Düz Duvar 7
Yine ve yeniden merhaba erenler, Hu...
Durduk yerde aklınıza ne gelir bilmiyorum; benim, insanlar neden dua ediyor sorusu geldi. Öncelikle bizim kültürümüzü saran dini düşüncelerden başlayayım dedim, Yahudiler nasıl dua ediyor, sonra dedim Hristiyanların duaları, İslamdan da Kenşül Arş duasını aldım... Aslında devam etmeyecekken; Hindunizm inançları, duaları ve büyülerinden, İskandinavyada Asutru’ya, az çok bildiğimiz On İkiimamcılıktan, Mütezileye, dünyanın diğer uçundaki İnkalara kadar bir derleme yaptım.
Buraya kadar okuduysanız gerisini okumaya gerek yok.. Lakin Hindu büyü metinleri enteresan olabilir, elbette İslamdaki ilk çelişkileri ve diğer kültürlerle tanışmaları sonucu çıkan Mütezile’yi merak edebilirsiniz, Şamanların taktıkları sembollerin anlamlarından, tasavvufda anlatılan bir çok şeyin hindunizme de olduğunu görürsünüz, yaratılış ve öte dünya anlatılarından....vb vb
Her bir bölümü üç-3- yıldızla ayırdım. sakin kafayla okuyun, her bölüm birbirinden farklı çünkü...
Kaynakları da en altta verdim, farenizin sağına tıklayıp ilgili site ve sitelere ulaşabilirsiniz..
Buraya kadar okuduysanız, devamını okumanıza gerek aslında..
Birbirine emanet güzel insanlar..
Eksik olmayın..
1-2-3
"Allah’ım iyi bir uykudan uyanıp büyümeme ve yaşamı öğrenmeme yardım ettiğin için sana teşekkür ederim." 1
"Dinle İsrail, Adonay Allah’ımızdır, Adonay tektir." 2
"Allah’ı (Tanrı) tüm kalbimizle, tüm gücümüzle, ve tüm varlığımızla seveceğiz. Bugün ve yarın, evde ve uzakta, sabahları ve akşamları, Allah’ımızın kelimeleri bize hep doğru yolu gösterecek." 3
***
4-5-6-
Göklerdeki Pederimiz, Adın yüceltilsin, Hükümdarlığın gelsin, Göklerde olduğu gibi, Yeryüzünde de senin istediğin olsun, Günlük ekmeğimizi bugün de bize ver, Bize kötülük edenleri bağışladığımız gibi, Sen de bağışla suçlarımızı, Bizi günah işlemekten koru ve kötülükten kurtar.
Çünkü hükümdarlık, kudret ve yücelik ebediyen senindir. Amin. 4
***
Bir Allah’a her şeye gücü yeter Peder’e, gök ile yeryüzünü yaradana ve İsa Mesih’e, onun biricik Oğluna, bizim efendimize. Aziz Ruhtan ten alarak, bakire Meryem’den doğduğuna, Pontuslu Pilatus zamanında azap çektiğine,
Haça gerilerek ölüp gömüldüğüne, Limbos’a indiğine, üçüncü gün ölülerden dirildiğine, göğe çıktığına, gücü herşeye yeter. Peder Allah’ın sağında oturduğuna, oradan gelip dirilerle ölüleri yargılayacağına, inanırım.
Aziz Ruh’un varlığına, Kutsal Katolik Kiliseye,(*) Azizlerin birliğine, günahların bağışlanmasına, tenin dirilmesine ve sonsuz hayata. Amin. 5
***
Rab, beni kendi barışın için, alet olarak kullan. Nefret olan yerde, ben seveyim. Hakaret edildiğinde, af edeyim. Geçimsizliğin olduğu yerde, aracılık yapayım. Yanılgı olan yerde, gerçeği söyliyeyim. Şüphe olan yere ,inanç getireyim. Umutsuzluğun olduğu yerde, ümit vereyim. Karanlığın hakim olduğu yerde, sevgi ateşini yakayım. Ruhsal acıların olduğu yere, sevinç getireyim. Beni teselli etmeseler de, ben teselli edeyim. Beni anlamasalar da, ben onları anlayayım. Beni sevmeseler de, ben onları seveyim. Çünkü, kim kendini verirse, karşılığını alır. Kendini unutan, çok şeyler kazanır. Başkasını afeden, afedilir, ve öldüğünde, sonsuz hayata kavuşur.6
***
7
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
Melik (kral), Hakk, Mübin Allah’tan başka ilah yoktur. Hakem, Adl ve Metin Allah’tan başka ilah yoktur. Bizim ve eski atalarımızın Rabbidir. Senden başka İlah yoktur. Sen arınıksındır. Ben zalimlerden oldum. Allah’tan başka ilah yoktur. Onun ortağı yoktur. Yönetim onundur. Övgüler onun içindir. Diriltir ve öldürür. O diridir ve ebediyen ölmez. Hayır onun kontrolündedir, dönüş onadır. Ve O her şeye gücü yetendir. Ve onunla yardım isteriz. İyilik yapmaya, kötülükten kaçmaya güç kuvvet sadece yüce ve her şeyi bilen Allah’tandır.
