- 849 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Nam-ı Diğer Perişan ALİ
Nam-ı diğer PERİŞAN ALİ
Perişan ALİ ’yi, Pazarcık İlçesi-Narlı Beldesinde yıllar öncesinden(1998-99) bir misafirlikte tanımıştım. İlk gördüğümde, heybetli, vakur bir derviş, yıpranmış ama güçlü eller ve her halinden emekçi olduğu belli, temiz ama pekte yeni sayılmayan siyah gömlek, gri yelekli, şalvarımsı elbise içinde, yüzünde ağlarken gülen, gülerken ağlar edalı derin çizgili, ezgin yüzlü yoksul köylü görüntüsü altında, tarih kitaplarının içerisinden fırlamış; Sokrates, Eflatun, Aristo, Descartes, Diyojen, Fuzuli, Pir Sultan Abdal, Hallac’ı Mansur, Yunus Emre, Seyit Nesimi, Dede Korkut, Karacaoğlan, Nasrettin Hoca, Ömer Hayyam’lar dan,…. ya da hepsinin karışımının ortalamasından birini gördüğümü sandım veya öyle biri diye düşündüm.
Bana epey soru sordu, sohbet ilerledikçe daha çok ben ona soru sordum ve O’ da sorularımı cevapladı. Epey de konuştu, konuştuk; Yaratanı, yaratılanı, insanı, sevgiyi, dünyayı, ahreti, tasavvufu, felsefeyi, pozitif ilmi, irfanı,...Cesaret edip soramadım, senin eğitimin nedir? bu kadar şeyi nereden biliyorsun? gözlerinde görünen, yüreğindeki bu kadar büyük ve derin sevgi deryasına nasıl sahip oldun? diye..
Benim bildiğim damla ise O tam bir Derya. O güne kadar az da olsa bir şeyler bildiğimi sanırdım. Meğerse bildiğim hiç bir şeymiş. Sanki dersin elinde bir Gönül Terazisi var. Ve O teraziyle, Koca Dünyayı bir çırpıda tartıp koydu bir kenara… Ben ömrümde böyle bir adam görmedim dersem, hiç de abartmış olmam. Çok etkilenmiştim.
Misafir olduğum evin sahibine sordum, biraz şaşkın, ürkek ve sessizce: Bu adam kim? Neyin nesidir? diye…
Dediler: Ona Perişan ALİ derler. Yolu düşerse buralara gelir. Ozan Mahzuni Şerif onun elinde, yanında büyümüştür ve diğerleri...
Ölmeden evvel ölmüş, bin bir acı eleğinde elenmiş, sık dokumalı süzgeçlerden süzülmüş, harman olup ü-rüzgarında savrulmuş, çok dereleri aşıp yol eylemiş, akmış çağlamış, arınıp durulmuş, sevgi hamuruyla yoğrulmuş, hayat dolu yüreği ile tam bir Hak Adamı ve Halk filozofu dedikleri, Perişan ALİ olsa gerek diye düşündüm.
Tabi ki hakikatte bilim ve ilim adamı olanları tenzih ederim ama bizlerin medyada neredeyse hemen her gün gördüğümüz, ensesi kalın, cebi dolu, şatafatlı, kerameti kendinden menkul; ben Âlimim, ben şuyum, buyum diye caka satanların kırkını bir cebinden çıkarıp diğer bir cebine koyacak derinlikte bilgiye, ince kıvrak zekaya ve marifete sahip bir insan olduğunu söyleyebilirim.
Yıllar sonra duydum ki, Perişan Ali Sahibine göç eylemiş. Hak rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. Yeryüzünden güzellik ve iyilik kaynağı bilge bir insan daha eksilmişti…
Yazan: Abbas DURAK(28.01.2015)