- 310 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
KAYISILAR ÇİÇEĞE BÜRÜNÜRKEN BAĞDA BUDAMA YAPMAK!
KAYISILAR ÇİÇEĞE BÜRÜNÜRKEN BAĞDA BUDAMA YAPMAK!
Babam Vedat Özkan’ı hakka uğurlayalı yirmi bir yıl oluyor. Baba ölümlerinin yarattığı boşluk diğer yakın kayıplarının yarattığı boşluk gibi değil. Her geçen yıl kendini daha da hissettiren ve artarak büyüyen bir boşluk. Babamın doldurulamaz boşluğunu daha yakıcı olarak bilince çıkarmamdaki etkenin atmışlı yaşlara girmeme ramak kalmasından kaynaklı olduğunu düşünmekteyim.
Bilinen hikâyedir “7’li 8’li yaşlardaki çocukların -babam her şeyi bilir- modundan 17’li, 20 li yaşlara gelince - babam da hiç bir şeyden çakmıyor- moduna evirilip, 40’lı 50’li yaşlarda ise -Acaba babam bu konunun üstesinden nasıl gelirdi? Babamın yanımda olması ve bu konuda bana akıl vermesi için neler vermezdim. O’nun ne kadar bilge bir insan olduğunu hiç takdir etmemişim. Ondan çok şey öğrenebilirdim.-
Bu yıl baharın ilimiz Niğde’ye erken gelmesinden kaynaklı olarak bağ budama (çubuk, omca kesme) işlerimizi kayısı ağaçlarının çiçeğe bürünmesini izleyerek gerçekleştirdik. Bağcılıkta baharla birlikte ilk yapılacak işlem omcaları budayarak gençleştirmektir. Vakitsiz ve ehil olmayan ellerle yapılan budama üzüm rekortesinin düşüşünden tutunda ilerki yıllardaki “asma, omca, çubuk” gelişiminin körelmesine neden olacak bir dizi olumsuzluğu beraberinde getireceğinden hikayede aktarıldığı gibi “babam bu konunun üstesinden nasıl gelirdi?” Diye, düşünüp yol arkadaşım, hayat yoldaşım Ayşe ye "bu sene iş başa düştü budama işini beraber yapacağız. Zor olan dip çubuğu ve kurumuş omca kesimlerini Tahsin Eriçek kardeşimizden profosyonel yardım alacağıc. Geri kalanıda biz halledeceğiz."Dedim.
Talebimi olumlu karşılayarak Cuma günü sabah 07.30 da bağ yoluna koyulduk. Elbette budama makası,testere, ve gedere (omcalar arasında geçmiş yıllarda oluşan boşlukları doldurmak için kuvvetli çubukların orta bölümlerinin garık- omcaların dikili olduğu toprak sırt- dibine yatırılması işlemi) yatırmak için tepkili kürek almayı özelliklede iş eldivenlerimizi yanımıza alaraktan Derebağ mevkindeki bağımıza vardık.
Tüm hafta sonunu ve pazartesimizi de kapsayacak hummalı çalışmamız başlamış oldu.
Anam babam ocağı köyümüz Bahçeli Derebağ mevkiindeki 10 "garık" üzüm bağımıza intikal etmemizle ilk dikkatimi çeken tüm bağ komşularımızın budama işlemi için bağlarında oluşu ve bağ kenarlarına on yıllar öncesi sınırları belli etmek için dikilen kayısı ağaçlarının çiçek açmışlığıydı. Babamın " ağaçlar erkenden çiçeğe durdu. Havaların bu denli ısınması pek hayra alamet değil, bu senede kayısıya hasret gideriz lakin asmalara bir zararı olmaz bol üzüm yeriz” sözlerini hatırlayıp olduğu gibi dillendirmenin verdiği duygusallığı çar çabuk atlatıp burnumuzu işe gömdük.
Cuma, Cumartesi ve Pazar ikindi vaktine kadar kah sohbet ede kah “bağ girdim üzüme / çubuk değdi gözüme/ çubuk seni keserdim de / yar göründün gözüme” minvalinde yöre türkülerimiz i söyleyerek budama işlemini tamam eyledik. Toplamda üç günü bulan bağ mesaimizde nicedir görmediğimiz bağ komşularıyla sohbetler, termosla getirilen çayların karşılıklı ikramı, üretici köylülüğe has cömertlikle sunulan dayanışma örnekleriyle zor işimizi kolay eyleyip kesilen çubukları da toplayıp bağ girişine taşıyıp desteledik.
Giriş cümlemde belirtmiş idim. Babam öleli 21 yıl oluyor. Sağlığında bağ budama işini rahmetli kendi yapar, bende dip çubuklarını keserek ve budanan çubukları toplayıp taşıyarak babama yardım ederdim. Hem her budamada -niye beni götürüyor, tutsun bir yövmiyeci yaptırsın- diye içimden geçirir ne yalan söyleyeyim hiç de haz etmez ve bir anlamda veremezdim.
Geçen 21 yıl süresince bağa kazma zamanı ayak basar, profesyonel kazma ekibine yemek hazırlama, su getirip götüre omca tutma gibi işlerde yardım eder “bağı kime budattıysan pekiyi budamamış, dip çubuğu bırakmış, sokma yapmamış, gedere yatırmamış” serzenişlerine kulak asmaz “bu kadarına da şükür aldıkları para helal olsun yaprak zamanı dip çubuklarını ben keserim” diyerek geçiştirir, yaprak zamanı gelince de ya unutur ya da alelacele gördüğüm dip çubuklarını keserek asma dip temizliğini yeterince yapmaz idim.
Son 5 yıldır budama işini kendim yapıyor ve her defasında babamı derin bir minnetle anıyorum..
Bu yıl budama işimizi kolay kılan eşim Ayşe Özkan a özellikle teşekkür ederken dikip, büyütüp biz e bırakıp gidenlerin aziz hatıraları önünde saygıyla eğilirim.
Son söz olarak da üretici köylü geleneğinin tüm zorluklara rağmen ayakta kalmlası, mevcut kullanılan tarım arazilerimizin “arsalaşmaması” için bize emanet edileni bizden sonrakilere daha iyi durumda teslim etme sözünü bir kez daha tekrar ederim.
Göksel Rıza ÖZKAN
Okur/Yazar
YORUMLAR
"...üretici köylü geleneğinin tüm zorluklara rağmen ayakta kalmlası, mevcut kullanılan tarım arazilerimizin “arsalaşmaması” için bize emanet edileni bizden sonrakilere daha iyi durumda teslim etme sözünü bir kez daha tekrar ederim."
Tebrik ve de teşekkür ederim. Senin de Ayşe'nin de emeğinize, yüreğinize sağlık. Kalemine kuvvet, ömrüne bereket...
"...üretici köylü geleneğinin tüm zorluklara rağmen ayakta kalmlası, mevcut kullanılan tarım arazilerimizin “arsalaşmaması” için bize emanet edileni bizden sonrakilere daha iyi durumda teslim etme sözünü bir kez daha tekrar ederim."
Tebrik ve de teşekkür ederim. Senin de Ayşe'nin de emeğinize, yüreğinize sağlık. Kalemine kuvvet, ömrüne bereket...