- 372 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
Bir kimsesiz kadın
BİR KİMSESİZ KADIN
Bir iş çıkışı saat sekiz civarlarında iş arkadaşlarıyla günün yorgunluğunu atmak için bir çay molası vermek için Sultanahmet’in otantik kafelerinden birine doğru yol aldık.
Ama maalesef tüm masalar doluydu...
Mecburen farklı bir cafeye de uğradık ama hafta sonu yoğunluğuna turist kafilelerinin de rezarvasyonu eklenince boş bir masa bulmak çok zordu.
Arkadaşlarım yeni bir kafeye daha boş masa bulmak için içeri girerlerken bende arabanın içinde park yeri sorunu olacagından inmeyip arabayı bekledim.Hava biraz soğuktu.
Sonbaharın son demi kışın başlangıc zamanıydı.Arabanın içinde otururken karanlıkta bir gölge gördüm ne yalan söyleyeyim biraz da ürktüm ne olur olmaz diye hemen arabanın kilidine basarak arabayı kilitledim..Bir taraftan da o gölgeye bakıyordum hayvan mı yoksa insan mıydı bu gölge diye.
Sultanahmet’te ki bu eski tarihi yapının zamanla kurumuş hayrat çesmesinin gölgesinde elli küsur yaşlarında üstü başı karalarda kat kat hırpani kıyafetler içinde saçı başı birbirine karışmış kadın mı erkek mi zor ayırt edilen birinin gölgesiydi bu karanlıktaki suret..
Uzun uzun baktım sonra farkettim ki bu bir kadındı. Bu kadın eğilmiş çeşmenin oluğunun altına bir şeyler seriyordu. Bende o kadını izleyerek gecenin bir vakti orada ne işi olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Olur ya belkide buralara bir yerlere uyuşturucu falan saklıyordu.
Baktım ki o çeşmenin daracık alanına bir battaniye serdi o zaman anladım ki o kadın bu hizbe yere sığınmıştı.
Biraz merakla biraz da ürkerek yanına gittim kadın beni görünce irkildi.
_"Selamün aleyküm abla korkma benden sana zarar gelmez" dedim.
Ürkek gözleriyle kocaman bana bakınca yine içimi bir ürperdi aldı.Ama içimde ki merak duygusuyla elimdeki pet şişedeki suyu uzattım;
_Su ister misin abla dedim.Aldı elimden suyu hepsini dikti kafasına belli ki çok susamıştı.
_Abla kimin kimsen yok mu senin ? dedim.
Cevap vermedi sonra tekrar bir cesaretle sordum ;
_ Abla ya kadın başına burada tek başına sen ne yapıyorsun?
Korkmuyor musun, istersen polisi arayayım gelsin olmaz mı?
Aniden bana kızarak ;
_Polis yok polis yok sevmiyorum ben polis diyerek üstüme yürüdü. O’nu sakinlestirmem gerekliydi. Yoksa akıllımı delimi olduğu belli olmayan bu kadın bana zarar verebilirdi.
_Tamam tamam polis yok bak telefonu koydum çantama dedim.
Yanına yaklaştım hafif bir tebessümle;
_Yokmu senin kimsen?
_"Vardı vardı gittiler kuş olup uçtular"dedi.
İçimden Allah dedim heralde bu kadının kafa gitmiş ama yinede içimde ki merakla;
_Abla nere uçtular dedim onun dilinden.
_Cehenneme dedi.Bıraktılar analarını sokağa sonra kuş olup uçup gittiler cehenneme dedi.
Üzüldüm anladım ki bu kadına evlatları sahip çıkmamış o’da sokaklarda sahipsizlikten " yaşaya yaşaya" akıl melaikelerini yitirmişti.
O’nunla konuşurken arkadaşlarım yanımıza geldi.
_"Hayırdır kim ki bu abla ?" dediler...
_Kimsesiz garibin biri dedim.
İçeriden gelen görevlinin biri;
_Abla "elleşme kimseye zararı yok o garibin" orada yatar onun evide barkıda burası olmuş artık bizde akşamları artan yemeklerden ona veririz.
Şimdi sen polisi arayıp onu yerinden etme.Onun evlatlarını sizler gibi bizde merak edip arayıp bulduk ama evlatları hiç ilgilenmediler. Onu kaç kez kimsesizler evine götürmüş polisler oda daralmış oradan defalarca kaçmış yani anlıyacağınız alışmış sokaklara siz en iyisi onu kendi haline bırakın gidin dedi görevli.
Arkadaşlarla kalakaldık öylece hepimizin boğazına koca bir yumruk oturmuştu.Ne yapacağımızı,ne düşüneceğimizi o an hiç birimiz bilemedik.
Sonra kendi kendimize en iyisi herkesin elinde ne varsaonu ortaya koysun bir günlük bile olsa otele götürelim teyzeyi rahat uyusun yıkansın paklansın nefes alsın dedik.
Cebinizdeki paraları birlestirdik o teyzenin önce bir corbacıda karnını doyurduk sonra da otele götürüp otel parasını ödedik artanıyla da kadının cebine koyduk.
Hepimiz suskunlasmış çay içecek halimiz cebimizde paramız da kalmamıştı ..O kadının o garip hali gözlerimizin önünden hiç gitmiyordu. İçimiz acımıştı.
Saçma sapan şeylerden meğer ne çok dertleniyormuşuz oysa şükredecek ne çok şeyimiz varmış.
Gözlerimiz de iki damla yaşla evlerimize dönünce haliyle bu durumdan etkilenerek sevdiklerimize sımsıkı sarıldık.
Arada yine uğrarız o teyzenin yanına üç beş kuruş para verir eline bir kaçta kıyafet bırakırız . Elimizden daha iyi başka bir şeyde pek gelmez işte hele de o teyze çaresizlikten orayı mesken bellemişken..
Zor hayatlardan bir örnekte işte o kadının hayatıydı...
"Bir ana dokuz çocuğa bakar da dokuz çocuk bir anaya bakamaz" sözü ne doğruydu.
Ne garip anasına babasına sahip çıkmayıp sokağa atanlar şu dünyada sanki hiç yaşlanmıyacak gibi yaşar dururlar da bir gün onlarında başına bunların gelebilecegini hiç hesaba katmazlar.
Diyecek çok şey varda ne diyelim kısaca herşeyin hayırlısı işte..!
Nevin Aktekin Gülfırat