Nimetlere şükür olarak, ondan başka ilah yoktur. Rabblığının ikrarı olarak, ondan başka ilah yoktur. Yüceliğini arındırmak için, Allah noksanlıklardan arınıktır.
Ey Allahım! Ya Rabbi!
“Cebrail’in (a.s.) kanadında yazılı ismin hürmetine,
Mikail’in (a.s.) kanadı üzerinde yazılı ismin hürmetine,
İsrafil’in (a.s.) alnında yazılı ismin hürmetine,
Azrail’in (a.s.) avucunda yazılı ismin hürmetine, ve senin verdiğin Münker ve Nekir ismi hürmetine,
ve kullarının sendeki sırları hürmetine,
İslam’ı kendisiyle tamamladığın ismin hürmetine,
ve Adem’in (a.s.) senden öğrenip cennetten indirildiği zaman kendisiyle sana seslendiği ve senin de kabul ettiğin ismin hürmetine,
Şit’in (a.s.) sana seslendiği ismin hürmetine,
arşı taşıyan melekleri kendisyle güçlendirdiğin ismin hürmetine,
Tevrat’ta, İncil’de, Zebur’da ve Furkan’da yazılı ismin hürmetine,
kullarına rahmetini sonsuza kadar ulaştırdığın ismin hürmetine, sözlerin tamamı hürmetine,
İbrahim (a.s.) ateşe atıldığında hangi isminle sana seslendi de ateş soğuk ve selamet olduysa işte o ismin hürmetine,
İsmail (a.s.) kesilirken hangi isminle seslendi de onu kesilmekten kurtardıysan işte o ismin hürmetine,
İshak (a.s.) hangi isminle sana yalvardı da sen onun ihtiyaçlarını karşıladıysan işte o ismin hürmetine,
Hud (a.s.) hangi isminle sana seslendiyse işte o ismin hürmetine,
Yakup (a.s.) sana hangi isminle dua etti de sen onun gözlerini ve çocuklarını ona geri verdiysen işte o ismin hürmetine,
Davut (a.s.) hangi isminle sana seslendi de sen onu yeryüzüne halife yaptıysan ve demiri onun elinde yumuşattıysan işte o ismin hürmetine,
Süleyman (a.s.) hangi isminle sana dua etti de sen onu yeryüzüne kral yaptıysan işte o ismin hürmetine,
Eyüp (a.s.) hangi isminle sana seslendi de sen onu içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtardıysan işte o ismin hürmetine,
Meryem oğlu İsa (a.s.) hangi isminle sana seslenip de onunla ölüyü dirilttiysen işte o ismin hürmetine,
Musa (a.s.) hangi isminle sana seslendi de sen ona Tur’da hitap ettiysen işte o ismin hürmetine,
Firavun’un karısı Asiye (a.s.) sana hangi isminle seslendi de sen onu Cennette rızıklandırdıysan işte o ismin hürmetine,
İsrailoğulları sana hangi isminle seslendiler de denizi geçirdiysen işte o ismin hürmetine,
Hızır (a.s.) hangi isminle seslendi de onu suda yürüttüysen işte o ismin hürmetine,
Muhammed (s.a.v.) sana mağarada hangi isminle seslendi de sen onu kurtardıysan işte o ismin hürmetine”
senden istiyorum. Hiç şüphesiz sen cömertsin, büyüksün. Bize Allah yeter. O ne güzel vekildir. İyilik yapmaya da kötülükten kaçmaya da güç kuvvet sadece yüce ve büyük Allah’tandır. Allah, Efendimiz Muhammed’e (s.a.v.), ailesine ve arkadaşlarına destek versin, güvenliklerini sağlasın. Amin. 7
***
8-9-10-11
Önce ne varlık vardı ne de yokluk, ne hava vardı ne de ötedeki gökyüzü, neydi onu saran? Neredeydi? Kimin himayesindeydi?
