z raporu..
Rab her ikisinden kurban istedi ve yeryüzünün ilk sınavıyla başladı kadim kavga..
Habil hayvancılıkla uğraşıyordu, göçebeydi; sınırsızlığa ve barışa gereksinim duydu.. Kabil tarımla uğraşıyordu, yerleşik düzendeydi; savaşa ve dikenli tellere gereksinim duydu..
Rab her ikisinden kurban istedi; Habil mülkünün emanetçisiydi, O’na en güzel hayvanını sundu.. Kabil mülküne sahip olduğunu sandı ve malikten çaldı; O’na en kötü hasadı sundu..
Rab Habil’den hoşnut oldu, Kabil’den hoşnutsuzdu..Kabil Habil’i öldürdü..
sonra insanoğlu somut olana tutundu; dikenli tellere..!
önce sahiplendi ve sonra sınırlarını belirledi; tellerin ardı tehdit tellerin önü tedbir idi hayata. silahları ve kuralları icat etti; ötekileri ve ben’i..
adaleti unuttu bu noktada, güvenlik sendromunu buldu.. teller için en uygun çözüm buydu.. doğayı ve içindekileri ikiye ayırdı; tehdit unsuru olanlar ve tehdid unsuru olmayanlar..
suçu özelleştirdi, doğruyu ve faydayı da.. suçluyu kişiselleştirdi ve bu noktada kanunlarla akladı kendini; maddeler ve bendlerle..
kontrollü ve steril özgürlük alanları icat etti.. "yaşasın özgürlük" demeye başladı çağın tutsakları; yıllık tatillerde, çay saatlerinde, sahil kenarlarında, mola yerlerindeki umumi helâlarda.. laboratuarlarda, okullarda, tiyatro salonlarında, spor komplekslerinde, sinema salonlarında, konser alanlarında, adalet saraylarında, kamu binalarında, matbaalarda, gazete manşetlerinde, ibadethanelerde ve bilim merkezlerinde bunu söylemek aklına bile gelmedi.. çünkü bu ihtiyacını karşılaması için ona kontrollü ve steril özgürlük alanları sunulmuştu..
sonra havai fişekler, karnavallar, bayramlar, gökdelenlerin terasına yapma bahçeler, evlerin avlularına yalancı çeşmeler, diplomalar, başarı belgeleri, ikramiyeler, piyangolar, promosyonlar, kahramanlar, starlar icat etti; ağrıyı hissetmesin diye evrenin hiçbir yeri..
Habil’in sunduğu, Kabil’in esirgediği ile yağmurdan daha çok insan "düştü" metrekareye, zamanı gibi mekanı da izafi olan bu sihirli kürede..
nûn..