- 754 Okunma
- 5 Yorum
- 4 Beğeni
KURTARAYIM DERKEN BEN BOĞULDUM
Aşı sırası benim yaş gurubuma geldi. Arıyorum 182’ yi dıt dıt dııt. Dıt dıt dııtt.
E-Nabız’a girdim. Soruyor da, soruyor. Şaşırdım ne yapacağımı. Oradan da alamadım randevuyu.
Aile hekimimi aradım.
“ Uğraşıyorum, randevu alamıyorum. Medet ya Hocam.”
Mütevazı, güler yüzlü genç bir Doktor Aile Hekimimiz. Bir kahkaha attı.
“Tamam, abi biraz da ben uğraşayım” dedi.
Aradan beş dakika geçmemişti ki telefonuma mesaj geldi.
12 ŞUBAT 2021 GÜNÜ SAAT 15.20 DE AŞINIZI OLABİLİRSİNİZ.
O gün o saatte gittim Sağlık Amirliğine. (Sağlık Amirliği de nereden çıktı. Biz Orduda iken Sağlık sorunlarımız olursa Sağlık Amirliğine giderdik. Dil alışkanlığı işte.)
Aile Hekimliği benim yaşlarda ki insanlarla dolu. Genç, güzel, güler yüzlü hemşire:
“Buyur amca sıra sende.”
Girdim içeri aşım yapıldı.
“Hadi kızım bekliyorum.”
“Neyi bekliyorsun amca?”
“Sıyırdım kolumu aşı yapacaktın ya.”
“Yaptım yaa…”
“Allah Allah ben niye hissetmedim ki”
Gülüşlerin en güzeliyle güldü hemşire. Sözlerim onu mutlu etmişti.
Sadaka hep parayla olmaz ki. İnsanları mutlu etmekte bir sadakadır.
Eve geldim. Düşünüyorum:
“ Şimdi normal günlerde sadece sabah 10’la 13 arası serbest. Uzun zamandır hafta sonları da yasak. Ne olur insafa gelin artık. İzin verin bize. Aşı dediniz, onu da olduk. Dışarı çıkalım. Güneşi, ağaçları, kuşları, dostları çiçekleri görelim.”
Daha önceleri yasaklar bu kadar sıkı değildi. En az haftada bir gün arkadaşlarla buluşur, eski günleri anar bazen güler, bazen hüzünlenirdik. Güncel sorunlarımızı paylaşır çareler arardık.
Yaşar diye bir arkadaşımız var bizim. Güler yüzlü, konuşkan esprili biri. Biz bir araya geldiğimizde garson bizlere ne içeceğimizi sorar, Yaşar’a sormadan Ona bira getirir. İlk iki birasını çabuk çabuk içtikten sonra sohbete girer sonra bira içmeye devam eder. Bir gün sordum:
“Yaşar bu içkiye nasıl alıştın sen?"
Durdu, düşündü, birasından üç iri yudum aldıktan sonra:
“Abi beni denize ittiler. Boğulmak üzere olan birini KURTARAYIM DERKEN BEN BOĞULDUM." Devam etti anlatmaya:
“Yeni evliyiz. Eşim - Yaşar biliyorsun babam neredeyse her gün içiyor. Ona yardımcı olsan. Onunla beraber sen de gitsen gittiği yerlere. İçkiyi bırakamasa da, hiç olmazsa azaltmasına yardımcı olursun. - Ben başladım kayınpederle takılmaya. Meyhanelere beraber gidiyoruz. Kayınpeder beni çok seviyor. Oralar söğüt gölgesi değil ki ben de mecburen onunla beraber içiyorum. Zamanla ben de alıştım içkiye, meyhane arkadaşlarım oldu. Bazen onlarla da buluşup içiyordum.
Aradan zaman geçti ilk çocuğumuz oldu. Hanımı hastaneden çıkardım. Kayınpederi aradım: - Hadi baba torununu kutlayalım-. Şıkça gittiğimiz meyhanede buluştuk. Gelen garsona: – Damada bir duble rakı, bana da bir maden suyu.- demesin mi..! Garson da şaşırdı bende. Bana döndü: Benden bu kadar damat, torun sahibi olarak bundan sonra bana içki içmek yakışmaz. -. Bileydim öyle bir karar alacağını bir iki sene daha torun işini geciktirirdik.
İyi insandı. Her ne kadar beraber içki içsek te. Kayınpeder damat mesafesini hep koruduk. Yıllar oldu vefat edeli. Allah rahmet eylesin.”
Yaşara çok takılırım ben:
“Yaşar bildiğimiz kadarıyla nişanlı bir kızın var. Hani diyorum ki…!”
