- 537 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Yaşar Kemal'in Ölüm Yıldönümü Münasebetiyle
Yaşar Kemal, Çukurova’da yöre ağzında Çukur Ağa denilen, Çukurova’nın ağası anlamına gelen şehir olan Kadirli’de yaşamış, çocukluğundan beri eşkıyaların olaylarını, hikâyelerini ve maceralarını dinlemiş bir yazardır.
Hayatı birçok çalkantılarla geçmiştir. Daha çocuk yaşta babası kurban keserken, bir kaza ile gözünün birini kaybetmiş ve bu nedenle çevrede kendisine Kör Kemal denmiştir.
Kör Kemal, çok okuyan ve yazan biriydi. Yazdıkları yüzünden hapislerde yatmış, dövülmüş, kaldığı şehirden “Kominist”, “Vatan Haini” diye kovulmuş biridir. O da bavulunu alarak İstanbul’a gitmiştir. Burada Cumhuriyet Gazetesi’ne girmiş ve röportajlarıyla isim yapmıştır. Özellikle Van’a bir görev için gönderildiğinde Van Gölü’nde bulunan Akdamar Adasındaki bir kilisenin yıkılmaması için yazdığı yazılar büyük ses getirmiş ve romancıya ün kazandırmıştır. İstanbul’a döndüğünde artı O tüm Türkiye’nin tanıdığı bir gazeteci olmuştur.
Ama ona asıl şöhretini kazandıran eseri “İnce Memed” adlı romanı olmuştur. Bu romanda Kadirli’de o zamanlar son derece yaygın olan eşkıyalığı anlatmıştır. Öyle ki İnce Memed romanı sadece Türkiye’de değil, tüm Dünya’da okunan ve tanınan bir roman olmuştur. Artık bu eser, Dünya klasikleri arasında yerini almıştır.
İddialara göre roman kahramanı olan İnce Memed, Kadirli’de yaşayan “Safiye Mehmet” adlı biridir. Yaşar Kemal’in bu kişinin adını değiştirerek romanda İnce Memed olarak yazdığı iddia edilir. Kadirli’de bu görüş bugün hala yaygındır.
Annem ve Rahmetli babam Yaşar Kemal’i çok iyi tanıyorlar. Çünkü geçmişte birlikte yaşamışlar. Çocuklukları birlikte geçmiş. Hatta uzaktan akrabalık bile var. Yaşar Kemal’in kardeşi olan Recep, annemin ablasının kızıyla evlidir.
Teyzemin büyük kızı olan Fatma Abla, aile içinde Kürt Recep diye anılan ve Yaşar Kemal’in kardeşi olan Recep ile evlidir.
Annem, babam ve teyzem Yaşar Kemal’e hep “Kör Kemal” derlerdi. Her konusu açıldığında “Bizim Kör Kemal” diye konuşurlardı.
Babam da hep “Bizim gençlik yıllarımızda Safiye Mehmet diye bir eşkıya vardı. Yiğit, yağız bir delikanlıydı. Köy ağasına karşı geldi. Dağa kaçtı. Eşkıya oldu. O zamanlar Kadirli’de çok eşkıya vardı. İşte Bizim Kör Kemal, bu eşkıyanın hayatını yazdı. Safiye Mehmet’in çocukları hak istemesinler diye kitabının adını İnce Memed koydu” diye anlatırdı.
Yaşar Kemal, yukarıda verilen iddiayı kesinlikle kabul etmemiştir. İnce Memed’i tamamen kendi yarattığını ve hiç kimsenin hayatını örnek almadığını söylemiştir.
Kadirli’deki iddialara göre Yaşar Kemal, İnce Memed’in ilhamını, Remzi Özdemir’den ve yaşlılardan dinleyerek almış ve romanını yazmış. Buna bağlı olarak İnce Memed romanını annemin köyü olan Binboğa ve Dikirli Köyü’nde yazmış.
Dikirli Köyü de Rahmetli Teyzemin yaşadığı köydür. Köylüler tarafından Koca Fadıma namıyla anılan teyzem Fatma Kara evlendikten sonra bu köye yerleşir ve burada yaşamaya başlar. En büyük kızı da bu köyde Yaşar Kemal’in kardeşi Rahmetli Recep ile evlenir.
İleriki yıllarda teyzemin kızı da Yaşar Kemal’in İnce Memed adlı romanını bahçede bulunan bir ağacın gölgesinde yazdığını anlatır. Ağacın gölgesine bir masa kurduğunu, masaya bir daktilo koyduğunu ve bununla romanı yazdığını anlatır. Kendisinin de çay, ayran, soğuk su gibi içecekler verdiğini belirtir.
Yaşar Kemal, yukarıda verilen Safiye Mehmet iddialarını yalanlayarak şöyle diyor: “Roman, hayal gücüyle yazılır. Ben de öyle yaptım. İnce Memed’i yazmadan önce, ya da sonra, yaşayan ya da yaşamış İnce Memed adında hiç kimse yok. Değil Çukurova’da, Toroslarda ben hiçbir İnce Memed bilmiyorum. İnce Memed adı benim bu romanı yazmamla ortaya çıktı.”
Yıllar önce Kadirli’de Elmacık adlı bir yaylada bir Ağa misafiri olmuştum. Sonradan rahmetli olan Ahmet Kastal Ağa’nın misafiri idim.
Rahmet ve saygıyla andığım Ahmet Kastal Ağa, çok misafirperver biriydi. Yaylada bize yer göstermiş ve bir ay kadar bizi orada misafir etmişti. Hemen hemen her gün görüşürdük. Sohbetlerimiz çok derin olurdu. Çoğu kez edebi sohbetlerde bulunurduk.
