- 467 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
PANDEMİ DÖNEMİNDE EĞİTİMDE SAĞLIKTA FIRSAT EŞİTLİĞİ Mİ DEDİ BİRİLERİ..
Devlet Okulları Eğitimde sınıfta kaldı.
Hani Eğitimde fırsat eşitliği olacaktı?
Özel Okullarda Eğitim gören çocuklar herşeyi öğreniyorken,Devlet Okulları bugün mü yarın mı açılacak ona karar veremediler henüz.
Özel Okullarda online ve yüzyüze eğitim durmaksızın devam ediyor bu süreçte biliyor musunuz!!
Bugün yarın diyerek aylardır bir türlü yüzyüze eğitime geçilemiyor.
13 aydır çocuklar eğitimden uzaktalar..
Köylerde internet yok bir öğretmen şunu diyor.
Geçen gün iki çocuk gördüm.Biri İstanbul Esenyurt ilçesinde lise bire gidiyor.
Okulundan uzak derslerede girememiş.
Bu sene kaybedilmiş.
Böyle binlerce onbinlerce çocuk var.
Bir diğerini Keskinin bir köyünde gördüm.
Ankarada yaşayan orada bir ilkokula kayıtlı öğrencimizde aylardır okulundan uzak.
İnterneti bırakın köyde telefonla konuşabilmek için yüksek tepelere çıkmak gerekiyor.
Benim 30 öğrencim var 8 i ancak dersime girebiliyor.
Bu da nerede şehir merkezinde.
Bu çocuklar bu sene sonunda imtihana girecekler.
Parası olan okuyor her zamanki gibi parası olmayan kapıcı asgari ücretle çalışan işçi oluyor!!
Özel okul fiyatları kabarık servis yemek derken ayda 3 bin lira bunu herkes ödeyemiyor.
Milletvekilinin işadamlarının çocukları karı koca çalışanların çocukları ancak gidebiliyor bu okullara.
***
Sağlık deseniz ona keza benim başımda Koronavirüsten dolayı eylülden beri geçmeyen bir ağrı var diyorum.
Tıp Fakültesinde Nöroloji uzmanı doktor 15 gün önce Emar ve ultrason istedi.15 marta ancak gün verebildiler.
Profösöre özel muayene olursan durum değişiyor.Daha önceye gün verebiliyorlarmış.
Dışarıda doktor muayenesi 1000 liraya varmışken veriyorsun,Tıpta 150 lirayı buna da zenginler rağbet etmekte ve kuyruklar burada da başlamış bulunmakta..
Doktor beyinde kan gitmeyen alan olabilir pıhtı atmış olabilirsin diyor.
Haydi bugünlerde pıhtıdan dolayı felç inme geçirecek olursam bunun sorumlusu kim olacak?
Geçen sene marttan beri Ünüversite ve Ağız diş sağlığı merkezlerinde sadece diş çekimi yapılabiliyor.
Bir dolgu bir kanal tedavisi ya da protez yapmak bu kadar zor mudur?
Aynı pandemi özel diş hastanesine kliniğine gidince yok mudur?
Maksat hastaların sırtından para kazanmaksa o ayrı konu.
Devlet sağlıkta da sınıfta kaldı kim ne derse desin..
***
Devlet Kur’an Eğitiminde de sınıfta kaldı.
Farkında mısınız bir çok köyde Kırıkkale’de 60 köyde İmam Efendi yok diye vakitlerde cemaatle namaz kılınamıyor.
Türkiyenin her tarafında durum böyle.
Eskiden hak alarak buğday alarak köy camilerinde hocalarımız görev yaparlardı.
Şimdiki genç İmam-Hatip gençler köyde kalmak istemiyor.
Bir seneye varmadan işini yaptırıp soluğu büyük şehirlerde alıyorlar.
Yine farkında mısınız bilmiyorum,ben çok geziyorum Diyanet İşleri Bakanlığına bağlı bir çok köydeki şehirdeki Kuran Kursları kapalı!!
Devletin en çok bütçeden pay ayırdığı Diyanet İşleri Başkanlığı hala camilerde Kur’an Kurslarına yardım diye sandık koyup yardım toplamaya devam ediyor!!
Nerden biliyorsun diyeceksiniz üç ay önce Mersin bir Köyünde gördüm.
