- 607 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yaşamsal Beceriksizlik
Yaşamsal Beceriksizlik
Yaşamak üzerine yazmak ve söylemek kolay olabilir ama yaşamak, beceri ister! "Yaşamak üzerine söyleyip yazmaya yetkili olmak" bu da ayrı bir şey! İnsan kendi yaşamını, başkalarının yaşamına müdahil olmadan kendince düzenleyebilir. Sorun kişinin kendi yaşamını kendi becerisine görece düzenlemesi değil, başkasının yaşamını düzenlemeye yetkin olduğuna inanması!
Geçmişte yaşıyoruz! Geçmiş ve gelecek, "An" da algılanıyor! Geçmiş, hikaye olarak; gelecek ise ihtimal olarak algılanmaya çalışılır! Şimdiye dair yapılan tüm algılar, ya geçmişte ya da geleceğe dair! Şimdi, durağan değil. Bu şimdinin sınırsız potansiyeline işaret ediyor! "An" ı yaşamak, bu sınırsız potansiyelin farkında olmak! Yoksa yaşamsal beceriksizliğin kolay izahı değil.
Gerçek şoku, gerçekle yüzleşme korkusudur. Bu gerçek olduğu sanılan şeylerden kaçmaya sebep olabilir. Kişi sadece gerçekten kaçmaz, gerçek sanılan şeylerden de kaçar.
Yaşamsal beceri, genetik aktarım üzerine kişinin kendi deneyimlerini eklemesi ile kazanılabilir! Genetik aktarıma (buna insanlığın genel deneyim ve birikimleri dahil) kendinden eklemeyi başaramayanların yaşamsal becerileri, istenilen ölçüde gelişmeyebilir! Yaşamsal beceriksizliği örtmek için sığınılan şeyler de her durumda kurtarıcı olmaz! Irksal aidiyet üzerinden veya bireysel tercihler üzerinden yaşam beceri eksikliğini tamamlamaya çalışmak yeterli olmadığında, başkalarının yaşamsal becerilerini sınırlamak veya yönetmek eğilimi oluşabilir!
Son tahlilde; yaşam becerisi, kişisel bir kazanım! Genetik aktarım veya insanlığın birikimleri, bireysel deneyime eklendiğinde yaşam kalitesi de artar. Bireysel kazanımlarını önemsemeyenler, başkalarının kazanımlarına öykünebilir. Bunun tercihle alakası var. Yaşamsal becerisini bireysel olarak bizzat kendisi yönetenlerin, başkalarından yakınması da anlamsızdır! Bunu yaşamsal becerisi olanlar zaten bilir. Başkalarının yaşamsal kazanımlarına öykünenler, işler yolunda gitmediğinde yakınırlar! Aslında yakınmaları öykündükleri kişiliklerle alakalı değildir! Tercih eden kendisidir. Yani aslında kendinden şikayet etmek ve kendi yaşam kalitesi hakkında bir fikir bile yürütme zahmetine girmemek, yaşamsal beceriksizliktir. Gelinen bu noktada asıl kişi kendi tercihinin sonucunu yaşar. Başkalarını suçlamak ve başkalarının yaşamsal tercihlerini yönetmek isteği de aslında bundan kaynaklıdır! "An"ı yaşamak, geçmiş hikayeleri tekrar veya geleceğe dair hayal üretmek değildir. Tamamen sınırsız ve benzersiz bir yaşamı, yakalamaktır. Bunun başarılması için "An", geçmiş ve geleceğe kaçırılmamalıdır.
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.