- 424 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
Bir kol düğmesinin gölgesinde....
Tırnaklarımı yemeye başladığımda anladım ki lodos sancılarına tutulmuştum yokluğunun… Çoğu zaman susarak sesleniyordum sana. Sustukça çocuklaşıyordum, oyuncaklar arasında kalmış kocaman bir adamdım. Elimden kaçırdığım uçurtmanın sevincini anlayamıyordum bile kovulduğum baharlarda. İşte bu yüzden, bir yoksunluktu aslında kuyruksuz uçurtmaların ardından bakarken, yarım kaldığını hissetmek yokluğunla…
Yağmur kokusuyla uyandığım bir sabah, güneşe yeni yazdığım şiirimi bağışladım aşktan kovulanlara umut olsun diye ve aynı günün gecesinde ay’a sus işareti yaptım, yıldızlar belki kıskanacaktı ama sırf kentin ışıkları eylem yapmasın diye kısık sesimle fısıldadım bu şiiri tüm Marmara ya. Yakamozlar alabildiğince parıldadı sesimdeki renginden.
Oysa ben hep martıların dudağıyla öptüm seni denize bakarken. Sahildeki kumdan kalelerle oynayan çocukların gamzelerinde büyüttüm varlığını. Limon kokulu akşamlara sardım özlemlerimi sarhoş olduğum anlarda bile üstüme başıma bulaştırdım ki seni, sabah uyandığımda sen koksun istedim sarhoşluğum…
Geceleri kırmızı bir masalla uyuttum aşkı, sahipsiz bir kedi gibi arşınladım sokağını, çöpçüler uyandırdı çoğu zaman kaldırımlardan. Sıcak ekmek kokusuyla içime çektim seni, aklımda kalan kahkahalarınla demledim sabah çayımı. Yersiz yurtsuzdum ama hayali senle çok doluydum.
Şimdilerde içimde bir hıçkırık var. Bir kol düğmesinin gölgesinde ıslık ağrısı gibi figan olur zaman. Tütsülenir hicran, oysa bir avuç hüzün telaşıymış yaşamak. Perdesiz bir pencereden bakmakmış cümleler dolusu suskunluğa…
Artık anladım ki, biz seninle ödünç sızılar alıp veren iki acıyız bir birimize. Şuursuz keşkelerimizin ya da aklı başında olmayan belkilerimizin oyuncağıyız. Bu yüzden soytarı bir soluk alıp vermekten ibaret oldu yaşamımız.
Sağırlığı arttı aşk şarkılarının, seviyorum süsünü vermeyin ne olur…
Din-le-mi-yo-rum sizi!
K.Kızılcan
YORUMLAR
Koray Kzlcan
katılmamak elde mi...