Edebi sohbetler diyorum. Çünkü Kastal Ağa gerçekten çok okuyan kültürlü biri idi. Yaylada geniş bir kütüphanesi vardı. Akşamları ne zaman çayını içmeye gittiysem mutlaka kitap okurken bulurdum. Karacaoğlan, Yunus Emre, Dadaloğlu gibi şairleri okurdu. Türk ve Dünya Klasikleri diyebileceğimiz romanları okurdu. Doğrusu geniş bir bilgisi vardı. Okuduğu kitaplar üzerine sohbetler ederdik. Okuduğu şiirleri bana da okurdu. İlginç bulduğu söylemleri anlatırdı.
Bir defasında da İnce Memed’i konuştuk. Yaşar Kemal’i çok iyi biliyor ve çok iyi tanıyordu. Başlardı anlatmaya: “Ona burada Kör Kemal derlerdi. Ortaokul sıralarında yazmaya başlamıştı. Bir ara Kadirli Mahkemesinin önünde arzuhalcilik yapıyordu. Geçimini öyle sağlıyordu. Küçükken, bir Kurban Bayramında koyun kesilirken, bıçak gözüne değmiş. Bir gözü arızalanmıştı. Bu nedenle adı Kör Kemal kalmıştı. Bir gün komünist kitapları okuyor diye polis, evine baskın yapmış. Tutuklayıp hapse attılar. Kadirli’de bir komünist yakalanmış diye duyulunca halk ayaklandı. Hapishaneyi bastılar. O dönemin kaymakamı da onu o gece Kozan’a kaçırmış. Öyle dediler. Sonra halk yatıştı. Tabii Yaşar Kemal, ondan sonra buralardan gitti. İstanbul’a yerleşti. Bir gavur avrad ile evlenmiş dediler. Hiç çocuğu da olmamış.
Yaşar Kemal, İnce Memed’i burada senin anneyin köyünde yazdı. Annen, baban onu çok iyi bilirler. Bizim buralarda Safiye Mehmet diye bir eşkıya vardı. Onun hayatını yazdı. Meşhur oldu. Safiye Memed de yani Romandaki İnce Memed de bu yaylada öldürüldü.
Duyduk ki, Safiye Memed’i vurmuşlar. Yaralanmış. O da kaçarak bu yaylaya gelmiş. Az ilerde bir değirmen var. Onun yanında bir eve gelmiş. Ev boş. Kimse yok. Evde uyuyup kalmış. Takatsiz. Sonra bir çoban gelmiş. Bakmış ki Safiye Mehmet, yaralı, kıpırdamadan yatıyor. Elinde gümüşten yapılmış bir tüfek var. Çoban, “Bunu öldüreyim de tüfeği alayım” demiş. Sessizce içeri girip Safiye Mehmet’i bıçağı ile öldürmüş. Tüfeği alıp kaçmış”
Yaşar Kemal’in ölüm yıldönümündeyiz. 28 Şubat 2015 yılında onu beyaz atına bindirip öetki dünyaya yolcu ettik.
Bugün ölüm yıldönümü. Kadirli Belediyesi bu nedenle bir taziye yazısı yayınlamış. Benim burada Kadirli Belediyesine naçizane tavsiyelerim olacak:
Kadirli belediyesi olarak Yasar Kemal gibi Dünyaca ünlü birini iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Bircok kez söylememe yazmama rağmen dikkate alan olmadı. Bir kez daha yazayım istedim. Belki bu defa sesimizi birileri duyar.
Kadirli’de edebi etkinlikler düzenleyin. Yaşar Kemal Günleri, haftaları düzenleyin. Türkiye’den ve Dünyadan bir çok ünlü edebiyatçıları Kadirli’ye davet edin. Bunu her yıl yapın. Çeşitli konferanslar, seminerler verin. Yasar Kemal roman yazma yarışmaları düzenleyin. Böylece hem edebiyatımıza yeni yazarlar ve yeni eserler kazandırmış olursunuz. Bu sayede Kadirli’nin adını bir kez daha duyurmuş olursunuz.
Her şeyden önce şehre bir Yaşar Kemal Müzesi kurun. Onunla ilgili her veriyi burada sergileyin. Bazı caddelere, sokaklara , kurumlara onun adını verin. Yaşar Kemal adı tüm şehre iyice otursun, sinsin, yerleşsin. Yok “komünistmiş”, yok “kürtmüş”, yok “vatan hainiymiş” geçin bunları. Kadirli’nin, Çukurova’nın yetiştirdiği bir değer olarak görün Onu.
Önce siz sahip çıkın kendi değerlerinize. Bir kaç yıl sonra Kadirli’nin dünyaca tanınan bir şehir olduğuna şahit olacaksınız. Şehir turist akınına uğrayacak. Otelleriniz dolacak, vatandaşın yetiştirdiği ürünler değer kazanacak. Kadirli bir o kadar daha gelişecek. Bir kültür ve sanat şehri olacak. İngiltere’nin küçük bir kasabası olan Stratford upon Avon, ünlü İngiliz yazar Sheakespeare orada doğduğu için her yıl milyonlarca turist akınına uğruyor. Bu küçük şehri tanımayan, bilmeyen yok
Yaşar Kemal ile ilgili turistik eşyalar yapılıp satılabilir. İnce Memed’in heykelleri, bibloları, tüfeği, atı biblo biçiminde yapılıp satılabilir.
Kadirli belediyesi olarak lütfen bu projeyi hayata geçirin. En azından bir deneyin. Emin olun ki hiç pişman olmazsınız.
Olaya siyasi olarak asla bakmayın.
Kadirli’nin geleceği için bunu lütfen uygulayın
Yaşar Kemal’i rahmetle anıyoruz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.