Orada mıydı, derinliklerine ulaşılamaz engin Umman? Ölüm de yoktu o zaman, ölümsüzlük de. Geceye ya da gündüze ait olan herhangi bir belirti yoktu, Tek olan soluk olmadan soluyordu kendi iç gücüyle, bundan başka da hiçbir şey yoktu.
Karanlık vardı, her şeyi saran bir karanlık, ve her şey ayrışmamış haldeki Ummandı o zaman, boşluğun sakladığı o, gayrete geldi ve var oldu.
Başlangıçta ilahi aşk meydana geldi, Gönül’ün ilksel tohum hücresini oluşturdu, Rişiler gönüllerinde araştırma yaparak keşfettiler varlığın yokluktaki bağlantısını.
Belli belirsiz bir çizgi varlığı gayri varlıktan kesip ayırdı..." (Rig-Veda 10:129) 8
***
II,12:13
Yer ve Gök bile onun önünde eğilir,
Onun hiddetinden dağlar bile korkar,
Elinde şimşeği olan bir soma içicisidir,
Elinde vacrası vardır, ey insanlar, O İndra’dır!
VII,71:2
Ey Aşvinler, arabanızla zenginlik getirerek,
Buraya, dindar ölümlünün yardımına gelin.
Bizi, bitkinlik ve hastalıktan koruyun,
Gece-gündüz bizi kollayın ey bal aşıkları!
VIII,48:6
Sürtünmeyle çıkan ateş gibi yak beni,
Bizi aydınlat, daha çok zengin et,
Senin sarhoşluğunla kendimi zengin hissederim,
Ey Soma, mutluluk için gel, bize katıl!
VII,87:1-2
Varuna güneşten bir yol ayırdı ve
Akıttı suyunu onun önünde,
Yarışta gibi kısraklar, düzen içinde koştular,
Senin soluğun olan rüzgar,
Kırda yiyecek arayan vahşi hayvan gibi çınlar!
VI,69:1
Ey İndra-Vishnu, işimin tamamlanması için
Size yiyecek ve kutsal şeyler sunuyorum;
Kurbanımızı kabul edin,
Bizi engelsiz yollardan götürerek, zenginlik verin! 9
***
Vücuttaki kurtları yoketmek için söylenen büyülü sözlere örnek (V,23:2-13):
Bu vücuttaki kurtları öldür! Ey hazineler sahibi İndra!
Bütün kötü güçleri benim lanetimle öldürl
O gözlerde dolaşan, dişlerin arasına giren kurdu ezelim.
İkisi renkli, ikisi değişik renkli; ikisi kara, ikisi kırmızı; biri kahverengi, biri kahverengi kulaklı, biri akbaba gibi, biri guguk kuşu gibi, bunları öldürelim.
Beyaz omuzlu kurtları, beyaz kollu siyah kurtları, alacalı bulacalı kurtları hep ezelim öldürelim.
Kurtların kralını öldür, kurtların valisini de öldür.
Öldür kurdu öldür; anasını da, kardeşini de bacısını da...
Onlarla birlik olanlar ve komşuları da öldürülmeli; bütün ince kurtçuklar da öldürülmeli.
Bütün erkek kurtların, bütün dişi kurtların taşla kafalarını yararım; ateşle onların yüzlerini yakarım.
Aşk için bir kadının sevdiğine büyüsü (VI,130-138);
Kudurt onu, Ey Marutlar, kudurt onu Ey Hava,
Ey Agni kudurt onu, kudurt; benim aşkımdan erisin bitsin.
Kırık kemiklerin düzelmesi için kullanılan büyülü sözlere örnek (IV,12):
İlikle ilik birleşsin, kemiğin kemiğinle
Etinden ve kemiginden ne eksildiyse yerine gelsin
İlik ilikle kaynaşsın, deri deriyle kaynaşsın
Kanın ve kemiğin güçlensin, etin etinle güçlensin
Tüylerin tüylerinle, derin derinle birleşsin
Kanın ve kemiğin güçlensin; Ey Bitki, kırık parçaları birleştir.
