- 577 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YAKLAŞAN MÜBAREK KURBAN İBADETİMİZ ÜZERİNE BİR İNCELEME..
Kıymetli Dostlarım yine bugünlerde Rabbimizin lütfuyla Zilhicce ayına yani Kurban ibadetlerimizi ifa ettiğimiz mübarek ay ve günlere girmiş bulunmaktayız.
Resulullah sav.Efendimiz bir Hadis-i Şerifte:Zilhicce ayının ilk on gününün bereketinden mahrum kalanlara yazıklar olsun.Buyurmuşlardır.
Hele bu ayda bir de Arefe günü vardır ki onun sevabını saymakla bitiremezsiniz.Zilhicce ayının ilk on günü sair günlerin bin gününe,Arefe günü ise sair günlerin on bin gününe eşittir.
Bir taraftan kurban hazırlıklarımız devam ederken bir yandan da bu manevi hazırlıklarımızı ihmal etmemelidir.Arefe günü ve ilk on günde kılınacak namazlar ve okunacak dualar kitaplarda yazılıdır.
Kurban kelime manası itibariyle lügat olarak kurbiyyet mastarından gelmektedir ve kurbiyyet yani yaklaşmak demektir.
Kurban belli ayda belli hayvanları keserek Allah cc.ye yaklaşmak manasını ihtiva eder.
İslamda bildiğiniz gibi bedeni ve mali ibadetler vardır.Kurban ibadeti mali olarak yapılan bir ibadettir tıpkı zekat gibi..Gücü yeten nisaba malik olan müslümanlar bu ibadeti yaparlar.
Kurbanın vucubu Kitap sünnet ve icma ile sabit olup Hicretin 2.yılında vacip kılınmıştır.
Kevser suresi olarak her gün okuduğumuz surede Ayet-i Kerimede :İnna a’taynakelkevser. Fesalli lirabbike venhar. İnne şanieke hüvel’ebter.
Bildiğiniz gibi bu sure Kur’an-ı Kerimin en kısa suresidir ve hergün namazda müslümanlar en çok bu sureyi okurlar.
Mana olarak:"Ey Muhammed!" Doğrusu sana pek çok nimet vermişizdir. Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes. Doğrusu adı, sanı ortadan kalkacak olan, sana kin tutan kimsedir.Buyurulmaktadır.
Hz.Peygambere Kureyş müşrikleri erkek evladı olmadığından ebter lakabını kullanarak dilleriyle o sevgiliye eza etmişlerdi.Rabbimiz Tealada sen ebter değilsin ebter soyu kesik olanlar onlardır buyurmaktadır bu surede.
Kevserden murat Habibim sana evlat,mal,İlim,Ümmet ve cennette kevser adlı bir ırmak verdim manalarını ihtiva eder.Sizlere bir sır vereyim.Bir eserde okumuştum.İki kulağımızı kapattığımız zaman kulağımızda bir uğultu işitiriz.İşte bu Cennetteki Kevser ırmağının sesidir uğultusudur yazıyordu.
Bunu herkese söylememek gerektiği inanmayanların günaha girecekleri de altını çizerek vurgulanıyordu.İnanan inanır inkar eder öbür alemde inanır ne diyelim.Venhar deve kes boğazla demektir.Araplar arasında deve kesmek büyüklük ve azameti işaret eder.
Resulullah Efendimiz sav.bir Hadis-i Şerifte:Kim imkan bulur da kurbanı kesmez ise sakın bizim namazgahımıza yaklaşmasın buyurmuşlardır.
Yine diğer bir Hadis-i Şerifte de:Kim canü gönülden Allahü Tealadan sevabını umarak kurbanını eda ederse,o kurban kendisi için ateşten koruyan bir kalkan olur buyurmuşlardır.Feyz’ül Kadir
Diğer bir Hadis-i Şerifte de:Ademoğlu Kurban Bayramı günü,Allah için kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmış olamaz.Buyurulmuştur.Sünen-i Tirmizi.
Bugün bu yazıyı neden yazdığıma gelince bugün tatil günü evimdeki Kütüphanemdeki kitaplarımı karıştırırken Nimetil İslam adlı gençliğimde aldığım oldukca kalın bir eserden Kurban bahsini sizler için tedkik ettim.
Mehmet Zihni Efendinin yazdığı oldukça kıymete haiz bir fıkıh kitabıdır.Kurban bahsini başından sonuna okudum ondan notlar derledim.
