- 447 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TİKTOK SALGINI
TikTok Çin merkezli Byte Dance merkezine ait bir uygulamadır.15 saniyelik sürede, müzikle dudak eşleştirerek seslendirilen videoların paylaşıldığı platform olarak gündeme gelen TikTok, dünya genelinde birçok ülkede indirilmektedir.
11 ile 20 yaş arası kullananların oranı %35’tir. En çok kullanım 14 ile 17 yaş aralığındadır.
Dünyada 1 milyardan fazla kullanıcısı olan uygulama, en çok Hindistan ve Amerika’da indirilmiştir. Türkiye ise dünyada 3. sıradadır.
Ülkemizde 30 milyona yakın aktif kullanıcı sayısına ulaşmıştır. Yani her üç kişiden biri bu sosyal ağı kullanmaktadır.
Uygulamanın sahibi Çin’de ise diğer ülkelere oranla kullanımı pek yaygın değildir.
ABD Federal Ticaret Komisyonu, TikTok’un çocukların yasadışı yollardan kişisel bilgilerini topladığını, kullandığını ve izin alma mekanizmasını işletmediğini beyan etmiş ve çocukların çevrimiçi gizlilik koruma yasasını ihlâl ettiğine hükmetmiştir.
Uygulamayı ilk yükleyen kişi bağımlı hale gelsin diye paylaşımı üste çıkarıp pazarlayarak, beğenileri ve takipçileri arttırmaktalardır.
Aynı ses efekti ve içeriğin, farklı kişilerce paylaşılıp arka arkaya izlenmesi, çocukların kontrolsüz bir şekilde vakit harcamasına neden olmaktadır.
İnsanlardaki dikkat ve algı süresi 15 saniyeye inmiş durumdadır. Mesela uzun bir video ile karşılaşıldığı zaman artık ileri sararak izleme yada hiç izlemeden bırakılmaya başlanmıştır.
Yani bu süre içinde izlenen şey dikkat çekemezse algılar kapandığı için dikkat dağılmaktadır.
İnsanlar "Anı yaşa yaratıcılığını keşfet" sloganıyla, zekasını kullanıp yaratıcı kabiliyetlerini kullanmak yerine, hiçbir yaratıcılığı olmayan ve tekrardan ibaret olan bomboş videolara yönlendirilmekteler.
Akım adı altında dayatılan sürü psikolojisi ile insanlar, beyinleri dondurulmuş, kendilerini tekrarlarla oyalayan ve zaman harcayan insanlara döndüklerini farkedememekteler.
Eskiden Facebook’ta profil fotoğrafını paylaşmaktan ve bunun başka platformlarda farklı şekillerde kullanılmasından korkan insanlar bile artık bedenlerini teşhir ederek anlamsız danslar yaptıkları videolarını dahi korkmadan paylaşacak psikolojiye getirilmiştir.
Paylaşımların çoğu psikolojik bozukluk belirtisidir: canlı yayında uyuma akımı, karşı cins arkadaşının önüne çıplak çıkıp şaşırtmaca akımı, dişleri tırnak törpüsüyle düzeltme akımı, ağıza kutuyla tuz doldurup başkalarına da bunu yaptırma akımı, kafatası kıran çelme takma akımı ve klozet yalama akımı gibi.
Geçici haz ve mutluluk veren bu saçma sapan akımlarla, ben merkezli narsist kişilik bozuklukları hortlamaktadır.
Kendinden farklı biriymiş gibi davranma eğilimine sebebiyet verip, bu sanal kişiliği sürdürme çabası, kişilik bozukluğuna neden olmaktadır.
Takipçi ve beğeni sayısı arttıkça bağımlılık derecesi de artmaktadır. Fenomen olmak, herkes tarafından beğenilip popüler olmak isteyen gençler, onları rezil dahi etse "akım" psikolojisine uyarak, onlara sunulan her görevi videolarla yerine getirmekteler.
Bu akımlar, rengi yumuşatılmış, insanları korkutmadan istenilen görevleri yaptıran Mavi Balina oyununa benzemektedir.
Görev yerine akım adı altında gençler sakatlanma ve hayati tehlikeye sebep olacak hareket ve dansları, oyun oynar gibi, dalga halinde korkmadan yapmaktalar.
Meydan okuma aķımı uğruna dereye atlayıp ölüme sebebiyet verenler, kafatası kırma akımlarıyla sakat kalıp ölenler, bu işin pek de masum olmadığını göstermektedir.
Peki bir gün Covid-19 salgınının yayılma hikayesi gibi, Çin’den yayılan sanal bir salgın ortaya çıksa, insanlardan kaydedilen özel bilgilerini geri alma yada yayınlama tehditi ile daha tehlikeli akım videoları çekmeleri istense, o zaman bunca insan ne yapacak?
