Şıktarak Aysel
İlkokulu bitirdikten sonra ekonomik yetersizlikten dolayı öğrenimine devam edememişti. Annesine ev işlerinde yardım eder, komşusunun kızı Buse ara sıra evcilik oynamak için geldiğinde birlikte vakit geçirirlerdi.
Aysel, en çokta Busenin uzun saçlarıyla oynamayı, taramayı saçını şekilden şekile sokmayı severdi. Bir keresinde amcasının oğlunun düğünü olduğunda kuaföre gitmişlerdi annesiyle. Kuaför, annesinin saçlarına fön çekip topuz yapmış ve daha önce hiç makyajlı görmediği annesini hayranlıkla seyretmiş meğerse benim annem ne güzel kadınmış diye içinden geçirmişti. Ben de büyüyünce kuaför olacağım ve bütün kadınları güzelleştireceğim diyordu. O gün dikkatle bütün yapılan saçları izlemiş içinde bu mesleğe karşı büyük bir aşk uyanmıştı. Dümdüz saçların bukle bukle olması, kıvırcık saçların düzleşmesi ya o sarı sarı boyalar ne kadar farklı kılıyordu kadınları. En güzeli de kuaförden ayrılan her kadının yüzü gülüyordu. "Evet "dedi Aysel. "Ben de mutlu edeceğim kadınları, herkesin yüzü gülecek bundan böyle".
Sonra annesine durumu açtı.
-Anne, ben kuaförde çalışmak istiyorum.
Annesi hiç değilse bir meslek öğrenir düşüncesiyle durumu eşine söylediğinde baba itiraz etti:
- Bir gün turnağu ojalı gelür, bir gün dudağu boyalu gelür, sonra yolun yolcusu oluverür. Olmaz izin vermiyorum!..
Üzülmüştü Aysel babadan izin alamayınca.
Dışarıya oynamak için çıktığında doğruca mahalle kuaförünün yolunu tutup, gizli gizli camdan içeriye bakardı. Görerek öğrendiklerini evde önce kendi saçlarına uygular arada annesine "saçlarını tarayım mı anne" derdi. Annesi "kızım, benim ahım gitmiş vahım kalmış topluyorum ben kendi saçlarımı, bir at kuyruğu bile çok bana" diyerek geçiştirirdi.
Ama olsundu. Aysel de bu azim varken çareler bitmezdi ki. Komşusunun kızı Buse ve onun upuzun saçları vardı. Onları örer tarardı hevesini alırdı. Geceleri uyuyamaz planlar yapardı. Busenin upuzun saçları rüyasına girerdi. Şekilden şekile sokardı onları, en sonunda kısacık yapardı. Uyandığında Buseyi rüyasında gördüğü gibi kısacık saçlarıyla hayal ederdi. Ve bu, hayalde kalmamalıydı. Hem bir gün annesi atkı ördüğünde püsküllerini ne de muntazam kesmişti.Eli yatkındı bu işe ki annesinden kocaman bir aferini de kapmıştı. Belki Busenin saçlarını da güzelce keserse, herkes ona "aferin" derdi. Babası da izin verirdi kuaförde çalışmasına.
Daha fazla bekleyemedi Aysel. Busenin evine gitti. Rüyasını anlattı ve ona kısa saçların çok yakıştığını... Buse istemiyordu saçlarının kesilmesini ama bir taraftan da çok merak ediyordu gerçekten Aysel in dediği gibi güzel olacak mıydı?
-Aysel tamam kesebilirsin saçlarımı ama ne olur çok kısa yapma.
Sevinç içinde makası kaptı Aysel. Önce uçlarından biraz kesti. Sonra biraz daha... Şöyle bir baktı, yamukluk vardı kesimde. Düzeltmek için biraz daha kesti. Düzeltemedi, biraz daha kesti.
Bu işte bir yanlışlık vardı. Hiç rüyasında gördüğü gibi olmuyordu Busenin saçları.
O arada Busenin annesi içeri girdi.Büyük bir kızgınlıkla kızları azarladı. Busenin saçlarını düzeltmeye çalışıyordu bir taraftan da..
Aysel ise elinden makası alındığı için çok üzgündü. Tek kelime etmeden çıktı oradan.
...
Birkaç yıl sonra oturdukları evin kirasını ödeyemeyince, ailecek babaannesinin yanına taşındılar. Ayselin bu meslek aşkı hiç bitmedi. Babaannesinin de saçlarını tarayıp boyamaya kalkışınca, artık babaanne dizginleri eline alıp Aysel’i belediyenin kuaför kursuna yolladı. Aysel kursu büyük bir başarıyla tamamlayıp çıraklık sertifikasını aldı. Daha sonra zaman içinde kalfalık ve ustalık belgesini.
....
Şimdi bir güzellik salonu işletiyor Aysel.
Bir elinde çocukluğundan beri sıkıca tutup hiç bırakmadığı hayalleri, bir elinde şık tarağı uluslararası düzenlenen bir yarışmaya katılmak için hazırlanıyor.
EbRuAsya//
YORUMLAR
Başarının yarısı inanmaktır.
Bir şeyi yapacağımıza gerçekten inandığımızda, aslında en önemli adımı atmış oluruz. İnandığımız zaman, daha da azimle hareket ederiz.( Alıntı )
Azminli Ayselin zaferi işte inşallah tüm kızlarımız böyle azimli ve kararlı olur
Cok güzeldi canim
Tesekkürler bu güzel yazı için
Sevgilerimle