Ortaya aşağıdaki yazı çıktı.Umarım siz ve ben bu işten faidelenen kimselerden oluruz.Zalike min fazlı Rabbi.
İnayet ve ihsan Rabbimden bize verilen bir fazl bir keremdir.
’’Kurban kulluk borcunu ödemek üzere belli vakti içerisinde kurbanlık vasfına haiz olan bir hayvanı Allahın adını zikrederek kesmektir.
Kurban Cenab-ı Hakkın kullarına büyük bir imtihanıdır.Bu imtihanların en büyüğünü de Enbiya-i İzam hz..leri vermişlerdir.
’’Hz.İbrahim as. oğlu İsmail as. kurban etmek ile imtihan olunmuşlar.Cenab-ı Rabbül Alemiynin izniyle baba oğul peygamberler şeytanın vesveselerine en büyük bir teslimiyyet örneği göstererek muvaffakiyetle çıkmışlardır.
Hz.İbrahim as. oğlu Hz.İsmaili kurban etmek gibi büyük bir imtihana tabii tutulmuştur.Muhyiddin-i Arabi Hz.leri Futuhatında ve bir çok ekabir Küşüfat-ı sahihalarında bu imtihanı şöyle izah etmişlerdir:
İbrahim as. ta alem-i Ezelde kendisine bir evlat verildiği taktirde onu rıza-i ilhi için kurban edeceğini nezir (adak) etmiştir.
Bu nezrini Alem-i dünyada tekrarladıktan sonra aradan geçen zaman içerisinde unutmuş,Hz.Mevlamızda kendisini rüya vasıtasıyla ikaz buyurunca,oğlu İsmaile hitaben:Ey yavrum dedi.Ben rüyamda görüyorum ki seni kesiyorum.
Bak artık sen ne dersin?Dedi.Oğlu İsmail as.da :Ey Babacığım dedi.Ne emrediliyorsa onu yap,inşallah beni sabredenlerden bulacaksın,dedi.
Muhakkak ki bu açık bir bela ve parlak bir imtihandır.Sure-i Saffat/A.102
Ey Yirminci asrın insanları,vahşet devri diye vasıflandırılan o asırlarda bakınız,itaat-i ilahide olan mü’minler ne kadar medeni imişler.Şimdi böyle bir baba,böyle bir çocuğu nerede bulabilirsiniz? ’’S.Himi Silistrevi ksa.
Bütün Nebilerin verdiği imtihanların en muazzamını da Resulullah sav.Efendimiz vermişlerdir.Nitekim Hz.İbrahim as.ın bu imtihanına mukabil Peygamber sav.Efendimizin de Hanedan-ı Resulullahtan 170 kişinin şehit olacağını bilmesi ve onların şehadetini kabul etmesi ki, bu bir (sırrı kader) işi olup belki onların Makam-ı Mahmud ta ve maiyyet-i Hz.Resulullahta olabilmeleri için olmuştur.’’Silistrevi ksa.
Müslüman hür mukim ve zengin sayılan kadın ve erkek her sene kurban bayramının birinci gününden üçüncü gününe kadar kurbanı kesmek Hanefi mezhebine göre vaciptir.Diğer üç mezhebe göre ise kurban ibadeti sünnettir.
’’Kurban kesmekte maddi ve manevi bir çok faideler vardır.Kurbanın yedi faydası vardır yazar eserlerde:Kurban gazab-ı ilahiyi söndürür.Rıza-i ilahiyi celbeder.Çok harp olan memleketlerde harp olmaz.
Eğer bir insan vakti hali yerinde olur da kurbanını kesmezse muhakkak ki o adamın ya kendisinden ya da çolık çocuğundan ve yahut ta malından servet ve ticaretinden o kurbanın o kadar bedel ve kan çıkacaktır.
Kurban ibadetinde çoluk çocuk ve fakir fukara için umumi bir maslahat ve mutlak bir menfaat vardır.Kurban Bayramında affı ilahi tecelli eder.
Kurban kesmeyen karşı çıkan Ateistlerin Allahsızların gayesi neticesi ve sonları intihardır.Kendiş kendilerini katlederek ebedi olan cehenneme yuvarlanır giderler.’’Silistrevi ksa.
Zengin olmanın şartı nisap miktarı bir mala sahip olmaktır.Kurbanda zekatta olduğu gibi malın üzerinden bir yıl geme şartı yoktur.Kişi nisap miktarı mala ne zaman sahip oldu ise kurban günlerinde ise kurban ona vacip olur.
