimse kimsenin sırtım yere getiremedi.
Akşam oldu gecenin serinliğinde sabaha kadar devam etti. Yine öyle oldu akşam oldu. Yorgunluktan, açlıktan o kavurucu sıcaklıktan sonunda olan oldu. Her biri bir yana serilip kaldı ve hiç birisi kalkamadı yerinden.
O gün oraya bir rastlantı sonucu gelen Türk Birliği 40 yiğide 40 mezar kazdı. Ölüler toprağa gömülür gömülmez bir de baktılar ki 40 mezarın yanı başında 40 pınar fışkırmış.
Sular 40 gözden güldür güldür çağlayıp duruyor. Kırkpınar’ın kaynağı bu çayırlığa Kırkpınar’daki Kırkpınar güreşleri her yıl Edirne’nin Sarayiçi denilen yerde yapılmaktadır.
Son yüzyıl içinde Kel Aliço, Koca Yusuf, Kara Ahmet, Adalı Halil, Kurtdereli Mehmet, Çoban Mehmet, Tekirdağlı Hüseyin gibi pehlivanlar burada güreş tuttular. Sırtı yere gelmeyen bu yiğitler.
Kaynak: Kırkpınar’a adını veren kırk yiğit -
***
Yıllardır kaleme aldığı şiirleriyle gönülleri renklendiren, Anadolu’nun boz topraklarında yaşanılan öyküleri dile getiren gazetemiz Şair-Yazarı Rasim Kılıçel’in ‘Nice Yollarda Yürüdük’ isimli kitabı çıktı.
İL gazetesi’nde uzun yıllar yazarlık yapan ve şiirleriyle gönülleri renklendiren Rasim Kılıçel’in 162 sayfalık ‘Nice Yollarda Yürüdük’ isimli ikinci kitabı şiir severlerle buluştu. 2014 yılında ‘Şiirlerle Rasim Kılıçel’ adıyla ilk kitabına imza atan Kılıçel, aradan üç yıl geçmesinden sonra ikinci kitabını çıkarmanın onur ve gururunu yaşıyor.
Kitap okumayı sevdiğini belirten Kılıçel, bu kitabını da ücretsiz şekilde hemşerilerine hediye edeceğini dile getirdi. Kılıçel, “Şiirlerim Gazi Üniversitesi’ne Gazi Kitap Evinde satılmakta olan ‘Sazın ve Sözün Sultanları/Yaşayan Halk Şairi’ adlı kitapta şiirlerim yer aldı.
Doğaçlama ve yaşanılmış öyküleri bu kitapta şiirleştirdim. Şiir yazarken mutluluk duyuyorum, ilham geldiğinde hemen onu kağıda dökmek istiyorum” dedi.
***
Şiirlerinden örnekler sunmak istiyorum:
BOZKIRIN GÜR SESİ DURAN ERDOĞAN
Kurugöl Köyünde gözünü açtı
Kendi kabından da kaynadı pişti
Kuru ekmek yedi soğuk su içti
Ne günleri gördü Duran Erdoğan
Kendi köyünde de çobanlık yaptı
Ana babaya da kazançlar kattı
Kolunu yastık etti abada yattı
Çok uykusuz kaldı Duran Erdoğan
Anası Selver’dir babası Mehmet
Kırşehir eşrafı Duran Erdoğan
Ankara’ya kaçtı çok çekti zahmet
Hayat kahramanı Duran Erdoğan
Kamu işyerinde görevler aldı
Gönlünde umduğu hedefe vardı
Kendine yakışan yerini buldu
Adam gibi adam Duran Erdoğan
Kırşehir-Gülşehir ne güzel ili
Mucur kazasının solmayan gülü
Güzel yazı yazar kalemi eli
Ustalar ustası Duran Erdoğan
Bozkırın gür sesi güzel nefesi
Bir seher yıldızı Duran Erdoğan
Yazıları hep söylüyor herkesi
Herkesin gönlünde Duran Erdoğan
Yolun açık olsun git güle güle
Nice güzelliği getirdin dile
Rasim’i kendine mest ettin bile
Ömrün hayırlı olsun Duran Erdoğan
***
DOĞRU GİDEN YOL ALIR,
ŞAŞKIN YORULUR GİDER
Kendine etme isyan
Kendini bilenin ol
