- 1869 Okunma
- 25 Yorum
- 21 Beğeni
Üç kuruşluk ip
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İş yerine gelen müşteriler genel olarak, düğün öncesi alyans, bilezik, kolye gibi takı almak için uğrarlardı bize. O gün aynı an da iki gurup müşteri içeriye girdi. Birisi kalabalık bir aile topluluğu, diğer müşteri iki yetişkin sevgili idiler.
Öncelik olarak iki sevgiliyle ilgilenmek için kalabalık olan aileye müsaade ederseniz
sizin işiniz uzun sürecek gibi, bu gençlerin işini halledebilir miyim? Dedim.
Yaşlı bir teyze eee hadi bakalım biz bekleriz dedi. Onlara ne içersiniz sıcak veya soğuk diye sordum.
Çay istediler ve oturdular bekleme koltuklarına. Genç sevgililer nişanlanmak için gerekli olan alyans
ve tek taş yüzüklere baktılar.
-Genç kız bunu alalım uğur
-Uğur tabiiki aşkım hangisini istersen tak, sen ne taksan yakışıyor eline deyip gülümsedi ve kızın
ellerinden tutup sımsıcak baktı gözlerine. Sonra bana dönüp
-Abla şu iki parçayı tartar mısın?
Güzel bir alyans ve tek taş pırlanta seçmişlerdi. Hayırlı olsun, hayırlı işler dilekleri sonrası mutlu bir şekilde çıktılar.
Sırada bekleyen müşteri gurubuna buyurun, ne istemiştiniz hemen bakalım dedim. Tezgahın
önüne yaşlı olan teyze ve birkaç kadın geldi ve yüzünde ergenlik sivilceleri henüz sönmemiş
genç kız mı desem, ergen çocuk mu desem bilemedim. Çünkü "gelin gel bak" şuradan parmağına
hangisi uyarsa dedi yaşlı teyze. Gelin utana sıkıla tezgâha yaklaşıp baktı, bakıştırdı. Bu olsun dedi sadece.
Teyzenin yanında ki genç bayanlar, hayır o yüzük hoş değil , bence şu olsun dediler. Sanırım görümce olacak kişilerdi bu hanımlar. Memnuniyetsizliğini pek belli etmese de onların önerdiği yüzüğe peki dedi.
Denedi yüzüğü parmağına, Allahım o kadar ince o kadar zayıftı ki elleri, ne taksa parmağına bol geliyordu…
siz beğenin, ben parmağınızın ölçüsüne göre kestiririm dedim.
Yaşlı teyze seslendi...
-Sarraf hanım! Bize yirmi adet 25’er gramlık Adana burması, 40 gramlık
Maraş burması çıkart!.. ve altın kemer de alacağız, kol saatini hediye olarak üstüne verirsin! O kadar şey
aldık.
Tabi ki teyze ama eşantiyon olarak değil, ben gelin kıza hediye olarak vermek istiyorum saati
dedim.
Yaşlı teyze
-Sen ver de ne olarak verirsen ver dedi
Kaba bir ses tonu ile...
Tam bu esnada kapıdan içeriye bir erkek girdi. Anacığım ne yaptınız halledebildiniz mi?
yaşlı teyze he yavrum he Ahmed’im hallettik. Hesabı ödemek kaldı geriye dedi.
Ahmet güzel giyimli babayiğit 30 yaşlarında yakışıklı bir adam Dı.
Direk anası ile konuştuktan sonra, ergen gelinin yanına geçip, hadi bak! şanslısın kız ağırlığınca altın aldık diye
Gururlandı...
Ergen gelinin yüzünde utangaçlıkla mutluluk arası bir gülümseme belirdi.
Alan memnun veren memnundu sanırım ama sormasam çatlar dım.
Dayanamadım!
- Siz sanırım damat beysiniz?..
-Evet, abla damat benim!
-Hımm maşallah maşallah Kızımız da çok güzel olacak büyüyünce, şimdiden belli oluyor.
-Damat, abla zaten büyümüş, kocaman gelinlik kız olmuş on beş yaşında.
-Hımm Bende on beş yaşında gelin oldum!
-Öylemi ne güzel
-Kayın pederim sizin gibi ağırlığımca altın takmadı
-Eeee abla herkes biz olacak değil ya!
-Aynen herkes siz olamaz!
Aranızda kaç yaş var nişanlınızla?
-On beş yaş
-hımm
Haklısınız kimse sizin gibi değil.
-Sizin eşinizle kaç yaş var aranızda abla?
-Üç buçuk yaş
-Hımm abla, baya küçükmüş eşiniz!
