- 417 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Dil Otu Nerede Satılıyor Bende Gidip Alam...
"Herkes gibi olamamak "Bu duygunun insanda yaşamı boyunca bıraktığı ağır "TRAVMALARA" az biraz parmak basacağım bugün:
Bizim kendimizle alakalı bilmediğimiz o kadar çok iyi ve kötü özelliğimiz var ki! İçimizde dal ,kök veren olumlu ve olumsuzluklar başta beynimizi ,kalbimizi ve asıl beş duyumuzun neden kendimize görünmez kıldığını bakacağız ve hep başkalarına yol gösteren biri haline nasıl geldiğimizi de.
Anadolu’da çok güzel bir söylem olan, bu sözü sizlerde eminim çok kez kulak misafiri olmuşsunuzdur. "gez ama izini belli ettirme" bunu sev ama izini belli ettirme noktasına getireceğim ben
Yahu birini çok severken ondan sevgini nasıl saklaya bilirsiniz bunun profili nedir ..
ve sihirbazlık yetenekleri mi? gerektiriyor .
Ben her şekilde dileklerimi diledim. Hayatımda bazı değişiklilere hazırım yeter ki aranızda çokça yaşanmışlıkları olan biri çıksın bana tane tane anlatsın.
Kendi iç dünyasını görmezden gelenler hakkında daha çok ön araştırmalar yaptım;gerek kişisel gelişim kitaplarında okuduğum ayrıca birebir insanlar ile bol bol konuştum..
Ve kimine göre bu durum bizi yenilikçi ve yeniliklere uyum sağlayan ve çevresine arkadaşlarına çok duyarlı yüzlerce başarıyı elinden tutuyor olması bir yana; herkesi anlaya biliyor, gibi bir izlenim yarattı kesindir..
Zamanla bu dar kalıpların içersin de hastalıklı bir ruh haline döndüğümüze geleyim. İnanmıyorsunuz böyle olumlu insanları kucaklayan davranışlarınızın sizi içten içe yok edebileceğini.Bana en acı yanı nedir derseniz duyguda birinin birine hizmet fazlalığı var. Hemde o kadar çok fazla var ki.
Nereye ne yana dönseniz de o hep sizinle VE saat zili gibi kurulunca dakikası dakikasına uyandırır Hey!ben buradayım çığlığını, çırpınışını özel ilgilenilme istek hakkını siz uyanana kadar birkaç kez de tekrar eder.
Siz başkalarına yetinme derdinde iken o gün kendinizle ilgili bir planınız olmaması ne kadar acıdır hiç düşündünüz mü? birinin elli dokunsun hayatıma diye saatti aynı ana kurar mısınız ? ağzınızda dökülen cümleler aynen patlak bir top gibi işinize yaramaz kursanız da. .
Ruhunuza kirlilik yaratan ne varsa atın çöpe dediğime bakmayın:) yinede o patlak topu eski haline döndürme ,çabalarına gireriz zaten. İnsanın doğasında var ölenle ölmek ;gidenle, gittiğine inanmak...
Örneğin :Bir elbise düşünün mağazanın birine gidip, o kadar elbisenin arasında gözünüze hoş gelmiş ve beğenerek almışsınızdır. Ama gittikçe o elbisenin size yakışıp yakışmadığına dair kafa karışıklı ile karşı karşıya iseniz orada ;lütfen bir durun derim.
İlk yapacağınız şey nedir biliyor musunuz? Gözlerinizi kapatın ve yediye kadar sayıp derin bir nefes alın ve bırakın toparlayın kendinizi hata beş duyunuzu azat edin nereye gitse dönecek mantığını da beraberinde düşünün
ve usul usul dolabın, kapısını tekrar açmayı deneyin.. ilk elinize o elbise geliyorsa ve ondan başka bir kıyafetinizin olmadığını var sayıyorsanız .giy ,yıka, tekrar giy, beyinde renklerini çiçeklerini kadar değiştir.Beynine hizmet ettiğin onlar var hiç değişmez ve sadece hafif istekleri sorunlar değişiyor gibi görünürler ama sizin elbise değişmiyor ve hava yağmurlu ıslandıkça ha bire ıslanıyorsunuz üzerinizde ki elbise ıslanmanın verdiği ağırlıkla gittikçe beden yokluğunuz ile yükseliyor bir tek ıslak elbisenin varlığı kafanızı işgal edip, sizi sizin duygularınızla esir alıyor..
Evet farklılaşmak başka başka beyinler kendi beynini hizmet ettiren yaşam şartlarını yükselten o tahta merdivenin ilk basamağı olmak zorunda mıyız?Birileri mutluluğu benim çabalamam ile yaşayacak ise yaradan niye biz tek bir bedende yaratmadı .Buraya kadar aynı fikirdeyiz
Birileri tıka basa aşka sevilmeye gezip tozmaya doysun ama biz tanrının yasakladığı bahçede elma gibi yetişip Havva analığa ve Ademliğe lanetlenme peşindeyiz.
Oysa güçlü duyguların mimarı olan her güne sağlam temelleri atıp, düş ve gerçek ayıklaması yapıp yolumuza devam edebiliriz.
Asıl o yolların bizdeki varış noktası gidemiyoruz cesaretsizliğini yeneceğiz. Kendimizden kopup adeta zamanla yapışmış gibi hatta ince kulplu bir bardak gibi yere düşürülüp kırılma riskini hesap etmekle zaman kaybını önemseme anın bilelim
Yok, öyle yaşanmışların
Biz herkesten önce davranıp güzel ruh doyurucu bir sunum yapıyoruz sonra dönüp, aaaa! Bu bunu güzel yaşadı; hayır bu bunu kötü yaşadı deyip, birde sebepsizce karşısına geçip izliyoruz olup biteni
Başta kimseye güvenmemek bu güvensizlik kapısını biraz dışarı tarafa doğru usul usul aralamakla kendimize çektirdiğimiz acı o kalıcı izleri örtünmek yerine üryanım ve aynen olduğu gibi seveceğiz hadi olsun
Kendimize cesur sevgiler yaratalım kendi iyiliğimiz için…