Bayramın üçüncü günü bu hale malik olanda ona kurban kesmek vaciptir.
Nisap dediğimiz borç ve asli ihtiyaçlarından fazla olarak 20 miskal yani 80.18 gram altını veya 200 dirhem gümüşü olan kimsedir.
Altının bugün gramını 500 tl.kabul edersek 41 bin tl.mala altına paraya sahip olan zengindir dinimize göre.
Böyle olan kimseler dinen zengin sayılırlar ve ramazanda fıtır sadakası verirler.Elbise,at,binek otomobil,silah,ev ve okunan kitaplar ile sanat aletleri asli ihtiyaçlardan sayılmışlardır.
Kurbanı kesmeyip diri olarak hayır kurumlarına vermekle kurban borcu ifa edilmiş olmaz.
Kurbanı keserken şöyle niyyet edilir.Ya Rabbi niyyet eyledim Rızayı Şerifin için Kurbanımı kesmeye.Şu vucudum o kadar çok kabahat,o kadar çok günahlar işledi ki bunu sana kurban etmem lazım.
Lakin sen insan kurban etmeyi haram kıldın.Bu günahkar vucuduma bedel olarak bu kurbanı kesiyorum kabul buyur der.Üç kere tekbir alarak Bismillahi Allahü ekber deyip kurbanını keser.
İki rek’at kurbana şükür namazı kılar.Birinci rek’atte Kevseri ikinci rek’atte ihlas suresini okur.
Boğazın evdaç denilen iki tarafındaki büyük damarlar ile,nefes borusu ve yemek borusun olmak üzere bu dördü kesilir.
Korkuluk dedikleri murdar iliği hayvan canını verip bütün kanı çıkınca kesmek evladır.İlik hemen kesilirse mekruh olur.Buna dikkat etmek gerekir.
Bir de hayvanın başı yüzüldükten sonra ayrılmalı ve kurbana şişirme ayaklarına boğazına bıçak atma vb.usuller ile asla eziyyet edilmemelidir.
Kesilmeden kanı çıkmadan ölen hayvan murdar olduğu gibi boğulan,başı koparılan veya beynine tokmak,şok uygulanan,kulak tozuna şiş saplanarak öldürülen hayvanlarda murdardır kesilen etleri yenmez haramdır ve leş hükmündedir.
Hayvanı ensesinden kesmek mekruhtur.Evdaç denilen kısım kesilmeden ölürse murdar olur.
Bir yerden yuvarlanan,hayvanla döğüşerek can veren,kurt parçalayarak ölen yine murdar olur.Ölmeden yetişip kesilmedikçe eti asla yenmez.
Diri hayvanın bir tarafını kesip te yemek helal olaz haramdır.Hayvanı yatırdıktan sonra bıçağı bilemek,kör bıçakla kesmek,kesilecek yere zorla sürümek,murdar iliği hemence koparmak,kellesini yüzmeden evvel kesip atmak ve ölmeden önce yüzmek mekruhtur.Resulullah sav.Efendimizin yapmadığı işlerdendir.
Kesilen kurbandan yavru çıkarsa bakılır o da canlı ise kesilip yenir.Ölü çıkar ise yenmez.Hastaolan hayvan kesildiğinde hareket eder veyahut kan akarsa yenilir.Bu iki alametten biri olmaz ve keserken canlı olduğu bilinmez ise eti asla yenmez.
Kesilen kurbanın eti üçe taksim olunarak bir kısmı eve,bir kısmı eş dostla yemeğe kalan bir kısmı da fakirlere vermek uygun olur.
Seferde olanlara ve Ramazanda fıtır sadakası vermeyenlere kurban da vacip değildir.
Bir seyehate çıkıp ta kurbanı da falan yerde keselim diyenin kurbanı nafile kurban olarak kesilmiş olur.Vacip olan kurban eda edilmiş olmaz.
Münasip ve dinen caiz olan kurban ibadetini hafife almadan oturduğu yerde kurbanını kesmektir.Sonra dilediği yere seyehat eder.
Mübarek ayda hac vazifesini yapan müslümanlarda seferidir.Haccı kıran ve Haccı temettü yapanların kurbanları vacip olarak orada teşekküren kesilir.Diğer hacılara oarada kesse de memleketlerinde kesseler de nafile ve müstehaptır.
