- 373 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÜNİVERSTELİ OLDUK...
Güzel yaşamak ve yaşatılmak benim adıma yazılmış en güzel romandır. Fakat ben başkasının gözlüğü ile onu okumaya zorlanıyorsam eksikliği önce kendimde aramam gerektiğini düşünür; En çok da çoğul sese göre ne yaptığıma bakarım.
Ne yapsak ta kiminle yarım bıraktığımız işi tamamlasak da en çok da birbirimize kalan ucuz kahramanlıklarımızdır. Biri koşuyor,diğeri yakalamaya çalışıyor. Ha! Bu başarı olarak görülmesin sadece başarılmak istenen şeylerden oluşur.
Ellerinde kocaman bir hiç ve onun bile birine ait olduğu hissi çok korkunç avuçlarından her ne varsa bırakıp, giden biri olmayı seçersin en fazla
Bunun ötesi ne yapılır derseniz. Doğruya çabalaman diğerlerine göre azınlıkta kalır. Ve birileri kolları sıvamış; yıllardır aynı şeyleri söyleyip duruyorsa
Efendim neymiş dindi,imandı siyahtı, beyazdı en büyük ırkçılık da dibine kadar yaşanır.
Az ile çok bir arada aynı gemide bir yana toplaşmak zorunda kalıp, ha bire en dibe batıyoruz, çığlıkların gerisinde.
Güçlü birilerinin oluşmasına destek olacak dünyanın diğer ucuna güçlü fikir ağabeyleri yolladık. Siz hele medeniyeti bir koşu gidin görün; gelin bizi kurtarın dedik mi?
Ne yazık ki onlar hiç dönmediler. Tam tersine kendilerine yakın olanlara el uzatıp, yanlarına çektiler. Bizse yine iban, bende varım? Mesajlarına mimlendik.
Halkız yaaaaaaaaaa!
Ülkeyi resmen dev bir çatlak gibi düşünün, enine boyuna sahipsiz ve ona göre sahiplidir öyle görmenizi sağlayan bir iksir içirilmiş sanki.
. Her yerde burnumuzda yanık kokusu ve sel sazakları tabiat bizi cezalandırıyor. Dedik mi? deyinde göreyim sizi
Geçen Antalya da güzel bir işletmesi olan arkadaşım Suna Hanım beni aradı. Her zamanki gibi uzun uzun ülkenin gidişatını konuşur iken ne dedi biliyor musunuz? " Avrupa bizi kıskanıyor "arkadaşım konuşması bitiminden hemen sonra ikimizde de bir sessizlik oluştu ve ben kıskanılmayı hızlıca beynimde kurguladım. Betonlaşan kentler, tahsilsiz iş adamları, lüks araçlar pahalı çantalarımızı kıskanabilenler var".Evet evet kıskanılıyoruz ne demezsiniz" dedim.
Bir anda arkadaşımın sesi titredi sinirden, dur! Dur! Sana geçen başımızdan geçen bir olayı anlatayım.
Bir ay önce kadarıydı. Otelimize balayına gelen bir genç çift sabah büyük bir kavga ile resepsiyona iniyorlar.
Hanım kızımız hafif etine dolgun boyca da kısa, saç baş karışmış, makyajı akmış rengi benzi atmış. Görevli arkadaşa bir hışımla gözlerini diker " beyefendi beyefendi hemen şimdi buraya polis çağırmanızı istiyorum" der.
Bu yanımdaki adi herif! Var ya! Sabaha kadar beni taciz etti. İstemediğim halde ve bi o kadar rızasız ırzıma geçti.
Bizim resepsiyonda ki görevi Halil Bey babacan bir adamdır, bir kıza bi delikanlıya bakıyor. Kafasını sağa sola sallayarak yok o kadarı da imkânsız hanım efendi. Hemde dedikleriniz inandırıcı değil, hemde bu dedikleriniz bizim otelde oluyor.
tuuuuh!
Sanki başka otelde bunlar olsa gidip kurtaracak gibi duruyor
Kızcağızı:
Ne diyeceğine şaşırmış genç adam ise korkudan kafa karışıklığından gözleri fal taşı sadece" aşkım aşkım nasıl unutursun biz dün seninle resmi evlendik" diyebiliyormuş.
