- 487 Okunma
- 3 Yorum
- 4 Beğeni
İlkay Coşkun’un Şiirlerinde Poetik Unsurlar
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İlkay Coşkun’un Şiirlerinde Poetik Unsurlar
Halit YILDIRIM
Giriş:
Şiir, her ne kadar bir yürek sesi olsa da, onu yazan şairin benimsediği bir şiir anlayışı vardır. Şair, benimsediği bu anlayış doğrultusunda şiirlerini yazar. Şairin benimsediği bu şiir anlayışı, kimi zaman şekilde, kimi zaman da muhtevada ortaya çıkar.
Her şair kendinden önceki şairlerden az ya da çok etkilenirler. Bu ise olması gereken bir haldir. Zamanla taklitten kurtularak özgün bir ifade tarzı yakalayan şairler, okurun gönlüne girmeyi de başarırlar. Kendine has bir üslup oluşturan her şair, şiir arenasında daha emin adımlarla yürür. Hele hele sırtını kadim bir şiir geleneğine yaslayıp bu güne seslenen her şair, sesini yarınlarda duyurabilir.
Bu kısa girizgâhtan sonra bu yazımızda günümüz şairlerinden İlkay Coşkun’un şiirleri hakkında bir değerlendirme yapmaya çalışacağız. Şairimizin şiiri hakkında değerlendirmeye geçmezden evvel onun hakkında kısa bir bilgilendirme yapmak daha doğru olacaktır.
İlkay Coşkun Kimdir?
1971 Yozgat Çayıralan doğumlu. Bilecik’te bir kamu kuruluşunda mühendis olarak görev yapmaktadır. İrade gazetesinde (Sivas) köşe yazarlığı yaptı. Radyo Hilal’de "İlkay Coşkun’la Edebi Sohbetler" isimli programı hazırlayıp sundu. Somut (görsel) ve deneysel şiirlerinin bazıları, Ukrayna, Kiev Üniversitesi akademik çalışmasına konu oldu ve Ukraynacaya çevrildi.
Şairimiz bu güne kadar beş şiir kitabı çıkardı. Bunlar sırasıyla; Yüreğimden Süzülen Nağmeler (Gündüz Yayınları 2008), Düş Yolcusu (Antik Yayınları-Şiir 2011), Bilonsa (Şiir Vakti Yayınları-Şiir 2012), Bimola (Şiir Vakti Yayınları-Şiir 2017) ve “+Uç” (KDY Yayınları- 2020). Bunlardan başka şairin deneme türünde de iki kitabı vardır. Bunlar da; Kahve Bahane (Vilayet Yayınları-2018) ve İç Hatlar (KDY Yayınları- 2020)
Şiir ve yazıları; Güneysu, Ihlamur, Kardelen, Edebice, Şiir Vakti, Herfene, Aşkın e-Hali, Aydili, Silgi Şiir, Kurşun Kalem Edebiyat, Mühür, Külliye Mecmuası, A.Kalemler, Kültür Çağlayanı, Çâre Edebiyat, Gündönümü, Gökmavi ve Şehir Defteri dergilerinde yayınlanmıştır.
İlkay Coşkun’un Şiir Anlayışı
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi şair İlkay Coşkun da kendince belirlediği bir poetika doğrultusunda şiirlerini oluşturmaktadır. Onun için şiir, bir anlatımda dilin sanatsal, sezgisel, matematiksel, müziksel güzelliklerini kullanarak sunma faaliyetidir. Şiir, kültür ve sanat içerisinde bedeni ayakta tutan bir can damarı gibidir. Şiir özellikle dilin estetik, incelik, derinlik ve güzellik boyutunu imler. Kültür ve sanatı da daha çok bu boyutuyla besler. Yine ona göre şiir, kimliksiz düşlere vurulan gölgelerdir.
Şiiri, hayalin ve ilhamın bileşeni olarak gören şair, şiir yazarken adeta kendi iç dünyasında kelimelere raks ettirir. Onun şiirleri; doğallığının, saflığının ve içtenliğin yanında şaşırtabilme özelliğine de sahiptir.
İlkay Coşkuna göre iyi şiir, dünyanın yükünü kapsayan küme gibidir. Kesiştiği kadar gerçek, farkı kadar aykırıdır.
Aynı şekilde şiiri basit ve alelade bir karalama olarak görmez. Ona göre şiir yazarken kelimeler anlam süzgecinden geçirilmelidir. Bu haliyle de şairinin hayata bakışının bir resmi olmalıdır.
