- 350 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Uzaylı Aklı Ütopya
Uzaylı Aklı
Uzaylı dendiğinde, Dünya dışı varlık akla geliyor. Aslında Dünya, uzayda olduğundan hepimiz, uzaylıyız!
Uzay, mekanı yani maddeyi ifade eder; uzaylı da maddi bir varlığı. Uzay- zaman ilişkisi de maddenin yapısındaki "Entropi" gibi düşünülebilecek olan değişimini veya kararsızlığını ifade eder. Madde bildik anlamda var olduğunda, zaman başlar yani "Eskime" başlar. Düzensizliğe doğru bir akış gibi. "Boşanmaların nedeni, evlenmek!" şeklinde şaşırtıcı ama doğru ifadeyi duymuşsunuzdur. Bekar için boşanma, anlamsızdır. Madde için de durum böyle; madde olmasaydı, zaman da olmayacak idi. Yani zaman, sadece madde için geçerli. "Bilgi" için değil ama madde üzerinde taşınan bilgi madde eskidiği için eskimiş sayılıyor yoksa bilgi bizzat eskimiyor. DNA daki bilgiye, DNA yapısını oluşturan moleküllerin yapısının zamanla bozulması yüzünden ulaşılamıyor. İnsan dahil nesli devam eden canlılardaki "Bilgi", DNA yapılarında nesilden nesile aktarılıyor. Yani bilgiyi taşıyan madde, devamlı yenileniyor. Kil tabletten, taşa; taştan, kağıda; kağıttan, plağa, banda, diske, belleğe aktarılıyor. Bilgiyi taşıyan madde eskidiği için devamlı tazeleniyor.
Bilgi, tüm işleyişin esası. DNA yapısındaki "Bilgi", canlılığın bilgisi. Genel olarak madde için "Bilgi" nasıl işliyor. Maddenin en küçük taneciği "Yapı taşı", dizilim ile maddeyi oluşturuyor. Atom altı parçacıklar, elektron ve çekirdeği oluşturuyor. Temel, pozitif negatif yükleri, "Bilgi" ile dizilmiş, bilgi taşıyan yapıları var. Bilginin kaynağını "Hiçlik" veya "Hep" olarak olarak boyutsuz düşünebiliriz. Dileyen bu kaynağa dilediği ismi verebilir, bunda bir sorun yok. Yani kaynaktan eksilme olmaz, artma da olmaz!
Uzay- zaman ilişkisi, uzayın varlığı ile zamanın uzaya göreceli var olması şeklinde. Yani maddeye göreceli, zaman oluşuyor. Zaman, maddenin ürünü ya da maddeyi etkileyen bir unsur. Maddenin oluşmasını kendimizce ifade edebiliyoruz. Maddenin bilgi ile "Hücre" oluşturması, hücrelerin "Organ", organların "Canlı" oluşturması da "Bilgi" ile! Bu bilginin aşama aşama ilerlemesi veya açığa çıkması gibi. Cansız olarak bilinen şeylerin de bilgi ile oluşan atomik dizilimleri var. Moleküler dizilimleri var. Kısaca "Bilgi", uzay- zamanı oluşturan temel unsur.
Bilgi, tazelenerek aktarılıyor! Aklıma şu soru geldi; "Bilgi, sabit mi?" Kaynak hep- hiç- sonsuz ise "Bilgi" de sonsuz olacaktır. Bu aktarımlar, sonsuz bilgiyi tekrar ediyor ve kaynağı bu tekrar ile kullanıyor veya açığa çıkarıyor gibi. Sonsuz bilginin, ne kadarı hangi maddi araçta tekrar ediliyor ise o, bilginin izafi sınırı olacaktır. Yani bilgi, madde ile sınırlı. Daha doğrusu bilginin kaydedildiği maddenin analizi ile sınırlı. Tablet okumasına benzer bellek okuyucusunun sınırı gibi. Bilginin sonsuz olduğu evrende, sınırlı alan ve sınırlı hacimde sıkışıp kalmak, nasıl oluyor. Maddi hacimde sıkışmak ilkellik ise fikirsel alanda sıkışmak ne? Bence, fikirsel alanda sıkışmak, maddi hacimde sıkışmaktan ayrı düşünülemez! Bilgi kaynaktan çekilirken ikisi işliyor. Maddenin alt parçacıklarını incelemek, uzayı incelemekten ayrı düşünülemez. Birinde büyüklük bilinmiyor, diğerinde küçüklük bilinmiyor; inceleniyor.
Ütopya, "Aslında olmayan, tasarlanmış, ideal."
Herkesin bir ütopyası olabilir! Kimsenin ütopyası, kendine göre, diğerinin ütopyasından daha aşağı veya değerli değildir. Yani kendi ütopyasını dayatmak fikri, sorun çıkarır!
"Aslında olmayan", hayalde olan gibi. Bir şeyin hayalde olması, aslında olmamasıyla engelli değildir. Yani hayal et, aslında olsa da olmasa da bu senin için mümkün!
Sorun şurada; birilerinin ütopyası ile sınırlı kalmak! İnsan, neden başkasının düşüncesine mahkum olsun ki? Herkes kendi düşüncesini oluşturur, başkalarını da buna mahkum etmez.
İdeolojik ve bazı dinsel öğretilerde, bazı kişilerin ütopyasına bağlı kalmak hatta mahkum olmak zannı vardır. Bir kişi veya ideolojinin esiri olarak yaşamak veya onun ilkelerinin dışına çıkmayı akıldan bile geçirememek! Bu başkalarını da kendi kabul ettiği ütopyaya, mahkum etme hakkını doğuruyor zannını gibidir! Belirlenmiş kurallarla, "Başkalarının ensesinde boza pişirme" arzusu. Böyle bir yetkinin var olduğu zannı!
Aslında olmayan bir şeyin hayali, çok masum! Hayale, sınır yok! Ama kendi hayaliyle başkasının hayaline sınır da olmamalı! "Sana sınır yok ise bana da yok!" Yani ne sen beni kendi ütopyanla sınırla, ne de ben seni kendi ütopyama mahkum edeyim!
Son tahlilde; herkesin bir ütopyası olabilir! "Olmalı" demiyorum, olmak zorunda değil! Kendi ütopyamız veya kabul ettiğimiz, ne kadar değerli ise başkalarının ütopyası da o kadar önemlidir! Dayatma olmadığında "Hukuk" ve "Adalet", zaten kendiliğinden işleyecek. "Başkalarını dizayn etme" fikri, sorun çıkarabilir! Başkalarına fikir yayma, masum; başkalarını dizayn etme, sorunlu! Bilginin evreni nasıl açığa çıkardığını gözlemek, evrendeki yerimiz veya etkimize dair bir ip ucu verebilir. Zaten başka bir çıkış yolu da yoktur. Yani bilgiden öte bir etki ile insanlar için yaşamsal gerekler sağlanabilir ise sorun yok! Yoksa insanlık, aklını kullanarak sınırsız olan bilgi ile kendi genetik devamını sağlamaya çalışacak ve bunun gereklerini de üretecek. Kısaca "Uzaylı aklı" da "Dünyalı aklı" da aynı sonsuz kaynağı kullanacak. Dünyalıların göz önündeki bilgileri pas geçip gözünü uzaya dikmesi, uzaylı aklının kendilerinden daha üstün olduğu zannına yol açar. Bu da kısır döngü sebebi; üstün akıllı istilacı uzaylıların korkusunu yaşayan da olacaktır! Yukarıdaki iyiliksever üstün akıllı diğer uzaylılardan medet uman da çıkacaktır.
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.