- 433 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Barış Tadında Bir Mevsim
Cemrelerden sonra başlayan bir uyanış. Nisan yağmurlarıyla gelen bir diriliş. Soğuk ve kasvetli kış
aylarının ardından doğan bir yenilenme. Duyguların kanatlanışı, canlıların bir coşku alemine süzülüşü, renklerin, seslerin gönüllere ilham bestesi fısıldayışı: Bahar!
Baharın kendine özgü güzelliklerinin olması bir yana, kış gibi zorlu geçen bir mevsimden sonra gelmesi
ve çabucak geçivermesi de ona ayrı bir değer kazandırıyor. Evet bahar kışın soğuklarının, zorluklarının, sıkıntılarının arasından doğup gelir ve kışın uyuşukluğundan sıyrılan duygularımız baharla bolluklar, genişlikler ve güzellikler ufkuna yönelir. Bahar uyuşukluktan uyanışın, karanlığa rest çekişin, sonsuzluk kokan, uzun soluklu güzelliklere kucak açışın adıdır. Hayatı katlanılır kılan da hep baharlara kavuşmanın ümidi ve hazzı değil midir?
Takvimler baharın başlangıcını 21 Mart olarak gösterseler de bana göre asıl bahar Nisan yağmurlarından sonra gelen bahardır. Daha önceki sıcaklıkların, güneş açmaların sahte bir görüntüsü ve güzelliği vardır. Bahar gerçek güzelliğini, gizemini ve manzarasını Nisan yağmurlarının ardına gizler, Birbiri ardınca gelen Nisan yağmurları adeta bir bahar temizliği yapar ve yeryüzünü bahara hazırlar. Ondan sonra gelen bahar asıl bahardır işte.
Bahar bir güzellikler manzumesidir. Kışın zorluklarını yaşayan, soğuklarından bunalan ve içeri kapanan insanlara ilahi bir ikram, ilahi bir ziyafettir sanki bahar. Tabiatın yeşilin en güzeline boyanması, kuşların
en güzel sesleriyle cıvıldaması, çiçeklerin renklerin en güzel tonlarında açması, ırmakların, çayların, pınarların, insanların kulaklarını okşayan bir çağıltıyla akması, yeryüzündeki bütün hayvanların, bitkilerin ve nesnelerin insanlara sevgi ile bakması ve insanların birbirleriyle içtenlikle kucaklaşmasıyla kıştan sonra yaşanan bir yeryüzü bayramıdır adeta bahar. Kısacası bir barış mevsimidir, barış tadında bir mevsimdir, bahar.
Her şeyin bir baharı vardır aslında. Ömrün baharı, sanatın baharı, mesleğin baharı. “Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır” demiyor mu şair?
İnsanlık tarihinde de tıpkı mevsimlerin dönmesi gibi yükselişler, alçalışlar, doğuşlar, batışlar vardır.
Devletlerin doğuşu, gelişmesi, yükselişi, zirvelerde gezinmesi. İnsanların dünyaya gelişi, yetişip olgunlaşması, yükselmesi veya alçalması, zirvedeyken çukurlara yuvarlanması veya çukurdayken zirveleşmesi. Hep baharın kışa kışın bahara dönüşmesi gerçeğinin insan yaşamına yansımalarıdır. Dünyadaki bütün bu dönüşümler, bahardan kışa düşüşler, kıştan bahara sıçrayışlar hep ebedi bir bahar,
hep ebedi bir barış özlemini barındırır.
Bütün mevsimlerin kendilerine özgü güzellikleri, kendilerine özgü anlamları ve bizlere verdikleri farklı mesajları vardır, elbet, lakin baharın mesajı bambaşkadır. Bahar en başta bizim uyuşukluğumuza bir uyanış çağrısıdır. Sonra ve bana göre en önemlisi bahar bir barış çağrısıdır. Her kulağın duyamadığı, her sinenin teslim olamadığı bir çağrı. Ben bahara en çok barışı yakıştırırım. İlkbahardaki o dirilişin, o coşkunun benim ruhuma bir barış esenliği ve barış tadında dokunduğunu hissederim.
Barış bütün mevsimleri bahara döndüren, yaşadığımız dünyayı yaşanılır kılan bir sihirdir aslında. Yaşadığımız alemde her şey birbirine küsse; gece gündüze küsse örneğin, hiç çekilmese, güneş dünyaya küsse, ay geceye ... Işıklarını esirgeseler bizden ve yıldızlar silinip gitse gök kubbemizden ... Kısaca her şey küsse birbirine, nasıl olurdu âlem? Hiç şüphesiz yalnızlığın o uğursuz uğultusunu dinlerdi bütün âlem. Çocuklar büyüyebilir miydi? O körpe yürekler sevgiyi, aşkı, paylaşmayı tanıyabilir miydi?
Hayatı, sonsuzluğa ve barışa davet rengi olan mavisiyle gökyüzünü, yere eğilmiş, toprağın sesini dinlercesine derin bir huzura dalıp gitmiş gülleri, güllerin o canım güzelliğini, baharın esenliğini barış olmazsa fark edebilir miydi insan?
Evet ... barışın tadı çok güzeldir. Özgürlük kadar güzeldir. Hayat da ancak içinde barış olduğu sürece güzeldir ve anlamlıdır zaten. Barışsız hayat karanlıktır, korkudur, güvensizliktir, ümitsizliktir. Bir paranoyadan, herkesten korkan, herkese şüpheyle bakan bozuk bir ruh halinden, başka bir şey değildir barışsız hayat.
Evet, her şeyin bir tadı vardır; baharın tadı da barıştır.
Remzi ORMANCI
Nisan, 2000
Mustafakemalpaşa / BURSA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.