- 233 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SELAHATTİN HİLAV.
SELAHATTİN HİLAV.
HAYATI
17 Nisan 1928 günü İstanbul’da dünyaya geldi. 12 Mayıs 2005’te İstanbul’da hayatını kaybetti. Tam adı Abdullah Selahattin Hilav’dır. Şaziye Hanım ile avukat Mehmet Mihri Hilav’ın oğludur. 1946’da İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdi. 1951 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nden mezun oldu. 1953’te doktora eğitimi için gittiği Paris’te kısa bir süre sonra dövizinin kesilmesi üzerine farklı işlerde çalıştı. Bu sırada Paris’te İşçi Üniversitesi’nde devam etti. 1958’de Sorbonne Üniversitesi’nde “Roman Kuramı” ile ilgili doktora tez çalışmasını tamamlayamadan babasının vefat etmesi üzerine yurda döndü. İstanbul’da gazetecilik ve çevirmenlik yaptı. 1961’den sonra tüm yaşamını esas olarak yazar ve çevirmen olarak sürdürdü. Öğrencilik yıllarında Marksizme
ilgi duyan Selahattin Hilav, o dönemde Yüksek Tahsil Gençlik Derneği’ne katıldı. 1960’lı yıllarda ise Türkiye İşçi Partisi’ne katılarak parti içinde aktif rol aldı. Meydan Larousse ve Büyük Larousse ansiklopedilerinde redaktör olarak çalıştı. Bir süre Yazko Felsefe dergisinin yöneticiliğini üstlendi.
Selahattin Hilav, 1959 yılından başlayarak yazı ve çevirilerini a, Yelken, Değişim, Ataç, Eylem, Yön, Yeni Ufuklar, Papirüs, Türkiye
Defteri, Yazko Felsefe ve Adam Sanat gibi dergilerde yayımladı. Memet Fuat’ın “çok az yazmış bir Selahattin Hilav hiç unutulmaması gereken bir eleştirmen” biçiminde değerlendirdiği Hilav, özellikle Nazım Hikmet, Kemal Tahir ve Ahmet Hamdi Tanpınar üzerine yapmış olduğu incelemeler ile dikkat çekti. Yazar, ayrıca “yabancılaşma”, “Asya tipi üretim tarzı” ve “Osmanlı-Türk toplumunda birey” gibi konulara göndermeler yaptığı felsefe yazılarında dile getirmiş olduğu görüşlerini edebiyat alanında, somut yapıtların üzerinde örneklemeye çalıştı.
“Edebiyatı da, felsefeyi de onun kitaplarından okuyanlar, en karmaşık sorunların bile yalın bir dille anlatılabileceğini fark ederler. Kitaplarının adları bile bu anlayışı gösterir: Felsefe Yazıları, Edebiyat Yazıları (YKY). …. Edebiyata, felsefe/edebiyat kesişmesinden bakardı. Böylece edebiyat ile düşünce arasındaki paralellikleri, etkileşimleri yorumlardı. Názım Hikmet, Kemal Tahir, Ahmet Hamdi Tanpınar’a böyle yaklaştı. Çevirilerine baktığınızda, Türk felsefesine, düşüncesine, edebiyatına emeğinin değerini daha iyi anlıyoruz. Felsefeyi öğrenmek için 100 Soruda Felsefe, salık verilecek en önemli kaynaktır. Selahattin Hilav da artık kitaplarda ve anılarımızda yaşayacak.” (Doğan Hızlan, 13 Mayıs, 2005 Hürriyet)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.