DÜŞÜNCELERİM
Evlere kapandık. . .
Haliyle yapacak çok şey yok. Eskiden olsaydı karşı komşuyla camdan cama da olsa çıkar kısa bir sohbet ederdik: Yalan yok. Ya şimdi? Karşı komşumuzla utangaç tavırla bir kısa merhabayla başımızı önümüze eğip evlerimize giriyoruz. Suç ve suçlu kim? Modern hayat. Hayat giderek insanlara böyle bir yol çizdi bizlerde bu yolda yürümek zorunda kaldık. Hani arnavut kaldırımları dedikleri yollar falan hiç biri yok artık. Hepsi hikaye oldu bitti gitti, yakında kaldırımlar bile yok olursa şaşırmayın. Öyle ki; insanların birbirine selam verip yürüyecek yolları bile kalmayacak inanın. Bu sözüm aklınızın bir kenarında küçücük bir not olarak kalsın.
Gelelim düşüncelerime. . .
Haliyle yapacak çok şey yok demiştim. Ne yapıyoruz, ya internete giriyoruz, ya yemek yapıyor kilo alıyoruz, ha bir de film ve dizi izliyoruz şu meşhur paralı kanallardan. Ya sonra? Sonra ne oluyor biliyor musunuz, yapışıp kalıyoruz oturduğumuz yere. O ona vuruyor, öteki ona. Amanın o ne öyle uçaklar dolusu dolarlar havalarda uçuşuyor biz aval aval izliyoruz. Sonra başka diziye geçiyoruz avalız ya, olsun evdeyiz hem izleyelim olsun. Adamların uçakta yakıtları bitecek eyvah ne yapacaklar, acil durum hemen biri uçağın tepesine çıkıyor şampanya açıyor dişleri ile, ya ben o şampanya şişesini açmak için iki elimi kullansam açamam sen nasıl dişinle açtın be kadın? Hadi diyelim açtın, o uçağın mazotunun ne ile çalıştığını hepimiz biliyoruz izleyici aval ama aptal değil ki. Hadi onu da geçelim, sen o uçağın kapısını aralasan uçarsın, ne üstüne çıkması. Yetti gari ama neredeyse Covit 19 olasım geldi.
Geleyim başka düşüncelerime. . .
Ne yalan söyleyeyim. Kemal Sunal filmlerini özledim. Hemde çok.
Gülmeye öyle ihtiyacımız var ki böyle zamanda.
Sağlıkla kalın.
YORUMLAR
Onbaşı olmam hasebiyle karakol komutanı yapmış, Denizlinin Tavas ilçesine göndermişlerdi beni.
Tek türkçe bilen bendim ve Arkadaşlara Türkçe öğretmeye çalışıyordum. Alış verişe çıktık Aşçı yanımda her aldığımız şeyin tek tek ismini ezberletiyordum. Ezberinde bir tek Yeşil biber kalmış Alihan'ın.
Komutan beni çağırdı
-Emret komutanım.
-Oğlum Alihanı kara biber almaya yolladım yaklaşık 4 saat oldu yok bir bakıver.
Emredersin Komutanım .Dedim ve çıktım Tam bahceden çıkacakken Uzaktan geldiğini görüp geri dönüdüm ve durumu Komutanıma bildirdim. Bir kaç dakika sonra Alihan Komutanın yanına girdi. Ardından Tekme tokat sesleri Geçip mutfağa oturdum.
Alihan elinde bir Patlıcan yüzü gözü kıp kırmızı gelip yapıştı yakama Bana nisbetle o zebellah gibi sadece sürükleniyordum. Mutfağa girdik. Tel dolabı açtı oradan bir sivri biber çıkardı
- Bu nedir. diye gürledi.
Şaşkın şakın ve olup biteni anlamaya çalışarak
-Yeşil biber.Diye bildim. Patlıcanı göstererek yine haykırdı.
- Peki bu ne !!!!
-Patlıcan...... Sanırım 4 yada 5 kere beni boş bir cuval gibi sarsarak bu soruyu sordu.
her defasında derin derin nefes alıp burnundan soluyordu. Tekrar bağırdı.
- Allahıma guranıma seni geverteceğim. Bu ne doğri söyle !!
-Vallahi yeşil biber
Patlıcanı kafamda parçalayacak gibi sallaya sallaya.
Ula Allahsız (biberi göstererek) Bu yeşil biber oluyorsun da. (Patlıcanı göstererek)
Bu niye gara biber olmiyorsun .......Deyince bende filim koptu.
Dilerim bu anım dilediğinizin olmasına vesile olur.
Sevgi ve Selam.
Yok yok kazasız belasız atlattık.:) hayırlı geceler.:)
Davidoff
Kusura bakmayın bazı sorunlardan ötürü yorumunuza ancak cevap yazabiliyorum. Aslında ülkemiz gerçekten büyük bir coğrafya. Öyle çeşitli ırkların çocuklarını büyütmüş topraklara sahipki bazen şaşırıyorum, düşünün herhangi bir çiçeği yetiştirmek isteseniz bile ona ayrı toprak almanız gerekiyor. Oysa bizim ülkemiz öyle fevkalede bir coğrafyaya sahipki burada her türlü çiçekler yetişebiliyor.