Kimse görmesin ziyan
Çıkma büyük izinden
Bir hisse al sözünden
Sıkıntıdan kurtulun
Duaları yüzünden
Bilerek söyle sözü
Dürüstlük insan özü
Ehli insan taş atar
Sonra çıkarır gözü
Her gülene aldanma
Cahil sözüne kanma
Çıngı çıkar görürsün
Sakın boş yere yanma
Her günün gelir geçer
Güvendiğin dağ göçer
Elindeki bıçağın
Sonra başını keser
Aldanma mülke mala
Seni çok hırsa sala
İki gözün yumulur
Bilmezsin kime kala
Doğru giden yol alır
Şaşkın yorulur kalır
Gönlünden ekşiyenler
Paslanmış bir pul olur
Rasim sana son öğüt
Boş olan lafı unut
Ariflerle sohbet et
Cahile eyle sükut
***
HOR GÖRME KADINI
Hor görme kadını bıyık bükenler
Aslanın dişisi aslan değil mi?
Bütün insanların anası olan
Hazireti Hava da kadın değil mi?
Kimisi başbakan kimisi bakan
Yakışan makamda kendini bulan
Güzel Erzurum’da heykeli olan
Cesur Kara Fatma kadın değil mi?
Ne güzel yaratmış kadını Allah
Evlerin neşesi vallahi billah
Dile hiç yakışmaz gönlünü kırmak
Gönül hazinesi kadın değil mi?
Kadınsız evinde akrep sahibi
Varıp girer isem alın zehiri
Gözyaşın sel olur bağlan nehiri
Ağzıyın tadı da kadın değil mi?
Evine de bereketi getirir
Sofrasında türlü niğmet yetirir
Sıkıntıyı omuzlayıp götürür
Çocuk anası da kadın değil mi?
Kadın sızın yuvası olmaz yurdu olmaz
Herkese buz olur itibar bulmaz
Hatırın sormaya hiç kimse varmaz
Sıcak yuva kuran kadın değil mi?
Temizliği sever işine girer
Halısını çırpar tertemiz eder
Elinde bezleri her gün ev siler
Evinin güneşi kadın değil mi?
Erkeğine eş için yaratmış Allah
Hayat hazinesi kadın değil mi?
Erdemli konuşur dili şekerdir
Medine hurması kadın değil mi?
Kadınsız evinde hiç olmaz tadı
Esas huri melek kadının adı
Gönlüyün sultanı ağzıyın tadı
Hayat arkadaşın kadın değil mi?
Benim babama da eş oldu anam
Anamın gönlünde köşk oldu babam
Ne sıkıntılarla beni doğundu anam
Rasim’in anası kadın değil mi? Kaynak:
***
OĞUZ TÜRKMEN’İYİZ BOYUMUZ GÜZEL ,
BİZ TÜRKOĞLU TÜRK’ÜZ SOYUMUZ GÜZEL
Yirmi yedi ocak Kırıkkale’den geçtiler
Delice’den Baraklıya düştüler
Çok acılı arabaşı içtiler
Kaşık güzel oldu el güzel oldu
Ali zafer kebap yaptı çevirdi
Altına üstüne baktı evirdi
Sıcak sıcak ekmek arası verdi
Şen şakrak konuştu dil güzel oldu
Bol kıymalı çiğ köfteyi sıktılar
Yoğrulurken yutkunarak baktılar
Odun ile sobaya çok yatkılar
Sobanın üstünde çay güzel oldu
Yürüyerek araziye çıktılar
Gavır deresine Aygar dağına baktılar
Kar üstünde bir de mangal yaktılar
Baraklıda şenlik çok güzel oldu
Sırasıyla sazı ele aldılar
Eşleşerek güzel türkü çaldılar
Bir gecede köyümüzde kaldılar
Mızrap tele değdi saz güzel oldu
Oğuz Türkmen’iyiz boyumuz güzel
Biz Türkoğlu Türk’üz soyumuz güzel
İmar planlıdır köyümüz güzel
Türkmen’e yakışır hal güzel oldu
Eski odalardan görünüm oldu
Hanedan sofrası serilim oldu
Rasim’e bir duygu verilim oldu
Telefonda baktım çok güzel oldu
Gelenek görenek yerini buldu
***
TÜRKİYE’MİZİN BAŞI DİK DURDU ..