-Ne alaka! illa on beş yaş mı olmalı?
-Yok hayır da…
Ne bileyim sizinki de tamamen oyuncak gibi evlilik olmuş..
-Ha şimdi o halde siz tek taraflı oynarsınız, eşiniz evcilik oynar siz babacılık
Dedim ve...
Damat seslendi anasına, anacığım ne aldıysan koy tezgaha geri!
Abla altın değil millete akıl satıyor,
Kendi düştüğü pişmanlığı bizden çıkaracak belli oldu dedi.
Ve çıkıp gittiler...
Aradan çok değil üç, beş yıl geçti. Aaaa aynı ergen kız geldi işyerime
-Merhaba dedi
-Buyurun
-Abla hatırladın mı beni
-Dur bir dakika sen şu ergen gelin değil misin??
-Evet abla o benim
-Şu alyansı bozdurmak istiyorum
-Neden?
Bu evlilik yüzüğüne nasıl bir ihtiyacın düştü ki bozduruyorsun?
eşin ve ailesi çok zengin gibiler Di?
-Abla eşim beni çok eziyor, ailesi ile birlikte yaşıyoruz, beni çok aşağılıyorlar üstüne bir de ihanet ve
dayak var dayanamadım çıktım o evden, gözlerine çakılsın zenginlikleri!
Ailem de beni kabul etmiyor dön tekrar evine rahat mı battı diyorlar zaten çok garibanlar birde ben,
tekrar yük olmak istemiyorum.
-Hımm pekala bozalım
Sağol abla dedi ama çok üzgündü!
Biraz oyalamak için lafa tuttum
-Başka bir ihtiyacın var mı?
-Hayır abla; bunun parası bile çok, bu parayla kendime üç kuruşluk bir ip alıp şehrin meydanına
asacağım kendimi, örnek olsun "ibreti aleme" kız çocuklarını küçük yaşta evlendilmesinler yoksa da aile’ler sahip çıksın!
O an İçimden kendi yaşayamadığım genç kızlığım geçti.
Duraksadım...
Genel olarak arkadaşlar arasında sohbet esnasında birileri "ben genç kız iken şöyle gezdim, şunu yaptım, bunu yaptım lise yıllarım da, üniversite de yıllarım da, dediğin de benim yüzüm daima yere düşmüştür.
Çoğu insanın okul yıllarına ait aşk hikayesi muhakkak vardır.
Ama;
O çağlarda başka birinin bebek emzirdiğini şimdiler de düşünmek bile korkunç olmalı
oysa ki...
Siz çocuksunuz ve bir bebeğe annelik ne kadar yapabilirsiniz!
Burnumun direği daima sızlamıştır, hatta yazının tam da bu kısmını yazarken olduğu gibi!
İnsanın çocukluk ve yetişkinlik arasında ki bir evresini yaşayamaması nasıl bir yoksunluktur,
yaşamayan hiç kimse bilemez, ya hep çocukluk anılarınızı
yahut da on beşin de başlayan evlilik ve...
Göğüsleriniz, tomurcuk olmadan rahminize düşen, ve ıkınmayı bile bilmediğiniz bir doğumun sancılı anılarını paylaşırsınız. ikisi arasında hiç doğmadan ölen can bulmayan bir "genç kızlık" durur aklınızın ücrasında.
Bir an daldığım maziden çıkıp ergen geline...
Dur!
Yine bozalım bu alyansı dedim ama
Nasıl ağlıyor, kıyamıyorum gözyaşlarına…
Belli ki ruhen ağır çöküntü içerisindeydi.
Bak!
Sen ip alma, hayat güzel, yaşamak güzel
Sığınma evine git dedim.
-Abla burası ilçe yok ki öyle evler
-Bekle sen!
Allahım kıza bekle dedim’de ben neden bekle dedim ki...
Öyle bir sorumluluk yüklenmiştim ki bocaladım o esnada
ne yapabilirdim hiçbir fikrim de yoktu açıkçası, zira bende, yaş olarak çok büyük ve tecrübe sahibi bir kadın değildim.
Yaş olarak Yirmi altı filandım, ama on bir yıllık evliydim.
Kul bunalmayınca Hızır yetişmezmiş derler ya,
Ne yapacağım diye düşünürken aklıma gelen ilk fikri uygulamaya başladım.
Ergen geline" otur sen az dedim, bir telefon
görüşmesi yaptım. Görüşmem bitince belediye’ye gidebilirmisin?
-Neden dedi.
-Sen benim kartımı ver başka bir şey deme!
