Şimdiye kadar hiç kimse taklit yoluyla büyüklüğe ulaşamamıştır. -- samuel johnson
Rû //
Rû //
@r --

İz Bırakanlar

6 Mayıs 2021 Perşembe
Yorum

İz Bırakanlar

24

Yorum

25

Beğeni

0,0

Puan

2117

Okunma

Okuduğunuz yazı 6.5.2021 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

İz Bırakanlar




Babamın gönderdiği parayı çekmek için köyün tozlu yollarından geçerek, minibüse bindik. Bir kaç durak sonra inip  ptt den parayı çektiğimizde halam sordu bana.

- Bir şey istiyor musun Ebrucuk?

"palmoliv sabun alalım ne olur hala" dedim adeta yalvaran gözlerle yüzüne bakarak.
Halam bu isteğime şaşırmış olsa da şehire her geldiğimizde uğrak yerimiz olan bakkaldan aldık sabunu ve ufak tefek diğer ev ihtiyaçlarını.

Köyümüze döndüğümüzde ilk işim poşetten o pembe, mis kokulu palmoliv sabunu çıkarıp koklamak oldu. Ne güzel kokuyordu.
Sonra dışarı çıktım, biraz ilerde Mehmet Amcanın derme çatma yazıhanesinin tam karşısında durdum.

Mehmet Amca elli yaşlarında, beyaz saçlı, pos bıyıklı, zayıf, güler yüzlü, matlaşmış yeşil  gözleriyle sevgi dolu bakan, çocukları çok seven biriydi. Çalıştığı işten dolayı simsiyah olmuş elleriyle bazen tüm mahalle çocuklarına harçlık verir, şeker çikolata dağıtırdı. Hurdacılık yaparak geçimini sağlardı Mehmet amca...

Tek başına, tek odalı evinde yaşardı. Ayrıldığı eşi Gül Hanım ayda bir kere onu ziyarete gelir, nafakasını alır giderdi. Oğlu Ali, yirmi beş yaşlarında  haftanın bir kaç günü  kasayı boşaltmak için gelirdi ve yine Mehmet Amcanın yanına gelmiş dükkandaki müşterilerle konuşuyordu.

Ali abiyi hiç sevmezdim. Hiç ilgilenmediği babasıyla çok kez tartışmalarına tanık olmuştum. Bir gün dükkandan çıkmış kabadayıvari yürüyüşüyle yokuş yukarı ellerini arkasına bağlamış ıslık çala çala çıkarken, biz üç arkadaş onun arkasında taklidini yaparak gülüşüyorduk. Ali abi bir iki kez arkasına dönüp bizi kovaladı. Ben arkadaşlara sessiz olmamız gerektiğini söyledim ve onu takibe devam ettik. Arkaya bağlanmış ellerinin arasında şaklatıp çevirdiği tesbihi düşürmek,  hatta becerebilirsek alıp kaçmaktı amacımız. Sinsice yaklaşıp eline vurmuş ve Ali abinin tesbihi düşürmeyi başarmıştım. Diğer arkadaşlar tazı gibi kaçmıştı hemen, yakalanan ben olmuştum. Ali abi kulağımdan tuttuğu gibi halamın yanına götürüp şikayet etmişti beni. Halam da evimizin bahçesindeki tahta kapılı tuvalete kapatarak cezalandırmıştı.  Birkaç dakika kapıda nöbet tutup nasihat ettikten sonra "sakın buradan ben gelip seni çıkarana kadar çıkma" demiş ve söylene söylene gitmişti.

Yaramazlıklarımdan bıkmıştı halam... Haklıydı da üstelik, ama benim annesiz ve babasızlığımın acısını hırçınlaşarak, muziplik yaparak çıkardığımı bilemezdi.

Küçücük ve kapkaranlık tuvalette kalakalmıştım öylece... Gaipten sesler duymaya başlamıştım. Belki de gerçekti sesler, vıyk vıyk diye ötüşler  çınlıyordu kulaklarımda... Sonra bir hareketlilik farkettim ve çığlığı bastım. Görmemiştim karanlıkta ama sanırım fare vardı tuvalette. Elimle kapıyı iteklediğim anda kapı açıldı. Meğerse halam kapıyı  dışardan kilitlememiş. Korkudan nefes nefese kalmıştım... Tuvaletten çıktığımı halam görmesin istiyordum, görürse yine kapatır düşüncesiyle sokağa atmıştım kendimi .Tam da şimdi bulunduğum yere. Mehmet amcanın yazıhanesinin tam karşısına.

