- 298 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DUYGUSALLIK VE SEVGİ
DUYGUSALLIK
Bir insanın doğru düşünmesi ve doğru hareket edebilmesi ancak aklını kullanması ile olur. Müşrikler sadece duygularıyla hareket etmektedirler duygusallık da aklın kapanmasına sebebiyet vermektedir. Böylelikle duygusallık yüzünden insanın aklı kapandığında insan şeytanın bütün telkinlerine açık hâle gelmekte ve şeytanın oyuncağı olmaktadır. Şeytan duygusallıkla müşrikleri dilediği gibi kullanıp onları sapkınlığa sürüklemektedir. İnsana sevgi, korku, güven, ihtiyaç vb. gibi duygular Allah’ın rızasını kazanmak, Allah’ın yolunda kullanmak, iyinin ve doğrunun savunucusu ve takipçisi olması için verilmiştir. Fakat eğer bu duygular Kur’an’da belirtildiği gibi kullanılmazsa bu duygular şeytanı yönde bir itici güç oluştururlar. İnsan bu duyguları Rahmani ve şeytani doğrultuda yönlendirebilir. Rahmani tarafa yönlendirildiklerinde insanı imana, İhlasa, Allah’a götürürken, şeytani yöne çevrildiklerinde şirke ve pisliğe sürüklemektedirler zira insan Allah’a ve O’nun istediği yöne yöneltmesi ve karşılığınıda Allah’tan beklemesi gereken bu hisleri başkalarına yöneltince ilahlık vasfınıda onlara yüklemiş olur. Dolayısıyla Allah’ı bırakıp da Allah’ı sever gibi sevdiği kişiyi ya da Allah’tan korkar gibi korktuğu kişiyi veya Allah’ı unutup da kendisinden yardım beklediği kişiyi sapkınca ilahlaştırmış olur. Halbuki sevilmeye, övülmeye, yüceltilmeye, Kendisi’nden korkulmaya yardım istenilmeye gerçek anlamda layık olan sadece Allah’tır.
SEVGİ
Müminlerin bütün kalbiyle sevmesi, yakınlaşması, bağlanması gereken tek kişi Allah’tır. Zira Allah insanları yoktan var etmiş, bedenini, aklını, şuurunu, imanını ve sahip olduğu her şeyi Allah insana vermiştir. Kısacası Allah insana her türlü nimeti vermiş ve vermeye devam etmektedir. Üstelik insan Allah’a iman edip itaat ettiğinde Allah insanı hem dünyada hemde ahirette çok büyük ve sonsuz bir nimetle müjdelemektedir. Bütün bunlarıysa Allah karşılıksız bir şekilde vermektedir. Bu sebeple insanın gerçek anlamda, herkesten çok sevmesi ve bağlanması gereken kişi Allah’tır. Allah’ın bazı sıfatları kulları üzerinde tecelli etmektedir bunlar sadece Allah’ın sonsuz sıfatlarının çok küçük yansımasıdırlar ve gerçekte Allah’a aittirler bütün bunlardan ötürü sevgi sadece Allah’ın zatına duyulur. İnsanın bir şeyi ya da bir insanı Allah’tan bağımsız görüp onu Allah’ı sever gibi sevmesiyse insanın şirk koştuğunun en belirgin alametlerindendirler. Elbette ki sevgi duymak yanlış değildir. Fakat yanlış olan Allah’ı tamamen unutup , adeta bir tutkuyla, ihtirasla karşı tarafa bağlanmaktır. Ya da o insan için Allah’ın rızasını ve hoşnut olacağı şeyleri terk etmektir. Gerçekte insanın sahip olduğu her şeyin gerçek sahibi Allah’tır. İnsan bunu fark ettiği zaman Allah’a yönelir, karşısındaki insanı severken aslında Allah’ı sevdiğinin bilinci içerisinde olur. Müşriklerin sevgilerindeyse durum çok farklıdır. Onlar sevgi bağı ile putlar edinmektedirler bu durum Ankebut Sûresi 25. ayetinde şöyle geçmektedir:
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
(İbrahim) Dedi ki: "Siz gerçekten, Allah’ı bırakıp dünya hayatında aranızda bir sevgi-bağı olarak putları (ilahlar) edindiniz. Sonra kıyamet günü, kiminiz kiminizi inkar edip-tanımayacak ve kiminiz kiminize lanet edeceksiniz. Sizin barınma yeriniz ateştir ve hiçbir yardımcınız yoktur." (Ankebut Suresi, 25)
Ayettende anlaşılacağı üzere bu sevgi bağı ahirette nefrete ve karşılıklı inkâra dönüşecektir. Bunun sebebiyse sevgi bağı kurulan bu putların ahirette cehenneme gitmelerine sebep olmasıdır. İman eden bir insan en çok Allah’ı sever bunun aksi bir uygulama içinde olan kişi ya samimi değildir veya Allah’ı ve dini gereği gibi tanımıyordur. Bu durum Bakara Sûresi 165. ayetinde şöyle geçmektedir:
İnsanlar içinde, Allah’tan başkasını ’eş ve ortak’ tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah’a olan sevgileri daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün kuvvetin tümüyle Allah’ın olduğunu ve Allah’ın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi. (Bakara Suresi, 165)
Mümin insanın sevgisi berrak, nurlu, kalpte ferahlık oluşturan bir sevgidir. Zira gerçek muhatabı Allah’tır. Karşısındaki varlığı dünyada Allah’ın tecellilerini barındırdığı için sever. Bu sebeple sevdiği bir kişi veya varlık ölünce veya sevdiği eşya kaybolunca, kendisinden alınınca mümin üzülmez, bir mahrumiyet, ayrılık acısı çekmez. Zira sevdiği varlıktaki maddi manevi bütün güzelliklerin, tecellilerin gerçek sahibi Allah’tır. Allah’sa ebedi ve ezelidir. Hepsinden önemlisi Allah insana şah damarından daha yakındır. Müşriklerse sevdikleri, bağlandıkları şeyler onları terk edince her biri için sonsuz ayrılık acısını duyarlar. Bu durum şarkıların, şiirlerin, romanların ve filmlerin vazgeçilmez konusunu oluşturmaktadır. Allah Kendisi’ne ihanet eden, haksız yere şirk koşanlardan hem dünyada hemde ahirette intikam alır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.