-Tamam abla
O an için elimden gelen tek şey ise alyans’ını iki katına bozmaktı!
-Abla bu para çok fazla
-Hayır değil işçiliği kesmeden bozdum
Güle güle harca!
Teşekkür ederim abla dedi ve çıktı gitti.
Gel zaman, git zaman yine uğradı işyerime
Hayatım da her şey çok güzel gidiyor,
Belediye başkanı bana yardımcı oldu çalışmam için iş verdi.
Bir kızım var, kendimi toparlayınca onu da yanıma alacağım dedi.
Hadi Gözün aydın olsun inşallah dedim.
Ama sonradan çevreden duyduk ki...
Kocası çalıştığı iş yerine ve girip çıktığı her ortama gelip gidip rahat bırakmamış,
Üstüne bir de namusuna söz edilince dayanamayıp,
O ipi almış
Gariban!
#hüzünlükent
YORUMLAR
Fe(R)iD
yürek sızlatan çok vahim bir hikaye, nesi muazzam anlamadım.
yazarın şahsiyeti insanlığı muazzam olan...
nice saygılarımla
hüzünlükent
Sizin de gönlünüz çok güzel
Saygılar olsun
Hayatın ortasından, son zamanlarda sorguladıklarımızdan hikâyesiyle ne güzel bir anlatıştı.
Kadını eğitmeyen toplumlar topyekün hastalıklıdır desem sanırım doğrudur.
Evlat, kız olsun erkek olsun ana kucağında şekilleniyor, kişiliğini kazanıyor, sonrası teferruat diyor, gönülden kutluyorum.
Sevgi ve saygıyla.
Okudum okudum okudum sonra anneme okudum sonra bir daha okudum
Annem hüzünlendi dediği şuydu
Gerçeği kadar acıydı;(
Bizimle ayni kuşakta teyzemizin olmasi bâzen güzel ama içindeki hüzüne yazıda şahitlik etmek üzücü oldu
O ipi unutana kadar üzüntüm geçmez
Seviliyorsun anne yarısı ❤
hüzünlükent
Sen bana bir kahve yap hele
Misafire hürmet lütfen
🤍❤️
kölelik dahil bir çok insanlık dışı travma atlattı bu dünya fakat işin acısı bu mezat kafalar hala var daha da acısı ülkemizde var oluşları. Kız çocukları bedenen kanadığında kararlar alınıyor, bedeller biçiliyor ama bilinmiyor esas kanayanın o tomurcukların yüreği olduğu..
hüzünlükent
Teşekkür ederim ziyaretiniz için
Yazının sonunun boynu çok bükük.
İsterdim ki dünyaya kafa tutacak kadar kendinden emin olsun.
Ve isterdim ki küçük yaşta gelinlik giymek kölelik değildir.
Hakkını veremeyen erkeğinin boynuna dolasaydı o ipi
Kadere razıyım kelimesi eskilerde kaldı ki eski adamların (Babalarımız) eşlerine davranışları günümüz modern erkeğinden daha sevgi doluydu.
Şiddetin, kabalığın, bağnazlığın okuyup okumamakla hiç ilgisi yok.
Bugün en büyük şiddete eğitimli kadınların maruz kaldığı bilinmektedir.
Köye gittiğimde o ter kokuların yorgunlukların içinde eli yüzü birbirine karışmış tarladaki eşine, Ayşe’m Ayşe’m diye isminle çağırışını senki aşkım meleğim bitanem diye çıkıyordu.
Ben babamı seviyorum. O bir erkek
Onu doğuran babaannemin beş kızına üzerine babamı doğurması; babamın şımartılması değil tam aksine ablalarına sahip çıkması öğretilmiş.
Her çocuğun şekillenmesi hikayesi anneden başlar.
Böyle yazılar güne gelmeli okunmalı okutulmalı şu an ofisteyim Pandemi sebebiyle üç beş kişiyiz yine de arkadaşlarımı yanıma topladım,
Sevgiyle
hüzünlükent
~
Aslında hep öyle idi kadınlar bastırılmıştı. Sesleri çıksa kendilerini sokakta bulucaklardı. Yaşam özgürlükleri olmadığı için mecburi bir hayat sürmek zorunda idiler.
Bide toplumun boşanmalar konusunda dedikodu konusunda hızlı olmaları nedeniyle aman kimse duymasın şekli....
şimdi sosyal medya üzerinden kadınlar sesini duyurunca daha çok anlıyoruz.
(Örneğin annelerimiz dayak yermiş gözünün yaşını silip sofraya otururmuş neden sahip yok boşanmak ayıp!