Müşterilerle birlikte Ali abi de çıkmıştı dükkandan. Ben cebimden son kez palmoliv sabunu çıkarıp şöyle bir kokladıktan sonra Mehmet amcanın yanına gittim. Dükkanda koca bir kantar vardı gelen hurdaları tarttıkları. Her gün olmasa da eğlencesine  iki günde bir o kantar’a çıkar kilomu tarttırırdım. Kantar epey bir yüksekteydi. Hemen orada bulunan vita yağının boş tenekesini ters çevirip kantara çıktım. Mehmet amca kilomu ölçtü. 21 kilogram. Bir yıldır değişerek sürpriz yapmayan  kilomla mutluydum .Elimden tutup kucaklayarak aşağı indirdi Mehmet amca .Yine yüzünün ve ellerinin kokusunu almıştım. Bu koku bana çok tanıdıktı.

At arabası vardı Mehmet Amcanın. Arada sırada köy köy dolaşıp eski eşyaları toplardı. Birinci sınıfa gidiyordum o zamanlar okulumuz köyümüze epey uzaktı. Sırtımda benden büyük çantam, bir omzumda suluk ve diğerinde beslenme çantası, kendimi işportacı gibi hissediyordum. Çok yoruluyordum köyün taşlıklı ve yokuş yollarında yürürken.


O sabah Mehmet amcaya rastladığımda çaktırmadan at arabasının arkasına takılmıştım.  Mehmet Amca beni fark etmemişti "deh deh" diye arada bir  atın hızını artıyordu ki at yerine ben hızlanıp uçuyordum sanki... Öylesine eğlenceli geliyordu bana. Hiç değilse yolun bir kısmını yürümemiş oluyorum diye içimden sevinirken birdenbire ayağım kaydı. Arabanın arka kısmında yuvarlak bir çıkıntıya girmişti ayağım. Ben geri çekmeye çalıştıkça ayağımı, bir girdap gibi içine çekiyordu  o boşluk.. Mehmet amca arabayı sürdükçe benim ayağım git gide içeri doğru kayıyordu. Dizlerime kadar o yuvarlak çıkıntının içine gömülmüştüm çığlıklar atıyordum ama duymuyordu Mehmet amca atın nal seslerinden. Belki beş on dakika o şekilde yol aldık. Sonra durdu Mehmet Amca beni fark etti. Ağlıyordum çok. Ayağımı dikkatlice o delikten çıkardı. At arabasını öylece bırakıp beni kucakladı... Sımsıkı sarılmıştım Mehmet Amcaya "beni bırakma" der gibi... işte o  kokuyu ilk kez yüzündeki üzgün perişan bir halle birlikte beni kucaklayıp sağlık ocağına götürürken almıştım...



Şimdi tam sırası dedim içimden. Cebimden çıkarıp tekrar koklayarak Mehmet Amcaya uzattım mis kokulu sabunu.

"Bakkk sana ne aldım" dedim.


Bir hafta önce halamla konuşurken " iyi ki Hurdacı Mehmet’in gözleri kör olmuyor" demişti. O zaman anlamıştım mutfak ve banyo temizliğinde kullanılan cifin Mehmet amcanın elleri ve yüzüne zarar vereceğini... Birkaç kez onu yüzünü cifle ve hatta krem bulaşık deterjanıyla yıkarken görmüştüm.

Mehmet amca pos bıyıklarının altından gülümseyerek saçlarımı okşadı. Yazıhanenin önünde çatlak lavabolu muslukta ellerini yüzünü yıkadı yeni sabunuyla...


Yıllar sonra gözlerinin feri sönse de, hep güzel bakan bir adam olarak kaldı Mehmet Amca hatıramda. ..


EbRuAsya//

&&&

Seçici Kurul’a
Teşekkür
Selam
Saygı
Sevgilerimle...