Öksürük için büyülü sözlere örnek (VI,105)
Ruhun, ruhun istekleriyle hızla uzaklara uçması gibi,
Sen de, ey öksürük, öyle uç git! 1
Ucu sivri süratli okların uzağa uçması gibi,
Sen de, ey öksürük, uzaklara doğru uç git 2
Güneşin ışınlarının uzaklara gitmesi gibi,
Sen de, ey öksürük, deniz sularının ötesine uç git! 10
***
"Bu Atman benim kalbinin derinliklerindedir ve bir pirinç veya arpa tanesi ya da hardal çekirdeği kadar küçüktür... Kalbimin derinliklerindeki bu Atman dünyadan, gökyüzünden, göklerden ve bütün dünyalardan daha büyüktür. Bütün hareketler, istekler, korkular, tatlar ondadır, kendi içini kapsayan her şeyi tutan odur; o konuşmaz, hiçbir şeyi dert etmez; bu kalbimin derinliklerindeki Atman, Brahman’dır. Bu yaşamdan ayrıldığım zaman onunla birleşeceğim." Çandogya Upanişad
"Brahman her şeydir. Evrende var olan bütün görüntüler, arzular, duyular Tanrı’dan zuhur ederler. Tanrı’yı tanımak için, kişinin kendisi ile kalbinin derinliklerinde gizli bulunan Tanrı’nin aynı Varlık oldugunu idrak etmesi gerekir. Kişi, ancak bu şekilde ölümden kurtulur." Çandogya Upanişad
"İnsan hayatı soluk düşünce, duyular ve hareketlerden ibaret bir varlıktır. Bu unsurlar, Atman’dan dolayı meydana gelirler ve eninde sonunda bir akarsuyun denize karıştığı zaman kaybolması gibi, Brahman’a karışarak ortadan kaybolurlar." Prasna Upanişad
"Bütün bu evren Brahman’dır. Her şey O’ndan çıkar, ondan kaynaklanır. Her şey O’nda erir, O’nda çözülür, O’nda yok olur. Ve her şey O ile devamlılığını sürdürür..." Çandogya Upanişad
"Brahman en üstün olandır, bütün duyuların ve düşüncelerin ötesindedir... Brahman her insanın yüreğindedir." Çandogya Upanişad
Upanişadlara göre her şeyin özünde Atman vardır. Bir Hindu Rişisi bu konuyu öğrencisine etkili bir örnekle anlatır:
"Hiçbir şey yok ki O özden gelmemiş olsun. Her şeyin içinde bu öz varlıktan vardır, o gerçektir. O, her şeyin özüdür. Sen de O’sun Svetekatu. Atman bir ağaç dalını bırakacak olursa o dal ölür, tüm ağacı bırakırsa tüm ağaç ölür.Atman bedeni terkettiğinde beden ölür, ama o öz Atman ölmez." 11
***
12
Bir diğer temel kavram “wu-wei”dir. Sözlük anlamı “hiçbir şey yapmama, eylemsizlik” olan wu wei, eşyanın gerçek bilgisine ulaştığı için arzularının esiri olmaktan kurtulmuş Taocu azizin durumunu veya onun eyleme yönelme tarzını ifade eder. Bu kişi büyük bir sükûnet içindedir ve işin gereğine uygun davranır. Bu sebeple hayal kırıklığı ve hüzün yaşamaz, hatta zorluklarla karşılaştığında bile telaşa kapılmaz, gereksiz eylemlere girişmez. Lao-tzu azizin sakin ve dingin halini suya benzetir. Su yeryüzündeki en yumuşak ve içine girdiği kabın şeklini alan bir maddedir. Buna rağmen en sert taşa nüfuz edebilir ve onu sürükleyebilir. Eylem ve davranışlarını Tao’ya uygun hale getirenler de böyledir. Zhuangzi ise bu durumu işinin ehli olan ve bundan dolayı bıçağı hiçbir zaman körelmeyen bir kasaba benzetir. Kasap elindeki karkasın kemik yapısını iyi bildiğinden eti kemikten ayırırken gereksiz hareketler yaparak bıçağının körelmesine yol açmaz; elinin hareketini eklem yerlerine göre ayarladığından işini kolayca yapar. Dolayısıyla wu-wei, işi oluruna bırakma veya zor kullanmadan kolayca başarabilme ya da işin doğasına uygun davranma yöntemi şeklinde anlaşılmalıdır. 12
***
13
