Dosdoğru Yol
İnsan niye doğru yoldan şaşar denir her zaman. Hani yolun başında doğru mu yazıyor ki? İçine girince neye göre doğru olacak ki bu yol? Doğru demekle herhalde insana fayda veren bir şeyler olsa gerek. Ancak o yol diğeriyle değişmeyen istikamette. Sağında solunda aynı otlar, evler, güneş ay, arabalar… Peki o doğru yolda ki ince çizgi nedir? Ayırıcı özellik nedir? Yol demek sanırım mecazi olsa gerek. Bir başlangıç belki… İçinde zahirimizin istikameti ve seçimleri bizim yolumuz oluyor.
Yollar… Milyonlarca olabilir. Mesele o yol değil, bizim o yoldan ne bulacağımız gerçeği… O yolun sonunda kumarhane, bataklık, uyuşturucu… Her şey denk gelebilir. Aşk deyip de, para bizi yere düşürebilir. Aşk deyip de bir kötü kadın her yanlışa gitmeyi ve tatmayı körükleyebilir. O yolda aşklarla dolu tutkular vardır kısacası. İçimizde ki tercihler o aşkı nasıl yorumlar ki? Bir kere denesek ne olur ki diyen bir seslenişi takip etmek mi? Yahut hiç tatmadığımız ve önceleri hiç bir engeli yaşadığımız bizi mahkum eden fantezi bir özgürlük mü? Öğretiler ve o yolda o öğretileri donatan araçlar… Yasaklara karşı isyan ve kural dinlememekle bir tercih olan yaşam biçimi! Yol aynı ama yolun sürücüsü biziz, yani içimizde ki biz.
Kişiye ne öğretilmiştir, ne okutulmuştur? Yahut okumasına ve öğrenmesine ilgi duyulmamış, sokakta ne okuduysa yaşasın diyen bir hedef mi gösterilmiştir? Yolda her şey var. Geçmek ve hedef belirlemek kişinin okumasına ve öğrenme becerisine tabi tutulmuş. Hırsızın oğlu, çalmayı görmüş, öğrenmiş ve uygulamaya devam etmiş… Alimin oğlu belki de bunun tersi bir felsefe içinde zalim öğretileri benimsemiştir.
Yetişkin bir birey artık yola çıkmaya hazırdır. Artık ne okumuşsa ne öğrenmişse karınca kararınca yol alır. Eğer bilgi eksikse, onu tamamlayan olaylar o eksik alanı ya kapatır ya da iyice açar ve bildiğini de elinden alır.
İnsan düşünen bir varlık. Neyi neden, niçin, nasıl yapmak istediğine sabırla karar vermelidir. Acele edip her hamleyi ışık hızıyla yapmaya kalkarsa, o hızı kontrol etmek güç hale gelir ve sonu hüsran olur. İnsan her ne kadar akıllı olsa da, okumasını bilmiyorsa ve onu yaşamıyorsa, o akıl ona acı verir, yanlış yaptırır. Sonuçta en doğru kaynaktan okumak ve öğrenmek işi, yaşarken hep devam eder.
Birinden destek almadan, bir plan yapmadan, neye ihtiyaç. olacağı kestirilmeden yola çıkmak akılsızlıktır. Her yolun kanunu var, onunda açıkları da. Ancak, insan Eğer Kur’anı okur ve onu anlar ve yaşamına uygularsa, işte dosdoğru yolu bulur, çünkü bu yol kusursuzdur. Bir hatayla karşılaşsa, hadi bir de günah işlese, hemen yolda durur, tövbe eder… İmanın gereği neyse yapar ve Rabbine sığınır. Onu koruyan Haktır. O kişi, Allah’ın yoluna rehber olmuşsa, her karşılaştığı dert geçici olur ve işi rast gider. O yolun gayesi anlaşılır ve her anı bir sınavdır. Her karşılaştığını sabırla def ederse, sıkıntısız başka sınavın içine girer.
Kısacası yol değil insanın gittiği… Okuduğu ve öğrendiği ile tercihleridir. En kıymetlisi olan İslam’ı okur ve tatbik ederse, sırtı asla yere gelmez. Ona göre tercih eder, ona göre yol seçer, ona göre aşkın peşine düşer. Yanılmaz ve yanıltmaz kimseyi. Kimseye yük olmaz, acı vermez, yanlış yapmaz ve iyiye örnek olur. Onun seçtiği yolda mutluluğunu gören kimse, onun peşine düşer. İşte kimin peşine düştüğümüzde böylece önemli…Yolu yol yapan insanın içindeki, kalbinde ki, sonuçta fıtratında ne varsa odur…
En değerli yolu seçenlerden olmak, bugüne has bir duam olsun sizlere. Yola değil, içinizde ne var ona bakın. Eksiklerinizi düzeltin ve çıktığınız dosdoğru yol size kalıcı huzur versin.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Çok doğru ve ne de net:
Yaratılmış en akıllı canlıyız ama aklımızı doğru kullanmıyoruz ne yazık ki.
Kaderin dediği oluyor ama kendimizi disipline etmeli ve makul çözümler bulmalıyız.
İdrak ettiğimiz kadar saptamalar ve sapmadan tali yollara.
Hata yapsak bile ders almak önem arz eden.
Zor zamanlardan geçiyoruz.
Allah yar ve yardımcımız olsun İnşallah.
Ve Allah korusun bizi yanlış yapmaktan yanlış yola sapmaktan.
Akıl ve de irade iş birliği.
Selam ve dua ile ağabeyim