Depolanan kişisel bilgi kayıtlarına bakınca, bu varsayımın olma ihtimali çok da düşük değil.
Canlı yayınlarda çekilen uygunsuz içerik ve pornografik görüntüler ise sözde 13 yaş sınırı olmasına rağmen, 5-6 yaşında çocukların dahi görebileceği şekilde kesintisiz yayınlanmaktadır.
İstediğiniz kadar ayarlardaki dijital refah seçeneğini aktifleştirin, içerikleri kısıtlayın,
ekran zaman modunu açın. Kısıtlı moddayken bile küfür, alkol ve argo içeren videolar ve bu videolarda gizlenen subliminal mesajlar filtrelenememektedir.
Çocuklarımız kendilerini internetteki bu tehlikelerden nasıl koruyacaklar?
Milli Eğitim Bakanlığı’nın acilen bu konuya eğilerek, okullarda zorunlu internet kullanımı eğitimi başlatması gerekmektedir. Eskiden Hayat Bilgisi dersinde, o zamanın yaşam koşullarına göre eğitim verilirdi. Şimdiki zamanda çocuklar, sokaklardan çok internette zaman geçirdikleri için, internetteki zamanı nasıl sağlıklı kullanmaları gerektiğini acilen öğrenmelilerdir.
İnternet üzerinden özel mesajlar aracılığıyla, küçük yaştaki çocuklardan ele geçirdikleri gizli bilgilerle, şantaj ve tehditlerde bulunan sanal korsanlar, çocuk istismarı ve cinsel istismarda bulunmaktadır.
Bunun yanı sıra 3-5 yaşlarındaki kendi çocuklarını, kendi elleriyle, sosyal ağlarda fenomen yapmaya çalışan aileler de mevcuttur. Çocuk istismarı sadece bedene yapılan bir eylem değildir.
Sokaklarda dilendirilen, peçete sattırılan çocuklar nasıl istismara uğruyorsa,
o yaştaki çocukların psikolojisini düşünmeyip fenomen olma ve internet bağımlılığına iten aileleri de istismarcıdır!
Bir de bunun üzerinden para kazanmaları, bu istismarı daha da vahim boyutlara taşımaktadır.
O yaştaki çocukların okuma yazması dahi yokken interneti bu kadar yoğun kullanmaları, fenomen olup tüm vakitlerini bu sosyal hesaplarda daha fazla beğeni ve takipçi çekmek uğruna harcamaları ne kadar sağlıklıdır?
Bu sosyal ağda bu kadar güvenlik ihlâli varken, tüm gizlilikler yok sayılıyorken, insan nasıl küçücük çocuğunu böyle bir alana kendi eliyle itebilir?
Birçok ülkede askeri personelin ailesi ve çocukları dahil TikTok kullanmaları yasaklanmıştır. Bu da demek oluyor ki
verilen izinlerle uygulamayı yükleyen kişilerin özel ve kişisel bilgilerinin depolandığı güvenlik ihlâli, iddia değil gerçektir.
TikTok uygulamasını kullanmasanız da telefonunuzda bulunması ve yüklenirken istenen izinler sebebiyle çektiğiniz tüm videolar, paylaşmamış olsanız bile malesef onların arşivlerine kaydedilmektedir. Telefonunuz birkaç ay kapalı da olsa verdiğiniz izinlerle; ses kayıtları, video görüntüleri, GPS kayıtları ile bulunduğunuz yerler hâlâ kaydedilmeye devam etmektedir. Klavye hareketlerinden girilen şifreler, hatta alışveriş yaptığınız sitelerde girdiğiniz kredi kartı bilgileri de TikTok arşivinde depolanarak Çin’in eline verilmektedir.
Kişisel bilgilerini yabancı insanlardan muhafaza etmek için telefonunu şifreler ile koruyan insanlar, kendi rızaları ile bu erişimleri bilmedikleri kuruluşlara vermekteler.
Peki bunca kişinin özel bilgisi ve kayıtları neden depolanmakta? Ne amaçla kullanılacak?
Bunları bilerek kendi eliyle izin veren insanlar artık buna bir son vermeli ve bundan sonrası için sağlıklı internet kullanımına geçilmelidir.
Bu hastalıklı akımlar yerine bu uygulamanın ülkemizden kaldırılması için dalga halinde yayılan ortak bir ses yükseltmeliyiz.
Türk Milletinin elele vererek yapamayacağı bir şey yoktur.
Görünürde keyif veren ama gerçeği çok karanlık olan TikTok’un ülkemizden kaldırılması için tek bilek olalım ve hep beraber paylaşalım: #tiktokTürkiyedenkaldırılsın
Gülşen Mavi
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.