- 359 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Bayoğlu Rapsodisi
BEYOĞLU RAPSODİSİ
Sevgili Kitapsever Dostum,
Bir mektupta daha beraberiz. Bir kitabı okumanın, anlamanın ve başkasına özellikle sana anlatmanın sevincini yaşıyorum.
Sevgili dostum,
Rapsodi genellikle halk türkü ve ezgilerinden yapılmış şarkı demek. Burada yazar “Beyoğlu’nun şarkısı” demek istemiş. Ya da kitabı okuyunca “bir Beyoğlu romanı” da diyebiliriz.
Sevgili dostum
Ahmet Ümit’ i severek okurum. Şiirleri hariç tüm kitaplarını okudum. ”Beyoğlu Rapsodisi” ni de seneler önce okumuştum ama çok detayı unuttuğumdan yeniden okudum. Her kitabı yeniden okuduğumuz zaman önümüzde yeni bir bakış açısı açan ve bilgimizin artmasını sağlayan bir imkan sunar yeni okumalar.
Sevgili roman sever dostum,
Ahmet Ümit romanlarında resim çizer kelimelerle. Kahramanların hem fiziki hallerini hem ruhi hallerini görürüz. Kitaplarında hem psikoloji hem tarih hem edebiyat hem müzik vardır. Yani hayatta olan her şey romanlarında da yansır. Kahramanların yaşadıklarını kağıtlara hiçbir detayı atlamadan aktarır. Yazarın yazmaktaki başarısı budur. Çok genç ve amatör yazar gibi olayları ruhsuz, psikolojik durumlardan yoksun, zayıf anlatımla anlatmaz. Bu yüzden severim .İyi roman yazmak isteyenler Ahmet Ümit okumalı bence.
Sevgili dostum,
Beyoğlu’nda yaşayan 3 arkadaşın Selim, Kenan ve Nihat’ın Galatasaray Lisesinde başlayarak, hayatta gelişen ve sanki üç kardeşmişçesine yaşadıkları olayları anlatır.
Selim, babadan zengin tekstilcidir eşi Gülriz ve Down sendromlu oğlu Burç ile yaşamakta AZYA markasını daha geliştirerek uluslararası bir marka yapmak istemektedir. Yabancı ortaklar ile yeni bir fabrika kurma çabasındadır. Bunun için Fransız, Rus, İtalyan ortak adayları ile görüşmeler yaparken bir yandan da Kenan ev Nihat ile dostluğuna devam ettirir.
Nihat ise sahaftır ve şair Melek ile evlidir. Kızları dize ile yaşamaktadırlar. Maddi sıkıntılarına her zaman Kenan ve Selim destek olmaktadır. Selim ailede ve arkadaşlarının içinde en uysal halim selim kılıbık olanıdır. Arkadaşlarını kardeşleri gibi sever ve zaman zamanda onlardan maddi ve manevi yardım görür ayakta kalabilmek için.
Kenan sigortacıdır. Daha çok gemi sigortalama işleri yapar ve amatör fotoğrafçıdır. Bekardır. “ Cinayet Fotoğrafları” sergisi açarak bir tür “ölümsüzlük” peşindedir. Çok ses getirecek bir sergi olması için Nihat, Selim ile bir de Rus Katya ile el ele bir organizasyon yaparlar. Kenan’a göre çok muhteşem olacak bu sergi onu bir nevi ünlü yani “ölümsüz” yapacaktır. Buna candan inanarak çalışmalara başlarlar. Ancak olaylar hiç de umdukları gibi olmaz ve kendilerini hiç de tahmin etmeyecekleri ve pişman olacakları olayların içinde bulacaklardır.
Sevgili dostum,
“Cinayet Fotoğrafları Sergisi” hazırlıkları devam ederken, Hukuk Fakültesi mezunu olan Kenan bir fotoğraftaki ayrıntı üzerine, cinayetin masum insanlar üzerine yüklenmek üzere olduğunu fark ederek bu cinayeti aydınlatmak ister, avukatlar, yanıklar, sanıklar ile tehlikeli görüşmeler sonunda ucu ta Fransa’ya varan tanıkları dinleme çalışmaları onları gittikçe gizemli cinayetlerin içine çeker. Gelişen olaylar onları korkutmaya başlar
Sevgili dostum,
Ahmet ümit romanlarında tarih var dedim . Burada Beyoğlu’nun önceki adı Pera’nın tarihi ile Beyoğlu’nda yaşanan her şey Selim’in bakışından anlatılmaktadır. Romanı okurken kimi zaman Yeşilçam Sokağına, kimi zaman Ayhan IŞIK Sokağına kimi zaman Mısır Apartmanına, kimi zaman Tarlabaşı’na, kimi zaman Mis Sokak tarafına giderek burada yaşananlara şahit oluyoruz. Beyoğlu’nu adeta turist gibi geziyoruz, Selim ile Kenan ‘ı, Nihat’la Suriye Pasajında polis rolünde tanık sorgularken , kimi zamanda Cihangir’de evde ipucu ararken görüyoruz.
Sevgili dostum,
400 sayfalık romanı yavaş yavaş okurken tabii ki zaman alıyor. Bu yüzden bölümleri okuduktan sonra anlamak için durup düşünmek gerekiyor. Selim’in gözü ile anlatılan roman insanların, aileleri ve arkadaşları için yaptığı fedakarlıkların fark etmeden insanı katil bile yapabileceğine şahit oluyoruz. “Aşkın gözü kördür” sözünü burada Aysun ile Kartal’ın aşkında, Yusuf’un Aysun’a duyduğu aşkında bu aşkın kimini mezara kimini de suçsuz yere hapishaneye götürdüğünü görerek “Aşkın dozunu ayarlamazsan sonunda ya hapishaneye ya mezara düşersin” mesajını güzel veriyor Ümit bu romanda bize.
Sevgili roman sever dostum,
Romanı okurken “katil hiç ummadığımız adam çıkar” özünü burada da görüyoruz. Romanın en halim selim kahramanı Selim babasının ve kendisinin hatasını örtmek için cinayetler işliyor ve bunu da ustalıkla gizliyor ama “ kusursuz cinayet yoktur” mantığı ile en yakın arkadaşı Kenan’ın önsezileri güçlü duyguları ile cinayetleri ortaya çıkınca da kardeşi kadar sevdiği Kenan’ı da öldürmekten kendi alıkoyamıyor.
Sevgili dostum,
Her gün sevdikleri insanları, bir süre sonra boşanmak istedikleri için veya başka sebepler ile öldürerek intihar eden, cinnet geçiren insanları okudukça , çevremizde insanların aşkla , kaçarak severek evlendikten. Çoluk çocuk yaptıktan sonra 20-25 yıl sonra birbirlerine hakaret ederek kovarak düşman olduklarına şahit oluyoruz ve romandaki en yakın arkadaşını öldüren Selim’e şaşırmakla beraber olağan karşılıyoruz. Romanlarda hayatın özeti ve gerçekleri değil mi? Bizlere ders veren.
Sevgili dostum,
Hayat’ta aslında bir Rapsodi değil mi, yani şarkı, şarkılar da hayatın içinden değil mi? “Beyoğlu Rapsodisi” de bizlere bunları hatırlatıyor. Bu 2. Okuyuşum demiştim ya hani. Bu romanı ilerde yeniden okuyacağız gibi geliyor. Karantina’ da kitap okumak insana ilaç gibi geliyor işte.
YORUMLAR
Muhteşem!..Okuduğum bir eserin ana hatlarıyla üzerinden geçmiş oldum sayenizde..Zaten bu iki yıllık çevreden soyutlanma sürecini kitap okuyarak geçirmediysek bundan sonra kitap okumak % 60 geriler..Saygıyla..
neneh. tarafından 12.6.2021 18:07:02 zamanında düzenlenmiştir.