Bir kız bir erkek Kur’an Kursu var.
İkisi de kapalı.
Erkek olan bir zamanlar çok güzel hizmetler vermiş.
Birçok talebenin Din eğitimi alması sağlanmış.
Sonra ne mi olmuş?.
Köyden birisi Kursun Diyanete bağlanmasını sağlamış!!
Kurs talebesizlikten kapanmış.
İçerisinde koyunlar keçiler barınmaya başlamış.
Sonra yine aynı köyden bir zengin Benim Üstadımın Kursu bu halde duramaz demiş cebinden 471 bin eski parayla yarım trilyon harcamış tadilat yapmış mecburiyetten Diyanete devretmiş.
En son gördüğümde pandemi nedeniyle kapanmış talebeleri azalmış Kur’an Kursunun alt katında camlar kırıktı ve içerisi yine nahoş durumdaydı.
Diyanete bağlı Kuran Kursları ile Özel vakıflara bağlı Kuran Kursları ölü ile diri gibi canlı ile ölü gibi geldi bana!!
Eğitim versen de maaşlar otomatik yatıyor hesaplara,vermesen de..
Din Eğitimi Kur’an Eğitimi gönüllülük işidir,fedakarlık yapılmadan olmaz!!
Kur’an okunmayan talebelerin dini eğitimden uzak kaldığı bir memlekete azab-ı ilahiden başka bela ve musibetlerden başka semadan bir şey inmez!!
***
MUHTAR..!!
Kırıkkale Sulakyurt’un bir köyü.
Dün cumadan sonra gezdik dolaştık ikindi namazını kılmak için yolda bu köyde mola verdik.
Aklıma 22 yıl öncesinde yaşadığım bir anektot geliverdi.
Yıl 1999 olsa gerek.
28 Şubat zulmünün acımasızca sürdüğü yıllar..
Bir cumartesi sabahı ısuzu pikabımıza aldım bir kaç arkadaşımı.
İlçeye girmeden evvel bu köye çevirdim aracımızın yönünü..
Sulakyurt girişte bu köye gitmek isteyen yaşlı kasketli bir köylüyüde aldım araca.
Neyse köye vardık tanıdık birkaç ahbaba uğradık.
Yoldan aldığımız köylü söylemişti belki de..
Bu esnada köyün kara yüzlü iriyarı bir muhtarı vardı.
İki gençle Muhtar !! koşarcasına geldiler hemen yanımıza.
Yardım toplamak yasak Hocam belgelerinize bakayım dedi.
Verdim ister istemez bugün olsa vermem.
Valilik izniniz yok toplayamazsınız Jandarmayı arayacağım dedi.
İznimiz var dedikse de yok diyerek doğru bu caminin altındaki muhtarlığa telefon etmeye gitti.
Ben hemen aracımızı köyün girişine aldım.
Biraz sonra Muhtar geldi yine yanında iki de başka adamla...
Sen niye arabayı yerinden oynattın bak suçun kabardı dedi.
Jandarmalar yolda geliyor işlem yapacak dedi.
Ehliyeti ruhsatı ver dedi vermedim.
Hemen aracımıza arkadaşları da alarak eldeki yükümüzü tanıdık birine verip oradan ilerdeki Güzelyurt kasabasına hareket ettik.
Akşama kadar dolmuştu aracımız.
Jandarma filanda görmedik.
Akşam gelirken emaneti almak için köye uğradık Muhtar iki torba buğdayımıza el koymuştu.
Akşam bizim rahmetli Kadastro müdürü alt kat komşum Ali Yılmaz Beye söyledim.
Oraların o sıralar kadostro işlemlerini yapıyordu.
Bir telefon etsen ben o muhtarın canına okurdum Hocam dedi.
O sıralar cep telefonu yeni yeni hayata geçiyordu ben de yoktu.
Allah o günleri bir daha göstermesin.
Bir Köy Muhtarına gücümüz yetmiyordu.!!
***
SESİMİZİ DUYAN VAR MI??
Çok uzun yıllardır bir vesileyle Kırıkkale Ankara Yozgat Çorum Çankırı Kırşehir ve Aksarayın Kırıkkaleye yakın olan köylerini ilçelerdeki Talebe Yurtlarını arkadaşlarımla yakından gezer dolaşırım.
