- 397 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞ 65
“Soy kırımı” olur da “Yaş kırımı” olmaz mı? Corona-salgınına bir yıldan beri dayanan yaşlılara uygulanan uzun kısıtlama, yavaş yavaş "yaş kırımına!" dönüşüyor.
Hani yıl dönümleri vardır, kutlanır; doğum yıl dönümü, evlenme yıl dönümü gibi. Güleriz, eğleniriz böyle günlerde. Bir de ölüm yıl dönümleri vardır; ağlanır, acılar paylaşılır. Yaşamda ağlanacak günler de olur gülecek günler de…
Ama biz “65’leriz!" Bizim yıl dönümümüz başka... Şu “Hayat eve sığar” deyip dört duvar arasına sıkıştırılan, bir yıldan beri gün yüzünden yoksun bırakılan “65 yaş”tan söz ediyorum size. Mart 2020’de kapatılmıştık evlerimize. Mart 2021 yıl dönümümüz; ağlasak mı gülsek mi!.. Mahkûm olsak arada bir gardiyan gelir mazgal deliğinden bakıp sorardı, tutsak olsak bir tas çorba veren olurdu. Unutulduk ey halkım, görüyor musun? Bir yıl oldu tutsaklığımıza(!) Özlemler büyüyor içimizde; evlat özlemi, torun özlemi, eş dost, arkadaş özlemi... Ağlasak olmuyor, gülsek olmuyor.
Hani, düğünde bayramda elini öptüğünüz, başınız sıkıştığında koşup kapısını çaldığımız; yemeyip yediren, giymeyip giydiren 65 yaşlar var ya onlardan söz ediyorum size; evin temel taşı, ailenin, ocağın direği insanlardan…
Mart 2020’de başlamıştı kâbuslu günlerimiz. Mahkûmiyet ve mahrumiyetimizin 1. Yılındayız. Arada bir “Nasılsın” diye soruyor dostlar. İçimden, “suçlu gibiyim, mahkûm gibiyim, cezalı gibiyim, sakıncalı gibiyim, vebalı gibiyim, zavallı gibiyim” demek geliyor ama serde dik durmak var işte, diyemiyorum. Bana güvenen, beni “dağ gibi” görenlerim var geride. “Dağ gibiyim!” diyorum; biliyorum kendi kendimi aldattığımı.
Bizler 65 yaşında doğmadık anamızdan. Biz de çocuk olduk, oyunlar oynadık sokaklarda. Her sabah sınıfa girince kara tahtanın üstünden yüzümüze gülerdi Atatürk. Bizler de genç olduk; ıslık çaldık, volta attık caddelerde, sevdik-sevildik. Bu ülkenin dağında taşında izimiz, toprağında alın terimiz vardır. Ne 12 Eylül’ün panzerine boyun eğdik ne de Fethullah’ın sofrasından beslendik. Onurumuzla yaşadık bugüne dek; yaşamın son deminde de böyle veda etmek isteriz dünyamıza. "Altmış beş yaş ve üstü" diyerek dilinize sakız ettiğiniz bu insanlar bu değirmenin üst taşıdır, unutma!..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.