Şiir ve His:
İlkay Coşkun, şiirde her şeyden önce hissi önceler. Ona göre his; umudu taşır ve zamana mürekkebini döker. Bu yüzden yüzlerce yıl önce yazılmış şiirlerin, yüreğe dokunuşları bu yüzdendir. Şair kadim şiirleri yaşadığımız bu zamanda yine bu his penceresinden değerlendirip kritiğini yapmaktan ayrı bir heyecan duyar.
Şiir ve Akıl:
Şair, şiirde akıl ve zekâya da çok önem vermektedir. Bir söyleşide bu konuda şunları söyler:
“Şiirde zekâ pırıltısı olmalı. Okuru hem düşündürmeli hem de bazı şeyleri sezdirebilmelidir. Yüreğe ve beyne dokunabilmelidir. Yerine göre okurun merak duygusunu kabartabilmeli. Kesinlikle şiir üzerinden okura fikirler dayatılmamalı. Gerçek şiir, okurun düşüncelerine, duygularına zenginlik ve derinlik kazandırır. Şiir ve edebiyat dile düş gördürebilmeli. ‘Müşterisiz meta zayidir’ diyen Muallim Naci sözündeki faydayı ve değeri de görmek gerekir. Birçok kerameti şiire yüklemekte bir o kadar yanlış geliyor bana. Ahmet Oktay bunu bir sözünde, ‘Entelektüel uçlarını sürekli abartan bir şiir, sonunda yapmacıklığa, züppeliğe kolaylıkla dönüşebilir’ demiştir. Orta yol bakış açısı en doğrusu gibi geliyor bana.”
Şiirin Muhatabı:
İlkay Coşkun şiirlerinde insana hitap eder. O yüzden insani his ve duygulara hitap eden her konuda şiir yazar. Ancak sıradan bir söyleyişten kaçınır. Ona göre, şiirin doğası içerisinde soyut, somut bütün çağrışımlar kullanılabilir ve ancak bu şekilde şiiri sıradanlıktan, tekdüzelikten kurtarabiliriz. İlkay Coşkun tüm bunları yaparken, okuyucuya hiçbir şey dikta etmemeye özen gösterir. Ona göre okura, özgür hareket edebileceği bir alan bırakılmalıdır. O, şiirin ve şairin başarısının burada gizli olduğuna inanır. Bu yüzden onun okur kitlesi belli görüş ve düşünce kalıpları içinde olan belirli bir kesim değil aksine tüm şiir severlerdir.
Şiir ve Toplum:
İlkay Coşkun her ne kadar genele hitap etmeyi kendisine bir amaç olarak belirlese de bazı konularda fikirlerini ve tepkilerini ortaya koymaktan çekinmez. Zira bu ülkenin ve bu coğrafyanın bir ferdi olarak ve bir şairin olması gerektiği muhalif çizginin toplumun inanç ve değerleriyle örtüşmesinin bilincinde olarak haksızlığa, zulme, baskıya, başıboşluğa karşı çıkar. Örneğin darbeleri yerer ve demokrasinin üzerindeki hiçbir baskıyı kabul etmediği için 12 Eylül ve 15 Temmuz şiirlerini yazmaktan imtina etmez. Yine susturulmuş mabetler ve işgal edilmiş İslam topraklarının özgürlüğü için Ayasofya ve Kudüs şiirlerini yazar. İsrail zulmüne karşılık Mavi Marmara ve Filistin gibi konular şiirlerinde yer alır.
Şiir Dili:
Şair, genel olarak akıcı ve yalın bir dil kullanır. Ona göre dil, uygarlıkları inşa eder. Dil, medeniyetlerin temel taşıdır. Dil olmadan ne bilim ne medeniyet ne kültür olur. Dil ne kadar güçlü olursa iletişim o kadar sağlam temeller üzerine oturur. Bir dil ne kadar güçlü ise o dili kullanan toplumların gelişmesini ve rekabetini sağlar. Rekabetin ve gücün artı ucudur.
