- 1261 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dostlukta İstikrar
DOSTLUKTA İSTİKRAR
Sevgili dostum,
Dostluğumuzu pekiştiren ve uzun ömürlü kılan şeylerin başında dostluğumuzda istikrara yani devamlılığa ve sürekli olmasına önem vermemiz. Dostluğumuzun istikrarlı ve uzun ömürlü olması için çaba harcamamız.
Sevgili dostum,
Çok dostluğumuz samimiyetsizlik ve istikrarsızlık yüzünden benim değil karşımdakinin aniden iletişimi kesmesi sonucu son bulmuştur. Bu mektupta bunu ve neticelerini sana anlatmak istedim.
Sevgili dostum,
Dostlukta istikrara önemine, yaşadığım ve bu mektupta paylaşacağım birkaç olay sonunda daha çok inandım. Sana olan dost sevgim daha arttı. Onlardan olmadığın için seni tebrik ettim.
Sevgili dostum,
Başka şehirlerde yaşadığı için sosyal medyada yazılı görsel olarak devam eden dostluklar bazen hiç ortada sebep yok iken bitiyor ve anlamakta zorlanıyorum.
Sevgili dostum,
Dost olduğum insanlara her zaman tanışmamızın başında sorarım “ İletişimimizde sana Rahatsızlık verecek olan her türlü söz ve davranışımda beni uyar ki, sevmediğin söz ve davranışları sana yapmayayım” diyerek samimi tutumumu anlatırım. Ama kısa veya uzun zaman süren iletişimimizde muhatabım” Tabii söylerim” demesine rağmen bir gün aniden iletişimi keser. Ben çok üzülürüm. Muhatabım belli ki bir anlık kızgınlığından dolayı öyle davranır, sonrasında öyle davranmasına belki de benden çok üzülür ama “gurur” denen baş belasından dolayı “özür dilemek” erdemini gösteremediğinden belki bu tutumundan dolayı benden çok zarar görür. Ben bu duruma O’nun adına daha çok üzülürüm. Üzülmekle elime ne geçerse?
Sevgili dostum,
Bazıları da uzun bir aradan sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi gelerek kaldığı yerden devam ederler ve “ bu iletişimsizlik zamanında bunalımdaydım kimse ile iletişim kurmadım” derler bende bir şey diyemem. İnsanların psikolojik olarak sor durumda olmalarına empati yaptığımdan dolayı anlamaya çalışırım. Ama çok zaman insanlar “özür dileme” erdemine sahip olmadığından dolayı hatalarını kabul etmedikleri için seninle kurduğumuz bir dostluğu onlar ile de devam ettirme zenginliğinden mahrum olurlar. İnsanın hatasını kabul etmemesi en büyük hata değil mi? Bunun zararı kime sence?
Sevgili dostum,
Yaşadığımız böyle aniden iletişim kesme tavırları tabi ki sadece biz yaşamıyoruz. Ne yazık ki toplumumuz böyle. Severek kaçarak evlenenler bazen dövüşerek, öldürerek ayrılıyorlar. Dostluklarda öyle. Bazen sebebini kendileri bile bilmeden aniden dostluklara nokta koyabiliyor insanlar. İşte anlaşmazlıkların sebebi de insanların terk etme davranışlarını muhataplarına açıklama özgüvenine ve dürüstlüğüne sahip olmamaları. Bu özgüvene sahip olsalar dürüstçe dostluğu bitirme gerekçelerini açıklayarak ayrılırlar ki, bu da hem muhatabını üzmez, hem de kendini. En büyük sorunumuz da işte toplum olarak kendimizi ifade edemememiz özgüven sahibi olmamamız ve bunun da iletişimlerde çok yaşanması. “İletişim engelli toplum” işte bu sorunların kaynağı. Çok insan kabul etmese de. Bunu da yazarak söyleyerek anlatmaya devam edeceğiz. Belki birine faydası olur.
Sevgili dostum,
Bazen insanlar saatlerce konuşur da, ne konuştuklarını, ne dinlediklerini unuturlar. Bazen saatlerce sohbet eden insanları izlerim. Sohbet bittikten sonra “ Uzun uzun konuştunuz. Rahatsız etmek istemedim. Konuyu özetle de biz de faydalanalım” derim ama izah edemezler. Çünkü anlamamışlardır. Ben uzaktan izlediğim halde konuyu az çok tahmin ederim. Vücut dili yalan söylemez. Bunu anlatınca insanlar şaşar tabii. İletişim konuşmak ile değil anlamak ile olur.
Sevgili dostum,
Çok zaman bana sohbetlerinde arkadaşlar” doğru söylüyorsun” derler ama söylediklerimi anlamadıktan ve uygulamaya geçmedikten sonra bunu söylemelerini bana bir anlam ifade etmiyor. Mesela sana geleceğim” deyip de gelmesi ile neler kazanacaklarını anlatmama rağmen ( mesela gelirsen sana kitap hediye ederim okursan anlarsan uygularsan faydalanırsın) “Doğru söylüyorsun” demesine rağmen gelmemek için çok bahane uyduran insanın bana “Doğru söylüyorsun” demesinin bir anlamı yok. Harekete geçmek berekete geçmektir. Gelse o kitabı hediye netsem okusa faydalansa çevresinde de en az 5 kişiye okutarak onların faydalanmasını sağlasa güzel olmaz mı mesela? Ama aniden iletişimi kesiyorlar işte. Gel de onlar adına üzülme. Olumsuzluklara Üzülmek sanırım dost olmanın gereği ve özü. Dostumun hatasına üzülmeyeceksem dostluğun ne önemi var?
Sevgili dostum,
Beni bu konuda iyi anladığından dostluğumuzda istikrar var. Rahatsız olduğunda beni uyarırsın, ama herkesin içinde değil. Bu da dostluğun pekişmesine sebep olur. Şakadan da olsa küsmez, hatanda özür diler ve özür dilemediğinde neler kaybettiğini sen adın gibi bilirsin işte. Bu tutumunla da beni mest edersin.
Sevgili dostum,
Uzun zaman bu mektubu sana yazacaktım ama bugüne nasip oldu. Demek ki bazı şeylerin zamanı varmış ki bugün yazabildim. Faydalı mektupların bile. Ama erken ama geç ilk fırsatta da düşüncelerimizi anlatmak da bizim görevimiz. Bu mektubu kaç kişi okur anlarsa bizim mutluluğumuz da o kadar artar. Bunu yazarken de mutlu oluyorum zaten daha kimse okumadan. Bu duygu okunacağını bildiğimden ve Kimse okumasa da has dostum okuyacak diye.
Sevgili dostum,
Bir de bir şey isteyen, vermediğimiz zaman değil veremediğimiz zaman buna ikna olmayan ya da inanmayan hemen küsen insanlar vardır ki, ben onları artık ciddiye bile almam. Sonra pişman olurlar da özrü bile bizden bekler, bizim onlara küstüğümüzü iddia ederler. Buna da yakın çevresini bile inandırırlar. Bunlara da üzülürdüm ama baktım üzülmekle kalıyoruz ne bize fayda ne onlara en iyisi işi oluruna bırakmak. Bunlar yaşadıklarımız şeyler. Seninle paylaşıyorum sadece. Dost güzellikleri de olumsuzlukları da paylaşmalı ki, olumsuzlukları el ele olumlu hale getirmeye çaba harcayalım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.