Laedriyye hakkındaki açıklama ve eleştiriler, Adudüddin el-ici ve onun ünlü şarihi Seyyid Şerif el-Cürcani’nin eserlerinde artık oturmuş şekilleriyle yer almaktadır. Cürcani’nin açıklamalarına göre Sufestaiyye hem aklın a priori bilgilerini (bedihiyyat) hem de duyu algılarını inkar eden bir akımdır. Bu akım laedriyye, inadiyye ve indiyye olarak anılan üç gruptan oluşmaktadır. Laedriyye duraksama (tevakkuf) tutumunu benimseyen gruptur. Laedriyyeye göre duyu ve akılla elde edilen algıların gerçeklik hakkında bilgi sağladığı yolundaki fikirler duyumcu ve akılcı akımlarca karşılıklı olarak geçersiz kılındığına göre bir yargıya varmak için akıl ve duyular dışında başka bir yargı gücüne başvurmak gerekmektedir. Fakat bunun için nazari araştırmadan başka bir yol yoktur. Nazari bilgi de zorunlu bilgiler gibi akli kavrayışın bir parçasından ibarettir. Eğer nazari yolla ulaşılan yargı doğru kabul edilecekse bu bir döngüye (devr) yol açacaktır. Dolayısıyla bu mesele karşısında susup agnostik kalmak icap eder. Cürcani’nin laedriyyeye verdiği cevap şudur: Eğer kendileri bu görüş ve tutumları konusunda kesin bilgiye sahiplerse bu onların laedri olmadıkları anlamına gelir. Eğer kesin bilgiye sahip olmadıklarını söylüyorlarsa iddialarının doğruluğu teziyle çelişiyorlar demektir. Her iki durumda da laedriliğin temelsiz olduğu ortaya çıkmaktadır. İnadiyye denilen grup ise varlığın gerçekliğini inkar konusunda laedriyye gibi duraksamayan, gerçekliği kesin şekilde inkar edenlerdir. Onları laedriyyeden ayıran husus, ikincilerin eşit güçteki deliller karşısında besledikleri şüphenin kesinlik taşıdığı iddiasıdır. İndiyye ise eşyanın gerçekliğinin inançlar (itikad) tarafından belirlendiğini ileri sürer. Bu telakkiye göre her grubun görüşü kendince doğru olup karşıtlarına göre yanlıştır. Bunda bir saçmalık yoktur; çünkü hiçbir şey kendi başına doğru olamaz; daima bir izafilik söz konusudur. Cürcani de öteki kelamcılar gibi sofistlerin bir ekol olduğunu düşünmektedir (Şerĥu’l-Mevaķıf, I, 81). 13
***
14
Ölüm ve öte Alem
Üç Alem İnancı İnka haçı : Chakana
İnka inanışına göre ölüm bir son değildi. Ölenlerin ruhları öte aleme geçerdi. Birçok kaynağa göre, İnkalar’da ruh göçü (reenkarnasyon) kavramı mevcuttu. Öte alem yaşamında iyi bir yer edinmek için dünyadayken ama sua, ama llulla, ama chella ("çalmamak, tembel olmamak ve yalan söylememek") denilen üç ilkeye uymaları gerekiyordu.
Diğer şamanist kültürlerdeki klasik yaşam ağacı ve üç alem kavramlarına İnkalar’da da rastlanmaktadır. Üç alem inanışı İnkalar’da "İnka haçı" denilen Chakana sembolüyle simgelenirdi. Üç alem, semboldeki üç ayrı seviyeyi gösteren üç basamakla simgelenirdi. Bunlar Hana Pacha (tanrıların bulunduğu semavi alem), Kay Pacha, (yaşadığımız orta alem) ve Ucu ya da Urin Pacha (yeraltı tanrılarının hükmettiği, ölenlerin ruhlarının uğradığı yeraltı alemi ya da cehennem). Haçın ortasındaki delik şamanın üç alem arasındaki yolculuğunu gerçekleştirdiği Yer’in eksenidir.Şamanın bu ruhsal yolculukları yapabilmesi için transa geçmesi gerekirdi. Bu üç alem, hayvan sembolleri (yılan, puma, kondor) kullanılarak da temsil edilirdi. 14
***
15
Genel bakış
Sünnilik ve Şiilik arasındaki farklılık, Şiiliğin Muhammed’den sonra ilk yöneticinin hem peygamberin vasiyetiyle, hem de ilahî seçimleAli bin Ebu Talib olması gerektiğine inanılmasıdır. İsnaaşeriyye’de son imam olan Muhammed Mehdi’nin çocukken kaybolup bugüngayba halinde bulunduğu ve ilerde tekrar Mehdi olarak Dünya’ya geleceğini kabul ederler. Takriben Şiilerin %85’i Onikici olup Şii Müslüman denirken genelde İsnaaşeriyye’den olanlar kastedilir.
İsnaaşeriyye inancına göre;
İslâm peygamberi Muhammed Mustafa’nın kızı Fâtıma ve dâmâdı Ali soyundan gelen On İki İmam kanalıyla gelen sözlerihadis olarak kabul eder ve bunları en güvenilir olarak görürler.
Bilhassa İslâm peygamberi Muhammed’in kuzeni, dâmadı ve peygamberin ilk hanımı olan Hatîce’den sonra İslâm’ı ikinci olarak kabul eden, Ehl-i Beyt’in başı ve peygamberin bugüne kadar gelen soyunun tek babası olan Ali’nin teselsülünüSünnîlerin hilâfına Hilâfetin yerine esas kabul ederler. Onlara göre Ali, Müslümanların çoğunluğunca kabul edilen dördüncü halife olmaktan ziyade ilâhî tasdik edilmiş ilk imâmdır. Bu imâmlara "İlâhî Halîfeler" de derler.
Fıkıh usûlü olarak kıyas yerine aklı kabul ederek içtihadı önemserler.
Sünnîlerin makbul halife kabul ettikleri Ebu Bekr-i Sıddık, Ömer bin Hattab ve Osman bin Affan kanalıyla gelen hadisleri kabul etmez, onları model almazlar.
Muhammed ve kızı Fatıma Zehra’nın yanı sıra Oniki imama mâsumluk ve yanılmazlık atfederek sadece bu grubun sözlerini ve örnekliğini kabul ederler. 15
***
16
Hayat Değerleri
Onlar Dokuz Yüce Meziyete uyarlar: Cesaret, Gerçek, Onur, Sadakat, Disiplin, Konukseverlik, Çalışkanlık, Kendine-Güven ve Azim. Aile onlar için çok değerlidir ve el üstünde tutulur. Etnik olsun, dillere dayalı olsun, ırklara ya da cinsiyete dayalı olsun, her tür ayrımcılığı ve taraf tutmaya şiddetle reddederler.
Orijin: İnsalık tanrılar tarafından yaratılmıştır. Odin, Vili, bir de Ve adlı üç kardeş tanrı iki ağaçtan insanlığı yaratmışlardır ve birinin ismini Ask ve diğerininkini de Embla olarak belirlemişlerdir. Bir başka tanrı, Rig dünyaya ziyaret etmiş ve sosyal sınıfları oluşturmuştur.
Yaradılış Hikayesi:Voluspa (Peygamberlerin Kehaneti) adlı bir şiir Asatru inancına göre evrenin yaradılış hikayesini anlatmaktadır. Şiire göre en başta Muspelheim (Ateşin Ülkesi) ile Niflheim buzlar ülkesi arasında Ginnungigap diye anılan boşluk vardır. Daha sonra ateş ve buz birbirlerine doğru yaklaşmaya başlarlar ve çarpıştıklarında evren ortaya çıkar. Odin, Vili bir de Ve daha sonra öldürdükleri bir devin vücudundan dünyayı yaratırlar.
Ölümden Sonrası: Savaşlarda ölüdürülenler Valkyrie’ler tarafından Odin’in sarayı Valhallaya görürülür ve burada, onlar hergün kesilen ve yeniden dirilen bir domuz olan Särimner’i yerler. Kim ki kötülükler ve hainlikler yaparak ömrünü geçirir, o Hifnel’de yaşamaya gönderilir. Her ne kadar bu yer ismiyle de hristiyan cehennemini (hell) andırıyorsa, onunla hiçbir ilgisi yoktur. Sonsuz bir durgunluğun ve barışın olduğu bir yerdir Hifnel. 16
***
17
Mezhebin Doğusunu Hazırlayan Faktörler ve Tarihçesi:
İslâm’da ıtikadî meselelerin gündeme gelip tartışılmasına sebep olan ve neticede ıtikadî mezheplerin doğusunu hazırlayan çeşitli faktörler vardır. Bunlar ayni zamanda, bir ıtikadî mezhep ve yeni bir düşünme biçimi olan Mu’tezile mezhebinin dogmasına da zemin hazırlamıştır.