Onun şiirlerinde zaman zaman da farklı kelimeler ve hayal dünyasında yeni imal ettiği ironik anlamlar yüklenebilecek yeni kelime tamlamaları ile karşılaşırız. “Teknoroman/tik, Göğrafya, Bilonsa, Karmate, Giz Sancısı, Sen/Sizliklerim, Yarına Epilog, Ayar/Sızım, İlkgüz, Pay/da, Tekkalemaç, İ(a)dam gibi… Ayrıca şair, Anadolu’nun engin kültüründen kaynaklanan, kıyıda köşede kalmış kelimeleri de şiirine katarak onların da yaşamasını ister. Özellikle bu kelimelerden farklı imgeler oluşturarak sunumlarını renklendirmeyi hedefler.
Şiir ve İmge:
İlkay Coşkun’un şiir anlayışında sadece imgelerden oluşan sanal bir söylem yoktur. Coşkun, şiirlerini yazarken kelimelerin zahiri ve batını (imgesel) anlamlarını bir potada eriterek hem derdini anlatmayı hem de okura şiir zevkini tattırmayı amaçlamıştır.
Şiir ve Anlam:
Ona göre bir şiir, yazıldıktan sonra okurun olmuştur. Okur o şiirden ne anladıysa sizin o şiirde anlattığınız odur. Mevlana’nın “Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır.” sözünde olduğu gibi. Zaten şair de şiirlerini keskin düşünce sınırlarına hapsetmemiştir. Onun esas çabası da okuyucunun özgür iradesiyle ve şairin yönlendirmesi olmadan o şiiri kendi dünyasında anlamlandırmasıdır. “Şair, şiirin bir ucunu her zaman açık bırakabilmelidir” düşüncesiyle o açık uçtan her okuru şiiri farklı coğrafyalara, farklı mekânlara, farklı ufuklara, farklı rüyalara taşıyabilmeyi hedefler.
Şiir ve Estetik:
Onun gönül dünyasında şiir, sınırları oldukça geniş bir alanı kaplar. “Kalemi elime aldığımda bir ressam kadar özgür olmalıyım.” der. Ancak bu özgürlük yaşadığı toplumun genel ahlak kurallarına ters düşmez. Onun şiirlerinin sınırlarını belirleyen tek çizgi bu etik hassasiyettir.
Şiir Tekniği:
Şiir tekniği olarak da farklı arayış ve tarzlarda da şiir yazan Coşkun’un her ne kadar daha çok serbest şiirler yazsa da bu kitabında olduğu gibi hece şiirleri de yazar. Bunun yanında şairin, görsel ve deneysel şiir olarak adlandırılan şiirleri de mevcuttur.
Sonuç:
Elimizdeki mevcut şiirleri, şiir hakkındaki yazıları ve kendisiyle yapılan mülakatlardan yola çıkarak günümüz şairlerinden İlkay Coşkun ve şiirlerindeki poetik unsurlar hakkında kısa bir değerlendirme yapmaya çalıştık. İlkay Coşkun, önümüzdeki süreçte de eserler vermeye devam edecek, çizgisini daha belirgin hale getirecektir. Önümüzdeki süreçte de gerek şiir hakkındaki görüşleriyle ve gerekse de bu görüşler ışığında yeni şiirler üretecek ve edebiyatımızda şiir alanında özgün bir ses olarak hak ettiği yeri alacaktır.
Halit Yıldırım
Ihlamur Dergisi
Sayı 104, Temmuz 2021
YORUMLAR
Can-ı gönülden kutluyorum efendim.
Aydınlatıcı eşsiz bir paylaşım.
Sonsuz saygımla
İlkay Coşkun
İlkay Coşkun
İlkay Coşkun
''Her şair kendinden önceki şairlerden az ya da çok etkilenirler. Bu ise olması gereken bir haldir. Zamanla taklitten kurtularak özgün bir ifade tarzı yakalayan şairler, okurun gönlüne girmeyi de başarırlar.''
Kesinlikle katılıyorum. Zamanla kişi kendi tarzını oturtuyor.
Tanıtım yazınız gerçekten her detayı ile gün seçkisini hak ediyor tebrik ederim. Hem sizi hem de İlkay Çoşkun'u keşke bir şiirini kısa da olsa ekleseydiniz..
Aslında yazılar uzun olduğundan ve bizlerin de zamanı dar olduğundan yazılara yoruma girmem. Bugün tamamen tesadüf oldu.. Sizleri tanımış oldum.
Saygılar sunuyorum iki değerli hocama.
Bu arada Halit Bey'in yazısını tanıtmışsınız şimdi fark ettim. Kutluyorum sizleri tekrar..
Ferda,ca tarafından 6.7.2021 16:12:25 zamanında düzenlenmiştir.