Her evin tüter bacası
Evinde karı kocası
İki bin on yedi geldi de geçti
İki bin on sekiz hayırlı gelsin
Dünyada kötülük def olsun gitsin
Allah’ım haksızın cezasın versin
Haksızlar canlara kıydı da gitti
Neler oldu neler oldu
Ortadoğu kan gölü oldu
Çoğu vatanından oldu
Nice canlar yandı gitti
Bir yaş ileri gidiyoz
Düşüp gideni görüyoz
Gidene hayır vermiyoz
Ne yiğitler geldi gitti
Tüm dünyada barış olsun
Merhametli görüş olsun
Adam gibi duruş olsun
Çok fırıldak döndü gitti
Ne oyunlar ne planlar kuruldu
Plancılar yolda kaldı yoruldu
Rasim plancıya mesaj verildi
Türkiye’mizim başı dik durdu gitti
***
BAŞIMIN ÜSTÜNDE VAR ÖĞRETMENİM..
Emek kahramanı can öğretmenim
Bilgisizler cahil kalır köşede
İlim kahramanı var öğretmenim
Tatlı ders anlatır dili de şeker
Şımaran çocuğun kulağını çeker
İlim bahçesine çok fidan diker
Bürokrat ürünü can öğretmenim
Kimini hâkim yaptı kimini doktor
Hâkimde doktor da hakkı da çoktur
Kıymetini bilmek bizlere haktır
Gönüllerde yerin var öğretmenim
Okuyanda vardır pek çok emeğin
Allah kabul etsin bütün dileğin
Sevgi hazinesi senin yüreğin
Yüreğinle varsın sen öğretmenim
Öğretmen okulda sınıfın gülü
Gül dalında öten olur bülbülü
Şekerdir dilleri faydalı eli
Yüreğinle varsın sen öğretmenim
Başöğretmen sevdi vatanın yurdun
Düşman karşısında yiğitçe durdun
Zaferler kazandı kahraman ordun
Cumhuriyet’i kurdu başöğretmenim
Rasim’i de okuttu da eğitti
Anana baba oldu sevdi büyüttü
Sabah yoklamada saygı da güttü
Başımın üstünde var öğretmenim
Kovanda petekte de bal öğretmenim
***
YAKIŞANI YAPAR BİZİM VALİMİZ.
Genç dinamik cevher bizim valimiz
Kucak açıp karşılıyor herkesi
Sevgi kahramanı bizim valimiz
Çalışıp koşuyor hiçte yorulmaz
Boş yere bulanıp sonra durulmaz
Çok sevecen kolay kolay kırılmaz
Mehmet İlker Haktankaçmaz bizim valimiz
Kırıkkale’mizin ayı güneşi
Böyle genç valinin bulunmaz eşi
Kırıkkale halkı canı kardeşi
Hizmet kahramanı bizim valimiz
Nazar edip göz değmesin maşallah
Kazadan korusun yaradan Allah
Makama yakışmış vallahi billah
Yakışanı yapar bizim valimiz
Ziyaret ettim de gördüm kendini
Sel olup da yıkmaz imiş bendini
Rasim’in dinledi olan derdini
Halden bilen imiş bizim valimiz
Güzel gören imiş bizim valimiz
***
POLİSİMİZ, ASKERİMİZ VAR OLSUN..
