- 539 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
TARİH İLMİNİ ÖĞRENMEK NEDEN ÖNEMLİDİR?..
Yukardaki resim karesi Ayasofya bitli pireli cenabet gavurlar budistler bir zamanlar bilet almak suretiyle resimdeki halde içerisinde geziniyorlardı.
Biz müslümanlarda ömrümüzde ancak belki bir sefer bilet alarak gezme şerefine nail olabiliyorduk.
Tarihe özellikle de Yakın Tarihimize ilgim çok merakım var.
Elimde şu an Başımıza Gelenler isimli bir kitap var okumaya henüz başladım.Erzurumda doğan Mehmet Arif Bey 1890 yılında yazmış.
Basım yılı 1973..İrfan Yayınlarından..
93 Moskof Harbi,Doğudaki Ermeni olayları ve ayaklanmaları anlatıyor..
Kitap yüz sene öncesini anlatıyor.
Fakat,her dem taze,sanki bugünleri anlatıyor.
Çünkü o gün bugün aynı fasid dairenin içinde,aynı dertle mübtela ve şaşkın,milletce dönüp durmaktayız bugünde..
Hala Anayasa kavgası değil mi, ortada sürüp giden...
Hala rüşvetten,çalınan pay edilen Milli menfaatten bizar ve şikayetci değil miyiz?
Değişen ne var Resmi Dairelerde..
Hala ahbap yaran,hala yağcı yalakalar yandaşlar dem sürüp şaduman oluyor arzu felekte..
Hala ırk,mezhep ayrılık ve kavgaları değil mi,Milli bünyemizi diş diş kızıl kurt gibi kemiren?..
Sürünen kim,hakkı yenmiş,boynu bükük gezen kimler ortalıkta..
Evlad-ı Vatan değil midir,dünkü çölde Yemende kalan,bugün Almanyalarda,Ankara’da İstanbul’da..
Kendi yurdunda müslüman tutsak,kendi öz Vatanında hala parya..
Tarihten ibret alınmaz ise tarih tekerrür eder demişlerdir.
Kâtip Çelebi, Süllemü’l-Vüsûl isimli eserinde şöyle yazmıştır:
Malumdur ki tarih ilmi, ilimlerin en faydalılarındandır.
Tarih, geçmişte meydana gelmiş olan bir hâdiseyi bilmektir. Geçmiş kavimlerin, beldelerin hâllerini, insanların neseplerini, mesleklerini, yaşayışlarını bilmek hep bu ilimle olur. Faydası sayılamayacak kadar çoktur.
Ashâb-ı Kirâm, Tâbiîn ve sonraki gelen âlimlerimiz, geçmiş kimselerin haberlerini, sözlerini ve hâllerini birbirlerine naklederlerdi. Nesep âlimi Mus’ab ez-Zübeyrî, “İmâm Şâfiî kadar tarih bilgisi olan zât görmedim” demiştir.
Abdullah bin Mübârek Hazretleri, hânesinden çok çıkmazlardı. “Yalnızlık çekmiyor musunuz?” diye soranlara; “Nasıl yalnızlık çekeyim, ben -hadîs-i şerîf ve haberlerini okuduğumdan- Peygamberimiz (s.a.v.), Ashâb’ı ve Tâbiîn ile birlikte oturuyorum.” cevabını vermiştir.
İmâm Nevevî (rah.), Tehzîbü’l-Esmâ kitabında diyor ki: “Kendisinden ilim naklolunan zâtları, sözlerini ve hâllerini bilmekte birçok fayda vardır ki bazıları şunlardır:
Büyük zâtların menkıbelerini, güzel hâllerini bilerek, onların edepleri ile edeplenmek mümkün olur. Onların güzel hâllerini örnek alarak onların nâil oldukları faziletlere nâil olunur.
Her bir zâtın ilimdeki derecesini bilmek mümkün olur. Böylece makamı yüce olanın kadri bilinir, ilim böyle zâtlardan alınır, hâli başka türlü olanlar da bilinip onlardan ilim alınmaz.
Geçmiş büyük zâtlar, bizim selefimiz, bir nevi mânevî büyüklerimiz makamındadırlar. Kişinin babasını, ecdadını bilmemesi gibi büyük noksanlık olmaz.
Geçmiş iki büyük zâtın sözlerinde farklılıklarla karşılaştığımızda onların en âlim ve takvâlı olanının sözüne ve fiiline uymak, bu ilimle mümkün olur.
