- 291 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ANILARDA KALAN BAYRAMLAR
Anılarda Kalan Bayramlar,
Nerede o eski bayramlar! Bu serzenişi içimizde sanırım duymayan yoktur. Kimimiz eskiye bir özlemle, kimimiz hüzünle bakar ve sorarız yeri gelir bu soruyu. Sahi nerede o eski bayramlar? Sorunun cevabını vermek için öyle uzun uzun düşünmeye gerek yok aslında. Bayramların bir yere gittiği, gideceği de yok. Salına salına geliyor gene onlar. Yani sorun bayramlarda, eski bayramlarda değil. Bizde.
Nasıl sorunun kaynağı biziz dediğinizi duyar gibiyim. Efendim, bayramlar birlik beraberliğin perçinlendiği, eş dost akrabanın aranıp sorulduğu, fakir fukaranın gözetildiği nadide günlerdi bir zamanlar. Hoş şimdilerde hala öyle bir vasfı var bayramların. Ama onları karşılayışımız, onlara yüklediğimiz anlamlar değişti. Bu da eski tadını aratıyor zamanında bayramı doyasıya yaşamış yüreklere. Kolay değil tabii o günleri unutmak. İnsan geriye dönüp bakınca buruk bir sevinç yaşıyor bayram günlerinde. Hele ki şu son yıllarda salgının gölgesinde bayram yapmak daha bir burukluk yaşattı yorgun bedenlerimize. Üzülerek söylemeliyim ki bayramın geldiğini bile hissedemedik pek çoğumuz.
Yiyecek ekmeğim yok, işim gücüm yok bayram benim neyime diyenlerle doldu taştı sokaklar. Haliyle yakışmıyor bu söylemler bize ama acı gerçek bu. Bu sadece bir sebep… Bunun dışında daha bir sürü sebep sayabiliriz bayramlardan eski tadı alamayışımıza. Mesela önceden bayram demek kalabalık aile yemekleri, sevgi, saygı ve muhabbet demekti. Şimdilerde bunları arar olduk. Bayramlar yoğun iş temposunun arasına sıkışıp kalan insan için bir dinlenme zamanı, diğer bir deyişle tatil oldu. Bu da bizi bayramın sevincinden, neşesinden mahrum bıraktı. Kaygılarımız arttı, önceliklerimiz arttı. İnsanların birbirlerine muhabbetleri azaldı, kırgınlıklar, küslükler arttı. Kimse kimseyi tanımaz, görmez oldu. Ne yazık ki bu da o coşkulu bayramları geride bıraktı.
Ve tabi eski çamlar bardak oldu misali, eskiler dediğimiz büyüklerimiz toprak oldu belki de. Bayramı bayram yapan, sohbetleriyle gönüllerimize taht kuran o sevdiklerimiz yok yanımızda. Bunlar da bizi bayramın coşkusunu yaşamaktan alıkoydu muhtemelen. Tabii hiçbiri bahane değil, yılda bir gelen o ulvi bayramın coşkusunu gölgelemeye. Ama insanoğlu böyle işte… Kırıldı mı bir kere salıveriyor kendini. Sonra da başlıyor dert yanmaya, şikayet etmeye. Bilmiyor ki sorunun kaynağı kendisi. Bayramlar, hala bayram ve hala yüceliğini koruyor. Ve hala seçkin günlerin başında geliyor. Peki ya bizim bayramlardan beklentimiz, onları karşılayışımız ve onlara gösterdiğimiz ilgi alaka ne durumda?
İşte biz bu soruların cevabını verebilirsek kendimize, ağır bir misafiri ağırlar gibi karşılarsak ve öyle muamele edersek bayrama ben inanıyorum gene eski tadını alacağız. Elbet kırılan yanlarımız, ağrıyan yerlerimiz ve eksilen taraflarımız olacak ama hiçbiri bayramımıza gölge olmayacak, olmamalı. Bunu başarabilirsek ancak o zaman bayramın tadını alırız benden söylemesi.
Şimdilerde mazide tatlı bir hatıra olarak kalan bayramlar, o zaman bizlerin hayatına neşe katmaya ve anılar biriktirmeye yardım edecektir. Öyleyse ne duruyorsunuz hala? Karşılayın bayramı tüm engellere rağmen. Aramızda mesafeler olsa da sanki sevdiklerimiz yanımızdaymışçasına ve doyasıya yaşayalım bayramı. Bayram, işte o zaman bayram olur. Yoksa tatlı bir hatıra olarak kalacaktır hafızalarımızda. Bayramınız bayram ola. Yüreğiniz şen ola. İyi bayramlar.
NECATİ DİLEK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.