- 528 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
AĞAÇ KESME HAKKI
Böyle bir hak olur mu?
Yıllar önce belediyemiz yol çalışmalarında ağaçlara özen göstermemiş ve birçok ağaç onulmaz yaralar almış, sonuçta kuruması beklenmeden kökünden sökülmüştü. Şehrin ana caddelerinden ikisinde neredeyse şehrimizin si mgesi haline gelen atkestanesi ağaçlarının pek büyük bir kısmı bu şekilde ortadan kalktı. Yerleri boş kalmadı, öğrendiğimiz kadarıyla ithal edilen çınar ağaçlarının fidanları dikildi. Çok da pahalı olduğu söylenmişti o günlerde.
Ağaçlara reva görülen bu zulüm üzerine bir yetkili bulup sormak istedim. “Bu zulüm nedendir?” diye. Bir yetkili de buldum. Mümkün olduğunca kısa ve yumuşak bir tavırla sorumu yönelttiğimde karşımdaki yetkili ummadığım bir hırçınlık gösterdi. Bana ilk söylediği söz:” Sen benim ne kadar ağaç diktirdiğimi biliyor musun?” dedi.
Bu savunma bana o kadar anlamsız geldi ki. Bu yetkilinin ne kadar ağaç diktirdiğini gerçekten bilmiyordum. Çok ağaç diktirdiğini de sevindim. Ancak bu onun zaten işiydi. Ağaç diktirmeyi işi olduğu için yapmıştı sanırım. Yoksa bu kadar ağaç diken bir insan bu kadar kolay ağaçlara kıyamazdı.
Savunmanın en garip tarafı ağaç diktiren birinin ağaç kesmeyi kendisinde hak olarak görmesiydi. Bu nasıl bir mantıktı? Eğer böyle bir hak olsa sadece ağaçla kalmazdı her halde. Köprü yaptıran mühendisin gönlünce istediği köprüyü yıktırma hakkı gibi. Ya da birçok hayat kurtaran bir doktorun hastalarından bir kısmını öldürme hakkı gibi. En azından kasten olmasa da ihmal ile bir hastanın ölümüne yol açtığında buna hakkı olduğunu savunması ne kadar garip olurdu değil mi?
Elbette gerekli cevabı vermeye çalıştım, kavga çıkarmadan. Konuşmamız bu kadarla kalmadı tabii. Mazeretler de sıralandı.
Ağaçların kökleri yola zarar veriyormuş. Yaya yolunu ve asfaltı kabartıyor, bozuyormuş,
Ağaçlar büyüdüğü zaman, hırsızlar dallarından yararlanarak evlere, bürolara girip hırsızlık yapıyorlarmış.
Dallara konan kuşlar ağaçların altına park eden otomobilleri kirletiyorlarmış.
Bir de, burada kesilen dallar ve ağaçlar fakirlere dağıtıyormuş, kışın ısınmaları için.
Bu kadar mazereti sıraladıktan sonra beni ikna ettiğini sanıyordu herhalde. Ama ben yetkiliye bu sorunları sadece bizim kentimizde mi olduğunu sordum. O, çok büyük kentlerde de sizin yok etme taktiğinize göre mi sorunu çözmüşler, dedim.
Odadan çıkarken, bakın size çok daha geçerli bir yol göstereyim. Şehirdeki tüm ağaçları kesin. Böylece saydığınız tüm sorunlar biter. Hatta sonbaharda ağaçlar olmadığından dökülen yaprakları toplama sorunu da olmaz, dedim. Şunu da ekledim:
Bu kadar ağacı kestiğinizde nerede gölgelenirsiniz onu da bilemem. Manzara için, temiz hava için ne yaparsınız onu da siz düşünün.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.