Okus Pokus
Okus pokus … Böylesi bir maharetle birden her şey değişiyor. Etrafımda hiç bir sorun kalmıyor. Ne güzel diyorum. Kimse bana karışmıyor. Kimse bana dert üretmiyor. Kimse üstümden buldozer gibi geçip hayatımı karartmıyor. Acını adı bile yok… O sihirli değnekle her şey çözülüyor. Ne güzel bir yazış ve hissediş, olsa mı iyi olmasa mı iyi aslında da çözemedim. Hani ne güzel olurdu diyen çoğunlukta. Hadi birde Korona belası varken, sıkılmışız ya, kısıtlamaları bile takmadan sahilde yürüyen yürüyene, İstiklal caddesi eskisi gibi yan yana nefes nefese yürüyorken… Bu ne iyi olurdu!
Olayın başka penceresinden bakalım. Düşün bir kere, dert ve acı olmasaydı bu dünyada yaşamak için ne yapardık ki… Zaman geçer miydi? Acıyı yok etmek için plan üstüne plan yaparak zamanı öldürmede çağ atlayan biz değil miyiz. Etrafımızda acı çekene yardım etmek için elimizden geleni yaparak insanlığımızı nasıl test edecektik. Yokluk olmadan ya varlığın değerini nasıl anlayacaktık. Bizi şekilden şekile sokan aşk olmasaydı, ailemiz ve çocuklarımız olur muydu? Kızdığımız siyasetçi olmasaydı muhalefet makamı boş kalmaz mıydı…Kıtlığın derdine düşüp, ortak kaderde bir araya gelmemek mümkün olur muydu? Başka memleketlere gittiğimizde anlattığımız bir vatanımız olur muydu…Her şey aynı düzende devam etse, sabit bir yaşam yaşasak asla mutlu olamazdık. Herkes dertten ve acıdan korkuyor, ondan şikayet ediyor ama onsuz bir hayatı da düşünemiyorum.
Bir şeyi zıttıyla tamamlamak dünyanın bir kuralı. Bütünün içinde herşey var. Sınavsız, dertsiz kimse yok. Ağlayan varsa onu güldüren de olmalı… Düşen varsa onu kaldıran da olmalı… Dinsiz varsa inanan da olmalı. Şeytan ve mümin pekala bir arada yaşamalı. Bu dünya bir cennet değil, bir savaş alanı. Doğruya yapışan, iyiliği savunan ve böyle olmaya çalışan kazanıyor. Yani bir gayretin sonucunda vardığı ereğin mutluluğu ile rahatlıyor. Ne kış yaza karışıyor ne sonbahar bahara… Sabır ederek, geçişler sağlanıyor. Güzellik, değerini bilende zenginleşiyor.
Eğer okus pokus arıyorsan, yani hayatında garanti bulmaysa çaban bu mümkün değil. Acıyı da derdi de çekeceksin ki, zamanı geldiğinde diktiğin buğdayı biçeceksin. Sonra hedik, bulgur pilavı ve ekmek yiyeceksin…Tatlılar yapıp ağzın tatlanacak…Bunları yaparken de paylaşacaksın, israf etmeyeceksin. Herkesin aynı şeyi istediğini ve elindekini har vurup savurmadan paylaşmaya gayret edeceksin. Eğer bir başka insana yararın varsa ve paylaşabiliyorsan işte mutlusun demektir. Okus pokustan gaye kalıcı mutluluk değil miydi zaten.
Mutlu olmak için süper güce ya da mucizeye gerek yok. Olduğun gibi görün ve hayatı doğallığıyla kabul et. Her şeyle karşılaşmak mümkün. Üstelik bu herkese denkte gelebilir. Eğer sabırla ve paylaşarak hayatı devam ettirirseniz, acı uzun sürmez ve mutlulukta her an mümkün olur.
Okus pokusa, piyangoya, kumara, uyuşturucuya, vücudumuzu harap eden ilaçlara son verin. Hayatı şaşırmaktan, heyecan katmaktan ve paylaşmaktan vazgeçmeden zamanında yaşamaya bakınız.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
''Şeytan ve mümin pekala bir arada yaşamalı...'' yaşıyor zaten.Şeytandan tecrit edilen bir mahal yok..Ta ki şeytan insanla yaşamayı istemeyip mahalline çekilene kadar..İnsanla yaşamak rahatsızlık veriyor ise şeytana o zaman insandan uzaklaşıyor..Okus pokus'a
gelince o iki kelimeyi de beğenmedim..Saygıyla..
saf şiir
Ne güzeldi yazınız.
Ki önem arz eden illa ki bu.
Rahat bir vicdan.
Samimi bir yürek sesi.
Sevgi zaten içten gelen
Selam ve dua ile ağabeyim