Polisimiz, askerimiz var olsun
Yüreğimiz kalesi başımız tacı
Polisimiz, askerimiz var olsun
Cana can güvenlik başın dik dursun
Polis, asker hepsi ana kuzusu
Ana yüreğinden gitmez sızısı
Şehit olmak bize alın yazısı
Polisimiz, askerimiz var olsun
Şerefli güvenlik başın dik dursun
Korumada güven duygusu verir
Yüzüne bakınca suçluyu bilir
Emir verilince işini bilir
Polisimiz, askerimiz var olsun
Allah’ım sizlere yardımcı olsun
Hiç kar kış demezler nöbetin tutar
Üşüse ıslansa sınırda yatar
Olaylarda canın ataşa atar
Polisimiz, askerimiz var olsun
Çatal yürekliler başın dik dursun
Korumada büyük varlık bilene
Hazinedir kıymetini bilene
Onlar cevher adam gibi görene
Polisimiz, askerimiz var olsun
Şerefli güvenlik başın dik dursun
Senin oğlun benim oğlum canımız
Damarda dolaşan asil kanımız
Güvenlikte baş üstünde varımız
Polisimiz, askerimiz var olsun
Cana can güvenlik başın dik dursun
Rasim’de vurulan polis babası
Oğluna gözyaşı döktü anası
Vatan için bunun hepsi olası
Şerefli güvenlik başın dik dursun
Allah’ım sizlere yardımcı olsun
***
KIRKPINAR’DA KEMER ALDI BU YİĞİT ..
Kırkpınarda Ahmet Taşçı
Güreşte hedefine vardı
Karamürselli Ahmet Taşcı
Künteye girince atar
Başpehlivan Ali Gürbüz
Babası gibi güreş yapar
Antalya’lı Ali Gürbüz
İç paça kazzık ustası
Başpehlivan Recep Kara
Bastırınca vermez ara
Ordulu bu Recep Kara
Hareketli güreş tutar
Başpehlivan Orhan Okur
Paça kasnak tutar atar
Antalya’lı Orhan Okur
Hiç oyunu belli olmaz
Başpehlivan Fatih Atlı
Güreşte hataya varmaz
Samsunlu bu Fatih Atlı
Göğçaprazdan alır atar
Başpehlivan Mehmet Yeşil
Hiç gevşetmez sıkı tutar
Antalyalı Mehmet Yeşil
Seke seke perdah yapar
Başpehlivan Şaban Yılmaz
Tecrubeli güreş tutar
Samsunlu bu Şaban Yılmaz
Çok sevecen güreş tutar
Yiğit İsmail Balaban
Güle güle güreş atar
Antalyalı başpehlivan
Yağın kokusuna alışkın burun
Yağlanırda çelik olur pehlivan
Rasim yiğitlere yapıyor yorum
Kemeri döşünde parlar pehlivan
***
ÇOĞUNA AŞ VERDİ BU KIRIKKALE
Celal bayar parkı neşe kaynağı
Kaletepe’de dalgalanır bayrağı
Turistik oldu Bahşili’nin oymağı
Kızılırmak verdi can Kırıkkale
Denek dağında da laleler biter
Gülleri açılır bülbüller öter
Piknikler yapılır dumanlar tüter
Güzel azgın yaylan var Kırıkkale
Hadışık, Balışık, Haydar Sultan
Hasandede, Şahlı gönülde her an
Ziyaret edenler buluyor derman
Erenler diyarı bu Kırıkkale
Ayrımcılık yapıp yabancı görmez
Görüşü güzeldir Kırıkkale’nin
Misafiri bilir hiç riske girmez
Hoşgörülü halkı Kırıkkale’nin
Pazarı çok durur her şeyi boldur
Yazın ne yer isen kışın da vardır
Emsali bulunmaz çok güzel yerdir
