- 352 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
En iyi öğretmen rakiptir
Onun için her maç büyüktü, her maç finaldi ve o her maçı final havasında oynamasını çok iyi biliyordu. İyi ya da kötü oynamayı düşünmüyordu. Kazanmak ya da kaybetmek onun için sadece bir sonuçtu. Kendini geliştirmenin yanında rakibini nasıl yeneceğine odaklanıyordu. Ama onun için en önemli şey maç anında bencil fikrini bir kenara bırakıp bu büyük maçtan zevk almaktı. Babasının ona öğrettiklerini yapmak onun için kutsal bir görevdi. Babasının nasihatleri aslında maçı kazandıran kritik taktiklerdi ve şimdiye kadar hiçbir maçı kaybetmemişti. Babası ile geçirdiği günleri ve onun söylediklerini maça çıkmadan önce mutlaka hayalinde canlandırıyordu:
‘’Bak oğul her maç büyüktür ve en iyi öğretmen rakiptir. Rakibini önemsemelisin, onun verdiği eli tutmalısın, rakibin ne kadar sıcak olduğunu hissetmelisin böylece kendi gücünü daha iyi kontrol edebilirsin. Rakibinin baktığı yere bakmalısın ancak ondan daha çabuk davranmalısın yoksa büyük maçları ve final maçını kazanman asla mümkün olmaz. Onun gözlerine bakarken ayaklarını, ayaklarına bakarken de gözlerini görmelisin. Ayrıca Benim sana öğrettiklerimle değil sen öğrendiklerinle maçı kazanmalısın’’….
Yol haritası ve reçete belliydi. Bu uzun ve çileli bir yoldu.
Şampiyon olmak yerine mücadelede kalmak ve dürüst oynamak rakibe şans tanımanın esas kuralıydı ve böylece unutulmaz şampiyonluk hikayesi başlıyordu…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.