Teşekkür ederim bu güzel anınızı bizlerle paylaştığınız için.
yeğinadnan
Hayırlı sabahlar.:)
Davidoff
Teşekkür ederim Sn. Özaydın.
Robotlaştık/ özgün düşün(dürmüyor) lar/
Kahkalarla gülüyoruz acınacak halimize/ Ağlıyoruz gülecek halimize/
Kimse ağlamayı istemez/ O halde hepimizin içinde "gülme" özlemi var/
Gülümseyen bir hayat diliyorum size/ tebrik ediyorum/ anlamlı yazınız için...
Davidoff
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim Sn. Şeren.
Kesinlikle katılıyorum size.
Ben de master şef ilan ettim kendimi.
Mutfakla baya kanka olduk.Denemediğim börek,tatlı ve dünya mutfağı kalmadı.Hee bir de kovitle ilgili komplo teorilerini okumaktan küreselcilere karşı bir süre öfkelenmişliğim bile var.
Sevgimle..
Davidoff
Herkes işin ustası olamaz. Mesela ben lahana sarmasını çok severim ama kocaman bir lahanadan ancak 5 veya 6 adet sarma çıkarabilirim. Gerisi doğru turşu yapımına. Ne yapalım şeflik ruhumda yok. Neyseki şimdi bir telefonla sarmanın kralı kapıya geliyor Dilek Usta, diyorumki zavallı annem boşuna saatlerce uğraşmış tencerelerce sarıp durmuş. Ha 5 adet, ha koca tencere ikiside lahana sarması değil mi?😁
Canının kıymetini bil yeter.
Kankan mutfak değil, aynan olsun. Sevgimle.
Korona da korona olmamı saymazsak 1,5 senede 2 yıllık açık öğretim fotoğrafçılık ve kameramanlık bölümünü 2. Üniversite olarak bitirdim. Son sınavıma bu gün online olarak girdim. Bilgisayardan ders çalışmaktan boyun fıtığı oldum ama olsun.
Sevgilerimle efendim.
Davidoff
Ben şimdi sana iki insandan bahsetmek istiyorum. 1.si hiç üniversite bitirmemiş ama çenesi müthiş laf yapan biri. Bugün Türkiyenin en tanınmış özel okullarında, genel müdür yardımcılığı yapıyor ve aldığı maaşla en az 20 - 25 aile geçinir.
2.si iki üniversite bitirmiş, ikisinden de master yapmış ama hiç birinden iş bulamamış. Sonunda diplomalarını PVC kaplatıp üstünde soğan doğrayan biri.
O yüzden şunu unutma ''Hayat Diplomadır.'' Diploma hayat değildir.
Diploma için yıllarını yok etme.
Fatma Oral
Aslında hedefimde bir yerde genel müdür falan olmak yok. Birkaç yıl önce Yağlıboya yaparken fotoğraf sanatına merak sardım. Sonra bir kursa gittim makine aldım ve çekimlere başladım. Derken bu işin inceliğini merak ettim. Artık her şey online olduğu için en iyisi online açık öğretime müracaat edeyim dedim. En kötü sertifika kursları bilmem ne kadar para hem ekonomik hem de sonuçta akademik bir durum. Bu arada 35 yıl çalışmış emekli memurum. Artık çalışmayı düşünmüyorum.
Ülkemizdeki diplomasızlar saltanatına gelince ne yazık ki çok üzücü. Pırıl pırıl evlatlar işşiz sokakta. Ancak az kaldı kıyamete.
Ayrıca uzman doktorlar alzaymır olan kayınvalideme 85 yaşından sonra roman okutturuyorlar. Yani akıl sağlığımız için de okumanın yaşı yok.
Hayat çok kısa. Herkes sevdiği işi yapsın.
Sevgilerimle.
Ben ne yapıyorum biliyor musun Davi?
Hanıma diyorum ki:
"Ben bir kelime söyleyeceğim sen de o kelimenin son harfiyle başlayan bir kelime söyle.
Oyun devam eder iken o boş bulunup SULU diyor. Bende ULUDAĞ deyip basıyorum kahkahayı. Kızıyor tabii. Hatta küsüyor bile...
Sonra ikimize de birer kahve yapıyorum. (Çok güzel yaparım kahveyi)
Barışıyoruz.
Kafayı yiyeceğiz kafayııı...
Selam, saygı ve sevgiyle.
Davidoff
Kendinize güzel ve keyifli vakit geçirecek bir oyun bulmuşsunuz.
Biliyor musun Bedri Ağabey benimde en sevdiğim şeydir kahve. Hele ki yeni açılmış paket kokusu. Afiyet olsun. Yorum için teşekkür ederim.
Sağlıkla kalın efendim.
Davidoff
Önce güldürür sonra düşündürürdü.