- 2649 Okunma
- 3 Yorum
- 5 Beğeni
GÖZ HAKKI
GÖZ HAKKI
Daha henüz sekiz on yaşlarında bile değildim!
Köyde yaşıyorduk yedi çocuklu bir ailenin ortanca çocuğuydum.
Köy çocuğu ne yapar,oyuncağı nedir?
Kürek atkı dirğen tırmık,yada koyun kuzu inek!
Aylardan temmuz ekinler derilmiş biçerler gitmiş harman kalkmış emmi dayılar sap saman işleriyle uğraşıyordu.
Aylardan Ramazan ayıydı Babam oruçtu,bir gün önceden iki römork arabası saman yüklemiştik
Sabah Namazıyla birlikte dağ köylerine gidip samanları satıp gelecekti Babam.
Dağ köyleriyle Bizim köyün yani yayla köyleri arası yaklaşık yetmiş km mesafesi vardı.
Kolay değildi Traktör ile iki araba Römorkla tozlu patika yolları aşıp saman satmak.
Üstelik Oruç ayı içindeydik oruçlar tutulmaktaydı ama ben küçüktüm oruç tutmuyordum.
O gün de Babam sahuru’nu yapmış sabah Ezanıyla Namazını kılmış
gün ağarmadan beni de yanına yol yoldaş olarak alarak şafakla birlikte yola koyulmuştuk.Traktörümüz 480 Fiat’tı.
Traktörümüzün arkasında iki araba vardı ben ön arabanın ön kısmında samanların üstünde oturuyordum.
Temmuz ayı olmasına rağmen sabah’ın nemi ibasıyla hava insanı üşütüyordu,taaa ki güneş çıkana kadar.
Yola koyulmuştuk yaklaşık bir saat yol almıştık,Güneş güleç yüzünü göstermiş,
şafkı yer küreyi Dünyamızı toprakları havayı ısıtıyor günümüzü aydınlatıyordu.
Artık üşütmem gitmiş sıcaklık kendisini tenimde hissettirmeye başlamıştı.
Yaklaşık üç saatlik yolculuktan sonra Köyümüz Ambar dan çıkıp,Konya Ereğli’nin Dede köyüne varmıştık.
Babam Traktörü bakkal ve kavelerin olduğu köy meydanına durutmuştu.
Birer ikişer köylülerden ihtiyar Emmiler dayılar geliyor babamla konuşuyor nereden geldiğimizi soruyor,
arpa samanımı yoksa buğday samanı mı diye soruyorlardı,ve el sıkışıp hızlıca sallıyorlardı,anlamıştım saman pazarlığı nın yapıldığını.
Üç beş on derken gün öğlene doğru yaklaşmış, saatler on bir’e gelmişti.
En sonunda babam ile pazarlıkta anlaşan beyaz saçlı başında altı köşe kasketi olan güleç yüzlü bir Emmi samanımızı almıştı..
Evini tarif ediyordu Emmi önde ben Römork ta Babam Traktörü yavaş yavaş adamın gittiği yöne doğru sürüyordu.
İhtiyar Emmi havlu kapısını açtı babam römorkun birini Traktörden çıkarttı
birer birer saman arabalarını samanlıklarına babamla ikimiz atıp iki arabayı da boşaltmıştık.
Babam Emmiden saman parasını almış yola çıkacaktık
Emmi ısrar la Civcik hoca öğlen oldu çocuğun garnı açtır diyordu.
Babam Hafızdı Traktörü alalı henüz bir yıl olmuştu borcu vardı.
Bir an evvel köye varıp Römorklara tekrar saman doldurmalıydı.
Gidelim işimiz çok köyde demişti ki kapıdan ihtiyar teyze Emminin eşi belirivermişti
bir elinde çöp süpürgesi bir elinde çökelek sıkması
Emmiye veriyor çocuğa verin diye beni işaret ediyordu.
Vedalaştık saman sattığımız köylülerle ve
Alel acele yola koyulmuş geldiğimiz gibi yine köyümüze doğru artık gidiyorduk.
Ereğli nin Yazlık köyünün İvriz Öğretmen okulunun hemen aşağısında
İvriz barajından gelen bölgemize "Ab-ı Hayat" veren su kanalı vardı .
Kanalın hemen yanı başı köyümüze doğru giden stabilize bir yoldu
sağ tarafı güney kısmı Elma Kayısı Armut Kiraz bahçeleriydi.
Babam Traktörü sürerken arada bir bahçelere bakıp arada bir bana bakıyordu.
Bahçelerde ki can alıcı Amasya,Starkin,Gölden elmaları hış gibiydi yani çoktu.
Kayısılar sapsarı yerlere dökülerek telef olmakta aralıklarla ağaçlarında kayısılar gözükmekteydi
Birden bire yavaşca Traktörü durdurdu ve Hadi oğlum canın cekmiştir.
Git bahceden iki elma bir iki kayısı kopar ye dedi belliki onun da Babamın da canı çekmişti
Anlamıştım babamın canının çektiğini hem o oruçtu oruç olmasa da koparmazdı sahibi belli olmayan bahçeden meyvayı.
Benim canım çeker de oğlumun çekmezmi diyerek, ’göz hakkı’nı almak istemişti. oğluna.
Yok Baba dedim istemem hadi sür Güneş tepemizde hava çok sıcak iyice yakmadan
Güneş tepemize çökmeden köyümüze varalım dedim.
Babam ısrar ediyordu Oğlum in korkma Haram olmaz "göz hakkı göz"
Allah herşeyi gören işiten hissedendir dese de Römorktan inmemiştim.
Yolumuza devam ettik bir bir buçuk saat sonra köyümüze varmıştık.
Babam tandırdaki suyla Anamın hazırladığı yerde (hamamlık’da) duşunu alıp öğle namazını kılıp yatmıştı.
İki saat uyumuş ikindi vakti biraz geçmişti, tekrar Traktörümüzü tekrar çalıştırıp
Hadi oğlum Rasülüm samanımızı doldurup gelelim yarın aynı köye yine gideceğiz demişti.
Öyle de yapmıştık,arazimize harman yerine gidip saman nodalarından birinden
babamla yine iki Römorku da samanı yükleyip doldurup gelmiştik.
Ertesi gün şafak vakti yola koyulmak üzere yassı namazı sonrası uykuya dalmıştım.
Sabah uyandığımda ne Babam vardı nede Traktörümüz yanlız gitmiş olmalıydı.
Beni uyandırmamış,belli’ki oğluna kıyamamıştı.
...18.07.1975
Yazarı;Ozan Resuli (Resul Civcik)
Yer;Karaman Ayrancı Ambar Köyü
Fotoğraf;Anonim.
Yaşanmış hayat kesitleri Öykülerim.
Okuyan gözlere,Hisseden yüreklere,yazıp yorumlayan,kalemlere,
Yürekler dolusu Selâm ve Duâ olsun.Sağlıcakla kalınız.
YORUMLAR
Sen bir şey söylemeden baban senin durumunu anlamış. Babalar ile evlatlar arasında anlatılacak çok hikayeler vardır aslında. Rahmetli babam dedem ile hem komik hemde güzel hikayelerini arada anlatırdı. Dinlemeyi çok severdim. Bu tür hikayeleriniz olursa yazarsanız okumak bana keyif verir.
yazar Anton ÇEHOV un eserleri gibi sade hayattan hikayeler aslında en değerli eserlerdir.
Tebrik ediyorum