- 261 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Tevhid ve "BİZ"ifadesi...çelişmiyor mu Hayır.
Tevhid ve "BİZ"ifadesi...çelişmiyor mu Hayır.
Evet...Yüce Allah zaman zaman zatıyla ilgili yerlerde "biz"ifadesi kullanıyor ...işte ayetler:"Hiç şüphe yok ki, Kur’ân’ı biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız." (Hicr/9)
"Biz insanı en güzel biçimde yarattık." (Tin/4)
Müfessirlerin bu konuyla ilgili açıklamaları ise şöyle:Dikkat edilirse Cenab-ı Hakk’ın "biz" dediği yerlerde sebeplerin kullanımı da söz konusudur.ve de "biz" ifadesi çokluk anlamına gelmez.
Ve İşaratü’l-İ’caz Tefsiri s.200’de Bediüzzaman Hazretleri mevzuyu şu şekilde ifade etmekte...
" 1 اِنِّى melâikenin, 2 اَتَجْعَلُ ile yaptıkları istifhamdan anlaşılan tereddütlerini reddetmekle, meselenin azamet ve ehemmiyetine işarettir."
" اِنِّى Burada ى mütekellim-i vahde ile, 3 وَاِذْ قُلْنَا’da mütekellim-i maalgayr zamirinin zikirlerinden şöyle bir işaret çıkıyor ki: Cenâb-ı Hakkın halk ve icad fiilinde vasıtanın bulunmadığına, kelâm ve hitabında vasıtaların bulunduğuna işarettir. Bu nükteye delâlet eden başka âyetler de vardır."
"Ezcümle, 4 اِنَّاۤ اَنْزَلْنَا اِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِتَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ بِمَا اَرٰيكَ اللهُ âyet-i kerimesinde azamete delâlet eden نَا zamîr-i cem’î, vahiyde vasıtanın bulunduğuna işaret olduğu gibi, 5 بِمَاۤ اَرٰيكَ اللهُ’de müfred hükmünde olan Lâfza-i Celâl, mânâları ilham etmekte vasıtanın bulunmadığına işarettir."( İşaretü-l İ’caz 30.ayetin tefsiri)
Ve dahası var...‘Ben` zamiri yüklü âyetler uluhiyet dersini bize verirken: ‘Biz` zamiri yüklü âyetler O`nun rububiyetine ve bizim terbiyemize bakıyor. O`nu bütün isimleriyle tanımaya ve küllî bir ubudiyetle bütün isimlerini hayatımızda yansıtmaya bizi davet eden remizler ve işaretler barındırıyor.
Evet...Allahın hikmetsiz işi yok...uluhiyet dersi veren ayetlerde "BEN" kullanılmış.Bizim sıfatlanmamızı hallenmemizi istediği isimlerinde "BİZ"diyor...
Evet...uluhiyetine ortaklığı şirk sayıyor ama rubibiyetine ortaklığa davet ediyor mahlukunu yüce Allah...mesela zekat verene kızmıyor...RAZZAK benim ama vasıta olun diyor...Rızam için vasıta olun...Kibirsiz ve hiçlik duygusu halli vasıta olun...Firavun ise KİBİR gösterdi...der Kur’anında yüce Allah...
Ve ilgili ayetleri kavramamıza etkisi de var bu "Biz "zamirinin mesela:“Muhakkak ki bu kitabı insanlar için Biz sana hak ile indirdik” mealindeki Zümer âyetini şöyle algılamalıyız demekki... Kur`an, ‘bütün isimlerin azamî mertebesinden gelen` bir Mu`cizu`l-Beyandır.yani isimlere aynadır KUR’AN...ama KELAM sıfatı ezeli ve ebedidir...Kur’ana kelamullah derken bu farkı da gör...İsimlere ayna olmasaydı arapça harflere de bürünemezdi...çünkü kelam sıfatı farklıdır beşer kelamından...ama Hikmeti gereği o zamanın arabının anlayacağı kolaylıkta bir lisana büründü Kur’an...
Rasgele "BİZ"kullanılmamıştır Kur’anda yani Zâtına bakan ‘uluhiyet`i cihetiyle ‘Ben` ef`aline, yani kâinata bakan ‘rububiyet`i cihetiyle ‘Biz" zamiri kullanılmıştır...
Evet...Allah tanınmak istiyor ve Kur’anı da kolaylaştırdı...Varlık kitabını da kolaylaştırdı...işte yüce Allah bütün isimlerini mutlak sûrette cilvelendirmeye kâdir olduğu halde (uluhiyet), kabiliyeti sınırlı biz kullarının tanıyıp bilmesi için, esmâ ve sıfatını mertebeler ve dereceler ile tecelli ettiriyor (rububiyet).
yani Allah tanınmak istiyor ve kolaylaştırıyor...marifetullah sahibi olmamızı...sanki montajı tamamlanmış bir filmi hızlandırıp iki dakikada göstermek filmi yapan için mümkün olduğu halde, böylesi bir durumda bizim ilgili filmdeki konuyu ve mesajı kavramamız -bizim kabiliyet ve algılarımızın darlığı yüzünden- mümkün olamıyor. Bu yüzden de, içindeki mesajı kavramamız için, ilmin kareleri iki saate yayılan bir zaman dahilinde yavaş yavaş geçiyor önümüzden
işte...Cenab-ı Hakkı esma, sıfat ve şuunatıyla tanıma-marifetullah- yolundaki en kritik basamaklardan biri ‘uluhiyet-rububiyet` denklemidir..." Biz"zamiri geçen ayetler rubibetle ilgili...ve "BEN" zamirinin kullanıldığı ayetler uluhiyetle ilgili...yani rast gele kullanılmamıştır bu "BİZ" zamiri Kur’anda...
Evet...Zıtlar var mı ...TEVHİD varsa zıtların sınırı vardır...der akıl...yani celâl-cemal basamağında kalmayıp, celâlin içinde cemalin, cemalin içinde celâlin gizli olduğu manâsını yüklü ‘kemal` basamağına da çıkmak gerekli. Meselâ cemal yüklü tek bir kar tanesine mukabil, o kar tanelerinin birleşmesiyle kapanan yollar, duran iş hayatı vs. karşısında ‘cemal içinde celâl`i okuyoruz. Diğer taraftan, azamet ve celâl yüklü dağları yeryüzünün hazineli direkleri olarak toprağı tutup suyu depolamaktan rüzgârların sevkine bin türlü cemal ve rahmet cilvesini barındırıyor rüzgarların sevkine bin türlü cemal ve rahmet cilvesini barındırıyor oluşu karşısında ‘celâl içinde cemal`i okuyoruz.
Marifetullah yolunda ilerlemişlere ve isimleriyle hallenmişlere yüce Allah "BİZ" diyor...ama Kibirlilere Allahı unutanlara müşrik diyor...KAMİL Şeyhlere dil uzatanlar bunu unutmasınlar...Üstünlük takvada ve halifelik takvalının hakkı...Kabillerin değil Habillerin hakkı...Allah sadece HABİLLERİn kurbanını iyiliğini kıymetli tutar...Müşrikin şükrüde sabrıda kurbanı da kıymetsiz...BEKA sadece şirksiz amelin hakkı...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.