Zeki insandır, anladı lafı nereye getireceğimi.
“Aynen abi. Büyüklerin yolundan gitmek lazım. Şu düğün yasağı kalksın. Düğünlerini hayırlısıyla bir yapalım. Ne yapacağımı biliyorum ben. Benim damat mutaassıp. Olsun bu konularda tecrübe sahibiyim. Gereğini yapmak benim için hiç de zor olmaz.”
Kahkahalarla ayrıldık o gün.
“Yaşar tahmin edebiliyorum. Senin boğazın iyiden iyiye kurumuştur. Bizler de gülmeyi unuttuk.
Elbet bir gün yine buluşuruz. Buna da Şükür…”
YORUMLAR
Hadi geçmiş olsun Abim.
Yalnız bu Yaşar'ı anlatınca aklıma eşimin arkadaşı Emin Abi geldi. O zamanlar yeni evli, çiçeği burnunda çifttik, çoluk çocuk yoktu. Bazı hafta sonu akşamları, arkadaşlarımızla Boğaz'ın ünlü müzikli restaurantlara giderdik.
Aramızda sadece bekar olan kişi, eşimin arkadaşı o çok sevdiğimiz Rahmetli ağabeyimizdi. Dünyayı gezmekten evlenmeye vakit bulamamıştı ama onun gözlerinde hep bir yaramaz çocuk görürdük.
Yine bir hafta sonu hep beraber güzel bir akşam yemeğinde öyle efkarlanmıştı ki Emin Abi, fırladı sahneye.
-Eyvah yandık. Dedi eşim.
-Çal kemancı ama yüksek olmasın.
Sahneye çıktı Emin Abi, bir başladı şarkı söylemeye olmaz böyle şey. Herkes ayakta alkışlamaya başladı. Sonra elini kalbine koyup eğilip selamını verdi geri geri indi sahneden.
Sonra yanımıza geldi.
-Bu kadar insan para yemesini biliyor da, biride bir dil bilmiyor ya. Hepsine küfrettim anlamadılar. Bir de ayakta alkışladılar yuh ya.
Saygılar Abim.
Bedri Tokul
Teşekkürler.
Ve Emin abinizin(Allah rahmet etsin) son cümleleri.
Çok mesaj var o cümlelerde...
Hep uğrarsın. Hiç bir yazımı yorumsuz bırakmazsın.
Ne iyi bir kardeşimsin sen?
Selam ve Saygılar Sevgili DAVİ
Bedri Tokul
Neden içildiği bilinmese de.
Selam ve Sevgiyle.
Bedri Tokul
Sağ olun.
Selam ve Saygılarımla...
Bedri abim yazın için tebrik ederim yine çok güzeldi lakin yaşarın durumu fena olmuş)))) herkes bıktı zaten içerde olmaktan açıkçası saçma sapan şeyler oluyor parti kongrelerine sınır yasak yok ama vatandaşa geldi mi pandemi yasakları var neyse fazla açilmayayım bende bogulurum şimdi
Bedri Tokul
Yeterince bunaldık.
Hele o çifte standartlar, ayırımlar da cabası.
Teşekkür eder, öperim gözlerinden.
Hahahaha işe bak ya. Tam dediğin gibi olmuş. Kayınpederini kurtarayım derken kendisinin alışması ne kadar ilginç.
Şimdi iki ihtimal var. Birincisi kayınpederini kurtarabilmek için o da yavaştan içkiye başlayım daha sonra kayınpederin hızında devam mı;
ikincisi o senin arkadaşın zaten içiyordu da kayınpederi ile birbirlerini kontrol altında tutsunlar, kaçak göçek olmasın diye yengenin uyanıklığı mı !!!???
Madem torun olunca bırakılıyor bir an önce torun olsun bari..
Haa bu arada koca herif;
4 tane torunu olanlara da duyurulur hahhahahhahahhhha
Kel'den öptüm.
Bedri Tokul
Yaşar öyle bir arkadaşımızdır ki, beş dakikada yirmi beş senaryo yazar.
O öyle anlattı, bizde inanmak zorunda kaldık.
O dört torunu olanı çok iyi tanırım:
"Niye içiyorsun?" dedim.
"Ben dört torun sahibi olmanın tadını böyle çıkarıyorum" dedi.
"Başka bir yolu yok mu?"
"Başka bir yol bilmiyorum ki "dedi.
Yapacak bir şey yok. O na da inanmak lazım.
Suat'ım canım Kardeşim,
Bunaldım ben, çok bunaldım.
Dışarı çıkmak arkadaşlarımla buluşmak istiyorum artık...
Öperim gözlerinden.