FOTO ŞOK AŞKLAR

• 5 Mayıs 2021 Çarşamba 00:43:19

Benim için bir zamanlar, insanın değişime açık olması demek bedenen ve ruhen çok özel bir durum teşkil ederdi. Kişinin doğuşu ile alakalı şeylerin birebir olduğu gibi kalması tabi ki mümkün değildir. Ama kişinin değişimle arasına koyduğu mesafeler çokça önemliydi.

Ne yazık ki! Son zamanlarda. Değişim kendince başka bir değişime zorlandırılıyor. Benim gibi sizlerin de ilk aklına gelen bıçak, neşter, iğne, oya işi ile uzaktan yakından akalası yok bu işin.

Herkesin bildiği ve samimi olduğu görsellik var ya! Tamamen teknolojinin hileli ellerine geçti. maalesef ki! Ruhuna tek kişilik ordu olan insanlık bunun hiç farkında değil. Özelikle kadınlar geçmişleri ile yüz göz olmamayı tercih etmişlerdir.

Yani, sabah gördüğün yüzü, yarım saat sonra sosyal medyada farklı görmek acaba, bu benim eşim mi? diyeni de çok gördüm. Yâda çağ bunu gerekli kıldı. Bende hakkım olanı almayayım mı ? laflarının dillerinden nasıl tepindiğini de.

Bu değişimin bir parçası olma yolunda. O annelik içgüdüsü ile yola çıkarak beni günü birlik kusursuzluk pozu ile doğursalar,İçinden yeni bir ben daha çıkardım.

Ruhen genç olmak kendine uyum sağlamanın keyfini ancak ve ancak yaşayan bilir gerisi ise hikayedir !
Düşünsenize beyninizin içinde bir tuşla inanılmaz güzelliktesiniz. Ve İçinizde ki çocuk olayı bu! …Ondan alacaksınız haberi. Onun söylediğinin gerçeklik payının olup, olmadığını kimseye mal etmeyeceksiniz de.

Aklınızın sizinle köşe kapmaca oynadığı saatlerde hayaller gez, göz , arpacık misali en yakınınızda.Esas Duygunun değişimine gelecek olursak. Elim sende hayat oyununu çocukken oynadığınıza bakmayın; belli yaştan sonra elim sende demek gerek birine.!!...
Bu da demek oluyor ki salıncaktan inip, kum kovalarını o yana bu yana devire devire sizde sevginizi yaşarsınız.

Çok yıllar önce "özel yaşantı konusunda biz Anam ile yer değiştik ve Şimdi onun hatalarının önüne geçemiyorum " diyen bir arkadaşım vardı.

O an sadece arkadaşımı biraz rahatlatmak adına. Yaşanmamışlık dedim "ne yapsın kadıncağız tekrar mı? Dünyaya gelecek bırak gözü açık gitmesin ne yaşarsa ona kar! " demiştim.

Varsa da. Böyle yaşını ve başına alan azmışlığının önüne geçip, aman ayıptır kimseye madara olmasın diye konuyu hiç konuşmamış gibi kapattı verirdik. Allah’ım ya şimdi gözü açık gitmeyen gitmeyene. Ağabey! Kime dur! Kime dur diyeceksiniz!

Mevlana’nın "Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol. " sözünden yola çıkarak. Bu değişimi beynimde daha çok netleştiriyorum.

Geçenlerde diyorsam bir iki hafta önce arkadaşım sohbet arasında "can ben âşık oldum" dedi.
" bu aşık nasıl olunuyor "dedim.

Dostluğumuzun verdiği güven ile olsa gerek. Hayatının ikinci baharında gelişen aşkın benden "devamke! "onayını istiyor gibiydi.
Ben de her zamanki dil çabukluluğu ile " aaa güzelmiş pekiyi hanım kızımızın yaşı kaç" dedim.

Arkadaşım:
Çok emin olmamakla beraber, sanırım senden bir iki tık yaş küçüktür?. Bana söylediğine göre nüfus kaydını ölen ablasının adı ile devam ettirmiş ailesi.

Biraz rengi attı göz temasımdan taşmaya başladı bakışları.kaçak dövüşüyor gözleri benimle sakladığı bir şey var ama ne?
Hafif ses tonunu alçaltıp cümlelerine devam etti arkadaşım "ya can bu arada yaş olayına ben çok takılmam
Ve sürekli birbirimizi daha iyi tanımak adına yazışıyoruz .Benimde hoşuma gitmiyor değil. Genelde bayan arkadaşım geceleri odasında sessiz loş ışıkta oturmayı sevdiğinden. Mum ışığı aşkı ileyim. " dedi.

Mum ışığında aşk; tiktokçular için iyi bir akım olabilir de. Yok anam içim rahat değil mum ışığı loşluk, yok böyle nahoşluk diyeceğim! Fakat arkadaşıma kıyamıyorum.Adam kırk yılın başında aklına uyan birini sevmiş.
her neyse bir resim falan yolla bana bakayım dememle, aaaaaaahaaa! Resim bir geldi. Bizim rakibe gibi boy, pos endam o biçim yeme içme,sadece yanın da yat da o karının yüzü aynen un kurabiyesi, ton farkı var elleri yüzü arasındaki renk farkı variz bir şekil de göze çarpıyor .

Her neyse , günler sonra aileler tanışmaya bir arada zaman geçirip, daha sağlıklı bir evlilik temelleri atılmasına karar verilmiş

Ve bir hafta sonu erkek tarafı üç özel arabaya doluşup Balıkesir’e doğru yola çıkmışlar.
Heyecan dorukta viiiiii! gelin hanım tarafından konum atılıp, bir sitenin önünde duruvermiş bizimkiler.
Misafir karışlamaya mavi gözlü hafif etine dolgun o lülü lülü saçları ise yeni boyanmış.tahminen dediklerine göre atmış beş yaş üzeri bir abla gelir. Çok sıcak bir karşılama sonrası hep beraber eve geçilir. montlar askıya asılır terlikler giyilir.Aile nasılsın hoş beş derken. Herkes dört gözle gelin hanımı bekliyorlar.ama gelmiyor bir türlü.

O arada arkadaşımın babası da tipik çapkın Sivas erkeği."canıyı yerim ben senin âli amca":))
imanım benim kendilerini karşılamaya gelen ablayı görür görmez göze kestirmiş. İçin içinde "ya anası hoş karı
Kim bilir gelin nasıldır.Hissi ile dolup taşarak oğluna göz ucu ile aferin lan kedi olalı ilk defa bir fare tut diyerek sevinir

Ben gibi biraz sabırsız olan arkadaşımın teyzesi Nimet abla:
evin içinde ikram ve hürmetten geri kalmayan hanımına kulağına usulca eğilip."bacı biz kaç saattir oturuyoruz
"Gelin kız nerelerde." Bir görseydik

Aaboo! orada hanım abla bir geriliyor bir geriliyor ki sormayın.
Bir hışımla arkadaşıma dönüp "aşk olsun Mehmet beni ailene nasıl tanıtın sen" bizi anlatmadın mı? Der.
Mehmet süt dökmüş kedi halen hangi oda da uzaktan uzağa aşk yaşadıklarını düşünüyor. Cevap veremiyor.

Nasıl gelindiyse öyle apar topar dönüş yapıyorlar İstanbul’a kısaca bir tuşla değişim mağduru abla Sivas’a gelin olmadı...Bir zamanlar tek tük yaşanan bu tür olaylar. maalesef günümüz herkesin içselleştirdiği bir davranış şekli oldu.

05-05-2021
ist.