&&&

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İz bırakanlar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İz bırakanlar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İz Bırakanlar yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
engincan
engincan, @engincan1
10.5.2021 02:22:28
tebrik ederim şairem soluksuz okudum
Gule
Gule, @gule
7.5.2021 23:19:05
Hepimizin hayatında iz bırakan birileri olmuştur. Bizi sarmaladıkları ve sarstıkları ölçüde olumlu ya da olumsuz yãd ederiz onları. Bazı benzetmeler çok güzeldi 'vıyk vıyk', 'deh! deh!' derken gülümsedim mesela. Küçük çocuğun 'işportacı' gibi okula gidiş-gelişi de başka güzeldi ve çok yerinde bir benzetmeydi.

Tebrikler...
resulcivcik
resulcivcik, @resulcivcik
7.5.2021 23:02:53
Yüreğine Sağlık,Şairimiz
İlhamın bol,Kalemin Kavi olsun.
Sevgiler.
Saygılar.
Selâmlar.
ŞÛRZAN
ŞÛRZAN, @s-rzan2
7.5.2021 21:26:04
10 puan verdi
Hayatımızda bazı karakterler dipte köşede görünse de Aslında olayın başrolünde olurlar her zaman.

Geçmişin cenderesinden geçerken ömür varlığın değişik anektodlarını o kadar güzel kareler üretir ki .Mehmet amca misal.Yandan yöreden bir pencere açılsa Kendi halinde bir adam. Ama bu insan ebrucuğun o küçücük yüreğinde o kadar yer etmiş ki kendi babasıymış gibi benimsemiş ve o zamanlardaki çocukluğun verdiği iç güdüyle bilinçli ya da bilinçsiz mehmet amcanın gerçek oğlu olan ilgisiz Ali abiye karşı tavrını ortaya koymuş. Görünürde Ali abinin arkasından taklidini yapmak onun eline gerçek delikanlılığına bir türlü yakıştıramadığı tesbihini yere düşürmek gibi.

Aslında halasının dahi farkında olupta müdahale etmediği Mehmet amcanın elini yüzünü yıkadığı cilt için özellikle gözlere zararlı maddeler içeren temizlik ürününden bir şekilde kurtulmasını sağlamış.Onu hurdaların arasında daha sağlıklı ve güzel bir kokuya kavuşturmuş.


O kadar sıcak
O kadar bizi içine alan bir öykü ki
Sanki yaşıyorsun bu karakterlerle.
Güne çok çok yakışmış.


Yazan yüreğine bin sağlık Ebrucum.

Sonsuz tebriğim ve sevgimle

Mehmet Burhan AKIN
Mehmet Burhan AKIN, @mehmet-burhan-akin
7.5.2021 18:16:28
Yazıların edebi yönü çok önemlidir, bir de ahlaklısı olanı; güzel ve yetenekli insanlara benzetirim, herkese faydası dokunan kişiler var ya... işte onlara.
Bu güzel ve anlamlı yazı gibi.

Ellili yaşlarda olan Mehmet amca betimlemesi ancak bu kadar yapılabilir.

Dar gelirli köy çocuğu olarak yetiştiğimizden olsa gerek, çok şeylerin özlemini duyduk zamanlar yüklenip gidene dek, Ebrucuğun palmoliv sabununa olan özlemi misali...

Eskilerin ceza usulleri bir acayip olsa da, şu anda yine o geçmişin özlemini duymamak mümkün mü? Komşu çocuğunu dövdüm diye, anamın ahır direğine dana ipiyle bağladığı gibi.... her şey ne kadar birbirine benziyor... ne hoş bir hikayedir okuduğum.

Saygılarımla Efendim.
Ömer Altun 2
Ömer Altun 2, @mercaltunc2
7.5.2021 16:14:31
kaleminiz kavi olsun ..
Nurgül KAYNAR YÜCE
Nurgül KAYNAR YÜCE, @nurgulkaynaryuce
7.5.2021 14:57:59
Ebrucuklar hiç bitmesin inşaallah.Dünya iyi yüreklilerin sayesinde dönmeye devam ediyor.Ebrucukların sayısı zaten çok.Zira bütün çocuklar merhametlidir.Ebru Hanımların sayısı arttıkça Mehmet Amcaların sırtı yere gelmeyecektir.
Kaleminize sağlık.
Mevlüt GÖZDE
Mevlüt GÖZDE, @mevlutgozde
7.5.2021 14:34:33
Çocukluk yıllarının o tatlı anıları hep taptazedir. Silinmez.