Dün cuma namazını kıldıktan sonra yolumuz Sulakyurt ilçemize düştü.Maşallah buralarda kar bol.
Kar demek su demek bereket demek.
Kar demek buğday demek bolluk demek helal rızık demek.
Bizim il merkezine birkaç santim yağıp hemen eriyen kar buraya 20 santim yağmış topraklar kara doymuş.
Sulakyurt merkezde bir dostumuzun koyunlarını koymak için ünlü bir firmaya iki yıl önce 15 bin liraya yaptırdığı koyun çadırı 20 santim kara dayananamış üç dört gün önce ortasından çökmüş koyunların 12 tanesi orada telef olmuş.
Ramazan Arkadaşımıza geçmiş olsun dedik yapacağımız bir şey var mı dedik.
Sağolun Hocam dedi Allahtan geldi bu katlanacağız dedi.
Bir deprem olsa insanlar binaların altında can verseler dünya duyar Türkiyenin her yanından AFAT lar STK lar yardıma koşar.
Bu böyle değil işte civar duyar Vali Bey duyar ilgililer duyar gelir geçmiş olsun derler.
Dedim nasıl kaldıracaksınız bu cenazeyi bir an önce koyunları sağlam bir yere yerleştirmek gerekir yoksa hasta olup telef olurlar.
Hocam çadırı yapan firmaya haber verdik.Bize yaparken 25 yıl dayanır diyen firma yetkilileri eleman göndermiş geldiler tek tek vidasına çivisine kaynak elekroduna kadar hesap ettiler.
Bizden 15 bin onarım-tamirat için,bir de istersek 12 binde kuzuları geçici koymak için küçük çadır için fiyat verdiler dedi.
Olur mu böyle bir şey bir malın garanti süresi vardır.Firma kusurlu ise kaç yıl geçerse geçsin gelip onarır ya da zararı telafi eder dedimse de yok Hocam iş öyle değil dedi.
Niye Türkün malı çürük oluyor.Malzemeden çalınıyor da ondan.
Sen otuz metre çadır yapmışsın içerisine aynı ince profilden direkler atmışsın.
15 cm.kara dayanamıyor bir metre yağsa hepten çökerdi mazallah.
Bunun bir denemesini yapmadın mı sen.TSE li ise CE belgeli ise buna kim hangi belgeyi nasıl vermiş sormak gerekmez mi?
Yakından bakıp inceledim yuvarlak ince demir direkler hep ek yerlerinden bükülmüş kırılmış çadır orta yerinden .
Beş metrede bir daha güçlü içi dolu demirden çelikten direkler kullansalardı böyle olmazdı.
O kadar pazaryerleri var onlar nasıl dayanıyor kara yağmura fırtınaya.
Niye Almanın Fransızın arabası Türkiyenin çamurlu yollarında 30 -40 yıl dayanıyor adamların dini bozuk ama işleri bizim dinimiz gibi dedim içimden.
Şimdi bu arkadaşımız ne yapacak.Ticaret İl Müdürlüğü ne iş yapar?.Tarım İl Müdürlüğü bu işlere bakmaz mı?
İlla Mahkemeye verip avukatlara Adliyeye varılarak mı netice almak mümkündür?
Bu çadırı yapan firma sakalını önüne alıp bir düşünmez mi?
Kimse bu civarda sizden çadır almak yaptırmak ister mi?
Arkadaşımızın yetkililerden bir ricası arzusu var.Şu soğuk günlerde gelin bu cenazemizi ortada bırakmayın elbirliği ile kaldıralım diyor.
Benden bu kadar demedim..
Bu işin peşini bırakma Mahkemeyse Mahkeme basınsa basın internetle hakkını ara dedim.CİMER e yaz dedim.
Medya ajanslarına v ideosunu çekip at kardeşim dedim.
Ağlamayan çocuğa meme vermezler dedim.
Ankara’da bu konuları bilen bir yetkili-etkili Veteriner Hekim arkadaşımla telefonda görüştürdüm çareler aradım.
Kendi başıma böyle bir şey gelse hiç çekinmeden firmayı internet aleminde sosyal medyada teşhir edip hakkımı arardım.
Avrupa’nın Batının niye bizden elli sene önde olduğunu bir kez daha anladım!!
28.02.2021//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.