Ama kimse kimseyi öldüresiye dövüp sövmezmiş
Aynı tepsiden aş yerlermiş 15 kişilik aile fertleri
....
Ben biliyorum ki şunu!
Küçük evlilik yapan kadınlara dayağı şiddeti küfürü normalmiş gibi sindirtmiş gelin gittiği hane halkı! Bizim evde böyle gibisinden
Benim tanıdık bir arkadaş çok ihanet yaşıyor Du.
Kaynanasına oğlunu şikayet ettiğinde verdiği cevap şu idi...
Amann kızım tükeniyor mu? Sanada kalır!!!
Buna gel sabret imkansız bir şey
Adam çıkmış diyor eşim evden kaçtı
Napsın, arta kalanlara canak mı tutsun! Bedenini
Benim annem babam şiddet hiç uygulamayan bir ailede idi
Zaten çok kalmadım onlarla
İkinci ailemi daha çok tanıyorum maalesef!
Her ne kadar üzücü olsada
Ama eminim ki...
Eskiler hep güzeldir
Teşekkür ederim sevgiler olsun size selam olsun arkadaşlarınıza
Ümmühan Yıldız
Kendinle gurur duy…
Çok güzel bir annesin en önemlisin insan/insanoğlusun
hüzünlükent
Sizde çok muhteşem bir yüreksiniz
Çocuklarım için çok değerli bir anneyim
Annem İyi ki bizim annemizsin Allah razı olsun dediklerin de
Unutuyor insan her acıyı
Beraber büyümek güzel Di onlarla :)
Her şeye rağmen
Bu ülkenin ferdi olan adamların senin benim gibi gibi kadınlara annelere bir vefa borcu var.
İp değil!
Tekrar sevgiler ❤️
Yazı bittiğinde fark ettim. Biz bir birimizin ölüsünü İnsan gibi dirisini de cinseytimizce seviyoruz.
Bizim ;Yani, kendi insanlığının farkında olanların, farkında olmadığı şey, şu.
Kız yaşarken Kocasının yerinde olmayı düşünen bizler , Hikaye bittiğinde kızın yerinde olmak istiyor.Yani en rahat yeri hak ettiğimiz inancına sahibiz. Bu inancın bizde oturmasına sebep ne onu merak bile etmiyoruz.
Hep yazıp söylemişimdir. Aziz olan Candır İnsan değil. Aziz olanı kavramak yetisi ise sadece insanda vardır. İnsan işlevsizse Mümkün mucize olur .Kolay zorlaşır.Zor,İmkansızlık kabiliyetine bürünür.
Yazınız ustaca ipi fert fert boynumuza bağlasa da biz şark kurnazıyız. Erkeğe kızar, Kıza acır, çekeriz boynumuzu yine İP ten.
Yine sokaklarda
aaaa ! sen hala evlenmdin mi ?
Bu gidişle evde kalacaksın ?
Maaşallah gelin olacak yaşa gelmişsin .
..........
Lan oğlum evlen artık
Bul kafana göre birini
Ben olsam dakka tutmam vururum kıçına tekmeyi........ Demeye devam edeceğiz.
Bir birini manuple eden ve diğer örgütün yaptıklarında kusur arayan teröristler gibi devam edeceğiz hayata.
Dilerim bu nevi duyarlılıklar artarak bizi İnsan kalmaya zorlar.
Laf uzun Konu hassas. Ellerinize sağlık yazıp keseyim.
Sevgi ve Selam.
hüzünlükent
Anne ve babalar çocuklarını çok iyi yetiştirmeli
Buna bende dahil olmak üzere
Küçük evlenince bastırılıyorsunuz
Gerek eş gerek kaynana
Gereksede aile tarafın dan
Siz bazen çocuk oluyorsunuz onlara göre
Sen ne anlarsın yaşın kaç, başın kaç!
Bazen kocaman gelinsin yakışıyormu bu hal ve hareket!
İşlerine göre bir gidişata mahkum oluyorsunuz
Bilemedim, şimdi ki gençler işini, aşını, önüne almadan evlenmiyorlar
Ailerde bu konuda hassas kızım henüz evlilik çağında değil diyecek potansiyeli taşıyorlar
Ama
boşanmaların cinayetlerin
Önüne geçilmez oldu
Uzar gider bu hikaye
Anne min bir sözü ile nokta koyuyorum
"Gelin oldum ger eşeğe binmedim!
" Kız oldum kır eşeğe binmedim!"
