Şu sobayı yakayım. Ayağı üşütmediğim sürece sıkıntı yoktur. Ve an itibariyle sobayı yaktım ayağımı ısıtıyorum.

Bugün akşam Karakuş’uma yiyecek mama vermek için eski mahalleye gittim. Varınca "Karakuş’um gel" diye dört beş defa çağırdım ama gelmedi. Acaba araba falan mı çarptı diye yolları ve yol kenarlarını gezip kontrol ettim. Etrafta ölüsünü göremedim; bu durumda ya bir yerde yada sevgilisinin yanına gitti; yarın ortaya çıkar.

Belimde bir ağrı vardı, bel fıtığı oldum belkide diyordum ama olmamışım. Bir kas gevşetici hap attım iki de kazak giydim ağrı diye bir şey kalmadı. Yevmiyeye gitmiştim belki belim orda incinmiştir demiştim ama incinmemiş; herhalde üşütmeden oldu. Kendime sıkı sıkı bakacağım.

Bazen bana yaklaşan kızlar oluyor kriterlerime uymayan vede bana hitap etmeyen. Mesela bazısı sigara içiyor. Nolmuş sigara içtiğinde diyorlar. Sanki ben alıcı gözüyle bakmışım gibi. Sende alıcı gözüyle bak diyorlar. Benim tecrübem var. Alıcı gözüyle de bakmam hiç bir gözle de bakmam.

Sigara demişken aklıma bir anım geliyor. Bir tanıdığım abi vardı, sigara alacak parası olmayan evli bir kadına kendi cebinden parasını ödeyip sigarasını alıveriyordu. Kadın bu abiyle kocasını zannımca aldatıyordu. Günahları boynuna; bilmiyorum ama konuşmaları hâl ve hareketleri sevgili izlenimi veriyordu.

İşte bu nedenle sigara içen bir kıza yaklaşmam. Ben evleneceğim kızın sigara masrafını karşılayamam. Kız zengin olsa bile, sigara içiyorsa kesinlikle kabul etmem. Hayatta kötü günler diye de bir şeyler var; kendimi boynuzlattırıp da millete arkamdan boynuzlu dedirtmem. Ya doğru evlilik yaparım yada bekar yaşamaya devam ederim.

Yakuphan Kılınç