Şehirde yaşayanlar bayram namazından sonra,göçebeler yani göç halinde olanlar ise tulu u fecirden yani şafak söktükten sonra keserler.Çünkü onların kurban bayram namazı yoktur.
Kurbanı ilk gün kesmek efdal,gece kurbanı kesmek mekruhtur.Kadın olsun erkek olsun elinden bu iş gelen birisi,kurbanını kendisi kesmelidir amma ,elinden gelmemek erkek için ayıptır.
Elinden gelmiyorsa yanında bulunur.Güzelce niyyet ederek kasaba veya bir müslümana kurbanını kestirir.Ktap ehlinden olan bir hristiyana kurbanını kestirmek mekruhtur.
Peygamberimiz sav. Veda Haccında yüz adet deve kurban ettiler.Kendi yaşları olan altmış üç adedini bizzat kendileri kestiler.Kalan otuz yedi adedini ise Hz.Ali kv.ye kestirmişlerdir.Üst üste üç günün her birinde başka başka kurban kesilebilir.
Koyunla keçi cinsi ne kadar büyük ve cesur olsa da sadece bir kişiye kurban olarak kesilebilir.Deve sığır manda yedi kişiye kadar kurban olarak kesilirler.
Kurbana ortak olan yedi kişiden biri kurban,ikincisi adak,üçüncüsü akika,dördüncüsü Peygamberimize Hocasına veya üstadına anne veya babası ya da akrabası adına keserlerse altıncısı Haremde avlanma cezası için yedincisi de nafile kurban olarak niyyet etseler Hanefi mezhebimize göre caizdir.
Eğer içlerinden birisi et niyyetiyle ve ticaret yapmak niyyetiyle olur veya hiç niyyet etmez ise hepsinin kurbanları heder yani yok-kesilmemiş olur.!!Allah nezdinde kabule layık olmaz.
Kurbanı almadan evvel iştirak etmek evla olsa da sonradan da iştirak olur.
Devenin beş seneliği,sığır ve mandanın(camız) iki seneliği,koyun ve keçinin bir seneliği kurban olur.
Sığırlarda iki yaşını ikmal etmenin alameti öndeki iki süt dişin çıkıp kapağı atma denilen yeni dişlerin gelmesidir.Günümüzde bir çok müslüman maalesef süt dişleri olan kapak atmamış hayvanları kesmekte kurban ibadetleri yerine gelmemektedir.
Koyunun altı ayını dolduranı,anası kadar gösterişli ise kurban olur.Sığırın dişisi,koyun ve keçinin erkek olanı(koç) eftaldir.
Kurbanı kesmekte maksat,dünyada üzerimize vacip olan borcun edası,ahirette ise Rabbimizin fazl-ı İlahisi ile nimetlere ve sevaba kavuşmaktır.
Kurbanın boynuzlu,boynuzsuz olması,boynuzun biraz kırık olması,husyesinin buruk olması ibedete zarar vermez.
Bir veya iki gözü kör,dişsiz kulaksız,kesilecek yerekadar yürüyemeyen topal ve hasta,ilikleri kurumuşcasına kadar zayıf,kulak veya kuyruğunun yarıdan fazlası kopmuş ve ya meme başları kopmuş olanlar kurban olarak kesilemezler.
Bu özürlerden biri var ise bu hayvan kurban olmaz.Et niyyetiyle kesilip yenilebilir.
Eğer kurbanlık hayvan alındıktan sonra böyle bir özür görülürse bakılır.Zengin olan kişiler onun yerine sağlam bir kurbanı alıp keserler.
Fakir olan ise o hayvanını kurban eder.Çünkü ona zaten kurban vacip değildir.Alırken ayıplı olsa dahi ona kafi gelir.
Eğer alınan kurban bayramdan önce ölürse zenginin tekrar alıp kesmesi gerekir.Fakire bir şey lazım gelmez.
Kurban kayıp veya çalınmış olsa da yerine başkası kesildikten sonra bulunsa,fakir ise onu da keser.Zenginse kestiği kurban ona yeter.Çünkü fakir olan nafile olan kurbanı kendisine vacip hatta farz etmiştir.
Vacip olan kurban veya nezredilen adak kurbanı kurban günlerinde kesilmeyecek olursa elde kalırsa ve günü geçerse aynen ve tamamen tasadduk edilir.Ölür ise kıymeti sadaka olarak verilir.Gelecek seneye bırakılmaz.