Bir gün öncesini hatırlamamak bu olsa gerek ve bizim ömrümüzden ise onca yıl geçip gitmiş. Kısaca bile bile yılları hatırlanmamak genç kızın olayından daha beter bir durum değil mi?
Artık kişileşmiş susmalarımız. Ve hayat boyunca yazıp çizdiklerimize sanatsal bir beklenti içindeyiz diyebilir miyiz?
. Ya ya
Hayır! Yazıp bi kenara attım ya da ben yazmasam da birileri yazar fikrini kabul etmek değil de. Kahretmişiz
Ve sanat dışında ben bir anneyim çocuğuma çığlık çığlığa güzel bir gelecek isteme hakkımı kimse elimde alamaz derdim.
Fakat kızım devletin verdiği yarım yamalak bir eğitimle günü kurtarmaya çalışanlardan olmadı. Çok okudu; inceledi özelikle insanın başarısını.
Lakin ilkokulu, ortaokul derken liseye kadar kendinin belirlediği çalışma stili ile bugünlere geldi diyebilirim.
Hepimizin de bildiği gibi üniversite sınavlarına hazırlık pandemi ile elek, beşik oldu. Oy oy! Uzaktan eğitim tel koptu, yayın koptu… Derken Öğretmen yoktu. Kızımın son senesi olmasından dolayı gelecekle bir pazarlık başladı mı? Yakın eş dost bilen bilmeyenden.
Yok, efendim sayısal okursa; şu meslekleri seçer. Yok, sayısal seçerse hayatı kurtulur fikirleri havada uçuştu
Kime sorsak herkes bir konuda hem fikir aman sayısal seçin çünkü sayısal da önemli meslekler var. Rahat iş bulur meslek sahibi olur fikrine takılıp, benim onayımla seçti çocuk sayısalı.
Çalıştı, çalıştı net sayısal başarısını bekliyoruz. Ta ki sınav gününe kadar rahattık
Ama sınav ile yüzleşince kızım bi kazık sorular çıktı mı? Demezler ki adam bu çocuklar ne eğitim gördü ne versinler.
Kızım da çok zaman kaybı yaşamadan direk bildiklerinden faydalanıp, sınava sayısalla girip sözelle çıktı.
Aferin kızıma şahsi fikrime göre çokta iyide yapmış. Yoksa zaman kaybı ile, şu an ki sıralamada olmazdı.
Sonrası arapsaçı vay vay anam hara güre yks sonuçları sürpriz bir şekilde açıklanması gereken gününden önce açıkladı.
Sıralama puan olayı, çevrenin yaşanmışlıkları o mesleği seçme iş bulaman bunu seçme açıkta kalırsın. Orası şu siyasetinin tekelinde burası dindarların etkin olduğu bölge
Madalyanın birde şu yüzü var. İşin özü ben İstanbul da yaşıyorum. Yurt konusunda dediğim gibi, yaşanmışlıklar yüreğimi ağzıma getirdi.
Allahın belaları benim çocuğum ülkesinde güvenle okuyamayacaksa nereye gidecek. Hop oturup hop kalkıyorum. Ve kız çocuğu hayatını maazallah bitirecekler korkusu başladı.
Ev tutsam yeni bir hayat yeni bir düzen olacak. Bunu ben hangi para ile yapacağım hiç düşünen yok… Sanki elim kolum dolu servet bol bol harcama yapayım.
İlkokuldan liseye kadar evinin yaşadığı şehirde okuma olanakları var. Neden üniversite bu kadar sımsıkı boş kurular ile çevrelenmiş. Kişilik haklarımız ise zamanen kısıtlanmış.
Benim çocuğum zorunda mı başka şehirde okumaya.
Yaşantısını değiştirmeye hadi okudu diyelim. Zaten iş olanakları Ankara da dayın varsa yoksa ağzında sakız bim de kasiyerlikten öteye gidemezsin…
huuuu! Avrupa bizi kıskanıyor!!!!...
YORUMLAR
Bu yönetim her şeyi berbat etti
İban devleti olduk......
Bir şey sorabilrmiyim..ismail sezgin diye birini tanıyormusun..onunda sivasli arkadası var zaralican diye o yuzden sordum
Saygılar