Rafinerisi vardır Kırıkkale’nin
Keskin’de yetişir bozlak ustası
Hacı Taşan idi ustanın hası
Bozlak türküsünün çoktur hastası
Duygusal insanı Kırıkkale’nin
Bu fabrikaları yaptıran usta
Onlar cennetliktir kalmazlar yasta
Canımız kurbandır böyle olan dosta
Çoğuna aş verdi bu Kırıkkale
Bu fabrikaları yaptıran usta
Onlar cennetliktir kalmazlar yasta
Canımız kurbandır böyle olan dosta
Çoğuna aş verdi bu Kırıkkale
Silaha verildi bu güzel adı
Silah fabrikada incitmez canı
Hacı bayram oldu şimdi Nur Camii
Nur’una kavuştu bu Kırıkkale
Delice’nin sarı olur üzümü
Soğuk vurdu hep bağların gözünü
Rasim yaşlandı da ovar dizini
Hasılatı güzel Kırıkkale’nin
RASİM KILIÇEL
***
Rasim Kılıçel Şairimiz Şiirleriyle Rasim Kılıcel şiir kitabının ilk sahifelerinde kısa öz geçmişini ardından ise Barak ve Cerit aşiretlerini geniş olarak incelemişler.
Sonrasında Hamit Kasabasından olan Silsüpüroğlu Rıza Beyin hayatını Milli Mücadeledeki yerini ve sonrasında gelen acı akibeti yazmışlar.Babası Halil Beyin oğlunu idam sehpasında görünce yazdığı şiir gerçekten acı ve elem doludur okumanızı isterim.
Rasim Kılıcel aynı eserinde Yozgat’taki Çapanoğlu sülalesini ve akibetini, ayrıca Avşarları ayrı ayrı incelemişlerdir.
Ayrıca Pehlivanlı Oymağı ve Kırşehirli milletvekili Köylü Millet Partisi genel Başkanlığı yapmış rahmetli Osman Bölükbaşı’yı da her yönüyle anlatmaya çalışmış.
PEHLİVANLI OYMAĞI..
Halep Türkmenlerinden olup Bayat boyunun en büyük obasıdır.Diğer Türkmen boyları ile Avusturyaya yapılacak sefere 200 askeriyle beraber katılmışlardır.
Faruk Sümerin söylediğine göre sefere katılan Pehlivanlı beyleri şunlardır.
Pehlivanoğlu İsmail Bey,Pehlivanoğlu Hacı Mustafa Bey,Pehlivanoğlu Battal Bey,Pehlivanoğlu Hacı Abbas Beydir.
Yapılan seferdeki başarıdan dolayı,Ankara’nın Kırıkkale dolaylarına ıskan emri verilmişve Pehlivanlı Oymağı buraları yurt edinmişlerdir.
Pehlivanlı Oymağının beylik merkezi Beyobası köyüdür.Beyobası Köyünden olan Mahmut Beyin başarılarından dolayı,Devlet tarafından Üç Tuğ ünvanını almış olduğu bilinmektedir.
Mahmut Beyden sonra Beylik oğlu Abdurrrahman Beye verilmiştir.Abdurrahman Beyden sonra Kenan Bey obasından Abidin Beye veriliyor.
Abidin Bey ölünce Abdurrahman Beyin oğlu Hasan Beye,Hasan Bey’den sonra da onun oğlu Rıza Beye veriliyor.Rıza Beyin oğlu olan Aslan Bey Obalı Aslan Pehlivanlı olarak bilinmektedir.
Fikri Pehlivanlının babası Aslan Beydir.Rıza Beyin oğlu olan Aslan Bey,1878 yılında doğmuşlardır.Birinci Cihan Harbinde 1918 yılında Kazım Karabekir Paşa Delice yöresindeki andarma Karakolunu Aslan Beyin emrine vermiştir.