Kurbanı kesenler etinden kendisi yediği gibi zengin fakir herkese de yedirebilir.Adak niyetiyle kesilen hayvanın etinden sahibi ve usul ve furuu yiyemez.Eğer yiyecek olurlarsa bedelini sadaka olarak fakirlere verirler.
Kurbanın derisi aynen hayra verildiği gibi,satılarak parası da verilebilir.Seccade,dağarcık veya ev eşyası yapılabilir.Veya evde kullanılan demirbaş bir şeyle değişilebilir.Satılıp parasıyla bir şey alınmaz.Yenilen içilen bir şeyle değişilmez.
Eğer satılır veya demirbaş olmayan bir şeyle değişilirse o alınan para fukaraya tasadduk edilir.Ondan kasap ücreti de verilmez.
Kurbanın kesilmeden evvel tüyünü kırpmak mekruhtur.Kırpmış ise parasını tasadduk eder.Kestikten sonra kırpık kullanabilir.
Kurbanlık hayvanın sütünden istifade etmek de mekruhtur.Mekruh sünnetin terki olup kerih görülen Peygamber sav.Efendimizin hal-i hayatlarında yapmadıkları şeylerdir.
İki insan yanlışlıkla her biri diğerinin kurbanını kesmiş olsalar bakılır.Kesilen hayvan kesenin olmak kaydıyla caiz olur.Tazmin etmek gerekmez.
Eğer henüz eti mevcut iseler her biri kestiği koyunun etini alır,yenmesine mani hal yok ise helalleşilir.
Eğer benimki daha büyüktü daha semizdi diyen olur bahillik eden olursa her biri diğerine etin kıymetini öder ve ya parasını tasadduk etmek lazım gelir.
Çok önemli bir meselede kurbanı keserken ne kadar et çıkar,parasına göre çıkan eti hesaplama et niyyetini aklımıza asla getirmemektir.
Son günlerde şunu görmekte ve üzülmakteyiz.Vakıflarda Talebe yurtlarında büyükbaş kurban hissesine girenler ne kadar fiyatı,ne kadar et çıkar,yağlı mı eti,ne kadar et çıkacağını garanti ediyorsunuz diyorlar.
Birazcık söylenenden az çıkarsa eti bir daha burada kesmeyeceğim diyenleri görüyoruz.Acaba birileri kurban niyetiyle değil de evine et götürmek niyetiyle mi hareket ediyorlar diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
İşin içerisinde birisi olarak bu konuyu yakınen bilen bir kardeşiniz olarak Vakıf ve talebe yurtlarında eskiden şu şekilde kurban hissesi toplanır ve kesilirdi.
Ramazan Bayramından hemen sonra müslüman kardeşlerimiz sıra alırlar.Sıraya yazılırken büyük,orta ve küçük hisse şeklinde ve takriben verilecek kurban eti miktarı söylenilir.Bir süre sonra veya hemen bir kapora verilir.
Ardından kurbana 15-20 gün kalacak bir süreye gelindiğinde hisselerin tam fiyatı hayvanlar alınıp tartıldıktan sonra duyurulur.
Kurbandan öncesinde de tüm parası tahsil edlir.Arefe gününden önce isteyen kurbanını gider görür.
Kurban Bayramının birinci günü kurbanlar hoca eşliğinde ehil kasaplar tarafından besmele ve tekbirlerle kesilir.Kesimde sadece bıçak kullanılır.
Ardından sistem devreye girer gönüllü arkadaşlar veya kasaplar eti nevilerine göre ayırırlar,kemikleri şerit testerede keserek ayrı bir poşete etini ciğerini dalağını böbreğini de yediye taksim ederek ayrı bir poşet ya da kutuya koyarak şahıslara Yurt bahçesinde veya kesim yerinde teslim ederler.
Çıkacak et miktarı kesin olarak belirlenmiş olamaz.Kurban kesimi yerinde görülmeli,hayvanların ne oldukları ve nasıl kesildikleri de bir heyet tarafından müşahade edilmeli ve videoları kurban sahiplerine izletilmelidir.Afrikada Asyada Pasifikte kesimler bu şekilde yapılmaktadır.
Kesimden önce hayvan tartılıp ona göre para belirlenir ama kesim sonrasında eti tartılarak parası belirlenmez benim kitaplarda okuyup anladığım kadarıyla.Kurbanda ete dair bir şeyler konuşmak ima etmek bile kurbanın manevi sevap ve kazançlarına mani olur.
