- 520 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MİSLİ VE KATI KADAR
MİSLİ VE KATI KADAR
Sözcüklerin kullanımında söz birliği yapılması şart demiştim. Ben burada ukalalık yapmak istemiyorum. Ancak, Türkçe hepimizin ortaklığı olduğu için söylenenle anlaşılanın aynı olması gerekiyor. Bu durumda elbette bu iş, eğitim işidir ancak bu eğitim sadece okulların ve öğretmenlerin işi de değildir.
Katı
Günlük hayatta kullandığımız bu sözcük genellikle dikkat edilmeden kullandığımız bir sözcük gibi geldi bana. Konuşmalarımızda bir malın fiyatını arttığını “katı” ile söylediğimiz olur. Yüz liraya satılan bir ürünün fiyatının bir katı artmış diye ifade edilmesi doğru değil bence. Bir katı fiyat artmaz, iki katı artar, o da iki yüz lira olur.
Misli
Misli de öyle, bir misli veya misli misline derken, yine misli ile karşılık verildi derken çoğalma yok aslında. Misli ile karşılık vermek aynı ölçüde karşılık vermektir. İki misli denildiği zaman sözcük tam anlamına kavuşuyor.
Akşam ve gece
Ne yazık ki burada da sıkıntı var. Akşam ne zaman başlar, gece hangi saatler arasıdır? Saat 23’te birbirinden ayrılan insanlar iyi geceler mi, iyi akşamlar mı demelidir?
Araştırdığımda karşıma çıkanı size anlatmak istiyorum.
Öncelikle akşamın ne zaman başladığı konusunda rivayetler çok. Bunlardan anladığım kadarı, güneş batımından bir saat öncesinden batımdan bir saat sonrası, yanı iki saatlik süre akşam, gün batımından bir saat sonrası ile sabah ortalığın aydınlanmaya başladığı ilk an arası gecedir. Dilimizde “saat 24.00” için gece yarısı denmesi de bu fikri doğrulamaktadır.
Hoşça kal- gülü güle
Bu sözcükleri aslında yazmak istemezdim. Çoğunlukla doğru kullanılır. Ancak son zamanlarda bana mı öyle denk geldi bilmiyorum, dizi filmlerde ters kullanım gördüm. Kalan gidene ‘hoşça kal” diyor.
Düşünüyorum
Gerçek yerinde kullanılmayan sözcüklerdin biri de “düşünüyorum.” Sanıyorum, kanaatindeyim, tahmin ediyorum, eminim, planlıyorum ... gibi birçok kelime yerine “düşünüyorum” deyip çıkıyoruz.
Sen neyin kafasını yaşıyorsun?
Biliyorum dil canlı bir varlıktır. Her zaman gelişmeye, büyümeye açıktır. Ancak öyle deyimler üretiyoruz ki çok zengin deyim hazinemizi bırakıp insanların algılamasının daha zor olduğu yeni deyimler yapıyoruz. “Sen neyin kafasını yaşıyorsun” un karşılığı dilimizde “Sen hangi akla kulluk ediyorsun” vardı.
Öksüz- yetim
Öksüz, annesiz; yetim de babasız anlamına gelir. İkisi de yoksa bu durum tek kelime ile karşılanamıyor dilimizdi. Biz, hem öksüz, hem yetim diyoruz.
Küsmek, darılmak, gücenmek, kırılmak da eş anlamlı sözcükler değil aslında. Böyle sözcüklere yakın anlamlı deniyor. Küçük de olsa farklar var anlamlarında. Mesela küsmek çocuksudur, darılmak büyükler arasında ve özellikle de yakın arkadaşlar arasında kullanılır. Darılan insan bir müddet konuşmaz ama kırılan insan kırgın da olsa konuşur kırıldığı insana yönelik olarak.
(Aklıma geldikçe devam edeceğim anlamlar konusuna. Ben de yanlış saptamalarda bulunmuş olabilirim. Eğer ekleyeceğiniz ya da kabul etmediğiniz bir şey yazmışsam lütfen doğrusunu yazın. Okuyan insanlar da yararlansın)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.