Bilinmeyen (x)
(x)’i çözmek için matematik bilmek gerekiyor. Hani derler ya matematik gereksizdir. Hesabını bilmeyen için belki… Mesela günümü (+) ile mi yoksa(-) ile mi geçirdim desem( + ve - değerleri x’in bilinen değerleridir), bu hesabı yapmadan önce bilinmeyen(x)’dir. Herşey aslında bilinir ama yapılan her şey ortaya dökülür ve değerler verilerek yani matematik hesabı ile çözüm bulunur. Ne kadar matematik bilsekte, hesap yapmaya hep tembellik ederiz. Hep karşımızdakine güveniriz, mesela muhasebeci alırız eğer şirketimiz varsa. Yahut hesapları kontrol etsin diye Mali Müşavir buluruz. Kendi hesabını başkasına yaptıran bir milletin çocuklarıyız sonuçta. Matematik, yani hesap yapma işi çocukluktan gelen bir zorluk içindedir. Nedense sevmeyiz ve çok az insan hesap yapmayı başarabilir.
Bilinmeyen ya yarınsa? İşte (x)’in çözümü yalnızca Allah’a aittir. Yarın ne olacak(x) kesinlikle bilende, hesaplayanda yoktur, olamaz. İşte burası önemli. En dahi bile, hızla hareket eden cinler bile bu (x)’i çözemez. Bırakın çözmeyi bir formül yahut bir denklemini bile bulan olmadı, olamaz.
Ancak, toplumda çıkar olsunda, küçük hesaplar yapanlarda var. (x)’e anlam yükler, onu çözdüğünü sanar, sonuçta koyduğu değer başta doğru gibi görünsede, sonuçta doğru olmadığı anlaşılır ve hüsrana uğrar. (x)’in içini doldurmak için yapacağımız işte kesin bir formül olmalı. Kim o formülü çözerse çözsün çözdüğünde sonuç iyilik olmalıdır. İnsan yaşarken, bilinmeze karşı öylesi heyacan duyar ki, kendisi bilmese bile cevabını bileni arar. Karşılığında hazineler döker. Bu tercihle kumar oynar ve kaybeder. Bilinmez, mesela karşımızda ki kişi bizi seviyor mu? Yahut bizi şirket veya devlet işe alır mı? Hepsinin formülü var. İçini doldurursanız cevabınız da bir o kadar tatmin edicidir. Mesela işe girme formülü= x1(Okul bitirme dereceniz) + x2 (KPSS puanınız) + x3(YDS puanınız) + x4 (Mülakat başarısı- Size kefil olacak güçlü bir kefil var mı, yani torpil) Bu formülün sonucu en yüksek olan kişi işe girer, böylece bilinmez sonuçlanır. Kişi bu formülü bildiği için x1,2,3,4 bilinmezleri için sınavlara girer. Sonuç açıklanana kadar sonucu bilmez, tahmin eder. Nihayet bilinmezler bilinir. Son aşamada yerine konularak sonuç bulunur. İşi girdim işte der. Yalnız trafik kazası, sel bakınları, orman yangınları, koronavirüs ve aşırı sıcaklara karşı tedbirlerinizi alın. Hani işe girdiniz ama çalışmak için hayatta kalmakta lazım değil mi?
Bilinmez ya bilinseydi? Mesela insan hangi gün öleceğini bilseydi, yahut öldükten sonra cehenneme gideceğini bilseydi? Kaç kişi bunun cevabını öğrense dünya denen emanet yerde yaşamın tadına varabilirdi ki? Demek ki, bilinmezliğin bilinmemesi de bizim için çok önemli… Yaşam içinde hesabın yapılmaması, formülünün aranması gereksiz olanlarda var. Çocuğa soruyorlar, sayısal mı, eşit ağırlık mı, sosyal mi? Hangi türü seçmek istersin? Herhalde bilinmezliği sevenler asla sayısalcı olmak istemezler, vur çalsın davul herkes oynasın diyen hayat görüşü öncelik olurdu. Dediğim gibi bilinmemesi gereksiz şeyler var. Ölümü hatırlamak başka, öleceğin günü bilmek başka…
Tüm bilimsel veriler sayısalcıların işi. Hep bilinmezi arayan ve insanlara bir nimet gibi sunulan tablolar, istatistikler… Bak işte geçmişte böyleydi ve gelecekte böyle olabilir. Olmayana tahmin metodu. Tüm şans oyunları, borsa, döviz varsayımları bunun üzerine kurgulu. Herkes bunun varlığına inanıyor aslında ama kim güçlüyse o rakamları kendi oynatıyor ve istediğini alıyor. Hasat sonunda zar zor kazandığı ürünün parasını belki de kaybettiriyor. Yahu geleceği kimse bilmiyor. Bu istatistiklere bel bağlamayın. O istatistiği güçlü olan ortaya koyuyor. O güçlü geleceği bilmiyor, hamlesini güç formülüne göre düzenliyor ve kazanıyor.
Bilinmeyen(x)’i çözmek yani matematik zor iş gerçekten. Kimseninde malı değil. Siz en iyisi orta yolu seçin, çalışın, helal yoldan kazanç dileyin ve küçük şeylerle mutlu olacağız hayatı tercih edin. Hesabınızı kime vereceğinizi düşünerek yaşayın. Yaşadığınız şu anı iyi değerlendirin. İşte Matematiği bilmeye gerek olmayan, herkese eşitlik sağlayan an bu an. İşte hesaba şu anda gerek yok. Karar vermeniz gereken bu an. karar vereceğinizde karşınızda. Size gelen bu anı en iyi değerlendirin bence… Asla kaybetmezsin böylece…
Saffet Kuramaz