Geçmiş zâtların ortaya koydukları eserlerin kıymetleri, bu ilimle anlaşılır. İlim talebesi hangisine mürâcaat edeceğini, hangisine öncelik vereceğini, bu ilimle bilir. Zira yazılmış kitaplar cidden pek çoktur.
Ilk öğretmenliğe başladığım 1986 yılından itibaren her hafta sonu gittiğim Trabzonda Uzun sokakta bulunan Kamer Ticaret adlı Kırtasiye Dükkanında kendilerini ziyaret ettiğim Süleyman Hilmi Tunahan Hz.lerinin talebesi Kıymetli Hocam Hasan Arıkan Hocaefendi bana tarih kitabı okumami tavsiye ederlerdi.
Kendilerinin yazmış lduğu bir İslam tarihi ve Muhtasar ilmühal kitapları var.Sultan İkinci Abdulhamid hanın ruhaniyyetinden istimdat dileyen Neyzen Rıza Tevfikin bu şiirini hocamın fem-i saadetlerinden defalarca dinledim ve hususi görüşmelerimizde kendisinden pek çok konuda istifade ettim.Allah uzun ömürler versin.
Alt yapısı olmayan biri meal tefsir Hadis kitablari okumakta yanlışa düşebilir ama Tarih kitabı doğru kaynak ve kişilerden okunursa yanlışa düşürmez.
Evimizde televizyon yok iken devamlı kitap okurdum.Televizyon maalesef okumayı bitirdi,internet işin tuzu biberi oldu köküne kibrit suyu döküp okuma aşkını ilkokula giden bebelerde dahil tümden yok etti.
Muhammed Asım Köksal’ın İslam Tarihini o sıralar baştan sona okudum.Yılmaz Öztunanın Türkiye Tarihi kitabını ona ha keza.
Fıkıh hadis Külliyatı Tefsir ve Arapçadan gençlik yıllarımda bir miktar tattım.
Bu kitapları medresede bir hoca elinden ve müzakere ederek okumak lazımdır.Yalnız başına öğrenilmemektedir.
Neden tarih okunmalı diye uzun uzadıya düşündüm.
Tarih Islam Tarihi olursa Peygamber sav.ogrenilir.
Mezhepler Tarihi,Avrupa tarihi,Savaşlar tarihi vb.
Tarih ecdadı bize tanıtır.Yoksa ecdadımızı hain olarak bilip yarın ahirette mahşerde tizlerine bakamayacak duruma düşeriz..
Tarih o kadar önemli ki tarih bilinmez ise meğer Devlet Gemisinin dümenini istenilen semte çevirmek mümkün olmayacaktır.
Tarihten habersiz olmak siyasi alanda devletce telafisi imkansız büyük hata ve noksanlıklara sebep olacaktır.
Tarih bir milletin bakıp bakıp da varsa ayıplarını göreceği,yoksa cemal ve kemaline şükrederek şu dünya denilen pazarda kuvvetli,dinç bir şekilde arzı endam edebilmesi için,gelecek nesillere geçmişlerini olduğu gibi gösterip dersler alacakları bir hakikatler aynasıdır.
Başka milletleri yok sayalım geçmiş devirleri geride bırakalım daha dün denecek zamanda Osmanlı Devletinin emir ve fermanına mahkum olan ehemmiyetsiz Mora Eyaletini Yunanistan yapan tarihtir.Sebeblerini tarih okuyan herkes bilir.
Romanyalıları Sırpları,Karadağlıları,Bulgarları birer müstakil bağımsız devlet haline getiren,Balkan Devletleri namıyla ihya eden de karşımıza diktiren de tarihtir.
Ermenilerin dilinin altında bir şeyler bulunduran,dünyanın gözleri önünde kuvvetli siyasi bir varlık olarak çıkartıp,görünüvermek hevesini onlarda zamanın modasına uyarak milliyet aşkı,ırkçılık svgisi şeklinde doğurtan da yine tarihtir.
Tarih olmasaydı 1877 yılında Rumelimiz ateşlerde yanmaz ,kanlara bulanmazdı.
Hasılı bizim kolumuzu kanadımızı kıran,nefesimizi kesen ,belimizi büken şey,Devlet adamlarımızın çoğunun tarih bilgilerinin noksan oluşu ve tarihten ibret almayışlarıdır.
Buna karşılık düşmanlarımızın hergün artan bir güçle,şan ve şöhretlerinin sebebi ise,her ferdinin devlat adamlarının kendi milli tarihlerini,bütün incelikleriyele ve hakkıyla bilmesi bağlanması ve inanmasıdır.