Bu şekilde olacak olursa yani birisi et almak niyetiyle kurnana iştirak ederse diğer altı hissenin de kurbanı boşa gider diyor alimlerimiz.
Hatta bazı şahıs ve şirketler kurbanı kestikten sonra etini tartarak değeri kadar para alıyorlarmış bu asla caiz değildir.Ne günlere kaldık aman Allahım..
Eskiden Kurban alım-satımlarında kg fiyatı konuşulmazdı. Kilo ile alım-satım da caiz görülmezdi. Çünkü kurbanlıklar, Allah (cc) için "marda" (karşılıklı rıza, anlaşma) yöntemiyle alınır ve kurban edilirdi. O zamanlar, kurban bir ibadet olarak düşünülürdü.
Şimdi kurbanlıklar kg ile alınıp satılıyor. Bazı büyük zincir marketlerde kurban kesmeye başladılar.Kurbanı kesip kesmedikleri meçhul.Kurbanı yedi hisse olarak kesip etini yağını ciğerini kemiklerini yediye ya da beşe taksim etmiyorlar.
Kapalı kutu içerisinde önceden belirledikleri kadar bir eti kurban sahibinin adresine kargo ile teslim ediyorlar.
Kurban nerden alındı,nerede kesildi videosu yok göndermiyorlar.Bir hayvan kesiliyor neticede nasıl neyle kesildiği besmele çekilip çekilmediği de meçhul.
Şokla kesilme tehlikesi var,besmelesiz kesilme tehlikesi var ve de içerisine yabancı hayvan etinin katılma tehlikesi de var.Kıscası buralardan kurban alınmaz ancak et olarak tartılıp alını.Maksat kurban ise bu konuda uyanık olmak icap eder Kardeşlerim.
Alan ve satan, o kurbanlığın kaç kğ et vereceğini anlamaya ve anlatmaya çalışıyor. Kurban ibadeti, "paylaşma" olarak algılanıyor. Kurban kesmek yerine, "kasaptan et alır dağıtırım" diye düşünenler var.
Kurban, Allah’ın verdiği nimetler için, en sevdiğimiz yavrumuzun, bedel olarak feda edilmesi yerine, Allah’ın emri ile kurbanlıkların kurban edilmesidir. Asıl amaç, Allah için kan akıtılmasıdır. Paylaşmak sonra gelir.
’’Kurbanlık hayvanlar da şehittir.Çünkü onlar Hz. Allah Teala’nın emrine boyun eğerek kesilirler.Hayvan kesileceğini bilir.Mevalamız ona ilham eyler.(Yoksa koca koca hayvanlar kolayca yere yatırılabilir miydi?)
Onun için kesmeden önce onu hırpalamamalı,bilhasasa kesileceği yere götürürken sürüklememeli,.Çünkü bu hayvana bir eziyettir.
Keserken canları çabuk çıksın diye iliklerini dahi hemen kesmek doğru olmaz.O hayvan bizim için canını feda ediyor.Ne mutlu ona.Ona eziyyet etmek haramdır.Keşke onun yerinde biz olsaydık.Yani onun gibi Allah yolunda can verseydik.’’Silistrevi ksa.
Son devrin Din Alimlerinden Üstadım Süleyman Hilmi Tunahan ksa. bizlere bu konuda dikkatli olmamızı işaret ederek:Efendiler kurban et yemek değildir.
Öncelikle bu hususu çok iyi anlıyalım.Kurban kesmek ailemizden ve sevdiklerimizden kendimizden akacak kanı bir kurbanlıktan akıtarak gelecek olan belaya engel olmaktır.
Kimse bahane üretmesin!!Hiçbirimiz Allah Resulü sav.den daha fakir değiliz.O keçe üzerinde yatardı.Biz yüyden döşekler üzerinde.O mübarek her sene 2 kurban keserdi.Biri kendisi için diğeri de ümmeti için,buyurmuşlardır.
Allah azze ve celle yaptığımız ve yapacağımız tüm ibadetlerimiz şimdiden ahseni kabul ile makbul eylesin.
Ölürken iman selameti ile çene kapamayı,berzah aleminde kabrimzin Cennetten bir bahçe olmasını,Sırat Mizan Mahşer hayatında elizden tutanların olmasını sonunda Cennet ve Cemaliyle müşeref olmayı hepimize nasip eylesin.
KAYNAK: Nimet-il İslam..
11.07.2021//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU