- 296 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Karantina Günlüğü
"Kûşe-i Uzlet Karantina Günlüğü" Kitabı Üzerine Derkenar
"Kûşe-i Uzlet Karantina Günlüğü" Yazar Bilal Kemikli Hoca’nın Ocak 2021’de Çıra Edebiyat aracılığıyla okurla buluşturduğu eseri. 2020 yılının son aylarında tüm aile bireylerinin yaşadıkları Covid-19 korona virüs üzerine, yirmi günlük karantina günlerini kaleme aldığı bir eseridir. İnsana tam da bu zamanda dokunan, hayatın tam merkezinde bir eser. Bu günkü neslin ne tür sorunlarla mücehhez olunduğunun, bugün verilen mücadelelerin gelecek nesle aktarımıdır adeta.
Kûşe-i uzlet; yalnızlık köşesi, tenha ve ıssız köşe anlamına gelmektedir. Bu bilgiyi de buraya not olarak düşmek isterim.
Bu yirmi günlük tecrit döneminde yaşananların yanında aile, iş, okul, çevre ve ülke ortamı lisan-ı münasiple, günlük yazım türü samimiyetiyle ele alınmış bir eser. Yazarın ifadesiyle "yaşamaktan mülhem bir günlük" olarak nitelendiriliyor. İnsanlığın, ülkenin, milletin, telaşlı şehirlilerin yaşadıkları hâl resmediliyor adeta. Yaşanan yirmi günlük uzlet dönemi gün gün şu şekilde tasniflenmiş; "haber, alışmak, huzuru aramak, inanmak, sarılmak, sohbet, kayıp saat, meşguliyet, Pir’in izinde, çoğalmak, dost olmak, insan unutur, hakikat, insanın limanı, münzevi ve sohbet, şükür daima şükür, dert ve düşünce, hatırlamak, göç mevsimi, mesafe bilinci, beklemek" başlıklarıyla yaşananlar özetlenmiştir.
Kanuni Sultan Süleyman Han’ın hastalık anında söylediği "halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi" meşhur sözünü hepimiz biliriz. Aynı şekilde aynı ruh hâliyle yazar mısralarına sarılır ve naziresini nakşeder satırlarına.
"Nefes ne kadar önemli eren için farkına
bir nefes bir dünya bir nefes bir hayat
nimetlerin en hası en latifidir nefes
zira nefes sayısı kadardır ömür"
Aynı bunun gibi şiirsel bir üslupla günlüklerini, samimi, şiirsel bir dille ele alır. Nasıl ki bir asır öncesi yaşanan İspanyol gribini anlatan bir kitap, dün de bugün de ilgi uyandırıyorsa, bu kitap da daha sonraki zamanlarda dikkate şayan olacağı muhakkaktır.
Kul, zor zamanlarında daha çok duaya sarılır. Kendini sigaya çeker. Dünyanın keşmekeşliğinden, curcunasından uzaklaşır adeta. Acziyetinin daha çok farkına varır. Hayatta kaçırdığı ayrıntılara odaklanır. Zorluğu yaşarken, ölüm daha çok hatırına gelir ve yaratana yönelir. "Rabbim korkularımızdan emin eyle, umurlarımıza nail, düşlerimiz mamur olsun, hayallerimiz muhkem"
Bu gidimli dünyaya farklı gözlerle bakmaya başlanır. Ölümle burun buruna gelen insanın, derinlik ve bilgeliğe ulaşmasındaki sakinliği gibidir. Milyonlarca insanın ölümüne sebep olan İspanyol gribi üzerinden bir asır geçtiğini düşünürsek, bu gün bizim yaşadığımız pandemi muhtelif zuhuratların en önemlilerinden biridir maalesef.
Bir okur olarak bu eserde beni etkileyen, bazı sözler ve alıntıları paylaşmak istiyorum izninizle.
* "..Zira konfor düşünceye manidir"
* "Uzlet mevsimidir şimdi sükût iklimi fakr hâli"
* "Ruh kuşunun kafesi nisyan vadisidir"
* "Asker cephede ölmeli zahit tekkede"
* "Nazarî akıl işletilmeli" (Bilgeler)
* "Bedenin mürebbisidir egzersiz"
* "Şifa, hatırnaz dostların masum dualarında saklı"
* "Nadirin hükmü olmaz" (Hemedanlı Bilge)
* "İnsan meşgul olduğu konuda tohum olursa düşünce başaklarına erişecektir"
* "Su ile berhayat olur ey can"
* "İlim bilgiye, zikir duyuşa götürür, duyuşla yeşerir düş çınarları" (Hemedanlı Bilge)
* "Hesaba çekilmeden önce hesaba çekilme" (Sufiler)
Bu tarz zorluklar, özne olmaya meyyal olan insanın kibrini alıyor. İnsanoğlunun fani olduğunu, yardımlaşmanın zaruriyetini, insanî değerlerin ne kadar elzem olduğunun farkına daha çok vardırıyor. Hayatta aile, dost ve bayram biriktirmenin ehemmiyeti daha çok değer kazanıyor.
İnsan hayatını iyi kötü hatıralarıyla yaşamaktadır. Önemli olan mücadele yetisini kaybetmeden, İslam’ın belirlediği doğru yol üzerinde yol alabilmektir. Hayatın içinde kanayan veyahut kanatılan insan, mazisine de yarasını taşıyor maalesef. Pandemi bize gösterdi ki insan insanla seyirleniyor, dost dostla değerleniyor. Dünyanın çıkmaz sokağında, yol açıklığı arıyoruz daima.
Yazar; temizlik, mesafe, maske umdelerine kitabında bolca yer vermekte. Evde kalmanın izole olmanın ehemmiyetini de okurlarla paylaşmaktadır. Evde kalarak neler yapılabileceğinin kritiğini yaparken, olumlu yönlerine de dikkat çekiyor. Bu eserde önemli bulduğum bir husus, tecrit günlerinde zamanı doğru kullanmanın şifrelerinin veriliyor olmasıdır. Bu bağlamda İbn-i Haldun’un zaman tasavvurunda; bekleyince zamanın yavaşlayacağı, gecikince zamanın hızlı akacağı, üzüntülerde zamanın can yakacağı, mutlu olunca zamanın kısalacağı, acı çekince zamanın bitmek bilmeyeceği, sıkılınca zamanın uzayacağı gibi yaklaşımların önemli bir kısmına matuf oluyoruz evde uzun süre kalınca doğal olarak.
Hâsılı, virüse karşı tedbir ve temkinin hayati bir eylem olduğu bir vakıa. Bu eylem, yaşam felsefesinin başat eylemidir. Bu musibete karşı miyarsız mizansız davranış sergileme lüksümüz yok elbette. Bu bağlamda Bilal Kemikli Hoca’nın referanslara, göndermelere boğulmadan, samimiyetle ele aldığı bu kitap, ilgi çekici aynı zamanda dikkat çekici de. Günlüklerin kişinin hayatında özel olması gibi bir değeri var elbet. Bu tip şahsi sayılabilecek yazıların, notların okurlarla paylaşılmasının amacı, öğretici ve eğitici yönünü geniş kitlelere ulaştırma isteğidir diye düşünüyorum. 112 sayfa hacminde sıkılmadan okuduğum ve değerlendirme yazısıyla da sizlerle paylaşmak istediğim güzel bir eserdi. Okuru bol olsun diliyorum.
İlkay Coşkun
05.04.2021
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.