Bu faktörlerin basında, Müslümanlar arasında zuhur eden ihtilaf ve çekişmeler yer almaktadır. Çok ciddi boyutlara ulasan bu ihtilaflar neticesinde bir takım yeni meseleler ortaya çıkmış ve tartışılmaya başlanmıştı. Bu meseleler için teklif edilen çözümler, ıtikadî fırkaların dogmasına neden olmuştur. Müslümanlar arasında hararetle tartışılan meselelerden birisi de mürtekibe-i kebîre’nin durumu idi. Haricîler, mürtekibe-i kebîre’nin kâfir olduğunu iddia ederken, Mürciîler, mü’min olduğunu iddia ediyorlardi. Vâsil b. Ata ve taraftarları ise, meseleye "el-menzile beyne’l-menzileteyn* (iki yer arasında bir yer)" prensibiyle yeni bir çözüm sekli teklif ediyordu. yaygın olan rivayete göre, bu çözüm önerisi ile Mu’tezile mezhebi ortaya çıkmış oldu. Bu durumda Mu’tezile, Müslümanlar arasında zuhur eden yeni meselelere yeni bir bakış açısını ifade etmektedir.
Mu’tezile’nin doğusuna zemin hazırlayan amillerden birisi de, Islâm dininin fetih politikasıyla ilgilidir. Müslümanlar çok kısa bir zaman zarfında Arap Yarımadasını asarak bir çok ülkeyi kendi topraklarına kattılar. Değişik kültür ve dinlere mensup olan bu ülkelerin ilhakı ile, bir takım yeni problemler ortaya çıktı. Bu ülke halklarından İslam’ı kabul edenler yanında etmeyenler de vardı. Kabul etmeyenler mensup oldukları dinlerin savunmasını yaparken, kabul edenler de, eski kültürlerinin etkisinden tamamen kurtulamıyorlardı. Köklü bir geçmişe sahip olan Yahudilik, Hristiyanlik, Seneviye, Zerdüştlük gibi din ve görüşler, zaman içerisinde müesseseleşmiş ve belli bir savunma mekanizması da geliştirmişlerdi. Islâm dini için henüz böyle bir mekanizma mevcut değildi. Çok geçmeden Müslümanlarla tartışmaya dalan yabancı unsurlarla başedebilmek için güçlü bir diyalektik (cedel) yönteme ihtiyaç vardı. İste bunu hisseden ve bu doğrultuda yöntem geliştirmeye çalışan ilk alimler Mu’tezilîler olmuştur. Mu’tezile, yabancı kültürlerden de istifade ederek Islâm düşüncesine Kelâm metodunu getirmiştir. Gayri Müslimlere karşı İslam’ı savunma ve akideleri aklî bir platformda değerlendirme yolundaki takdire sayan Mu’tezile gayret İslam düşüncesine yeni bir renk katmıştır.
Mu’tezili düşüncenin temel esprisi; Islâm akaidini aklî tefekkür zeminine oturtmak ve akılla çatıştığı anda nassi aklin istekleri doğrultusunda tevil etmektir. Naklî düşüncenin yanında, zaman içerisinde aklî düşüncenin de teşekkül etmesi; akli rehber kılan bir zümrenin ortaya çıkması tabii bir durumdur. Bu durum, dinlerin normal seyri içerisinde tabii ve zorunlu bir merhalenin ifadesidir. İslam düşüncesinin bu merhalesinde aktif rol oynayan ve dolayısıyla felsefi düşünceye ve yeni ilimlere rağbet gösteren ilk kişiler Mu’tezilîler olmuştur (İrfan Abdülhamit, a.g.e., s.121 vd.; Bekir Topaloglu, a.g.e., s. 171; Kemal Işık, a.g.e., s. 28; Muhammed Ebu Zehra, İslam’da Siyasi ve Itikadi Mezhepler Tarihi, Çev. E.Ruhi Figlali, Osman Eskicioglu, İstanbul 1970, s.180 vd.). 17
1,2,3 www.turkcebilgi.com/yahudi_dualar%C4%B1
***
4 www.meryemana.net/misc/goklerdeki-pederimiz
5 www.meryemana.net/misc/inanirim-0
6 www.meryemana.net/misc/aziz-fransua-duasi
