- 382 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
İHSAN ELİAÇIK.
İHSAN ELİAÇIK.
Araştırmacı-yazar. 23 Aralık 1961, Kayseri doğumlu. Tam adı Recep İhsan Eliaçık’tır. İlk, orta ve lise tahsilini Kayseri ve Kırşehir’deki değişik okullarda tamamladı (1980). Erciyes Üniversitesi İlâhiyat Fakültesine girdi (1985), İlahiyat Fakültesi’nden ayrılarak bağımsız yazarlık hayatına başladı... (1988). Düşünce ve yazı hayatını sürdürerek yirmi aşkın kitap yayımladı.
12 Eylül öncesi Millî Türk Talebe Birliği (MTTB) ve Akıncılar gibi İslâmcı gençlik grupları içinde aktif olarak yer aldı. Mamak Askeri Cezaevinde Akıncılar / Akıncı Gençler ana davasında bir yıl tutuklu kaldı, beraat etti (1981).
1989 yılında Kayseri’de Çizgi Yayınlarını kurdu ve Kayseri Gündem adıyla on beş günlük yerel bir gazete çıkardı. Daha sonra İstanbul’a yerleşerek bir grup arkadaşıyla birlikte aylık Değişim dergisini çıkardı (1993-99). Altı yıl bu dergide yazıları yayımlandı, kapanana kadar genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Kayseri’de Birlik FM kurucularının arasında yer aldı. 28 Şubat süreciyle birlikte aleyhine otuzu aşkın dava açıldı. Çoğu radyo, köşe yazısı ve miting konuşmalarından açılan 312. madde davalarından toplam altı yılı aşkın ceza aldı. Basın Yoluyla İşlenen Suçların Ertelenmesine Dair Kanundan yararlanarak infazı üç yıl ertelenerek şartlı salıverildi (2000).
Son yıllarda, Yarın dergisinde kapanana kadar 4 yıl, Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı Söz ve Adalet dergisinde kapanana kadar 8 ay, Gerçek Hayat dergisinde iki yıl yazdı. Evli ve beş çocuk babası. Arapça ve İngilizce biliyor, İstanbul’da yaşıyor.
İhsan Eliaçık, Müslüman zenginlerin lüks, ve israf içinde yaşamalarını şiddetle eleştirerek, gönüllü dostlarıyla lüks otellerdeki gösteriş iftarlarını protesto etti. İslamın Ebu Zer yorumunu överek, kapitalist yorumuna karşı çıktı:
“ Çünkü din, (…) tarih boyunca zenginlerin eline geçmiş, servet sahipleri dini kafalarına göre yorumlamış ve istemediklerini sonraki nesillere aktarmamışlar. Şu anki dini kültür de oradan gelir. İşte o Ebu Zer der ki, “Aç sabahlayıp da kılıcına sarılmayana şaşarım.” Allah’ın kulu yeryüzünde aç, hiçbir şey yok yiyecek. Ama yan tarafta birileri var ve onlar sefa sürüyor. Bunu görüp de kılıcını çekmeyene şaşarım diyor. Çünkü en büyük hak aç kalmamaktır. Ama hiçbir Batılı metinde insanların aç kalmama hakkı vardır diye bir şey geçmez. Hatta şu anda Habitat toplantılarında Avrupalı insan hakları metinlerine bu kelimeyi sokmuyorlar. Mesela ‘insanların barınma hakkı vardır’ cümlesini metne girmiyorlar. Çünkü bunu söylediklerinde devletler sağlamak zorunda kalacak. Ama şunu diyorlar; ‘insanların barınma hakkı için fırsat eşitliği hakkı vardır’. Mesela benim düşündüğüm adalet devletinde, şu anda öyle bir devlet yok da… Onunla ilgili bir kitap yazdım zaten, ‘Adalet Devleti’ adında.”