Tekrar teşekkür ederim saygılar
Dun yazıyı çevrimdışı okumustum,
Bugün yeniden okudum, bişeyler yazma isteğim var ama ne yazacağımı bir türlü bilemedim.
Ben onbeş yaşımdayken diye geçmişe gittim şimdi.
Annemle pazara gitmiştik, bir kadın yanımıza yanaştı, annemi tanıyordu belli. Küçük bir kasabada yaşıyorduk neticesinde..herkes herkesi tanırdı burada.. "senin kocaya gitmelik kızın varmış, nerde oturuyorsunuz, çok sevdim kızını, haftasonu gelelim size" dedi. Annem de görmüyor musun çocuğun üstünde forması var diye kadına çıkıştı. "Olsun da biz oni okuturuk" dedi kadın.
Annem tuttu kolumdan çektik gittik kadının yanından,
b*k var sanki kocaya gidecek, ben sanki memnunum da dedi annem :)
28 yaşımda evlendim ama hala erken evlenmisim gibi geliyor bana.
15 yaş, en güzel kalem benim olmalı, en güzel defter, en güzel çanta, en güzel toka zamanları değil midir?
Çok üzüldüm yazdiklariniza :(
hüzünlükent
Eskiden değil şimdilerde bile öyle
Benim oğlum var belki şaşırırsınız
Modern bir aile bulunduğum toplum
Oğlum 19 yaşında subay öğrenci
Belki şaka gibi gelecek ama
Kaç komşum şunu dedi!
Çok edepli bir çocuk oğlun kimdir, nedir, necidir bilmediğim birine değilde benim kıza söz keselim isterse oğlunuz diye 3 komşum söyledi
Duyamazdan geldim
Bazen anne babalar kızlarının yaşına başına değilde
Damat adayının kariyerine bakıyor...
Benim oğlum 26 sından önce evlilik düşünmüyor diye önlerini kestim
Bu nasıl bir anlamsızlık
Üzülüyorum çocuklarına bu şekilde bakan ailelere
Ve evliliği eğitimden önce çocuklarının zihnine yerleştiren kişilere
Teşekkür ederim sevgiler olsun
hüzünlükent
Çoğu" çocuk annenin psikolojik sorunları var
Olmuştur
Ve daima geçmişte yaşarlar çıkamazlar o hengameden
Teşekkür ederim❤️sevgiler olsun 🤍
hüzünlükent
Onur verdiniz
Saygılar olsun
bu yazının güne düşmesi çok iyi olmuş . ne yazık ki !ülkemizin insanlık ayıplarından biridir çocuk gelinler .....hüzünlü kente biz kadınlardan ince detaylar sunmuş yazısında çok ama çok tebrik ederim sizi yüreğinize saglık
kaleminiz hep çağlasın
saygılarımla
hüzünlükent
Sonu hüsranla biten evlilik, çocuk çocukluğunu yaşamalı en az 25 yaşına kadar
hayatı öğrenenin evliliği daha rahat geçer
İbretlik yazıydı, kalın sağlıcakla...
hüzünlükent
Teşekkür ederim saygılar ile...
hüzünlükent
Ve yeterince sustuk!
Ta ki o çocuk rahimden doğan çocuğun, büyüdüğün de önünüze bir kağıt kalem bırakıp, hayatını yazmalısın sözünü duyana kadar...
Oğlumun okuluna gittiğimde bazen saklanırdı benden, kaçamak halleri vardı. Birinci sınıfa gidiyor Du. Sorduğumda neden tedirginsin oğlum???
anne ben senden utanıyorum herkesin annesi büyük sen neden çok küçüksün demesi kadar acıydı kendime büyümek
Oğlumla aram da 16 yaş var olması o zamanlarda üzüyor Du
şimdi ise varlığı güven verici :)
Teşekkür ederim sevgiler olsun sizin gibi güçlü kadınlara
Susmasın Kaleminiz ve sesiniz ~
hüzünlükent
Hayatlar, yaşamlar insanlar güzel olsun!
Teşekkür ederim Sör
tanrımisafiri
Tekrar tebrik ederim. Emeğinize - yüreğinize sağlık.
bazen üç kuruşluk ip icinmi dünyaya geliyoruz diye düşünmeden edemedim acının katran katran olup dizelere yansiması fazlasıyla acıtı ...
yúreğinize gam keder ugramasın kaleminize yüreğinize sağlık
hüzünlükent
Oysa ki...
kuruş bile etmeyen kişiler belirliyor hayat yolunuzu
ve yol almadan gelecek günlere
dün olup kalıyorsunuz sahipsiz bir kadın! İseniz
Teşekkür ederim sevgiler olsun