Otoriteliğiyle tanınan,maceralı bir hayat yaşayan Aslan Bey,Beyobası Köyündeki Konağındaki bahçesinde oğlu Menduh Beyle otururken 1950 yılında düşmanları tarafından vurulmuştur.
Sivaslı Aşık Ali Özkan çok sevdiği dostu Aslan Bey için çok üzülmüş ve şu ağıdı yakmıştır.
Atıldı bir kurşun bilmem ne yandan,
Vuruldu Aslan Bey cihan ağladı.
Menduh Bey tutuştu ciğerden candan,
Öksüz kalan sabi sübyan ağladı.
Bir tuzakla Hasbahçeye girdiler,
Havuzun başında biraz durdular,
Baba oğul birarada vurdular,
Gökte melek yerde insan ağladı.
Söyleyin Pehlivan Beyleri gelsin,
Düşmanımı seçip arayıp bulsun,
Duran ahbablarım yasımı tutsun,
Kırşehir Keskin Kaman ağladı.
Sofralar yıkıldı yemek döküldü,
Kavim akrabanın beli büküldü,
Ağıtlar ağlandı yaslar çekildi,
Ak Konağa gelen mihman ağladı.
Oğlu Erhan göçtü onbeş yaşında,
Hiç lezzet almadı tatlı aşında,
Zalim düşman gezer imiş peşinde,
Şu Anadolu’da duyan ağladı.
Bedirhan Bey Fikri oğlu ağlaştı,
Taki yavrum yandı yandı dolaştı,
Küheylanlar Akkoyunlar meleşti,
Erzurum’la Kars Kağızman ağlaştı.
Kadınlar ağlaşır vurur dizine,
Vurulmuşta kanlar akmış yüzüne,
Duman çıkmış Beyobası düzüne,
Hasandağı Erciyes Kazan ağladı.
Harap oldu Beyobası bucağı,
Çok ağladı bugün İslam sancağı,
Sebep olanların batsın ocağı,
Can ciğer kardeşi İhsan ağladı.
Fakir fukaraya yardım ederdi,
Düşkünlerin ellerinden tutardı,
Kavga olsa bir orduya yeterdi,
Kılıç kalkan ulu meydan ağladı.
Aslı kahramandı Pehlivan zade,
Görülmedi böyle acı dünyada,
Ağlar bir dul gelin yaslı bu evde,
Ah çekti Aşık Ali Özkan ağladı..
Eserin nihayetinde Şekerdede’mizin kendisi hakkında yazdığı şiirle kitabına son vermiştir.
Şiirleriyle Rasim Kılıçel adlı şiir kitabını Şiir Dinletimiz olduğu bir günde bana imzalayıp verdiler.Gönül Dostum Hidayet Doğan’a armağanımdır yazıp imzalamışlar.
Altına da not düşmüşler şu beyti yazmışlar:
Ehlinin eline değmiyen eser,
Onu imar eden ustaya küser.
Rasim Kılıçel abimiz bugünlerde kıymetli eşleriyle beraber Delice’nin Baraklı köyünde dinlenmekle vaktini geçiriyorlar.
Geçen aylarda İl Gazete’sinde görüp İhsan Akça ve Şekerdede ile beraber sohbet etmiştim.
Bir kaç ay evvel beynine pıhtı atması sonucu Hastanede tedavi gördüğünü söyleyerek bizden dua etmemizi istirham ettiler.
Rabbim tez zamanda sağlık ve sıhhatler versin diyerek dualar ediyorum kendilerine.
Mutad olarak her hafta cumartesi günleri çıkan İl Gazetesi Şiir sayasında Rasim Kılıçel abinin bir şiiri bulunur.Yine adı geçen gazetede bir kaç yazısı da yayınlanmış olup isteyenler oradan okuyabilirler.
Allah eşiyle beraber uzun ömürler versin.
Onu inşallah uzun yıllar yeni şiirleriyle yeni esrleriyle dinlemek görmek istiyoruz.
Sağlıcakla kalınız..
18.08.2021//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU