- 1188 Okunma
- 11 Yorum
- 8 Beğeni
Fikret Nalan - Bizim Mahalle
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
" Kavurucu bir yaz sıcağında vakit ikindi sonrasıdır. Sessiz sokaklar, kalabalığa bırakıyor kendini...
Bakımsız bir cami bitişiğinde bir küçük türbe ve ona yaslı bir ceviz ağacı.
Ağacın gölgesinde üç beş tabure ile mekan tutmuş eski mahpus Cevher Baba. Baba közde kahvesini pişirir şimdi; canlarla söylemişiz birer sade kahve. Kahvenin tarihinden açılmışken söz, alır başını gider...Sonra sonra geçmişten yakın tarihe...Yeniçeriden Vakayı Hayriye’ye derken Mim -Mim’ den Cambaz Mehmet’e, İaşeci Kara Kemal’den, Kuşçubaşı Eşref’e ve dahi Zenci Musa’ya kurtuluş mücadelesinin gizli kahramanlarına rahmetle, koyu bir sohbete dalmışız.”
Fikret:
Zenci Musa, kendisine teklif edilen emekli iaşesini geri çevirmiş; “ Milletin hakkıdır; daha elzem yerler vardır, alamam. Gücüm, kuvvetim yerindeyken sırtıma bir ip olsun yeter, hamallık yapar bi iznillah çıkarırım rızkımı” demişti Allah rahmet eyleye...
( Sohbet akıp gidiyor güzelce peki ya bu benim hallerim ne olacak böyle ?
- Ama benim gücüm kuvvetim ne ola ki ben nasıl kaldırırım onca yükü, bu sıska vücudum ile ?
- Ah iş olsa, ekmek tutsam sonra Nalan’ın kapısına varsam, Nalan’ın elini tutsam ... )
Eski Mahpus Cevher Baba: İşte böyledir evlat.
Basmacılar’ın hazin hikayesinin sonunda, Enver’i Belh-i Cevan da Çeğen dağlarında şehid ettiler, gözümüz hala onunla yaşlıdır, yasımız kırmızı sarıklılarladır...
Terzi Hikmet: Hayrola Fikret ? Neye ah edersin? Yine nerelere daldın be gardaşlık ?
Fikret: Çeğen’e Pamir’e varalım Hikmet ! Bize de kısmet olur mu be Hikmet, mezarı başında bir Fatiha okusak ? Ama nerde daha kirayı ödeyecek halimiz yok nasıl gideriz onca yolu nerden buluruz onca pulu ?
(- Sahi ne olacak haftaya üçüncü kira geliyor, cepte beş kuruş desen yok. Nasıl atlatırım üçüncüye ?
Ulan Fikret !
Hep hayal peşinde fikreder durursun; zihnin dursa dilin durmaz “Nalan” der ulursun, yazık sana be ! Daha açıkta kıçını kapatacak gücün yok nasıl isteyeceksin Nalan’ı sen bu sefalette ? )
Nasıl atlatırım... Nasıl, nasıl, nasıl ?
Fırıncı Sami: Al işte ! Yına soylenayi uşaağum gendi gendune “Nasi, nasi?” diye aklinu yeturcek uşak
Terzi Hikmet: Söylenir tabi. Gardaşlığımın derdi böyük ! Alamadı gitti Nalan’ı oysa uçan kuş bilir bacımın da gönlü vardır Fikri’de gözü kör olasıca fakırlık...
“ Sohbet Çeğen dağlarını aşarken karşı kaldırımda Nalan, Halk ekmek kuyruğuna girmiştir. Onu sadece karşı kaldırım kadar yakından izlerken göz göze gelebilmek cesaretini yoklar, Fikri...”
Fikret: Çeğen’de yiğitler, mevzilerinden atlarken olanca insafsız düşman güllesine karşı yalın kılıç göğüs gererken birer birer düşerler toprağa ...Ya ben nasıl atılırım Nalan’ın yanına ? Ya düşüverirsen Fikri oracıkta, o kaldırım taşına nice olur halim ?
-Kalbimin binbir korkusunda... Nice olur halim ?
“Kahvesi bile sade bu mütevazi muhafazakar dünyanın delikanlısı Fikret hep fikre diyor, dili nalan zikrediyor ama bin bir korku arasında...
Ve Nalan’a Aşkını daha ne kadar gizleyebilirdi ?
Tam o sırada metalik yeşil 1960 Pontiac sokağın içine daldı, yavaşladı. İçerden tüm sokağı inleten bir gürültü son gücüyle bass “A$AP Ferg - Plain Jane “ çalıyor çok sesli...
Fikret’in dünyasına hem madden, hem manen uzak o janti arabada bakımlı olduğu kadar, gamsız şımarık bir rakip belirmiştir... Mahalle Fikret’indir, arkadaşları Nalan’ı Fikret’indir deyü bacı kardeş bellemiştir... Kapı önünde yün eğiren, pirinç ayıklayan teyzeler, ak kadınlar, hacı annelerde sezdirmeden çoktan yüreklerinde bu ikisini bir birine nikahlamıştı...
Fikret’in ilanı aşkı, bir yabancının mahalleye girişiyle, ortaya çıktı. Bir hışımla meydanın orta yerine bomba gibi düşmesi o sürekli fikreden, dilinde zikirden bir türlü eyleme geçemeyen o munis delikanlı Fikret, cesim bir aslana dönüşür atılır korkuları ve şüpheleriyle...İsmi hüzünden mürekkep Nalan’ın yanağına kaynayarak büyük bir suç işlemiştir. O eski mahallede, büyük bir suç işlemiştir ama ne tatlı olmuştur. Ne güzel etmiştir. Aşk ile birleşmiştir ( fikreyleyen Fikret ve ah ile inleyen Nalan) Fikret ve Nalan gibi suç ortaklarına müjdeler olsun “
Yıllar sonra torunlarına ceviz kırar aynı ağacın altında Cesim Fikret,
Cesim Fikret:
“Bir hışım karşı kaldırıma atladım sanıyorum; uçtuğumu söyleyen de vakidir.
Halk ekmek kuyruğunda Nalan ! Babaanneniz yani... Kaynadım kuyruğa, kaynadı içim Nalan’a bi cesaret öpüverdim yanağından, başımı cevirdim uzaklaşmıştı çok sesli araba ..."
S(y)N
"Fikret Nalan - Bizim Mahalle" öyküsünü günün seçkisine layık gören değerli Edebiyat Defteri Seçki Kurulu’na , yorum ve beğenileriyle eşlik eden kıymetli okurlara teşekkür ederim.
S(y)N
YORUMLAR
Bizim mahallenin yangınlarına bi nebze kattı sağlamak istediğimden;
Senin ‘‘Bizim Mahalle’ni okumaya geç kalmışım. Af ola.
Bazen çimlerin üzerine oturursun ve insanların sesine kulak verirsin.
Birkaç gün gün önce hemen yanımda, birkaç metre ilerimizde oturan hiç tanımadığım dedenin titreyen kollarını fark ettiğimde ağladığını anladım. İçli içli gözyaşlarını dökerken dede neyin var diye o an sormak istedim.
Kendimi tuttum ters tepki verir diye bekledim. Sektirmeden dedeye baktıkça giyimi kuşamı yerinde perişan hali olmadığını fark ediyordum. Peki, neydi gözyaşlarına sebep olan.
Hangi insan dayanabilirdi bende daha fazla dayanamadım yanına oturum.
Hal hatır başlayan muhabbet ve sonrasında ebediyete uğurladığı dostlarından, geriye kalan dostlarının da korona yüzünden kırsal yerlere göçtüğünü ve muhabbet edecek hiç kimsenin kalmadığı hüzünlendiğini ve geçmişin daha güzel olduğunu anlattı. Sevgi ve saygıya dair.
İkinci isyanın sebebini ise gençler, biz yaşlıların dilinden anlamıyorlar derken, o an verecek cevabım yoktu sustum.
Muhabbetimize ablamlar, eniştemler, kız kardeşim katılmasıyla saat gecenin bir yarısı olduğunu bile anlamadık. Parkın fıskiyeleri açıldı bizde evin yolunu tuttuk.
‘‘Bizim Mahalle’ni okurken insan karakterleri aslında sadece senin değildi bizimde mahallemizin, çocukluğum kahramanlarıydı.
Hayatımı sımsıkı tutuşumun ana sebebi yaşayan ölü insanlarla değil kanlı canlı insanların muhabbetlerinde yoğrulmaktı.
Teşekkür ederim böylesine güzel bir yazıyı okutturduğun için
Bizim mahallenin yangınlarına yardım etmek için çay molamdan yeniden işime dönmeliyim.
Sevgiyle selamlar.
Ümmühan Yıldız tarafından 12.8.2021 10:12:21 zamanında düzenlenmiştir.
Sahir Neva
Evvela belirtmek istediğim bir husus var; ben gündüzleri mesaideyken siteye giremiyor vakit bulamıyorum fakat mobilden girince siteye hiç girmesem bile hep çevrimiçi görünüyorum bi süre çevrimdışı olsa ya da skype durum mesajı gibi meşgul - dışarda gibi bi seçenek olsa fena olmaz …
Geç kaldım demişsiniz estağfurullah
Anladığım kadarıyla yoğun bir mesainiz var ; sayfaya uğramanız vakit ayırmanız çok güzel cok kıymetli
Kurgu hikayede anlatılan mahalle; ruhunda anısında kendine yer bulan herkesin mahallesi :)
Bir başka çay molasında yeniden görüşmek dileğiyle
Sen de bizim mahallemizdensin çok teşekkür ererim Ümmühan selam ve sevgilerimle
Sahir Neva öykünüzü okumaya geldim. Ben de öykü yazmak istedim bir ara hatta bu aralar farklı kulvardan öyküler okuyorum. Evet, şiirin tadı başka ama şöyle bir gerçek var ki insan ömrüne gerçek anlamda yazılmış kaç şiir sığabilir.
Öyküleriniz okurken insanı neşelendiren türden... Bakalım bu nasıl :)
Sahir Neva
Ben maalesef şiir konusunda tutuk kaldım biraz bir gün yüzlerce sayfaya konu olabilecek tek bir şiir yazabilmeyi çok isterim.
Öykü okumalarınız için naçizane
Refik HaliT KARAY
Sabahaddin Kudret AKSAL - Gazoz AĞACI
Alexandr Sergeyeviç Puşkin tavsiye edebilrim.
umarım benim kırık dökük ifadelerimle yazdıklarımı da beğenirsin :)
Mahvash
Tebrik ederim.
Mahvash
Teşekkür ederim.
Sahir Neva
babaanneyi öpüyorum kocaman :)
Sevgilerimle
Ne çok samimi bir muhabbet... Kırmadan, dökmeden, çekiştirmeden ve değiştirmeden diyalektin özünü ve nüansını...
Oturdum dinledim ve hayran oldum öykünün kahramanlarındaki enerjiye...
Çokça teşekkür ettim ve kutladım günün seçkisini ve yalın yazısını.
Saygılarımla.
Tüya tarafından 10.8.2021 17:23:13 zamanında düzenlenmiştir.
Sahir Neva
Saygılarımla,
Sahir Bey,
Allah size uzun ömür, bizlere de her zaman bu güzellikte kaleminizden güzel hikayeler okumayı nasip etsin.
Edebi eser olarak gördüm eski ve yeniyi bağlayan; betimlemelerin zenginliğinden başım döndü, hayran kaldım seçkin cümlelere... Siz gerçek bir hikayecisiniz, kaleminizin zarafetine imrendim doğrusu.
Hikayenin içeriğine değinip de tadını kaçırmak istemediysem de edemedim, çünkü başlı başına ayrı bir dünya...
Zenci Musa'yı günümüzün gözü doymayanlarıyla karşılaştırdım, Fikret dersen gizli kalmış sevdanın peşinde... mutlu sona erecek mi onca yoksulluktan sonra? Ama gözü tok.. yine de sevdiğinin yanına varabilmeyi cepheden bir sahne ile kıyaslaması ayrı bir duygu alemi.
Ve... keşke bütün suçlar Fikret'in sevdası uğruna yaptığı gibi olsa...
Saygılarımla Efendim.
Sahir Neva
Eleştirinizin başlangıcında daha ilk satırında Anadolu'muzun örfünden bir güzellikle bir öğretiyi yaşatıyorsunuz; - bizim geleneğimiz her nerede olursa olsun evvela dua ve temenniler ile karşılanıyor muhatap kişi yada topluluk - bu güzel duanıza tüm kalbimle Amin diyorum, Allah razı olsun.
Gerçek hikayeci payesine kavuşturan içtenliğiniz için ayrıca çok teşekkür ederim İnşallah içtenliğinize yansıdığı, iltifat buyurduğunuz kadarıyla hikayeci olmak nasip olur...
Zenci Musa gibi kahraman şehitlerimizin şuurunu ve asaletini inşallah yeni nesillerde görmek nasip olur...
Derin saygım ve sevgilerimle,
Mahalleyi canlandırdım gözümde. Çok güzeldi. Terzi Hikmet, öykünün bir yerinde Fikret'ten Fikri diye bahsetmekte. Nice güzel öykülere.
Sahir Neva
Ayrıntıda bahsettiğiniz diyalogda bilinçli olarak "Fikri" seslenişi var bir başka diyalogta yine "Fikri" var. Çünkü Fikret'in eylemsizliğinin sonucudur bu hitabet ne zaman ki Fikret cesaret bulup eyleme geçti o zaman da Fikret olmayı aştı ve ona artık " Cesim Fikret" dediler.
Çok teşekkür ederim, saygılarımla
Sahir Neva
falcı olarak anılmaktan korkardım :)
Teşekkür ederim Deniz,
Mahalleye de bekleriz ;)
Sahir Neva
Öyküleri yazarken insan kendini rahat hissediyor. En azından benim için öyle... Sende de bu rahatlığı gözlemliyorum. Kalemin akıp gidiyor. Özellikle betimlemelerini seviyorum.
Eğer okumadıysan, İhsan Oktay Anar’ı tavsiye ederim. Tarzında, kendinden çok şey bulacağına eminim.
Teşekkürler güzel öykü için (mutlu bitenleri seviyorum:))
Sahir Neva
İhsan Oktay Anar okumadım hiç mutlaka okuyacağım eleştirinin böylesine bayılıyorum hediyesi dibine düşüyor :)
Çok teşekkür ederim Eflatun her zaman ki gibi hayran sevgilerimle :)
Muhtesem!..Gosteristen uzak..kendi halinde, kendi yagiyla becerebildigince kavrulan bir halk...Diger yanda mevki ve makamini ise yaramayan asalaklarina boca etmis azameti humayun..Kosklerde , yalilarda yasarken miskin miskin mahallede macera arayan samimiyetsiz bir guruh..Tarzlari da hava atmak ve kavga cikarmak olan..Kutsal degerleri hal ve tavirlarilya hice sayan ve samimiyetsiz..Adalet ve ataletin kol gezdigi memleketim.Devami gelecek sanirim yazinin.Bizden bir anlatim...Tanidik olaylar zincirine dogru..Okumak buyuk bir keyif kalemi..Saygiyla..
Sahir Neva
Devamı olmasa da yine aynı mahalleden başka bir anlatı olabilir.
Teşekkür ederim, saygılarımla