***
7 www.islamveihsan.com/kenzul-ars-duasi-nedir-ne-icin-okunur.html
***
8 www.dunyadinleri.com/dunya-dinleri/hinduizm-kutsal-metinleri/oku_hinduizm-kutsal-metinleri-vedalar
9 www.dunyadinleri.com/dunya-dinleri/hinduizm-kutsal-metinleri/oku_hindu-kutsal-ilahi-bilgisi-kitabi-rgveda
10 www.dunyadinleri.com/dunya-dinleri/hinduizm-kutsal-metinleri/oku_hindu-sihir-formulleri-bilgisi-atharvaveda
11 www.dunyadinleri.com/dunya-dinleri/hinduizm-kutsal-metinleri/oku_hinduizm-mistik-kitabi-upanisadlar
***
12 www.dunyadinleri.com/dunya-dinleri/taoizm/oku_taoizm-temel-kavramlari
***
13 www.dunyadinleri.com/dunya-dinleri/agnostisizm/oku_laedriyye-akimi
***
14 www.dunyadinleri.com/dunya-dinleri/amerika-kabile-dinleri/oku_inka-dini-inanclari-ibadetleri-ve-tanrilari
***
15 www.dunyadinleri.com/dunya-dinleri/siilik-veya-si-mezhepleri/oku_isn-aseriyye-onikicilik-on-iki-imamcilik
***
16 www.dunyadinleri.com/dunya-dinleri/neopaganizm/oku_neo-pagan-asatru-dini
***
17 www.dunyadinleri.com/dunya-dinleri/islam-tarikatmezhepleri/oku_mutezile-mutezile-mezhebi-ortaya-cikisi-ve-prensipleri
YORUMLAR
Nesildaşım anlaşılan elma ile beraber ayvayı da yedik. Üstat doğru söyler:))
Yinsani
Erlik Aldacı
black_sky
Yinsani
Erlik Aldacı
Yinsani
black_sky
Başka ne isteğim var ki ağzımın tadı yerinde olsun bana yeter....
black_sky
Sağlıcakla kalın dilerim.
Saygı ve sevgilerimle her daim.
black_sky
Sağlıcakla kalın dilerim.
Saygı ve sevgilerimle her daim.
Selamün aleyküm abi,
Rahatsız etmezsem iki çift laf da ben edeyim...
Abi iki yol var...bilinç ya da ruh beynin elektriksel manyetik etkileşiminden oluştuysa ...yedik. Hayvandan farkımız yok.
Yok eğer ruh farklı bir şeyden kaynaklanıyorsa ( üflenmiş) ise yine ...yedik.
Yani abi anladığın kazanma şansımız hiç yok, çünkü baştan kaybetmişiz elma tuzağı ile bu durumda.
Selametle abi... hayırlı akşamlar.
Yinsani
yedik valla, ne denir...
şu hint felsefesi inançları konusunda yazsan yazsan sen yazarsın abim, yaz bence..:))
hani hep diyoruz ya hep yaz... hani belki... işte küçücük aklımız da olsa belki kıyıdan köşeden anlar anlatmaya çalışırız..
eksik olmayın efendim..
Erlik Aldacı
Budha seni korusun...
Yinsani
black_sky
Aklını geliştirmeyen, karanlığa yenilir...
Erlik Aldacı
İki de bir durur "susun!" der çevreyi dinler, dinletir. İki de bir eğilir yerden hayvan *oku alır koklar, " bu şu hayvanın şu zaman yapmış" der.... ta sabır da bir yere kadar artık dostum Kılıç ta var yanımızda artık dayanamadı. E...bşrader senin de anlamadığım *ok yokmuş, dedi. Bastık kahkahayı...Lan yıllarca dağlarda gezdim zoruma da gitmiyor değildi hani neyse dostum Kılıç halletti de iş büyümedi.
Yani sende o misal diyosun yani ama benimki belgeli...
Bi çanta dolusu sertifika var...bizim zamanımızda internet yoktu. Yırt yapıştır, çal yapıştır işi yoktu bu yeni moda ellaem.
Yinsani
Düz duvarla anlatılmaz dini mevzular
akılda da kalmaz
daha net olmalı
köşeleri ayakları direkleri bir temeli olmalı
Çok uzun yazmak çok bilmek değildir asla unutma
saygımla...
Yinsani
güzel nasihatler için çok teşekkür ederim..
eksik olmayın efendim...