Bir Yanağına Tokat Atana Öbür Yanağını Çevir
Bu felsefe Hz. İsa ile birlikte topluluklarda yer etmemiş, edememiş olsa da varlığı halen bilinir. Hiçbir insandan böylesi yürek gerektiren bir davranışı sergilemesi beklenemez aslında.
Hz. İsa’nın tahayyülündeki dünya ve insan kavramları bir cennet tasviri içindedir. Gerçek dünyanın insanlarından kopuk bir felsefe inşa etmiştir Hz. İsa. Hatta çarmıha gerilmesi de bu dünya görüşünün sonucudur.
Sana zulmeden insana kendine iyilik yaptığını göstermek itikadı yerleşmişse eğer bir kişiye, birileri tarafından çarmıha gerilmesi beklenen bir şeydir.
Hz. İsa’nın tasavvur etmeye çalıştığı dünya ve insanların var olabilmesi için, toplumun her kesimine yayılmış bir kısas düşüncesi temellenmelidir öncelikle. Birisinden tokat yiyen adamdan beklenen ani bir hareketle karşılık vermesidir. İşte kısas budur. Eğer ki ben, duyduğum öfke ile şuurumu yitirecek raddeye gelmişsem ve birine tokadı patlatmaya niyetliysem; karşımdakinin tokadının suratımda patlayacağını bilmeliyim.
Kısas hükmünün tepeden tırnağa yerleşmiş olduğu bir toplumda atılan bir tokada karşı öbür yanağını çeviren insana karşı duyulacak utançtır; beşeriyeti insanlığa taşıyacak olan.
"Utanmadığın sürece dilediğini yapabilirsin." derken Hz. Muhammed; insanlardan oluşan bir topluluk oluşturma niyetindedir, beşerlerin hakim olduğu bir toplum değil.
Dostoyevski’nin Budala adlı eserindeki baş karakter Prens Mışkin, kalabalık bir ortamda bulunurken suratında patlayan bir tokadı affetmiş ve orada bulunan insanların eksiksiz sevgisini elde etmiştir. Prens Mışkin bu hareketi ile "insan olmak"ı tarif etmiştir çevresindekilere. Ancak diğer herkesin beklentisi Mışkin’in kısasa başvuracağı üzerinedir. Sadece kısasın hakim olduğu bir toplumda Hz. İsa’nın itikadının geçerli olabileceğini göstermek istemiştir bize Dostoyevski. (ki bu yaşanan olayı Ecinniler adlı eserindeki Stavrogin’de de tekrarlamıştır.)
Hz. Muhammed, İslam’ı tebliğ ederken Hristiyanlığın yitirdiği insanlık anlayışını geri getirebilmek niyetindedir. Çünkü "Sana saldırana, sana saldırdığı kadar saldır" anlayışının hakim olduğu bir toplumda vücut bulabilir ancak "bir yanağına tokat atana öbür yanağını çevir" düşüncesi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.