Unutmayalım biz okkası bilmem kaç kuruşa Bulgarlara Osmanlı arşivini satan bir milletiz.
Yine unutmayalım Bulgarlar o arşivleri kullanmışlar Abd de Osmanlı Enderun sistemi askeri konuları en güzel şekilde analiz edilip sonra da uygulayıp bugün bu hale gelmişlerdir.
(Biz şapka giymiyor diye hoca asmakla kesmekle meşguldük o sıralar..)
Tarih ilmi ne müthiş,ne müessir bir ilimdir ki,bırakınız Batının müstakil milletlerini,içimizde yaşayan vatandaş dediğimiz Rumlara bir bakın hele..
Bu Rumlar yok olup tarihe karışmış eski Yunanla,bozuk bir dilden başka hal,ahlak,ırk ve nesep olarak hiçbir ilintileri olmadığı halde,okutulan tarih kitaplarının tesiri ile öylesine azgınlaşmış ve kudurmuşlardır ki..
Meyhanede sakilik yapan garson Diyakosları bile kendisini Aristo ve Eflatunun halka-i tedrisinde ilm-ü kemale erip hünerler kazanmış bir allame-i cihan;günlük geçimini tedarikten aciz zavallı bir Rum palikaryası ise kendisini Makedonyalı İskenderin öz torunu zanneder.
Öyle bir çalımla yürür,kabadayılık taslar ki yollarda,canlı kanlı asker oğlu askerdir sanırsın.
Hatta ben gençlik yıllarımda hanyayı Konyayı bilmezken bazı Ermeni vatandaşlarımızdan kendilerine has şive ile gerine gerine Dikranın hayat hikayesini,Moutrtad padişahın tarihini,Haykın hayat hikayesini,Aramoğullarının geçmiş şaşalı günlerini dinlerde alık alık bakardım.
Şu milletlerin geçmiş eski tarihlerini bulup buluşturarak arayıp tarayarak gelecekte nasıl bir merhaleye erişmek için nasıl hazırlandıklarına dikkatle ve de ibretle bir bakar mısınız.
Adamcasına yazılmış muhakemeli bir tarih yalnız başına insanı canlandıracak fevkalade bir kudret ve sihre sahiptir.
Öyle bir tarih ölüleri mezardan çıkarır derlerse inanılsın doğrudur.
Tarihöğretmeni deyip de geçmeyelim.Bir milletin seciye toprağına ancak,vazife ve mesuliyetini müdrik bir tarih öğretmeni hamiyyet tohumlarını saçar,yarının iş erleri olmak üzere yetişecek vatan çocuklarını,milletinin istiklal ve saadetini ytemin yollarına sevk ve irşad eder,ders ve konferanslarda vereceği mantıklı örnek ve delillerle onları hayalperest olmaktan kurtarır.
Yoksa bizde ki şu anda okutulan tarihe tarih dersi demek abestir tarihe hakarettir!!
Daha dün denilen tarihte 1870 de Almanya ile Fransa arasnda çıkan savaşta Almanları galip ve muzaffer olarak Parisi zapta kadar sevk eden ve bütün Fransanın ezilmesine karşılık,Almanların birliğini sağlayan etken nedir?
Tarihçi yazarlar ittifakla Alman ordularının gözler kamaştıran bu zaferine Öğretmenlerin zaferi demişlerdir.Çünkü 1870 den önceki bütün savaşlarda Prusyalılar(Almanlar) Fransızların kuvvetli pazuları karşısında daima mağlup olmuşlardır.
Fransızların ardı arkası kesilmeyen hakaretleri karşısında öç almanın yollarını arayan sabırlı ciddi birlik sever faziletli Alman öğretmenleri,Bonapart belası ortadan kalkar kalkmaz okul ve Ünüversitelerde Alman çocuklarının seciyyelerine birlik ve intikam fikirlerini öylesine aşıladılar ki,tarihten ve geçmişten öylesine canlı,idelil ve örnekler vererek işlediler ki,çk geçmeden bütün Almanya yaşayan bir fazilet numunesi haline geldi.
İşte bu fazilet ve kahramanlık akı ile de tarihte en büyük düşmanları lan Fransızların kibirli burunlarını kırdılar.Zafer zafer kazanacağına inananlarındır..
Yaşamak hakkı ancak bu hakka sahip olmasını bilenlerindir.Ya bu deveyi gütmeli,ya da bu diyardan gitmeli derler eskiler.
