- 548 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Fethullahı anlatan madenci
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği 2017 referandum sırasında bir gün Merzifon’un kayımbiraderim ile birlikte bir önceki belediye başkanı Kadri Aydınlı’nın yeni açtığı giyim mağazasına gitmiştim.
Beni karşılayarak ofisine götürdü. Ofisinde beni orada bulunan bir misafiriyle tanıştırırken ona:
“Bak bu Nevzat Hocam, bu Fethullah’ı bizler dost zannederken bir yıl evvelinde bizlere onun gerçek yüzünü anlatarak yakında bunlarla müslümanların karşı karşıya gelmesi muhakkak dediğinde bizler itiraz ederek ona böyle bir şeyin asla olmayacağını çünkü onların bizleri nasıl sevdiğini ve desteklediklerini söylemiştim. O da bize bu iş inşaallah AK parti döneminde olur, yoksa bu Halk partisinin döneminde olursa korkarım bizler gene müslümanlık gayretiyle işin aslını astarını araştırmadan bunların yanında yer alarız.” demişti.
Kadri böyle söyleyince o misafiri bize bir anısını anlattı. Önce kendisini tanıtarak şu an bölgemizdeki bir madenin (yanılmıyorsam) müdürüyüm diyerek 1992 senesinde staj için gittiği Medine’de yaşadığını anlattı.
“O zamanlar ben yeni evliydim ve havalardan mı neden bilemedim. Müthiş bir mide ağrısına tutulduğum günlerden bir gün arap bir mühendis arkadaşım bana (ki onlarla ancak ingilizce anlaşabiliyorduk) bu akşam beni bir yere götüreceğini söyledi. İtiraz ettimse de beni dinlemeyip ısrar edince onunla birlikte Medine’deki Bilal Mescidi ’nin arkasındaki bir yerlere giderek bir eve misafir olduk. Evde çok yaşlı herkesin hürmet ettiği bir kanaat önderi yani, şeyh vardı. Ben şeyhin elini sıkarken bana bakarak arapça bir şeyler dedi. Arkadaş bana dönerek ‘ şeyh efendi senin mide ağrına iyi gelecek bir şey tavsiye ediyor’ deyince ben şaşırmıştım. Çünkü daha konuşma fırsatımız olmamıştı. Şeyh bana Tîn suresini yani incir suresini okuyarak bir kaba zeytinyağının içine birkaç tane kuru incir koymamı ve bekletmemi bu incirler zeytinyağıyla şişince de bunlardan aç karnına hem benim hem de ailemin yemesini tavsiye ederek az bir zaman sonra hiçbir şikayetim Allah’ın izniyle kalmayacağını söyledi.
Daha sonra benim nereden geldiğimi sorduğumda Türkiye diye cevap verdim. Bana Fethullah Gülen’i nasıl bilirsiniz diye sordu. Soru garibime gitmesine rağmen ben iyi bir hocadır deyince biraz durgunlaşarak ‘ biz onu rabbimize sorduk. Rüyamızda bize onu PAPAZIN ASASI olarak gösterdiler’ deyince bu şeyhten iyice soğudum. Çünkü bizler o zamanlar çok meşhur bir davet metodu olan v ideo kasetleriyle ve ses kasetleriyle onu dinlerdik. Hem o ağlardı hem de biz ağlardık. Gene araplar ırkçılık yaparak Türkler’i sevmiyorlar sonucuna varmıştım. Nice sonra 15 Temmuz olunca bu mübareğin rüyası aklıma gelerek tüylerim diken diken oldu. Çünkü yıllar önce bir müslüman aldığı ilahi ilhamla onun gerçek yüzünü görerek Papazlara destek olan bir asa yani baston olarak görmüştü.”
Bu rüya beni de etkiledi. O kadar vecizdi ki.
Papaz canlı biriyken elindeki baston canlı ağaçtan alınan artık ölü bir maddeydi.
Yani bastonun iradesi yoktur. İtirazı yoktur. Sadece onu tutan elin ayakta durmasını sağlar. Çünkü o baston olmasa o tutan el ayakta durmaya mecali kalmadığından yıkılacaktır.
İşte Fethullah zavallısı da rabbimizin teşbihiyle yıkılmaya yüz tutan batıya bastonluk yapan bir nesneydi.
Arif Nihat Asya “Pirincin içindeki siyah taşlardan değil beyaz taşlardan korkun. Çünkü dişi onlar kırar” diyerek içimizdeki biz gibi görünen ama bizden olmayanlardan sakınmamızı öğütlerken bu gibi satılmışları anlatmak istemişti.
Kalın sağlıcakla....
YORUMLAR
Asa Musanin elinde olursa bir hukmu var, papazin asasi olsa olsa bu kadar ..
Derviş Baba
hem tebrik hem de teşekkür ederim