- 487 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Bisikletimle Beyşehir’e
Bisikletimle Beyşehir’e
Bugün dünya bisiklet günü olduğunu öğrenince, bisiklet ile yapmış olduğumun yolculuklarımdan birinin gezi yazısını sizlerle paylaşmak istedim.
Geçtiğimiz yıl 2010 Temmuz ayının başları idi. Bölgemde olmakta olan Yenişarbademli şöleni ve Beyşehir göl festivali bir biri arkasına olunca Yenişarbademli şöleni takipten geldiğim günün sabahı haberini yapmadan diğeri içinde yola çıkamazdım. Öylede yaptım ilk önce gittiğim şölenin haberini yaptım. Saat o arada baya ilerlemiş öğle saatleri olmuş idi.
Yaşadığım yer (Isparta Gedikli Köyü) ulaşım bakımından sıkıntılı bir yer olunca, Beyşehir göl festivalini takip için ve festivale katılacak sanatçı arkadaşımı görmek içindebir şekilde yola koyulmam gerektiğini bilmekte idim. Orada buluşacak olduğumuz bir arkadaşım ile telefonda görüştüğümüzde gelip gelmeyeceğimi sormuş bende biraz sonra yola çıkacağım diye cevap verince ne ile sorusunu sormadan edemedi. Bana bu konuda eşlik ede bilecek bisikletim ile yola çıkacağımı belirtince önce şaka yaptığımı sanmış gülmüştü. Sonrada gerçekten o yolu bisiklet ile kat edeceğimi anlayınca yol boyunca fotoğraflar çek klip yaparız demişti.
Saat 13 sıralarında yola çıkmıştım. Yolumun üzerinde olan halalarımın köyü olan Çelteği ziyaret ettim ve halamlarda bir soluklandım onlarda benim o yolu nasıl kat edeceğimi endişe ile karşıladılar. Oradan ayrıldığımda beni en zorlayan yer Fele beli oldu. Yokuş yukarı bir yola sahip olunca zaman zaman bisikletimden inmek zorunda kaldım ve bu sefer bisikletim bana binmekte idi. Fele pınarı kenarındaki tarihi eşyalar satmakta olan yere girdiğim anda adeta büyülenmiş gibiydim. Eski eşyalar beni adeta tarihin tozlu yollarında bir gezintiye çıkarmıştı. Fakat dükkân sahibinin babamı tanıyor olması beni dahada bir şaşırtmıştı. Kıreli kasabasına ulaştığımda enerjimi tazelemek için yiyecek ve içecek bir şeyler almam gerektiğini anladım ve alışverişimi yaptım.
Yol boyunca beni yabancı turist sanıp İngilizce merhaba diyenler kâh el sallayanlar olmakta idi. Fakat bir türlü trafikte bir bisikletliye tahammül edemeyen şoförlerimiz olmakta yolu terk etmemi istemekteler idi. Yol boyunca sohbet ettiğim insanlar benim neci ve nere gittiğimi merak etmekte idiler. Gazeteci olduğumu anlatınca şaşkınca bakıyorlardı. Sanırım onlar gazeteci bisiklete mi biner halkın arasına mı iner diye düşünüyorlardı. Gün nerede ise batarken Beyşehir’e ulaştım.
On iki Temmuz ikindi sıralarında sanatçı arkadaşım Zeynep İlhan , Saz arkadaşları, Şair abim Anamaslı Mehmet ve beraberimizdeki bir çok kişi Eşref oğlu derneği başkanı Mevlüt Öncel’in misafiri olarak önce göl kıyısına yakın bir yerlerde yemeğimizi yedik. Daha sonara ekip yat turu için yat ile Beyşehir gölüne açıldık. Kısa bir gezintinin ardından festivalin açılışına yetiştik.
Festivali birkaç gün takip edebildiğim kadar takip ettikten sonra Beyşehir’in tarihi yerlerini gezebildiğim kadarı ile gezdikten sonra geri dönme kararı aldığımda bisikletimin tekerinin havasının azalmış olduğunu gördüm. Saatlerce Beyşehir’in içinde tekeri şişirebilecek pompa satın almak için koşturdum. Sabahın erken saati olunca da açık yer bulamıyordum. Bulduğum pompa kocaman bir şeydi satıcı hacı dayıdan rica ettim ise bir sefer şişirelim diye ikna edemedim. Tam umudumu kesmişken bir bisikletçiden bahsettiler oranın yolunu tuttum.
Tarif edilen yerde Emre bisiklete isminde bir yer vardı. Ufacık bir yer dışarıdaki afişte motor tamiri yapılmaz yazıyordu. Yani Nasrettin Hocanın İli Konyalılar ya Nasrettin Hocadan esinlenmişler espiri yapmak için afiş bastırmışlar. Bisiklet tamirhanesinin sahibi Mustafa Yıldırım’a Gazeteci olduğumu ve paramın kalmadığını anlattım. Bisikletime uygun fiyattan bir pompa almam gerektiğini yada tekeri şişirmem gerektiğini anlatınca benim bisikleti içeri götürdü ve tamir için askıya taktı. Ben kendisine bana daha fazla masraf çıkarmayın dedikçe sen karışma demekteydi. Eskimiş olan fren tellerini değiştirdi. Ters takılı olan fren düzeneğini düzeltti. Tekerlerin akortlarına bir göz attı daha sonrada lazım olur bak deyip ufak bir pompayı da satın almamı hepsine uygun bir fiyat yapacağını söyledi ve dediği gibi de yaptık.
Yanıma anaca enerji içeceğinden başka bir şey almadan yola koyulmuştum Kıreli kasabasına gelinceye kadar kurt gibi acıktığımı anladım. Kasabada yol kıyısındaki lokantada tavuk ızgara ile karnımı doyurdum. Kasabadan bir marketten içecek bir şeyler alarak yoluma koyuldum. Öğle sonuna doğru köyüm olan Gedikliye geri geldim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.