Bu cğrafyada kendi gücümüz ve kuvvetimizle kendi kendimize yetmeliyiz.Yoksa Nesiminin şu acı hitabına maruz kalırız:
Çalındı Kıyametin nefiri,Ey sağır işitmedn safiri..
Ey Sağır!! Kıyametin brusu çalındı.Fakat sen işitmedin sesini..
***
HAÇLI SAVAŞLARI..
HAÇLI demek HAÇ taşıyan bu nedenle gavur dediğimiz tüm İslam düşmanları demektir.
Ruslar da Avrupalılarda hep şunu derler:Ayasofya müslümanların elinde esirdir.
Hazreti İsaya yakınlık ancak Ayasofyayı Muhammedilerin küfür pisliklerinden kurtarmakla olur derler.
Rus din adamları yahudi Hahamlar Ortodoks Rahipler bu inancı taşırlar,Rus ve Avrupalı Devlet adamları halklarına bunu empoze ederler.
Küfür tek millettir.Müslüman Türkün Türkten başka dostunun olmadığını tarih her zaman göstermiştir.
Politik münasebetleri,Devletlerarası kıskançlık ve çekememezliğin doğurduğu hal ve icapları bir tarafa bırakalım.
Değil mi ki,TEVHİD ile SALİP birbirine aykırıdır.
Değil mi ki,CAMİİ ile KİLİSE vardır,ve inananları ayrı ayrıdır,müşterek bir menfaat için de olsa bunlara inanmış ve bağlanmış milletlerin aynı gaye ve emelde birleşmeleri hayaldir ,imkansızdır!!
Biliyorsunuz 1.Dünya Harbine biz Almanlarla birlikte girdik,beraberdik,yanyana dövüşüyorduk.
Bizim zaferimiz onların,onların mağlubiyeti bizim sayılırdı.
1917 yılında Filistinde İngiliz Generali Allenby’nin karşısında tarihimizde ender görülen çok feci bir hezimete uğradık.
Tabii bunun sebepleri var Filistin Cephesinde vazifeli ihmali görülen Paşalar var!!
Perişan olduk,çekildik,bir daha da oralara dönemedik.
Şimdi uğradığımız bu bozgun,Müttefiğimiz olan Almanlar için de üzüntü ve kederi mucip bir yenilgi değil miydi?
Fakat Hayır!..Onlar için bir Bayram oldu!!
Zaferden sonra İngiliz Generali Allenby Hristiyanlığın kıble ve Kabesi olan KUDÜS şehrine doğru yürüdü.
Yaklaşınca atından indi,hürmet ve takdis olsun diye çizmelerini de çıkartarak KUDÜS’e kadar yaya ve yalın ayak yürüdü.
Şehre girince bütün dünyaya ve Hristiyanlık Alemine hitaben bir Askeri tebliğ neşretti.
Bu Tebliğinde Allenby.Yüz yıllardan beri Müslümanlarla Hıristiyanlararasında süregelen HAÇLI SAVAŞLARI bugün HAÇLILARIN zaferi ile son bulmuştur.Kutlu olsun diyordu.
Mütefikimiz olan Almanlarda Kudüsün düştüğü ve bizim yere serildiğimiz gün,İngilizlerle,Fransızlarla ve bütün Hıristiyanlık Alemi ile birlikte günlerce BAYRAM ettiler.
Kiliselerde çanlar çalınıp şükür duaları edildi!!
(Yakın tarihimizde Irakın işgalinde de Bush aynı sözleri tekrarlamıştı.)
Ey Müslüman Türkoğlu!!
Uyuma ve asla Aldanma!!
Kulağına küpe olsun şu Ayet-i Kerimeler sakın ola Unutma:
Ey iman edenler!! Yahudi ve Hıristiyanları kendinize dost edinmeyin.Onlar ancak birbirlerinin dostudurlar.
Sizden kim onları benimser ve dost edinirse,şüphesiz o sizden ayrılıp onlardan olmuştur.Allah cc. kendi kendine zulmeden bir milleti asla doğru yola iletmez!!
Maide Suresi Ayet 54.
Ne Yahudiler,ne de Hıristiyanlar kendi dinlerine dönüp,kendi milletlerine uyuncaya kadar,ne seni kendilerinden bilir ne de senden hoşnut olurlar.Bakara Suresi.Ayet 120.
Kaynak:Başımıza gelenler s.1.17 arası girizgah..
02.05.2021//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.