Maziye derin bir yolculuk yaptırdı satırlarınız...

Kutlarım, saygıyla...


neneh.
neneh., @neneh-
7.5.2021 11:09:05
Muhteşem!..Saygıyla..
Etkili Yorum
Ümmühan Yıldız
Ümmühan Yıldız, @ummuhanyildiz
7.5.2021 08:30:11
10 puan verdi

Beyaz bir gül gibi seni sen yapan güzel kalp atışların,

Ve Ali abinin zayıf yaşamına ders veren kötülüğüne isyan ederken, insanlığın aslında çocuk yaşta başladığını haykırıyorsun

İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur derler…

Güzeller güzeli Ebru,

İnsanlar gözyaşlarıyla daha çabuk büyür ve herkesin yüreğine dokunan sevgiyi daha çabuk öğrenir

Sevgiyle selamlar


Özer YILMAZ1
Özer YILMAZ1, @ozer-yilmaz1
7.5.2021 08:04:52
Dünya iyi kalpli insanların varlığıyla güzel, yaşam daha anlamlı. Kaleminize sağlık.
esesligizem
esesligizem, @esesligizem
7.5.2021 01:35:01
Herkesin hayatında ama acı, ama tatlı mutlaka biri yada birileri var. Kimi zaman bir bakış, kimi zaman bir koku yada bir kaç cümle bizleri o izlere götürmeye yetiyor. Çok içsel yazınızı kutluyorum.
Saygılarımla
Mustafa Uzelli
Mustafa Uzelli, @mustafa-uzelli
7.5.2021 00:22:55
Anılar, anılaar, anılar bu gece beni ağlattılar.
Mervan Tan
Mervan Tan, @mervan-tan
7.5.2021 00:18:46


Mervan Tan tarafından 15.3.2022 02:15:23 zamanında düzenlenmiştir.
SoNDeM
SoNDeM, @syigit
7.5.2021 00:12:18
Çok güzeldi. Resmen çocukluğuma sürükledi beni.

Teşekkürler paylaşım için.
Nuray Çakmak
Nuray Çakmak, @deniz55
6.5.2021 18:49:59
10 puan verdi

Çocukluk anıları. Siz halanızı anlatırsınız, ben anneannemi ve dedemi.
Ne kadar tanıdık benim için. Tekrardan o günleri hatırlamak içimde acayip bir duygu yaşattı.

Tebrikler ve sevgilerimle
Canan Köksal
Canan Köksal, @canan-koksal
6.5.2021 15:10:57
Ruhen hassas çocukların çok yaramaz olması bile rahatsız etmez insanı.
Hoş bir anı okudum, sevgilerimle Ru.
TİLHABEŞLİ FİLOZOF
TİLHABEŞLİ FİLOZOF, @tilhabeslifilozof
6.5.2021 13:15:24
Yüreğine sağlık beni çok duygulandırdız Anlatımın ötesinde yaşayan sözcükler vardı karşımda...
İsabella
İsabella, @isabella342
6.5.2021 12:17:21


O sabun çok farklıydı evet, onun kağıdı da kokusu da çok güzeldi.
Sanki burnuma geldi kokusu.

Ne güzeldi ya, çok güzeldi. Yaramaz ebrucuk. :)
Uyaksız hafiye
Uyaksız hafiye, @uyaksiz-hafiye
6.5.2021 08:58:07
Ellerine sağlık, konu insanı içine alıyor,harika anlatım.sevgilerimle
deniz-ce
deniz-ce, @deniz-ce
6.5.2021 02:39:08
Çok güzeldi.
halil_
halil_, @halil-
6.5.2021 02:06:58
Bu güzel hikayenin sahibine teşekkür ederim. Nice mehmet amcalar var bilmediğimiz:(( ''Sarı çizmeli mehmet ağa'' gib.. Yüreğinize sağlık vesselam....
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.