- 627 Okunma
- 2 Yorum
- 5 Beğeni
AŞK İLE
Yavaşça doğruldu genç kadın, sallanan sandalyesinden dizleri fersiz, dudakları leb sizdi, düşüyordu ipek şalı bir hışımla omuz başlarından almaya mecali bile yoktu.
Ben dedi kendine bile itiraf edemedi, köşede duran siyah kaplı deftere takıldı gözleri zorlukla kalktı oturduğu sandalyeden ve dokundu kara kaplı deftere.
Deri kapağı okşuyordu adeta parmaklarını tek tek çevirmeye başladı yapraklarını bir iki üç derken işte o her şeyin bittiği an yazdığı şiire geldi. Dudaklarından sözler dökülürken gözlerinden de yaşlar akıyordu her harfe bir damla gözyaşını kurban veriyordu gözleri.
Oysa babası öldüğü günden beri hiç ağlamamıştı, ilk kez bu kadar güçsüz olduğunu fark ketti içindeki kızın yüzüne bakamıyordu utanıyordu.
Kapının zil sesi ile irkildi bedeni, titrek adımlarla kapıya yanaştı tüm nefesini tutup kapıyı açtı. Eli kalbinde gelen kişi yıllar boyunca unuttum diye kendini kandırdığı sevgilisiydi, aslında onu hiç unutmamıştı ama neden gelmişti? Ayrıldığı gün hâlâ kurşun yarası gibi kanarken sarı saçları, mavi gözleri ile karşısındaydı. Dilinde donan sözcükler bir bir yere düşüp kırılıyordu.
Hoş geldin mi demeliydi, niye geldin mi? Sadece sustu araladı masmavi gözlerini, sevdiği uğruna gemileri yaktığı adam karşısındaydı tam on yıl sonra neydi onu kapısına getiren, aman dileten neydi? Kelimeler dökülüyordu dudaklarından, her kelimesinde genç kadın yeniden ölüp yeniden diriliyordu evet pişmandı ama son pişmanlık fayda eder miydi ki, kırgınlıklar geçerde ya küslükler?
Yavaşça kapattı genç kadın kapıyı ve arkasına yığılıp kaldı, pencere yarı açıktı ansızın dalgalandı o Fransız kupürlü perde. Bir, iki, üç nefes derken kapandı genç kadının göz kapakları ve anladı o anda Azrail’i olmuştu sevdiği adam ve onu almaya gelmişti. Yürüdü sıyrılıp bedeninden yalın ayak rüzgara karşı aşk ile...
YORUMLAR
Yeter ya sen gel yada son mektubunu eline ver Azraili gönder
dayanamıyor ayrılığa bu yürek
KeLeBeK EtKiSii
evet
evet
nikah kıymıyoruz suzan dediği gibi
haklısın şair
Gün, hiç doğmayacakmış gibi bitmiş sanki…
Aşk sinenin içinde ne suç ne de günah işler..
Köşesinde çınlayan bağrışlarla orada ölünceye kadar sevdiğini sadakatla bekler...
Çünkü adı aşktır.
Sevgimla